Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.412.492

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Ölümü Hatırlamak, Haram Işlemeye Cesareti Azaltır!

İbrâhîm bin Ebî Bekr Tilmsânî hazretleri Mâlikî fıkıh âlimlerindendir. 609 (m. 1212)’de Cezayir’in Tilmsân şehrinde doğdu. Endülüs’te (İspanya) Gırnata (Granada) ve Mâleka’da (Malaga) tahsil yaptı. Sonra Fas’ta Sebte’ye yerleşerek talebe yetiştirdi. 690 (m. 1291)’de orada vefat etti. “Urcûzetü’t-Tilmsânî fi’l-ferâiz” isimli eseri feraiz ilmine dairdir. Bu kitabında şöyle yazmaktadır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Çeşme Faciasi

Otlukbeli Savaşi

Diş Kirasi Rekoru

Allah'ın Emaneti

Adalet Ve Tevazu

Adam Olmazsan

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Nasuhi Efendi Ve Mezomorto Hüseyin Paşa

Sakız Adası zaferinden sonraydı. Muhammed Nasûhi Efendi borçlarını ödemekle meşgûl olduğu sırada Mezomorto Hüseyin Paşa konağına dâvet etti. Nasûhi Efendi, Paşanın konağına varınca, Paşa saygıyla ayağa kalkıp kendisine ikrâmda bulundu. Muhammed Nasûhi Efendi, Paşanın bu hareketine hayret etti. Kendi kendine; "Bu ne haldir? Bakalım sonu ne olacak." dedi. Çünkü Mezomorto Hüseyin Paşa, Nasûhi hazretlerine daha önce yakınlık göstermezdi. Bugünlerde ilgilenmesi onun dikkatini çekti. Hüseyin Paşa, Nasûhi hazretlerine hitâben; "Efendi hazretleri! Bize niçin yabancı gibi bakıyorsun. Sakız önündeki muhârebede bize zaferi müjdeleyen siz değil miydiniz?" dedi. Çünkü Sakız muhârebesi sırasında Nasûhi Efendi, MezomortoHüseyin Paşanın bulunduğu kalyona kerâmet olarak gelmiş, zaferi müjdeledikten sonra kaybolmuştu. Sakız muhârebesi sırasında bu müjdeyi veren kimsenin Nasûhi hazretleri olduğunu bilen Hüseyin Paşa, o gece, onu konağında misâfir edip izzet ve ikrâmlarda bulundu. Ertesi sabah dergâh inşâası sebebiyle olan bütün borçlarını ödediği gibi, dergâhının çeşitli ihtiyaçlarını da temin etti. Böylece Nasûhi Efendinin kimseye borcu kalmadı.Tamâmen Nasûhi Efendinin mülkü olan dergâhta, Cumâ namazı kılınmaya başladı. 1704 (H.1116) senesinde Veziriâzam Dâmâd Hasan Paşa bu dergâha imâm, hatib, müezzin, kayyım tâyin ettirdi. Diğer ihtiyaçları için de günlük yüz elli akçe tahsisat ayırttı. Ayrıca Hadice Sultan ve Vâlide Atik Sultan vakıflarından bu dergâhın ihtiyaçları için gelir tahsis edildi. Dergâhta bulunan dervişlerin her türlü ihtiyaçları temin edildiği gibi, dergâha her gün gelen misâfirler ağırlandı.

Vehbi Tülek

Aslan Öldü!...

Vehbi Tülek

AlÂeddîn Ali Esved KarahisÂrî

Vehbi Tülek

Yunan Subayi Ve Pir Emir Sultan

Vehbi Tülek

Bursa'nın Yunan işgâli sırasında, bir Yunanlı asker, Pir Emir'in türbesine girerek, ata biner gibi mezarın üzerine çıkıp, kötü sözler söylemeye başladı. O anda askerin ayakları kurudu. Feryâdı üzerine arkadaşları tarafından türbeden çıkarıldı. Durum Yunan komutanına bildirilince, Pir Emir'in türbesinin bulunduğu çevre Yunan askerleri için yasak bölge ilân edildi.Yine Yunan işgâli sırasında Pir Emir mahallesine bakan korucu, bir gün elindeki sopası ile Pir Emir'in mezarı üzerine vurarak; "Mâdem velisiniz neden Yunanlıları Bursa dan kovmuyor sunuz? Bu nasıl veliliktir?..." şeklinde konuşunca, korucu rüyâsında Pir Emir'i görür. Pir Emir ona; "Vatan ve iffeti korumak size âittir. Canlılar ne gün için var. Biz mi gerek..." der. Sonra korucuya bir tokat atar. Sıçrayarak uyanan korucunun ağzı çarpılır ve kısa zaman sonra ölür.

Ezan Okuyana Ağaç

Vehbi Tülek

Kabakçi Mustafa İsyÂni

Vehbi Tülek

Kanuni Ve Alvan Hamevi Hazretleri

Vehbi Tülek

Sultan Bayezid Ve Arab Molla

Vehbi Tülek

26 - Şehitler Hakki İçin

Vehbi Tülek

103 - Sultan Ii. Mustafa Ve Ulaş Zaferi

Vehbi Tülek

Ii. Abdülhamid Han'in İmzasi

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

yüksekten Atanlar Kimlerdir?

Ahmed bin İshak hazretleri, Şâfii mezhebi fıkıh ve hadis âlimlerinin ve evliyânın büyüklerindendir. 871 (H.258) senesinde doğdu. Nişâbûr halkındandır. İlim öğrenmek için Horasan, Bağdat, Basra, Mekke ve daha başka yerleri dolaştı. 57 sene Nişâbûr'da ikâmet etti. 953 (H.342) senesinde vefât etti. Sıbgi (veya Dubai) adı ile meşhûr olmuştur.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Suriyeli Velî Ali Kazvânî

Vehbi Tülek

İslam âlimlerinin büyüklerinden olan Ali Kazvâni (Kizvâni) hazretleri, Suriye'nin Hama şehrinde doğdu. Gençliğinde Seyyid Ali bin Meymun Magribi adlı büyük bir zâtın talebesi idi. Bir gün, üzgün bir hâlde memleketini terk edip, batı tarafına gitti. Şeyh Seyyid Ali'nin vefâtından sonra halifesi olan Şeyh bin Arafa, Seyyid Ali'nin talebelerinden Şeyh Alvân'a mektup gönderdi. Mektupta;
"Cenâb-ı Hakk'ın kapısından hiç kimse kovulmaz. Hocamız Seyyid Ali'nin, Ali Kazvâni'yi kovmaktan maksadı, terbiye ve hâlini düzeltmesi içindi. Siz onu niçin kabûl etmiyorsunuz?" diye yazıyordu...

Allah Katında Ne Büyük Değerin Var

Vehbi Tülek

Hiçbir Lüzum Yokken Mezhep Değiştirmek

Vehbi Tülek

Yûsuf bin Nâdir Mayorki hazretleri hadis ve şafii mezhebi fıkıh âlimidir. İspanya'daki Mayorka adasında doğdu. 523 (m. 1129)'da İskenderiyye'de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Hanımla Iyi Geçinmek Dinimizin Emridir!

Vehbi Tülek

Bugün Böyle Bir Zât Yok!

Vehbi Tülek

Bizanslı General Yorgi'nin Imânı!

Vehbi Tülek

Öyle âyet-i Kerîmeler Indirmekteyiz Ki

Vehbi Tülek

Dünyâya Düşkün Olan Muradına Kavuşamaz

Vehbi Tülek

böyle Kimseler Gizli Düşmandır

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Senin Nasibin Diyar-i Rum’dadir

Senin Nasibin Diyar-i Rum’dadir

Niyâzi-i Mısri, devamlı ibâdet ve tâatla meşgûl olduğu sırada, bir gece rüyâsında Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretlerini gördü. Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri büyük bir taht üzerinde oturmaktaydı. Etrâfına talebeleri toplanmıştı. Niyâzi-i Mısri, kendisini onların arasın da görünce, hayâsından dışarı çıkmaya yol ve fırsat aradığı bir sırada, Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri, onu yanına çağırıp, bir kese altın hediye verdi ve; "Senin nasibin diyâr-ı Rûm'dadır. Mısır'da değildir." buyurdu. Ertesi gün Niyâzi-i Mısri bu rüyâsını hocasına anlatın ca, hocası hemen ona hilâfet verdi ve duâ etti. Bunun neticesinde Niyâzi-i Mısri 1646 sene sinde Mısır'dan ayrılarak İstanbul'a gitti. İstanbul'da Sultanahmed Câmii civârında Sokullu Mehmed Paşa dergâhında ikâmet edip, uzun süre riyâzette kaldı. Kaldığı odada çok gözyaşı döktü. Halil Paşa, Niyâzi-i Mısri hazretlerinin kaldığı odanın döşemelerini yenilemek için teşebbüste bulunduğu zaman, Niyâzi-i Mısri hazretlerini rüyâsında gördü. Rüyâda "Gözlerimin yaşı ile yıkanmış olan tahtaları muhâfaza ediniz." diye emretmesi üzerine, tahtalarını muhâfaza etmek sûretiyle odayı tâmir etti.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Abdullah El-acemî

Vehbi Tülek

İmanı Ona Kafidir

Vehbi Tülek

"kılıcını Değil Kınını Öpmüşlerdir!"

Allah Diyen Genç

Bereketi Var Mı?

Padişah Ve At

Dinini Dünyalığa Alet Edenin Sonu

Helvaci Çocuk

Geç Gelen Kurtarıcı

Vehbi Tülek

Cennetlik Hanım Isteyen...

Vehbi Tülek

Bu Dünya Ona Da Kalmaz

Vehbi Tülek

Terbiye Yaratilişa Bağlidir

Vehbi Tülek

Karşılık Beklemiyorum

Vehbi Tülek

Deniz Üzerinde Yürüyüp Sahile Doğru Gitti

Vehbi Tülek