Esas Pehlivan, Nefsine Galip Gelendir!
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
(Rahmetullahi Aleyh)
e-Gazete (Bugün)
Bizim Sayfa (Bugün)
16.487.258
Caliyet-ül Ekdar
Silsile-i Aliyye Büyükleri
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Lehliler, sınır olaylarını önlemek ve bir barış yapmak ümidi ile İstanbul'a bir elçi gönderdiler. Halbuki o tarihlerde Osmanlılar, Lehistan üzerine bir sefere karar vermişlerdi. Onun için padişah elçiye:-Barıştan ve ittifaktan değil, harpten ve seferden bahsetmelisiniz. Lehistan kralı vergi vermeye muvafakat, Dniestr istihkamlarını tahrip ve kazakları imha etmedikçe onunla bizim aramızda dostluk olamaz. Dedi.
Ebubekir Kâni Efendi, 18. Yüzyılın tanınmış edebiyatçılarındandı. Bilhassa hiciv eserleri ile meşhur olmuştu. Divan'ı, Hasbıhal isimli hiciv eseri ve Münşeat adlı mektupları edebiyatımızda mühim bir yer tutar. Bu mektuplar arasında, bir kediyi konuşturarak yazdığı Hirername önemlidir. Kâni Efendi, Eflak Voyvodası İskerletzade Konstantin Efendi'nin özel katipliğini yapmak üzere Bükreş'e tayin edilmişti. Burada, Voyvo danın yeğenine de Türkçe öğretmenliği yapmıştı. Daha sonra Limni Adasına gönderilmiş, bir süre sonra da İstanbul'a dönmüştü. Bükreş'teki ikameti sırasında ona muhalif olanlar, Efendi'nin tanassur ettiğini, yani Hristiyan olduğunu söylemeye başladılar. Bu söylenti kulaktan kulağa geçerken şekil değiştirerek, onun bir Romen kızına gönlünü kaptırdığı, onu elde etmek veya nikahına almak için din değiştirdiği şeklinde yayıldı. O sırada 70 yaşında bulunan Kâni Efendi, dedikoduculara, iki asırdır dilimize bir atasözü olarak yerleşen tarihi cevabını verdi:"Kırk yıllık Kâni, olur mu Yani"
Çatalcalı Ali Efendi kırk üçüncü Osmanlı şeyhülislâmıdır. 1041 (m. 1631) senesinde Çatalca’da doğdu. İstanbul’a geldi. Meşhur âlimlerden uzun müddet ilim tahsil etti. Bazı medreselerde müderrislik yaptıktan sonra, Selanik ve daha sonra Mısır kadılıklarına tayin edildi. 1081 (m. 1670) senesinde Rumeli kadıaskerliğine, sonra da şeyhülislâmlık makamına getirildi. 1103 (m. 1692) senesinde Edirne’de vefât etti. “Fetâvâ-i Ali Efendi” adlı eserin yazarıdır. Çatalcalı Ali Efendi’nin bu kıymetli eserindeki fetvâlardan bazıları şöyledir:
Ahmed bin Zeyd hazretleri Şâfii mezhebi fıkıh âlimi ve zâhidlerden olup Yemenlidir. 793 (m. 1391) senesinde vefât etti. Tesirli nasihatleri vardır. Buyurdu ki:
İbn-i Taber hazretleri tefsir, hadîs ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. İsmi, Ahmed bin Hüseyn el-Mervezî’dir. Türkistan’da Merv’de doğdu. 376 (m. 986) yılında Buhârâ’da vefât etti. Fıkıh ilminde müctehid, tefsîr ilminde çok yüksek, hadîs ilminde hafız idi. Yüzbin hadîs-i şerîfi rivâyet edenlerle birlikte ezbere bilirdi. Ebû Kâsım Saffâr’dan fıkıh ilmini öğrendi. O Nasır bin Yahyâ’dan, o da Muhammed bin Semâa’dan, o da İmâm-ı Ebû Yûsuf’tan ve o da İmâm-ı a’zamdan öğrenmiştir. Bir dersinde şunları anlattı:
Adamın birisi Musa aleyhisselam'a gelerek:
- Ya Musa, ne olur dua et de hayvanların dilinden anlayayım. Bundan kendime dersler çıkarır, iyi insan olurum, dedi. Musa aleyhisselam:
- Git işine bak, bu halin senin için daha hayırlıdır, kaldıramayacağın bir
yükün altına girmeye çalışma, diye cevap verdi. Fakat adam dinlemedi ve
ısrar etti.
- Ya Musa, ne olur hiç değilse kapımdaki köpekle horozun dilinden anlayayım diyordu. Sonunda Musa aleyhisselam dua etti ve adam sevinerek evine gitti.