evet Ben Şehit Oldum Baba!..
On beşinci asırda Mısır'da yaşayan ve İslam âlimlerinin büyüklerinden olan İmam-ı Celâleddin Süyûti hazretleri şöyle bildiriyor:
On beşinci asırda Mısır'da yaşayan ve İslam âlimlerinin büyüklerinden olan İmam-ı Celâleddin Süyûti hazretleri şöyle bildiriyor:
Melik Eşref, Mısır ve Suriye'de kurulan Türk Eyyubi devletinin hükümdarlarındandır. 1237 yılında vefat etti. Melik Eşref, bir Eyyûbi olmamakla beraber Eyyûbi hanedanı içerisinde son derece önemli bir konuma sahiptir...
Sûmâme bin Üsâl, Mekke ile Medine arasında, Yemâme mıntıkasında ikâmet eden Beni Hanife kabilesinin reislerinden idi. Bir ara, Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) huzûrlarına gelip, öldürme teşebbüsünde bulundu. Bunun üzerine Resulullah efendimiz onun kanının akıtılmasını mubah kıldı...
Yavuz Sultan Selim Hân, bir gün hocası Halimi Efendi'ye dedi ki: "Molla Şemseddin bize Târih-i Vassâf yazsın." Şemseddin Efendi çok hızlı yazardı. On günde bir adet Mushâf-ı şerifi yazıp bitirirdi...
Halimi Çelebi, pâdişâhın emrini Saray Hocası Şemseddin Efendi'ye bildirdi. O da yirmi beş gün mühlet isteyip Halimi Çelebi'nin evinde yazmaya başladı...
Nadr bin Hâris, Mekke müşrikleri arasında, küfründe inat eden, çok kurnaz ve fesat bir adamdı. Resulullah efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) hep hakaret eder, Kur'an-ı kerimle rekabete kalkışırdı. Kureyşlilere şunları söylerdi:
Büyük Türk şairi Ali Şir Nevai Afganistan'ın Herat şehrinde 1441'de doğdu. Timur Hanın torunlarından; Horasan, Sistân, Belh ve Harezm bölgelerinin Sultanı Hüseyin Baykara ile sütkardeşi ve okul arkadaşı idi. Hüseyin Baykara hükümdar olunca onu yanına aldı. Sarayda birçok vazifelerde bulundu. Pek çok âlim ve veli zatlarla sohbet etti. Kasım Semerkandi'nin de derslerine katıldı...
Müşriklerden Malik bin Zübeyr adında, çok keskin nişancı, attığını vuran bir okçu vardı. Bu hâin, Uhud'da Peygamber efendimize nişan alıp bir ok attı. Resûlullahın (sallallahü aleyhi vesellem) başına doğru gelen bu oka Talha bin Ubeydullah (radıyallahü anh), elini açarak karşı tuttu. Parmaklarının bütün sinirleri kesildi. Elinin kemikleri kırıldı...
Tâbiinin ve bu devirdeki evliyânın en büyüklerinden olan Hasan-ı Basri hazretleri, bir gün arkadaşlarıyla birlikte yolda giderken vezirlerden birinin oğlu ile karşılaşır. Delikanlı, yağız atının üzerine kurulmuş, beraberinde de hizmetçileri, bütün ihtişamıyla yoluna devam etmektedir. Hasan-ı Basri hazretleri yolun ortasında durarak gence şöyle seslenir:
Kadı Ebü'l-Velid İbn-ül-Furâdi, hadis, târih, edebiyat, neseb ve Mâliki mezhebi fıkıh âlimidir. 351 (m. 962) yılında Kurtuba'da doğdu. 403 (m. 1012) yılında şehid edildi...
Hasen bin Ali Berbehâri (Ebû Muhammed) Ehl-i sünnet i'tikâdının yayılması için çok hizmet eden bir âlimdir. Bid'at ve bid'at ehline (Peygamber efendimiz zamanında ve O'nun dört halifesi zamanlarında bulunmayıp da, dinde sonradan meydana çıkarılan, uydurulan sözleri, yazıları, usûlleri ve işleri ibâdet olarak inananlara, yapanlara ve yaptıranlara) karşı sert tutumu sebebiyle Bağdâd'dan Basra'ya sürülmüş, daha sonra tekrar Bağdâd'a dönmüştür.