Yolumuzu Aydınlatanlar • 06.03.2024
Neccârzâde Mustafa Efendi büyük velîlerdendir. 1679 (H.1090) senesinde Şebinkarahisar’da doğdu. İstanbul’a gelip zamânın âlimlerinden ilim öğrendi. On yedi yaşında Beşiktaş'taki Sinân Paşa Câmii yanındaki medresede ders vermeye başladı. Bu sırada, Üsküdar’da Şeyh Fenâî Efendinin derslerine ve sohbetlerine devâm etti. Bu hocasından Celvetiyye icâzeti aldı. Edirne’ye giderek Arabzâde Hacı İlmî Efendinin sohbetlerinde bulundu. Ondan Müceddidiyye yolundan icâzet aldı. Edirne’de bir sene kaldıktan sonra İstanbul’a döndü. 1746 (H.1159) senesinde vefât etti.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 07.03.2024
Şeyh Sıddık Efendi İstanbul velîlerindendir. 1719 (H.1131) senesinde İstanbul’da doğdu. Büyük velî Neccârzâde Mustafa Efendinin oğludur. Tasavvuf yolunu babasından öğrendi. İcâzet aldıktan sonra Hüdâî Dergâhında talebe yetiştirmeye başladı. 1794 (H.1208) senesinde vefât etti. Çok kerametleri görüldü.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 08.03.2024
Necîbüddîn Mütevekkil hazretleri Hindistan ulemâ ve evliyâsının büyüklerindendir. Ferîdüddîn-i Şeker-Genc hazretlerinin kardeşi ve halîfesi idi. On üçüncü asrın son yarısında Delhî'de vefât etti.
Bir bayram günü, dervişler onun evinde toplandılar. O gün evinde hiçbir şeyi yoktu. Dama çıkıp, ibâdetle meşgûl oldu. Kalbi ile de; "Böyle bayram günü geçiyor, çocuklarımın yemeği yok. Misâfirler geliyor, bir ikrâm görmeden geri dönüyor" dedi.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 09.03.2024
Ali bin Bergaş Şîrâzî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. İran’da Şîrâz'da doğdu. Bağdât'a giderek Şihâbüddîn-i Sühreverdî hazretlerine talebe oldu. Hocası tarafından mezun edilip, Şîrâz'a gönderildi. 1279 (H.678) târihinde vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 10.03.2024
Necmeddîn Dâye hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Necmeddîn-i Kübrâ hazretlerinin talebesi olup, onun ders ve sohbetlerinde kemâle erdi. Cengiz istilâsının meydana çıkacağı sırada, bu fitne henüz başlamadan, hocası Necmeddîn-i Kübrâ hazretlerinin işâreti ile Anadolu tarafına seyâhat ederek Konya'ya geldi. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve Sadreddîn-i Konevî hazretleri ile görüştü. 1256 (H.654) senesinde Bağdât'ta vefât etti. "Mirsâd-ül-İbâd" adlı eseri meşhurdur. Bu kitabında şöyle nakleder:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 11.03.2024
Ma’rûf Nerkisecârî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1863 (H.1280) târihinde Kuzey Irak’ta Nerkisecâr’da doğdu. Halebçe’de Câmi-i Kebîr’de Şeyh Mahmûd Müftî'den okudu ve icâzet aldı. Sonra Biyâre’de Şeyh Ömer Ziyâüddîn hazretlerine talebe olup mânevî terbiyesi altına girdi. 1912 (H.1331) târihinde Süleymâniye'de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 12.03.2024
Menâvî Ali Efendi Osmanlı âlimlerindendir. Devrinin birçok âlimlerinden ilim tahsil eden Menâvî Ali Efendi, İnegöl’de İshâk Paşa Medresesi, Trabzon Sultanisi, Sahn-ı semân Medresesi müderrisliği, nihayet Ayasofya Medresesi müderrisi oldu. 974 (m. 1566) senesinde vefât etti. Buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 13.03.2024
Muhammed bin Aliyyân hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Onuncu asırda yaşadı. Ebû Osman Hayrî ve Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin sohbetlerinde bulundu ve onlardan ders aldı.
Şöyle anlatılır: “Bir gün aklına bir suâl geldi. Düşündü taşındı, buna bir türlü cevap bulamadı. Bu suâlin cevâbını hoca Ebû Osman Hayrî’den başka kimse halledemez dedi. Bulunduğu yerden suâline cevap almak için Nişâbur’a gitti. Suâlinin cevâbını alıncaya kadar yolda hiçbir şey yemedi ve içmedi.”
Yolumuzu Aydınlatanlar • 15.03.2024
Seyyid Nimetullah Geylânî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin soyundandır. 1564 (H.972) senesinde Hindistan’da doğdu. 1605 senesinde Mekke-i mükerremeye gitti. Şeyh Ebû Bekr bin Sâlim Ba’levî’den tasavvuf yolunu öğrendi. 1636 (H.1046) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti. Çok kerametleri görüldü.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 16.03.2024
Niyâzî-i Mısrî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Halvetî yolunun Mısriyye kolunun şeyhidir. Adı Muhammed olup babasınınki Ali Çelebi'dir. 1618 (H.1027) senesinde Malatya'nın Soğanlı köyünde doğdu. Tahsîlini tamamladıktan sonra, Malatya'da bulunan Halvetî şeyhi Hüseyin Efendinin sohbetinde bulunarak, ondan feyiz aldı. Bağdât'a ve Kâhire'ye gitti. Kâdiriyye tarîkatı büyüklerinden olan bir zâtın dergâhında misâfir kaldı ve talebe oldu. Câmi-ul-Ezher'de hem ders verdi. Sonra Bursa'ya gitti. Sultan Dördüncü Mehmed Hânın dâveti üzerine İstanbul'a giden Niyâzî-i Mısrî, Ayasofya Câmiinde vaaz verdi. Bir vaazı yanlış anlamalara sebep oldu. Kendisini çekemeyenlerin şikâyeti üzerine Limni'ye gönderildi. 1693 (H.1105) senesinde Limni adasında vefât etti.