Yolumuzu Aydınlatanlar • 11.06.2009
Ebü'l-Kâsım el-Mukri, evliyânın büyüklerindendir. Horasan âlimlerinden idi. Yüksek haller sahibi şerefli, himmet sahibi, zamanının bir tanesi idi. 378 yılında Nişâbûr'da vefât etti. Hikmetli sözleri çoktur. Buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 12.06.2009
Halil bin Ahmed, İslâmiyetten önce, ileri seviyede kullanılan arûzu sistemli bir hâle getirip, "İlm-i Arûz" denmesine sebeb olmuş bir âlimdir...
Halil bin Ahmed ile yine edebiyatçı biri olan Abdullah bin Mukaffâ, bir gece bir araya gelmişlerdi. Sabaha kadar sohbet ettiler. Birbirinden ayrıldıkları zaman Halil bin Ahmed'e, "İbn-i Mukaffâ'yı nasıl buldun?" dediklerinde:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 13.06.2009
Velid bin Velid, Eshâb-ı kirâmdandır. Medine'de h. 8 (m. 629) senesinde vefât etti. Bedir gazâsında müşriklerin safında harbe katıldı. Müşrikler bu harpte yenilince, O'nu Abdullah bin Cahş esir aldı. Medine-i Münevvere'ye getirdi. Kardeşlerinden henüz müşrik olan Hâlid bin Velid ile Hişam bin Velid, O'nu esâretten kurtarmak üzere Medine'ye geldiler...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 14.06.2009
Dün bir nebze bahsettiğimiz gibi, müşriklerin elinde esir olan Velid bin Velid (radıyallahü anh) Resûlullah Efendimizin duâsı bereketiyle bir fırsatını bulup, Mekke'de bağlı bulunduğu hapishaneden kaçıp Medine'ye geldi. Doğruca Peygamber efendimizin huzuruna vardı...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 15.06.2009
İslam ordusu Tebük Seferine çıkmıştı... Resûlullah efendimiz, Eshâb-ı kirâma, "Yarın kuşluk vaktinde Tebük'e ulaşacaksınız. Ben gelmeyince kimse elini suya dokunmasın!" buyurdu. Mücahidler oraya varınca gördüler ki, suyu gâyet az akan bir çeşme vardı. Suya hiç el sürmediler...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 16.06.2009
Seyfüddin Menâri, Şâh-ı Nakşibend hazretlerinin en çok sevdiği talebelerinden idi. O da, çok sadık idi, hocası vefât edinceye kadar sohbet ve hizmetinden ayrılmadı... Şâh-ı Nakşibend hazretleri, bu kıymetli talebesine, kendisinden sonra Alâüddin-i Attâr'a bağlanmasını işâret etti. O da hocasının vefâtından sonra, Hâce Alâüddin'in hizmetine girdi...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 17.06.2009
İbn-i Makbûl Zeylai, evliyânın büyüklerindendir. Yemen'in Lihye şehrinde doğdu. 1042 (m. 1632) senesinde Lihye'de vefât etti. Dedesi Şeyh Ahmed bin Ömer Zeylai'nin türbesinin yanına defnedildi...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 19.06.2009
İmam-ı Ahmed Rabbani hazretleri, Hindistan'da yetişen en büyük veli ve âlim. Silsile-i aliyyenin yirmi üçüncüsüdür. Hicri ikinci bin yılının müceddidi (yenileyicisi) olmasından dolayı Müceddid-i elf-i sanidir... Talebelerinden seyyid bir zât şöyle anlatmıştır:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 20.06.2009
Muhammed bin Fadl İsferâini, Tasavvufda derin bir âlim idi. Keşf-ül-esrâr, Beyân-üt-tekal-lüb, Bess-ül-esrâr, Nesâr-ül-kalb ve Usûl adlı eserleri vardır. Hikmetli sözleri pek çoktur. Buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 21.06.2009
Seyyid Ali bin Yahyâ, evliyânın büyüklerindendir. 459 (m. 1067) senesinde Basra'da doğdu. 519 (m. 1125) senesinde Bağdad'da vefât etti...
Seyyid ebü'l-Hasen hazretleri henüz bir yaşında iken, muhterem babaları Seyyid Yahyâ vefât etti. Basra'nın eşrafından olan akrabaları onu zâhiri ve bâtıni ilimde yetiştirdiler. Kâmil ve mükemmil bir veli oldu...