Esas Pehlivan, Nefsine Galip Gelendir!
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
(Rahmetullahi Aleyh)
e-Gazete (Bugün)
Bizim Sayfa (Bugün)
16.486.928
Caliyet-ül Ekdar
Silsile-i Aliyye Büyükleri
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Üçüncü Murâd Hanın yerine geçen Üçüncü Mehmed Han ve ondan sonra tahta çıkan Birinci Ahmed Han da Şeyh Hüdâyi hazretlerine büyük bir saygı ile bağlı idiler.
Bir gün Sultan Birinci Ahmed Han rüyâsında; "Avusturya Kralı ile güreş tuttuğunu, fakat kendisinin arka üstü yere düştüğünü" görmüştü. Zâhiren bakıldığında rüyâ çok korkunç idi. Sabahleyin, derhal huzûra getirilen âlimler ve rüyâ tâbircilerinden hiçbiri bu rüyâyı, Pâdişâhı tatmin edecek şekilde tâbir edemedi. Nihâyet Üsküdar'da bulunan Aziz Mahmûd Hüdâyi'nin, bu rüyâyı tâbir edebileceğini arz ettiler.
Sultan Abdülaziz Hân'ın bindiği Sultaniye vapuru bütün ihtişamı ile sahillere yığılmış Fransız halkının tarassutu altında 28 Haziran 1867 sabahı Fransa'nın Tulon limanına varılmış tı. Rıhtımda dük Dö Trant, General Bevil, Marki Dö Ko, Verşer Dö Refiye ve kumandan Dreyse sıraya dizilmişler, halk da arkalarında "Vive le Sultan" alkışlarıyla rengârenk bir manzara içindeydiler. Fransız donanması alay sancaklarıyla donanmış, top atışlarıyla onu selâmlıyor lardı. Orada sultanı karşılayanlar arasında elçimiz Mustafa Fâzıl Paşa ve bilumum Türk tebaa da vardı. Zât-ı şâhâne tarafindan kabul ve iltifâta mazhar olanlar arasında Fransa'daki Türk tebaa dan sayılan Araplar, Mısır Kölemenleri, Türkistanlılar, Afganlılar, sair Müslümanlar, Ermeniler, Rumlar, Museviler ve diğer milletler hepsi bir aradaydı ve Fransa'nın pek çok yerinden kalkıp sultanlarına arz-ı ubûdiyet etmeye gelmişlerdi. Bunlar içinde resmi vazifeli olanlar fesli ve üniformalı idiler.
Ebü'l-Ferec Ali Halvetî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Afganistan’da Herat’ta doğdu. Önce Pîr Seyfeddîn Halvetî’nin sohbetlerine katıldı. Sonra hocasının izniyle Pîr Ömer Halvetî hazretlerine talebe oldu. Kendisinden icâzet aldı. 1397 (H.800) senesinde Herat civârında Kazergâh’da vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
Ebû Bekr Verrâk hazretleri, Maveraünnehir'de yaşamış olan evliyânın meşhurlarındandır. 893 (H.280) senesinden önce vefât ettiği tahmin edilmektedir. Aslen Tirmizli olup, Belh şehrine yerleşmiştir. Zamânının büyük âlimlerinden ve evliyânın meşhurlarından olan Ahmed bin Hadreveyh ve Muhammed bin Ali Hâkim Tirmizi'nin derslerinde ve sohbetlerinde bulunup kemâle ermiştir...
Ali bin Muhammed hazretleri, Şafii mezhebi âlimlerindendir. Aynı zamanda edib idi. 401 (m. 1010) senesinde Buhârâ'da vefât etti.
Bu mübarek zatın hikmetli sözleri pek çoktur. Buyurdu ki:
Sultan III. Mustafa zamanındaki evliyanın büyüklerinden olan Abdülehad Nuri Efendi, Süleymâniye Câmiinde vâz ettiği bir gün, kürsüye bir kâğıt kondu. Vâzdan sonra, bu şekilde konan kâğıtları okurlardı. Kâğıdı okuyunca; "Sizin gavs olduğunuz söyleniyor. Gavs olan, Allahü teâlânın izni ile istediğini yaparmış. Eğer gavs iseniz, beni bu mecliste öldürün bakalım." yazıyordu. Abdülehad Efendi bu yazıyı okuyunca; "Taassub insanı nelere götürürmüş. Sübhânallah, biz âciz ve fakir bir kuluz. Halk bizi gavs ve kutb bilir. Hak teâlâ onları tasdik eyleye. Kutb olanlar nefis ehli olanlar gibi, ben bunu yapamaz mıyım diye elinden geleni yapmaya kalkışmaz. Onlara sıkıntı ve cefâ verilse bile onlar affederler. Onun için yüksek mertebelere eriştiler. Fakat evliyâ, kınından çekilmiş bir kılıçtır. Bir kimse kendini kılıca vursa, kabahat kılıcın mıdır, yoksa kendini kılıca vuranın mı?" buyurduklarında, câminin içinde; "Aman, eyvah, eyvah." diye bir çığlık koptu. O kâğıdı yazan kişi o anda vefât etti.