Esas Pehlivan, Nefsine Galip Gelendir!
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
(Rahmetullahi Aleyh)
e-Gazete (Bugün)
Bizim Sayfa (Bugün)
16.490.892
Caliyet-ül Ekdar
Silsile-i Aliyye Büyükleri
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Fatih Sultan Mehmed Han, üzerinde derin nüfuzu bulunan hocası Akşemseddinin sık sık tekrar ettiği bir Hadis-i Şerif, genç Sultanın her zaman baş düsturu ve rehberi olmuştu:"Ümmetimden iki sınıf ilmi ile amel ederse, insanlar kurtulurlar: Âlimler ve Hâkimler. Eğer bu iki sınıf bozulursa, bütün halk bozulur ve ortalığı fesad kaplar"Bundan dolayıdır ki Fatih, ülkesinde ilme ve adalete son derece ehemmiyet vermişti. İstanbul'un fethinden sonra mahkumları serbest bırakan Fatih'in huzuruna, zindandan çıkmak istemeyen iki papaz getirilir. Bunlar, Konstantin'e âdil ve hakperest olmaktan bahsettikleri için zindana atılmış, sonra böyle adaletsiz bir dünyanın içerisi, dışarısından daha rahat diye hapisten çıkmamaya yemin eden keşişlermiş.
1897 Osmanlı-Yunan harbi zaferle neticelenmişti. Sultan II. Abdülhamid büyük sevinç içndeydi. Harpte yaralananların hepsini İstanbul'a getirtmiş, bunları Gümüşsuyu hastanesi ile yeni yaptırdığı Şişli Etfal hastanesine yerleştirmişti. Hergün hastanelere adam gönderiyor, yaralıların vaziyetini öğreniyordu. Sultan Abdülhamid'in marangozluğa merakı vardı. Yıldız Sarayında bir marangoz atelyesi vardı ve devlet işlerinden yorulduğu zaman dinlenmek için buraya gelir, her biri sanat şaheseri kabul edilen ahşap eşyalar yapardı. Bir sabah yine atelyeye inmişti. Kapıdan girer girmez marangoz Mehmed Usta ile karşılaştı. Hemen ustaya:-Haydi bakalım Mehmed Usta! 150 tane baston ağacı kes...-Ferman efendimizin. Lakin bu kadar baston ağacı ne olacak?-Araştırdım, gazilerimizden 150 kadarının ayaklarından yaralandıklarını öğrendim. Bunlar iyi olsalar da yürümek için bastona muhtaç kalacaklar. Bunlara birer baston yapacağım ve hastaneden çıkıp memleketlerine giderken kendilerine hediye edeceğim.
İmâm-ı Busayri hazretleri İslâm âlimlerinin ve evliyânın meşhûrlarındandır. 1212 (H.609) senesinde Mısır'da Busayr şehrinde doğdu. Ebü'l-Abbâs-ı Mürsi hazretlerinin talebesidir. Ebü'l-Abbâs Mürsi de, Ebü'l-Hasan-ı Şâzili'nin talebesidir. 1295 (H.695) senesinde Mısır'da İskenderiyye şehrinde vefât etti.
Ebû Saîd Seyrâfî hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. 284 (m. 897)’de İran’da Seyrâf şehrinde doğdu. Bağdat’ta büyük fıkıh âlimlerinden ilim tahsil etti. Bilhassa miras hukuku (ferâiz) ilminde zamanın en büyük âlimi oldu. 368’de (m. 979) Bağdat’ta vefat etti. Derslerinde buyurdu ki:
Ahmed bin Ali Mûsulî hazretleri hadis âlimidir. 210 (m. 825) senesinde Musul’da doğdu. Çok sayıda âlimden ilim tahsil eden Ahmed bin Ali, zamanının değerli âlimlerinden idi. Onbeş yaşında iken Bağdâd’a gitti. Orada Ahmed bin Hatim’den hadîs-i şerîf dinledi. Birçok insanlar gelip ilim öğrenirlerdi. 307 (m. 919) yılında Musul’da vefât etti.
Abdullah-ı İlâhi'nin sohbetleri çok tesirli ve faydalı olurdu. Sohbetlerinde ve diğer zamanlarda herkesin gönlünü almaya çok dikkat gösterirdi. Sohbette bulunanlardan birinin bir sıkıntısı, bir müşkülü olsa onun hâlini keşfeder sıkıntısını giderirdi. Sohbetiyle, tereddütleri ortadan kaldırırdı.
Yine bir gün sohbette, söz çalışmak ve gayretten açılmıştı ve; "İnsan çalışıp, gayret göstermedikçe olgunlaşamaz ve bir mertebeye ulaşamaz." buyurmuştu. Bu sırada sohbetinde bulunan bir âlim, bu sözleri işitince, "at hırsızı kıssası" diye bilinen bir hâdiseyi hatırladı. "Peki onun hâli nasıl oldu?" diye düşündü. Abdullah-ı İlâhi, o âlimin kalbinden geçen düşünceleri kerâmetiyle anlayıp, ona doğru dönerek; "Söylediğim söze, at hırsızlığı yapan kimsenin hâli ile karşı çıkmak hâtıra geldi değil mi? Fakat ona da cevap vardır." dedi. Sonra sohbetinde bulunanlara dönüp; "Hiç o hâdiseyi işiteniniz var mıdır?" diye sordu. Ve hâdiseyi şöyle anlattı: