Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.435.840

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Bütün Ibâdetlerini Kusurlu Bil!

Lâli Mehmed Fenaî Efendi, Gülşenî tarikati şeyhlerindendir. 1002 (m. 1592)’de Kastamonu’da doğdu. Memleketi Kastamonu’da bir süre tahsil gördükten sonra İstanbul’a oradan da Edirne’ye gitti, Gülşenî şeyhlerinden Sırrî Mehmed Efendi’ye intisap edip kendisinden hilâfet aldı ve talebe yetiştirdi. Hasan Sezâî bunların en meşhurudur. 1112 (m. 1700)’de Edirne’de vefat etti. Buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Devlet Adamlarina Altin Öğütler

Osmanlı Devleti'nin son devirlerinde, Sultan Mustafa ve Sultan III. Ahmed'in saltanat yıllarında defterdar olarak görev yapan Sarı Mehmet Paşa'nın yazdığı "Nesayıhü'l-Vüzera ve'l-Ümera" (Devlet Adamlarına Öğütler) kitabında, günümüz devlet adamlarına da ışık tutacak değerli öğütler bulunuyor:-Devlet adamları, af veya cezalandırma söz konusu olduğunda iyice araştırıp, öyle uygulasınlar ve hiçbir zaman acele etmesinler.-Kendilerine gösterilen saygıdan gurura kapılıp, büyüklük taslamasınlar.-Hükümdarın özel mallarına ve köy halkı ile kamu mallarına karşı aç gözlülük etmesinler. Kanaatkâr olup, mahşer gününü düşünsünler ve Allah'ın kahredici gazabından çekinsinler.-Serhad ağalıkları, dizdarlıkları ve alay beylikleri hak edenlere verilsin. Ölüm yahut azil gerektiren bir durum olmadıkça, bu kimseler keyfi olarak vazifeden uzaklaştırılmasın. Ayrıca, devletin ihtiyacı olmadıkça yeni memurlar alınarak hazineye yük olunmasın.-Sadrazamlar, beş vakit namazı cemaatle evlerinde kılıp, kapılarını halka açsınlar. Mal toplama sevdasıyla halka karşı kötülük, zorlama ve eziyet yapılmasın.-Kanuna göre yapılması lazım gelen işleri rüşvetle geri bırakıp, kanuna aykırı kötü bir işi işlemek kadar büyük bir günah yoktur. Devlet adamları, rüşvet gibi tedavisi zor hastalıklardan kendilerini koruyup, son derece titiz davransınlar

Vehbi Tülek

Tapusunu Hanimin Üzerine Çikartacağim

Vehbi Tülek

Sultan Ahmed Ve Bostan Çelebi

Vehbi Tülek

Ii.mahmud Han’in İlim Ve Sanat Aşki

Vehbi Tülek

İkinci Mahmûd Hanın ilmi fazla olup, dini, fenni, teknik, askeri, idâri ve sanat sahalarında kendisini çok iyi yetiştirmişti. Dindar, akıllı, zeki, çalışkan olup, gayret ve azim sâhibiydi. Şâirdi. Adli mahlasıyla şiir yazardı. İlim, sanat adamlarına ve eserlerine çok alâka gösterirdi. Onlara kıymet verip, himâye ederdi.Ülkenin imârına, ilim, sanat, hayır ve sosyal müesseselerine önem veren İkinci Mahmûd Han, pekçok eser yaptırdı. Bâyezid Yangın Kulesini; Unkapanı ile Azapkapı arasındaki şimdi Unkapanı Köprüsü denilen Mahmûdiye Köprüsünü; Beylerbeyi ve Çırağan saraylarını; Tophâne'de Nusratiye, Bahçekapı'da Hidâyet, Üsküdar'da Adliye, Arnavutköy sâhilinde Tevfikiye câmilerini yaptırdı. Hazret-i Hâlid'in türbesini mükemmel tâmir ettirip, iyi bir hattat olduğundan sandukası pûşidesi üzerindeki yazıyı kendi el yazıları ile yazdı. Yine güzel bir hüsnü hatla yazdığı Lefkoşe'de Selimiye Câmiinde asılıdır. Tophâne'de Kâdiri Câmii ve tekkesini tâmir ettirdi.İkinci Mahmûd Han, 1820 senesinde Hücre-i saâdete hediye ettiği şamdanla birlikte gönderdiği aşağıdaki yazı, Osmanlı Sultanlarının Resûlullah'a olan hürmet ve muhabbetlerinin bir vesikasıdır:Şamdan ihdâya eyledim cüret yâ Resûlallah!Murâdım der-i ulyâya hizmet, yâ Resûlallah!Değildir ravdaya şâyeste, destâviz-i nâçizim,Kabûlünle kıl ihsân u inâyet, yâ Resûlallah!Kimim var hazretinden gayrı, hâlim eyleyem i'lam,Cenâbındandır ihsân u mürüvvet, yâ Resûlallah!Dahilek, el-emân, sad el-emân, dergâhına düşdüm,Terahhüm kıl, bana eyle şefâ'at yâ Resûlallah!Dü-âlemde kıl istishâb bu Han Mahmûd-i Adliyi,Senindir evvel ü âhırda devlet yâ Resûlallah!Mısır, Yanya ve Mora gibi vilâyetlerin isyânı ve yeniçerilerin kazan kaldırmaları, yok edilmeleri ve Rus ordularının saldırmaları sırasında Sultan Mahmûd Han, Mekke ve Medine'yi ancak tamir edebilmiş, kendisinden sonra oğlu Abdülmecid Han, bunları tezyin için şaşılacak bir himmet ve gayret göstermiştir.

Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri Ve Kayserili Halil Paşa

Vehbi Tülek

Çaldiran MuhÂrebesi

Vehbi Tülek

Ben Siftah Ettim

Vehbi Tülek

Emirsultan’in Himmeti

Vehbi Tülek

Millî Şehid KemÂl Bey

Vehbi Tülek

Bir Bayram Günü

Vehbi Tülek

Hattat Abdullah Zühdi Efendi

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

İbn Ül-bezzâz Muhammed Kerderî

İbn ül-Bezzâz Muhammed Kerderi hazretleri Hanefi mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Harezm'in Kerder köyündendir. Osmanlı ülkesine geldi. Bursa'da Molla Şemseddin Fenâri ile sohbet etti. 827 (m. 1424)'de Mekke'de vefât etti... Muhammed Kerderi "Bezzâziyye" fetvâsında buyuruyor ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Hadis âlimlerinden Hassân-ı Nişâbûrî

Vehbi Tülek

Hassân bin Muhammed Nişâbûri, Horasan'da yaşamış olan Şafii âlimlerindendir. 883 (H.270) senesinde Nişâbûr'da dünyaya geldi. 960 (H.349) senesi Rebiul-evvel ayının beşinde, cuma gecesi Nişâbûr'da vefat etti. Hadis ilminde de derin bir âlimdi...

Abdülfettâh-ı Bağdâdî

Vehbi Tülek

Ölümü Çok Hatırlayan Kimse Az Konuşur

Vehbi Tülek

Ahmed Kâdir-billâh hazretleri Yirmibeşinci Abbasi Halifesi olup, kelâm, hadis ve Şafii mezhebi fıkıh âlimi idi. 336 (m. 947)'de doğdu. 381 (m. 991)'de hilâfete geçti. Kırkbir sene üç ay hilâfet makâmında kalıp, 422 (m. 1031) yılında vefât etti. Birçok talebe yetiştirip, kıymetli kitaplar yazdı.

Hanefî Fıkıh âlimi Yahyâ Bin Eksem

Vehbi Tülek

Nasr Bin İbrâhim

Vehbi Tülek

Mudurnulu Osman Efendi

Vehbi Tülek

Bana Ümmetimin Günahları Gösterildi

Vehbi Tülek

Bid’at Ehlinin Dinden Çıkması Kolay Olur!

Vehbi Tülek

Hayâ Edilmeyen Işte Hayır Yoktur.

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Derdi Olan Neylesin?

Derdi Olan Neylesin?

Yavuz Sultan Selim Han, Mısır'ı fethettiğinde bir süre orada kalır. İdareyi eline alıp kendi hâkimiyetini yerleştirmek için bu elzemdir. Bu sırada bir çadırda kalıyor. Çadırı süpürüp temizleyen, yemeği yapan Mısırlı bir cariye vardır ki, Yavuz Selim Han sabah çıkınca, cariye geliyor, akşama kadar çadırı temizleyip yemekleri hazırlayıp gidiyor, akşam olunca da Yavuz Selim Han çadırına dönüyor. Cariye nasıl olduysa bir kaç defa Yavuz Sultan Selim Hanı görür ve Ona âşık olur. Lâkin ümitsiz bir aşk. Zira bir tarafta koskoca Cihan Padişahı Halife-i Rûy-i Zemin, diğer tarafta basit bir cariye... Fakat cariyenin aşkı dayanılmaz seviyeye ulaşıp da kalbine sığmaz hale gelince, ne yapacağını bilemez halde Halifeye açılmaya karar verir.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Her Şeyi Göze Almıştı!

Vehbi Tülek

Ana Hakkı Ve Alkama'nın Sonu

Vehbi Tülek

Fahreddin-i Acemi Ve Hurufiler

Yürüdüğü Yerde Deniz Durgunlaşiyordu

9 Evi Dolaşan Kelle

Bülbülün Zikri

Allah Diyen Genç

İmanı Ona Kafidir

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Vehbi Tülek

Kum Ve Kaya

Vehbi Tülek

Adalet Ve Tevazu

Vehbi Tülek

Sarik Ve Sakal

Vehbi Tülek

Gördünüz Rüyadan Haberimiz Var

Vehbi Tülek

Örümcek Ağı

Vehbi Tülek