Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.558.384

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Ehl-i Sünnet Itikadının Temel Esasları

İshâk bin Muhammed Semerkandî hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Semerkand’da doğdu. Fıkıh ve kelâm ilmini, meşhûr âlim Ebû Mensûr Muhammed Mâtürîdî’den tahsil etti. Ebû Bekr Verrâk ve zamanındaki Belh evliyâsı ile sohbet etti ve onlardan tasavvuf ilmini öğrendi. 342 (m. 953) senesinde vefât etti. Çok kitap yazdı. Eserlerinden “es-Sevâd-ül-a’zam” kitabında, bir insanın “Ehl-i sünnet vel cemâatten olabilmesi için, altmışbir temel esâsı kabûllenmesi gerekir. Bu temel esaslardan bazıları şunlardır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Aşçi Yahya Baba Ve Sultan Ii. Bayezid

Aşçı Yahyâ Baba sâdece insanları değil, bütün mahlûkâtı severdi. Her gün yemek dağıtımından sonra artan pilavı Tunca balıklarına dökerdi. Bir süre sonra oranın anbar memuru; "Her gün pilavlar Tunca Nehrine dökülüyor. Demek ki fazla geliyor. Verilen pirinç mikdârını azaltın." diye emir verdi. Kilerci her gün artan pilav kadar az pirinç vermesine rağmen, her zamanki kadar pilav arttı. Aşçı Yahyâ Baba yine bu pilavı kepçe kepçe Tunca balıklarına serpti. Onlar yedikçe o doyuyordu. Her gün pirinç azaltılmasına rağmen sonuç değişmedi. Öyle oldu ki, durum pâdişâha aks etti. Sultan da denemek istedi. Kararlaştırılan günde bütün misâfirler yemeklerini yediler. Yemek yiyenler her zamanki misâfirden fazla ve pirinç mikdârından az olmasına rağmen pilav yetti ve arttı. Yahyâ Baba balıkların nasibini nehre dökeceği sırada Sultan Bâyezid-i Veli'nin; "Yahyâ Baba! Bu yaptığın isrâf değil midir?" demesi üzerine, binlerce balık başını sudan çıkarıp; "Sultânım! Devletin artığını bize çok mu görüyorsun?..Senin devletinin ikrâmı sâdece insanlara mıdır?" dedi. Aşçı Yahyâ orada secdeye kapanarak rûhunu teslim etti. Onun büyüklüğünü anlayamayanlar, yaptıklarına çok pişmân oldular. Muhteşem bir cenâze merâsimi ile külliyesinin kuzey tarafındaki bahçeye defnedildi.

Vehbi Tülek

Ferid Paşa Ve Haci Abdullah Efendi

Vehbi Tülek

Amerika’ya Osmanli Yardimi

Vehbi Tülek

Kirimli Ahmet

Vehbi Tülek

93 harbi diye bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus savaşının en şiddetli günlerinde, Akçaabat sokaklarında bağıran tellalın söyledikleri sözler halkın yüreğine hançer gibi saplanıyordu:-Ey ahali! Duyduk duymadık demeyin! Moskof gavuru onsekiz parça harp gemisi ile gelip Sargana deresi ağzına asker döktü. Dinini memleketini seven kara Moskofa karşı silaha sarılsın. Herkes eline ne geçerse alıp gelsin!O sırada Moskoflar kıt'alar halinde kasabaya doğru ilerlemeye koyulmuşlardı. Akçaabat o tarihlerde ne kadar yerdi ki zaten! Kasabayı kır gezintisine çıkar gibi işgal edeceklerdi! Fakat kasaba dışında öyle bir mukavemetle karşılaştılar ki, büyük zayiat vererek geri çekildiler. Rus kumandanı saçını başını yoluyor:-Olamaz!...İmkansız!... bir kasaba. Çoluk-çocuk, kadın! Bunların yarısı kadar da ihtiyar. Korkak herifler. Nasıl yüz çevirirsiniz?

İyiliğe Karşi Kemlik

Vehbi Tülek

Boynuzsuz Koç

Vehbi Tülek

39 - GÂzileri Boş Mu Sanirsiniz?

Vehbi Tülek

Bir Salkim Üzüm

Vehbi Tülek

Kiymeti Takdîr

Vehbi Tülek

Kanuni’nin Mevlana’yi Ziyareti

Vehbi Tülek

Benim Gözüm Göreceklerini Gördü

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

İmran Bin Husayn (radıyallahü Anh)

İmran bin Husayn hazretleri, Eshab-ı kiramdandır. Huzaa kabilesinden olup, Hayber Gazasında, kız ve erkek kardeşi ile birlikte Müslüman olmuştur. Babasından evvel iman etmiştir. Babası Husayn, Peygamber Efendimizin yanına gelince, uygunsuz davranacağını sandığı için ayağa kalkmadı. Peygamber Efendimizin dâvetini kabul edip şehadet kelimesini getirmesi üzerine, yerinden kalkıp babasının elini ayağını öptü. Sırf Allah rızasını gözeterek yapılan bu hareket karşısında Peygamber Efendimizin ağladığı da nakledilmektedir...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Bir Ibâdetin Sahih Ve Makbûl Olması Için

Vehbi Tülek

Seyyid Hüsâmeddin Nakşi Efendi Osmanlı evliyasının büyüklerindendir. İstanbul'da 1770 (H.1184) senesinde doğdu. Küçük yaşta ilim tahsiline başladı Çeşitli medreselerde okudu. Nakşibendiyye şeyhlerinden Ahıskalı Hacı Selim Efendi'den dini yüksek ilimleri okuyup icâzet aldı. Sonra Bursa'ya gitti. Bursalı Hâce Muhammed Emin Efendi'nin yanında tasavvufta bir hayli yol katetti. Onun vefâtı üzerine tekrar İstanbul'a dönüp İdris Köşkü denilen yerdeki Hâtuniyye Tekkesinde talebe yetiştirdi. 1863 (H.1280) senesinde vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:

Şerîfzâde Seyyid Mehmed Efendi

Vehbi Tülek

Seyyid Âbid Çelebi

Vehbi Tülek

Seyyid Âbid Çelebi rahmetullahi aleyh Yavuz Sultan Selim Hân devri âlimlerindendir. 931 (m. 1524) senesinde Kırım'da Kefe şehrinde vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce bir sohbetinde buyurdu ki:

“otuz Beş Yaş” Ve Cahit Sıtkı Tarancı

Vehbi Tülek

Hendekte Yaşanan Mucizeler

Vehbi Tülek

Ehl-i Sünnet Îtikatını Öğrenmek Farz-ı Ayndır

Vehbi Tülek

Hadis âlimi Ali Bin Harb

Vehbi Tülek

şeyhlerin Şeyhi Abdullah Ibni Hafif

Vehbi Tülek

Dört Türlü Zekât Malı Vardır

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
SelÂmetle Gidip Gel

SelÂmetle Gidip Gel

Abdülehad Efendi bir gün, talebelerinden birisinin bir iş için Üsküdar'a gidip gelmesini istedi. Fakat o gün çok fırtınalı idi. Kayık hiç işlemiyordu. Bu yüzden talebelerden kimse, ben gidip gelirim, diyemedi. Nihâyet içlerinden biri, Abdülehad Efendinin emrini yerine getirmek için kendisinin Üsküdar'a gidip geleceğini söyledi. O zaman Abdülehad Efendi o talebesine; "Selâmetle gidip gel." diye duâ etti. O talebe Eminönü'ne geldiğinde, yüz kadar kayıkçıdan ancak birini Üsküdar'a gidip gelmeye iknâ edebildi. Kayıklarından birisini denize indirdiler. Bir ok atımı gitmeden, fırtına dindi, deniz sâkinleşti, rüzgâr uygun bir yöne doğru esmeye başladı. Yelken açıp, Üsküdar'a kısa zamanda gidip geldiler. Dönüşte talebe durumu Abdülehad Efendiye bütün tafsilâtıyla anlattı. Abdülehad Efendi talebesine çok duâ etti.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Kum Ve Kaya

Vehbi Tülek

Hayat Kurtaran Yalan

Vehbi Tülek

Sarik Ve Sakal

Tüccarin Rüyasi

İsmail Hakki Efendi

Deniz Üzerinde Yürüyüp Sahile Doğru Gitti

Sakiz Ağacinda Yapilan Hac

Ana Hakkı Ve Alkama'nın Sonu

Misâfir Istiyordun. Gönderdik, Kovdun

Vehbi Tülek

Bir Çuval Toprak Ve Arsa

Vehbi Tülek

Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Vehbi Tülek

Yoksa Hizir Olduğunu Söylerim

Vehbi Tülek

Sakin Kalyona Binme

Vehbi Tülek

Hayat Kurtaran Yalan

Vehbi Tülek