Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.533.118

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Övünmek Için Söylemiyorum Peygamberlerin Reîsiyim

Nûreddîn Hâdırî hazretleri hadîs, nahiv, kırâat ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 747 (m. 1346) senesinde doğdu. Şam’a gidip oranın büyük âlimlerinden ilim öğrendi. Haleb’de Hanefî kadılığına getirildi. Burada fetvâlar verdi ve ders okutarak talebe yitiştirdi. 824 (m. 1421) senesinde Haleb’de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Fatih Ve Kazikli Voyvoda (drakula)

1456 yılında Fâtih, Wlad'i Eflâk prensligine tayin etmişti. Wlad, kardesi Radul ile birlikte Osmanlı sarayında rehine olarak bulunmuştu. Hüküm sürdüğü memlekete Fâtih'in yardımı ile sahip olmasına ve Pâdişaha karşı dost kalacağına dair yemin etmiş bulunmasına rağmen Wlad, sözünde durmayarak Osmanlılar aleyhine Macarlarla anlasma yapacaktır.Fâtih'in, Karadeniz ve Trabzon'da bulundugu sıralarda, Eflâk'ta bazı hadiseler olmaktaydı. Burada Türklerin "Kazıklı Voyvoda", Macarlarin "Drakula" (Şeytan), Ulahların "Çepelpuç" (Cellad) dedikleri Wlad adında zulüm delisi bir adam, halka idarenin en korkuncunu tattırmaktadır. Bu çılgın adam, vahşi ve insanlık dışı birtakım zevklere sahipti. O, kazıklara vurulmuş ve işkence içinde can vermekte olan Türklerin meydana getirdigi büyük halkanın ortasında, saray halkı ile birlikte yemek yemekten zevk alırdı. Eline Türk esirleri geçince ayaklarındaki derinin yüzülmesini ve meydana çıkan kırmızı etlere tuz ekilmesini, sonra da bunları keçilere yalatmasını emrederdi. Böylece, diri diri ayaklarının derisi yüzülen esirlerin işkencesi, daha büyük olurdu. O, kendisine gönderilen Osmanlı elçilerinin sarıklarını başlarına çiviletmiştir.

Vehbi Tülek

Yavuz Ve Muhyiddin Arabi

Vehbi Tülek

HilÂfeti HÂiz Olan Türkler

Vehbi Tülek

Eski İftarlar

Vehbi Tülek

Sultan Abdülmecid Han devri. Ricâl-i Devlet-i Aliyyeden bir beyzadenin konağında iftar daveti var. Kibar ve ricalden davet edileceklere rütbelerine, mevki ve hassasiyetlerine göre davetiyeler yazıldı ve yollandı. Bunlar, pek ziyade arifane kaleme alınırlardı. Bunların yazılarına sarfolunan emek dolayısıyle iftar davetlerinin neza ket dereceleri anlaşılabilir. İftar sofrası selamlıkta kurulmuştu. Ama bütün levazımat haremden veriliyordu. Hatta iftariye tepsisi de. Harem kileri tepsiyi saat 11.30'da tanzime başlamıştı. Evvela on iki kişilik büyük değirmi, yaldızlı sini geldi. Önce, Bursa bezinden kalem işlemeli sofra örtüsü yere yayıldı. Sonra da altı bacak denilen sofra iskemlesi açılıp sini bunun üzerine oturtuldu. Bu sininin etrafına on iki tane de tekerlek denilen yer şilteleri dizildi. Her şilte karşısına Karamürsel bezinden küçük havlularla, küçük tabaklar içinde el, ağız silmeye mahsus sabunlu el bezleri kondu.

Barbaros’un İstanbul’a Gelişi

Vehbi Tülek

Benden Bunlari İstemeyiniz

Vehbi Tülek

Benim Dahi Muradim Odur

Vehbi Tülek

Yavuz Sultan Selim’in Erlik Sözü

Vehbi Tülek

İşte, İnsan Bunlari Görüp Gurura Kapilmamali

Vehbi Tülek

Fatihin Hocasi Molla GürÂnî

Vehbi Tülek

Yunan Subayi Ve Pir Emir Sultan

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Allahü Teâlâya "dost" Olanlar

Ebü's-Senâ Harrâni hazretleri hadis ve Hanbeli mezhebi fıkıh âlimidir. 511 (m. 1117)'de Urfa-Harran'da doğdu. 598 (m. 1202)'de orada vefât etti. Bir dersinde namazın ehemmiyeti hakkında buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Endülüslü Velî: Bekâ Bin Mahled

Vehbi Tülek


Bekâ bin Mahled hazretleri, Endülüs'te yetişen velilerdendir. Hayâtı hakkında fazla bir bilgi yoktur. Zamânın âlimlerinden ilim tahsil etti. Tasavvuf, hadis ve tefsir ilimlerinde söz sâhibi oldu. 986 (H.376) senesinde vefât etti.

Ahmed Tahâvî

Vehbi Tülek

Şeyh Nûreddîn

Vehbi Tülek

Şeyh Nûreddin hazretleri, Hindistan evliyâsının tanınmışlarındandır. 1410 (H.813) senesinde vefât etti. Kabri, Pendûh şehrindedir. Buyurdu ki:

Muhammed Bin Ka'b El-kurazî

Vehbi Tülek

Kusurlarımdan Sana Iltica Ederim Allahım

Vehbi Tülek

Übey Bin Halef'le Ebû Bekir'in Bahsi

Vehbi Tülek

Pîr Ali Efendi

Vehbi Tülek

Ebü’l-kâsım Hırakî

Vehbi Tülek

Biz, Senin Sâlih Amelleriniz

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Padişah Ve At

Padişah Ve At

Padişahın yakınlarından bir beyin çok güzel bir atı vardı. Bir gün o ata binip padişahın alayına katıldı. Padişahın gözü, ansızın o ata takıldı. Böyle bir at kendi sürüsünde yoktu. Atın çalımı, rengi padişahın gözünü aldı, attan gözünü ayıramıyordu. Çevikliği, güzelliğiyle beraber atta padişahı çeken bir şey vardı. Önce önemsemek istemedi ama, gönlü atı istiyordu.
Padişah geziden dönünce, vezirine durumu açtı. Yolda bir at gördüğünü, derhal gidip o atı, sahibinden alıp, getirmelerini emretti. Padişahın adamları, hızla atın sahibi beyin yanına geldiler. Padişahın atı çok beğendiğini, ne fiyat isterse hemen vereceklerini bildirdiler. Bey, beyninden vurulmuşa döndü. O güzelim, canı gibi sevdiği atını padişah istiyordu ha! Ne yapacağını, ne söyleyeceğini şaşırdı. Padişahın adamlarını oyalamak için onlara yemek ikram etti. Onlar yemeklerini yerken İmadülmülk aklına geldi. Hemen durumu ona danışmalı, ondan akıl almalıydı. Çünkü o, zamanın en bilgini, en akıllısı, en güzel ahlaklısıydı. Kaç kere vezirliği bırakıp, ibadet için uzlete çekilmişse de padişah ona yalvararak izin vermemişti. Atın sahibi üzüntülü bir halde zamanın şeyhülislamının yanına koştu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Her Şeyi Göze Almıştı!

Vehbi Tülek

Minareden Okunan Şiir

Vehbi Tülek

A'meş Ve Hanımı

İcÂzetin Sirri

Ana Hakkı Ve Alkama'nın Sonu

Helvaci Çocuk

Üç Kandil

Dört Şey Mühimdir

Allah Diyen Genç

Vehbi Tülek

"encümen-i Bîzebân"

Vehbi Tülek

Delik Kova

Vehbi Tülek

Bir Çuval Toprak Ve Arsa

Vehbi Tülek

Fahreddin Acemî Ve Hurufiler

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek