Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.349.786

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Allahü Teâlâ, Herkese, Tevekkülü Emreyledi!

Cemâleddîn İbrâhîm Şîrâzî hazretleri Şâfiî fıkıh âlimlerindendir. 393’te (m. 1003) İran’da Şîraz’ın Fîrûzâbâd beldesinde doğdu. Tahsil için Şîraz, Basra ve Bağdat’a gitti. İcazet alarak Nizâmiye Medresesinde müderris oldu. 476 (m. 1083)’de Bağdat’ta vefat etti. “et-Tenbîh fî fürûi’l-fıkhi’ş-Şâfi’î” isimli eserinde şöyle buyuruyor:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Barbaroszade Hasan Paşa

Preveze Zaferinden üç yıl sonra Almanya İmparatoru ve İspanya Kralı Beşinci Karl, Cezâyir'i zaptetmek üzere büyük bir donanmayla harekete geçti. Andrea Doria'nın komutasın daki Haçlı donanması, 516 parça gemi ve 40 bin askerden müteşekkildi. İmparatorun asıl hedefi, Kuzey Afrika'daki Türk hâkimiyetini yıkmaktı. Gâfil avlanan Hasan Beyin kuvvetleri ise, 600 Türk levendi ile 2000 Arap gönüllüsünden meydana geliyordu. Buna rağmen Cezâyir'i terk etmeyi düşünmeyen Hasan Paşa, mücâdeleye karar verdi. Beşinci Karl şehre hâkim Küdyetü's-Sabûn Tepesini ele geçirdiyse de ummadığı bir mukâvemetle karşılaştı. Geri çekilen kuvvetleri yağmur ve fırtına sebebiyle yumuşayan toprakta hareket edemez hâle düştü. Fırsatı kaçırmayan Hasan Paşanın üst üste vurduğu darbelerle imparatorun 20 bin askeri telef oldu. Bütün topları ve 130 harp gemisi ele geçirildi. Hasan Paşanın elinden güçlükle kurtulan imparator, tâcını denize fırlatırken, Barbaros Hayreddin Paşanın amansız düşmanı Andrea Doria Preveze'den sonra yediği bu ikinci darbenin üzüntüsü içine düştü.Bu sırada dokuzuncu sefer-i hümâyûnundan dönen Kânûni Sultan Süleymân, Hasan Paşayı vekâleten baktığı Cezâyir Beylerbeyliğine asâleten tâyin etti. Hasan Paşa, bundan sonra Akdeniz'de İspanya'yı daha sıkı bir şekilde baskı altına aldı. Cezâyir'de bayındırlık işlerine önem verdi ve pekçok hayır eseri vücûda getirdi. Sağlığının bozulması sebebiyle, 1544'te görevinden ayrılan Hasan Paşa, 1549'da Cezâyir'de vefât etti. Bâbü'l-vâd'deki türbesine defnedildi. İspanyol târihçi Hedo, Hasan Paşa için; "Hiç bir paşa, Cezâyir'de onun kadar adâlet ve hakkâniyet göstermemiştir." demektedir.

Vehbi Tülek

Tuğ O Kadar Ucuz Değil

Vehbi Tülek

7 Yaşinda Harbe Katildim

Vehbi Tülek

Sultan Ii. Murad Ve Şücaeddin Karamani

Vehbi Tülek

Bir gün Sultan İkinci Murâd Hân, Edirne'de abdest tâzelemek üzere çıktığı zaman ayağı kayıp düştü. O sırada nûr yüzlü bir kimse peydâ oldu. Sultânı elinden tutup, o tehlikeli hâlden kurtardı ve âniden kayboldu. Sonra Pâdişâh, kendini tehlikeden kurtaran o zâtla görüşmek istedi. Edirne'nin bütün sâlih kimselerini huzûruna dâvet etti. Ancak, dâvet ettiği kimseler arasında aradığı zât yoktu. Nihâyet bütün Edirne halkını bir yere toplatıp, birer birer gözden geçirdikten sonra, aralarında, elinden tutup kurtaran Şücâeddin Karamâni'yi buldu. Ona hürmet edip, iltifât ve ihsânlarda bulundu. Debbaglar Mahallesinde ona bir mescid ve bir dergâh yaptırdı. Talebelerine Murâdiye evkâfından maaş bağlatıp, ihsânlarda bulundu.Şücâeddin Karamâni, kendi mezarının duvarını, kendi eliyle kerpiçden yaptı. Her kerpici, yerine üç defâ İhlâs sûresi okuyarak koydu.Kânûni Sultan Süleymân Hân, pâdişâhlığı zamânında Edirne'ye geldiğinde, mescidini büyültüp câmi hâline getirdi. OrayaKur'ân-ı kerim okuyan hâfızlar, müezzin ve hatib tâyin etti. O sırada dergâhında vazifeli olan Cerrahzâde Mustafa Çelebi, Şeyh Şücâeddin Karamâni hazretlerinin yaptığı duvarı yıktırmayıp, bereketlenmek için olduğu gibi bıraktırdı.Şücâeddin Karamâni, dergâhını ve mescidini büyütüp imâr eden müslüman olmayan mimârın rüyâsına girip, onu İslâma dâvet etti. O da ertesi gün İslâmı kabûl edip, hidâyete kavuştu ve ismini "Hidâyet" olarak değiştirdi.

Şeyh Vefa Ve Sultan Bayezid

Vehbi Tülek

Hafiz Mehmed’in Oğlu

Vehbi Tülek

Zafer Ve Seciye

Vehbi Tülek

Malkoçoğlu Ve Romanya’yi Fethi

Vehbi Tülek

38 - Savaş Ve Zafer İçin

Vehbi Tülek

49 - Şehid Musa Hulûsi Paşa

Vehbi Tülek

Mücevherli Minare

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Bugün, Dünkü Günün Yarınıdır!

Ebû Abdullâh Muhammed ed-Der'i hazretleri Fas'ta yaşamış olan âlim ve velilerdendir. Merakeş'in batısındaki Der'a'da doğdu. Şâziliyye'nin bir kolu olan Nâsıriyye tarikatine intisab etti ve icazet alarak talebe yetiştirdi. Talebelerinin en meşhuru Libya'da Senûsiyye tarikatını kuran Şeyh Muhammed Senûsi'dir. Ebû Abdullâh 1239 (m. 1823)'de vefat etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Mansur Buhûtî

Vehbi Tülek

Mansur Buhûti hazretleri Hanbeli fıkıh âlimlerindendir. Kuzey Mısır'da Buhût köyünde 1000 (1591) yı­lında doğdu. Zamanın büyük âlimlerinden ders okudu ve Hanbeli fıkhının en meşhur âlimlerinden oldu. 1051'de (m. 1641) Kahire'de vefat etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Mümin, Bütün âzâları Ile Oruç Tutmalıdır

Vehbi Tülek

Muhammed Nasûhî Efendi

Vehbi Tülek

Muhammed Nasûhi Efendi, 1647 (H.1057) senesinde doğdu ve 1718 (H.1130) senesinde İstanbul'da vefât etti. Kabri Üsküdar, Doğancılar'da Nasûhi Dergâhı bahçesindedir...

Şekle Değil Manaya Bak!..

Vehbi Tülek

Fahreddîn-i Râzî (rahmetullahi Aleyh)

Vehbi Tülek

Muhyiddîn Acemî

Vehbi Tülek

Bi'r-i Mâûne Şehitleri

Vehbi Tülek

Bedreddîn Hasan Cebertî

Vehbi Tülek

Süleyman Neş’et Efendi

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Senin Nasibin Diyar-i Rum’dadir

Senin Nasibin Diyar-i Rum’dadir

Niyâzi-i Mısri, devamlı ibâdet ve tâatla meşgûl olduğu sırada, bir gece rüyâsında Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretlerini gördü. Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri büyük bir taht üzerinde oturmaktaydı. Etrâfına talebeleri toplanmıştı. Niyâzi-i Mısri, kendisini onların arasın da görünce, hayâsından dışarı çıkmaya yol ve fırsat aradığı bir sırada, Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri, onu yanına çağırıp, bir kese altın hediye verdi ve; "Senin nasibin diyâr-ı Rûm'dadır. Mısır'da değildir." buyurdu. Ertesi gün Niyâzi-i Mısri bu rüyâsını hocasına anlatın ca, hocası hemen ona hilâfet verdi ve duâ etti. Bunun neticesinde Niyâzi-i Mısri 1646 sene sinde Mısır'dan ayrılarak İstanbul'a gitti. İstanbul'da Sultanahmed Câmii civârında Sokullu Mehmed Paşa dergâhında ikâmet edip, uzun süre riyâzette kaldı. Kaldığı odada çok gözyaşı döktü. Halil Paşa, Niyâzi-i Mısri hazretlerinin kaldığı odanın döşemelerini yenilemek için teşebbüste bulunduğu zaman, Niyâzi-i Mısri hazretlerini rüyâsında gördü. Rüyâda "Gözlerimin yaşı ile yıkanmış olan tahtaları muhâfaza ediniz." diye emretmesi üzerine, tahtalarını muhâfaza etmek sûretiyle odayı tâmir etti.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Delik Kova

Vehbi Tülek

Kadı Iyâd Hazretleri Ve Dürüst Genç

Vehbi Tülek

"encümen-i Bîzebân"

Allah'tan Utanandan Her Şey Utanir

Yirmi Saniyede

Alabilirsen Al

Delik Kova

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Delik Kova

Vehbi Tülek

Iv. Mehmed Han Ve Ahmed CÂhidî Efendi

Vehbi Tülek

Korkma!

Vehbi Tülek

Başka Du Bilmez Misin?

Vehbi Tülek

Ebussuud Efendi Ve Nureddinzade

Vehbi Tülek

Evliyalar Ölmez İmiş

Vehbi Tülek