Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.556.740

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Ehl-i Sünnet Itikadının Temel Esasları

İshâk bin Muhammed Semerkandî hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Semerkand’da doğdu. Fıkıh ve kelâm ilmini, meşhûr âlim Ebû Mensûr Muhammed Mâtürîdî’den tahsil etti. Ebû Bekr Verrâk ve zamanındaki Belh evliyâsı ile sohbet etti ve onlardan tasavvuf ilmini öğrendi. 342 (m. 953) senesinde vefât etti. Çok kitap yazdı. Eserlerinden “es-Sevâd-ül-a’zam” kitabında, bir insanın “Ehl-i sünnet vel cemâatten olabilmesi için, altmışbir temel esâsı kabûllenmesi gerekir. Bu temel esaslardan bazıları şunlardır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Osmanlilarda Toplu Taşima Kurallari

6 Aralık 1909 târihinde kabul edilen "Dersaadet Otobüs ve Omnibüs Osmanlı Anonim Şirketi Şartnâmesi" şu maddelerden ibâretti: · Otomobil, otobüs, omnibüs ve emsâlinin modeli, taşıyacağı yolcuların miktarı belediyenin izniyle olacaktır · Arabaların miktarı belediye tarafından tâyin ve gazetelerle ilân edileceği gibi, numaraları üstlerine yazılacaktır.· Sırf kadınlar için ayrı olarak kâfi miktarda arabalar bulunacaktır.· Sokaklarda beklemek yasak olup her yerde dâire mârifetiyle gösterilen yerlerde (duraklarda) bir müddet durabileceklerdir.· Bilâ-mezuniyet arabaların tatili sebebiyle ahâlinin bizâr edilmesine meydan verilmeyecektir ve târifeden fazla ücret alınmayacaktır. Eşya nakliyesi için ayrıca târife yapılacaktır.· Geceleri yolculardan fazla ücret talep olunmayacaktır.· Köprülerden geçmek için her arabadan köprü ücreti alınacaktır.· Askerlerden yarı ücret alınıp, belediye çavuşları vazifede ücretsiz binecektir.· Arabaların gerek temizleme ve gerek metanetine ve gerek trenlerin yolunda hareket eylemelerine, zayıf ve sakat atlar koşulmamasına dikkat olunacak. Şehir içinde buharlı her nev'i arabaların sür'ati normal sür'atten fazla olmayacaktır.· Makinistler ve arabacılar ehliyetli olacağı gibi, güzel ahlâklarına dâir belediyenin tasdiki olacaktır· Talep olunan Ruhsatnâme'nin i'ta olunduğu günden itibâren beher araba için senevi târifesi mûcibince 20 kişilik ve fazlası için 1000 kuruş ve 1'den 19'a kadar olanlardan 600 kuruş belediyeye i'ta kılınacağı gibi hâsılat-ı gayr-ı safiyenin umumunda %5 her ay nihâyetinde bilhesap belediye menfa'atine terk ve te'diye edilecektir. Arabalar konforlu olacaktır.· Hususi olarak kiralanan arabalar dahi, diğerleri gibi bu şartlara tâbi olacaktır.

Vehbi Tülek

Haci Bayram-i Veli’nin Sultan Murad’a Nasihati

Vehbi Tülek

Fatih Ve Hocazade

Vehbi Tülek

PiyÂle Paşa Ve Malta Seferi

Vehbi Tülek

Birçok deniz zaferleri kazanmış olan büyük denizci Piyâle Paşa, 1526 Mohaç Seferi dönüşünde saray hizmetine alınarak Enderunda yetiştirildi. Kapıcıbaşı ve Gelibolu Sancak beyliği vazifelerinde bulunduktan sonra Bahriye Beylerbeyliğine yükseltilerek, kırk yaşların da Kaptân-ı deryâ oldu. Bu devirde donanma-yı hümâyûn ve Cezâyir donanması yılın on iki ayında Akdeniz'de seyredip, kuş uçurtmuyordu. Osmanlılar, Avrupa'da büyük devletler arasındaki dengenin bozulmaması için, Fransa Kralı İkinci Fransuva'nın annesinin yalvaran yardım taleplerini karşılamak üzere, Piyâle Paşa kumandasında büyük bir donanma gönderdi. PiyâlePaşa, 1555'te İstanbul'dan hareket etti. Turgut Reis'in de katıldığı donanma yardımda ve fetihlerde bulunarak, geri döndü. 1556-1557 deniz mevsiminde tekrar Akdeniz'e açılan Piyâle Paşa, bâzı limanları fethettikten sonra İstanbul'a döndü.1558 sefer mevsiminde Akdeniz'e açılan Piyâle Paşaya Turgut Reis'in de katılmasıyla donanma-yı hümâyun Balear Adalarının hemen hemen her yerini Osmanlı hâkimiyetine aldı. Her seferde olduğu gibi, bu seferde de İspanyol donanması, donanma-yı hümâyûnun karşısına çıkmaya cesâret edemedi.

44 - Rodos Zaferi

Vehbi Tülek

Sultan İkinci Murad Ve Molla Fenari

Vehbi Tülek

96 - Tiryaki Hasan Paşa Ve Kanije Müdafaasi

Vehbi Tülek

Yoğurtlarimiz Bile Var

Vehbi Tülek

Kazliçeşme

Vehbi Tülek

Yavuz Sultan Selim Ve İbrahim Gülşeni

Vehbi Tülek

Hafiz Mehmed’in Oğlu

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Herkesin Huyu Değişebilir

Ahmed Çârpûrti hazretleri Şafii fıkıh ve hadis âlimlerindendir. 746 (m. 1345) senesinde vefât etmiştir. Tebriz'de yerleşmiş, akli ilimlerde mütehassıs olmuştur. Buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Münâkaşayı Terk Edene Verilen Müjdeler!

Vehbi Tülek

Ebü'l-Velid Kurtubi hazretleri hadis ve fıkıh âlimidir. 338'de (m. 950) Endülüs'te (İspanya) Kurtuba'da (Cordoba) doğdu. Burada büyük âlimlerden hadis ve fıkıh tahsil ederek icazet aldı. Batalyevs (Badajoz), sonra Kurtuba kadılığı­na tayin edildi. 429'da (m. 1038) vefat etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

Nizâmeddîn Ebül-müeyyed

Vehbi Tülek

İlmiyle Amel Edenlerin Sohbetinde Bulunmalı

Vehbi Tülek

Bâlî Efendi Rumeli'de yetişen büyük velilerdendir. Bugünkü Makedonya sınırları içinde kalan Usturumca'da (Strumitsa) doğdu. Sofya ve İstanbul'da ilim tahsil etti. Zamanının âlimlerinden akli ve naklî ilimleri öğrenip âlim oldu. Sonra İstanbul'a gitti. Kâsım Çelebi'nin hizmetine girdi. Kâsım Çelebi, Çelebi Halîfe namıyla meşhur Cemâl Halvetî'nin talebesiydi. Kâsım Çelebi'nin ilim ve feyzinden istifade ile kemâle gelip olgunlaşan Bâlî Efendi çok talebe yetiştirdi. 1553 (H.961) senesinde Sofya'da vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Biz Ona Şeytanı Musallat Ederiz

Vehbi Tülek

Şehit Gencin Hûrisi aynâ-yı Merdiyye

Vehbi Tülek

Ekmelüddîn Bâberti

Vehbi Tülek

Allahü Teâlânın Sevgili Kullarını Küçümsemek!

Vehbi Tülek

Hasan Sekr Dımaşkî

Vehbi Tülek

Abdurrahman Aktebi

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Gül Yaprağı

Gül Yaprağı

Vaktiyle, yol üzerinde bulunan bir dergahın dervişleri, yoldan geçen herkesi misafir kabul ediyordu. Burada hiç konuşulmuyordu. Dervişler anlatmak istediklerini kalben ifade ediyorlardı. Bir gün dergahın kapısına bir yolcu geldi. Yolcu kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada, misafir geldiğini dervişler firaset yoluyla anlıyorlardı, o yüzden kapıda tokmak yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki derviş, kapıda duran yolcuya baktı. Bir selamlaşmadan sonra söz'süz konuşmaları başladı. Gelen yolcu, dergahta kalmak istiyordu. Derviş içeri girdi, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yolcuya uzattı. Bu, yeni bir misafiri kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yolcu dergahın bahçesine girdi, aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı. Derviş kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı. Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Sonunda Orta Yolu Buldular

Vehbi Tülek

Kırk Bin Kahramanın Başarısı

Vehbi Tülek

Allah Diyen Genç

Allah Diyen Genç

Elini Değil, Ayağini Uzatmiş

Latif Bir Şikayet

Üç Kandil

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Vehbi Tülek

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Vehbi Tülek

Hakikati Görmek

Vehbi Tülek

Zalimlere Dersini Verdi!

Vehbi Tülek

Allah Haramdan Kaçani Korur

Vehbi Tülek

9 Evi Dolaşan Kelle

Vehbi Tülek