KATEGORİ: Yolumuzu Aydınlatanlar

Hâtim-i Esâm

Evliyânın büyüklerindendir. Belh şehrinde doğdu. Doğum târihi kesin belli değildir. Hâtim-i Esâm, Şakik-i Belhi'nin talebesi, Ahmed-i Hadraveyh'in hocasıdır. 237 (m. 852) senesinde Vaşcer'de vefât etmiştir.
Kendisine "Esâm" (kulağı duymaz) denilmesinin sebebi şudur: "Birisi onunla konuşurken kazayla yellendi. Hâtim-i Esâm o şahıs utanmasın diye "Yüksek sesle konuş, ancak yüksek sesle konuşulanları duyabiliyorum" dedi. Bu yüzden ona Esâm denilmiştir.

Vehbi Tülek

Ebû Muhammed Cerîrî

Evliyânın büyüklerindendir. 311 (m. 923)'de vefât etti. Fıkıh ilminde imâm ve müfti, edeb ilminde mükemmel, diğer bütün ilimlerde âlim idi. Tasavvuftaki derecesi o kadar yüksek idi ki, Cüneyd-i Bağdadi hazretleri bunun için "Zamanımızın velisidir" buyurdu. Cüneyd hazretlerine vefât edeceği zaman, "Sizden sonra kimin sohbetlerine devam edelim?" diye sordular. "Ebû Muhammed Ceriri'ye gidin" buyurdu. Tasavvufun üstün hâllerine vâkıf olmakta nihâyette olup, mürşid-i kâmil bir zât idi.
Ebû Muhammed Ceriri hazretleri buyuruyor ki:
"Nefsine aldanan, şehevi duygularına esir olur. Hevâi arzularının zindanına kapatılır ve o kulun kalbi fâideli işlerden zevk alamaz. Kur'ân-ı kerimi hergün hatm etse bile, ilâhi kelâmı okumaktaki esas tadı bulamaz. Bunun hâl çâresi, nefsin esâretinden kurtulmayı candan arzu etmekdir."
"Allahü teâlânın takdir ve taksimine râzı olup, Allahü teâlâ ile iktifa edenin iç hâli düzgün, Allahü teâlâyı tanıması kolay olur. Allahü teâlânın yasak ettiklerinden sakınanın gidişatı dosdoğru, ahlâkı güzel olur. Helâlinden az yiyenin ise, beden sıhhati düzgün olur."
"İhlâs, âhıretteki nimet ve azâblara yakinen inanmanın alâmetidir, İbâdetlerdeki riyâ da, âhıretteki nimet ve azâblara inanmakta tereddüt olduğunun alâmetidir."

Vehbi Tülek

İbn-i Merzûk Mısrî (sa'd Bin Osman)

Hadis ve Hanbeli mezhebi fıkıh âlimidir. Mısır evliyâ ve ulemâsının meşhurlarından Osman bin Merzûk Kurâşi'nin oğludur. Mısır'da doğduğu için Mısri denildi. İbn-i Merzûk diye tanındı. 592 (m. 1196) yılında Bağdad'da vefât etti. Ma'rûf-i Kerhi hazretlerinin yakınına defnedildi.

Vehbi Tülek

Yûsuf Bin Abdurrahmân

Hanbeli mezhebi fıkıh ve usûl âlimlerindendir. İbn-ül-Cevzi ismiyle tanınmıştır. 580 (m. 1185)'de Bağdad'da doğdu. 656 (m. 1258) senesinde vefât etti. Ayrıca tefsir ve hadis ilminde de âlim, vâiz ve şâirdir. Fıkıh, usûl, hılâf ilimlerinde iyi yetişti. Daha küçük yaşından itibâren çok nimetlere ve Allahü teâlânın ihsânına kavuştu. Babası onunla çok ilgilendi.

Vehbi Tülek

Emînüddîn Bin Neccâr

Mısır'da yetişen Şâfii mezhebi âlimlerindendir. 845 (m.1441) senesinde doğdu. 929 (m. 1522) senesi Zilka'de ayının 27'sinde vefât etti. Sâlih Bülkini ve Takıyyüddin-i Şemni gibi zâtlardan ilim öğrenerek yetişen Eminüddin bin Neccâr, zamanının büyük âlimlerinden oldu.
Kur'ân-ı kerim okuması o kadar tatlı ve güzel idi ki, okuduğu zaman kalbleri, gönülleri cezbederdi. Okumasını dinleyenler, "Böyle güzel ve tesirli okuyan başka birini daha görmedik." derlerdi.

Vehbi Tülek

Ubeydullah-ı Ahrâr

Türkistan'ın büyük velilerinden ve kendilerine "Silsile-i aliyye" adı verilen ve insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak dünyâ ve âhirette seâdete kavuşmalarına vesile olan büyük âlim ve velilerin on sekizincisidir. 1403 (h. 806) senesinde Taşkent'te doğdu. 1490 (h. 895) senesinde Semerkant'ta vefât etti. Kabri oradadır. Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri daha çocuk iken, üstün hâllere kavuşmuş olup, kerâmetleri görülüyordu.
Tasavvufta yüksek derecelere kavuştuktan sonra, helal kazanmak için tarımla meşgul oldu. Kısa zamanda zengin oldu. 1300'den fazla çiftliği vardı. Herbirinde üç bin amele çalışırdı.

Vehbi Tülek

İbn-i Arafe

Mâliki mezhebi fıkıh âlimidir. 716 (m. 1316) senesi Receb ayının yirmiyedisinde Tunus'ta doğdu. 803 (m. 1401) senesi Cemâzil-âhır ayının yirmidördünde vefât etti.
İbn-i Arafe, çok ibâdet ederdi. Namaz, oruç, hac ve zekât gibi ibâdetlerin edeblerine dahi uymayı kendine vazife bilirdi. 750 (m. 1349) senesinde, Büyük Câmi'de imâm ve hatib oldu. 773 (m. 1371) senesine kadar bu vazifede kaldı. Ömründe, namazına mâni olacak hiçbir özrü olmadı. Çok hac etti. Dünyâ ve âhıret hayırlarını toplamıştı. Her zaman, önceki âlimlerden bahseder, delillerini Selef-i sâlihinden getirirdi.

Vehbi Tülek

Şeyh Seyyid Nûreddîn Efendi

İstanbul'da yetişen evliyânın büyüklerindendir. Seyyid Alâüddin Efendi'nin torunudur. 1062 (m. 1652) senesi Receb ayında İstanbul'da doğdu. 1160 (m. 1747) senesinde İstanbul'da vefât etti. Sünbül Efendi dergâhının bahçesine defnedildi.
Nûreddin Efendi altı yaşında iken babası vefât etti. Küçük yaşta öksüz kalan Nûreddin Efendi, zamanın büyük velilerinden olan Şeyh İbrâhim Nakşi Sünbüli hazretlerinin terbiyesinde yetişti. Yirmiyedi yaşında hocasından aldığı maddi ve manevi ilimleri tamamlayarak hilâfet makâmına yükseldi. Hocasının vefâtı üzerine Sünbül dergâhının şeyhi oldu. Bu dergâhda altmışdokuz sene yedi ay insanlara doğru yolu gösterdi ve talebe yetiştirdi.

Vehbi Tülek

Abdullah Bin Zeyd

Tâbiinin büyüklerindendir. Doğum târihi bilinmemektedir. 722 (H.104) senesinde Şam'da vefât etti.
Abdullah bin Zeyd, Eshâb-ı kirâmdan Sâbit bin Kays, Enes bin Mâlik ve Tâbiinden büyük âlim Katâde'den (r.anhüm) ders alıp ilimde yükseldi. Hadis-i şerif ilminde sika, sağlam, güvenilir bir zât oldu. Bir hadis-i şerifi öğrenmek için uzun süre seyâhat ederdi.
Hadis-i şeriflerin toplanıp, yazılması için uğraşırdı. Vefâtından evvel, kitaplarının Tâbiinin büyüklerinden, fıkıh âlimi ve evliyâdan Ebû Eyyûb-i Sahtiyâni'ye verilmesini vasiyet etti. Bir deve yüküne yakın kitâbı Ebû Eyyûb-i Sahtiyâni'ye verildi.

Vehbi Tülek

Tâc-ül Ârifîn (ebü'l-vefâ)

Evliyânın büyüklerinden olup seyyiddir. Künyesi Ebü'l-Vefâ, ismi Muhammed, lakabı Tâc-ül-Ârifin'dir. Kakis diye de anılır. Seyyid Ebü'l-Vefâ 1026 (H.417) senesi Receb ayının on ikinci günü Irak'ın Kusende denilen mevkiinde dünyâya geldi. Seyyid Ebü'l-Vefâ, kerâmet ve hârikada asrının reisiydi. Zamânın birçok âlimleri ondan istifâde etti ve feyz aldı. Binlerce talebesi vardı. 1107 (H.501) senesi Rebi'ül âhir ayının yirminci günü, seksen dört yaşında iken Bağdat'ta vefât etti. Cenâzesini Adiyy bin Müsâfir yıkadı, kefenledi ve defnetti.

Vehbi Tülek

El Helâl Kârda, Gönül Ise Hakîkî Yârdadır

Vehbi Tülek

Gelen Belalara Sabırlı Hatta Şükredici Olmalı

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek