Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.432.220

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Onlar Ne Isrâf, Ne De Cimrilik Ederler

Şemsüddîn Muhammed Şirbînî hazretleri Şâfiî fıkıh âlimidir. Mısır’ın Şirbîn köyünde doğdu. Tahsil için Kahire’ye gitti. Zekeriyyâ Ensârî ve Şehâbeddin Remlî’nin derslerine devam etti. İcazet aldıktan sonra Mansûrî Külliyesi’nde tefsir hocalığına tayin edildi. 977 (m. 1570)’de Kahire’de vefat etti. “Muğni’l-muhtâc” isimli eseri, Nevevî’nin “Minhâc” şerhidir. Bu kitabında şöyle buyuruyor:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Küçük Bir Çamur Denizi Sulandirmaz

Sultan Ahmed, Şeyhi Aziz Mahmud'a bir hediye sunmak istiyordu. Mürşidinin kendisin den bu hediyeyi kabul etmesi onu çok memnun edecekti. Sultan Ahmed bir gün kendine uygun gördüğü bir hediyeyi Aziz Mahmud Hüdayi Hazretlerine gönderdi. Ama Şeyh Hazretleri kabul etmedi. Şüphesiz bu kabul etmeyiş, sultana karşı bir tavır anlamına gelmiyordu. Evliyanın büyüklerinden çoğu prensip olarak hediye kabul etmezdi. Bu, büyük insanların dünya malına hangi gözle baktıklarını, başkaları için ulaşılmaz sayılan şeylerin nazarlarında hiçbir değer taşımadığını ifade etmenin bir yoluydu.

Sultan Ahmed şeyhi Hüdayi'nin kabul etmediği hediyeyi yine bu devrin evliyasından Abdülmecid Sivasi'ye gönderdi ve o da kabul etti. Kendisine, padişahın aynı hediyeyi Aziz Mahmud Hüdayi'e sunduğu ama kabul etmediği de hatırlatıldı. Sivasi Hazretleri gerçek büyüklere yakışır bir tutum ortaya koydu: "Hüdayi Hazretleri bir karga değildir ki leşi kabul etsin" dedi. Aziz Mahmud Hüdayi'ye de "Sizin kabul etmediğiniz hediyeyi Şeyh Sivasi kabul etti" dediler. Şu cevabı verdi: "Onun için hiç bir mahzuru yoktur. Çünkü o öyle büyük bir ummandır ki bir parçacık çamurun kendini bulandırmayacağını bilir."

Vehbi Tülek

Orhan Gazi’nin Örnek Şahsiyeti

Vehbi Tülek

Elçimizin Devlet Ve Tuvalet Dersi

Vehbi Tülek

Mimar Sinanin Mektubu

Vehbi Tülek

Birkaç yıl önce, Süleymaniye Camii'nin yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı anlaşıl dı. Eğer çözüm bulunamazsa, koca cami kısa bir zaman içinde yıkılacakmış. Caminin bütün taşıyıcı yükü kemerlerindeymiş. Bu kemerlerin ortalarında bulunan kilit taşları zamanla aşın mış. Ama elde yazılı bir proje olmadığı için nasıl değiştirileceği bilinmiyordu. Hemen Türkiye' nin en yetkin mühendis ve mimarlarından oluşan bir heyet oluşturuldu. Ortaya bir sürü fikir atıldı. Her kafadan bir ses çıktı ama sonuç alınamadı. Tartışmalar sürerken caminin içinde büyük bir karmaşa sürüyordu. Ülkenin çeşitli bilim kuruluşlarından bir sürü mimar, mühendis kemerleri inceliyordu. Bu adamlardan biri ortalarda dolanırken, kazara, gizli bir bölme buldu. Bölmede, üzerinde eski yazı olan bir not vardı. Uzmanlara inceletilen kağıdın orijinal olduğu belgelendi. Bu kağıt parçası bizzat Mimar Sinan'ın imzasını taşıyan bir mektuptu. Mektupta yazılanlar tercüme ettirilince ortaya şöyle bir metin çıktı: "Bu notu bulduğunuza göre kemerlerden birinin kilit taşı aşındı ve nasıl değiştirileceğini bilmiyorsunuz." Koca Sinan, kademe kademe, kilit taşının nasıl değiştirileceğini anlatıyordu. Heyet Sinan'ın söylediklerini aynen yaptı. Süleymaniye camisi böylelikle kurtarıldı. Bu mektup şu an Topkapı Sarayı'nda saklanıyor.

Hediye Baston

Vehbi Tülek

56 - Paris'de Bir Osmanli

Vehbi Tülek

Âlim Sadrazam FÂzil Mustafa Paşa

Vehbi Tülek

Büyük Devlet Olmak

Vehbi Tülek

Bütün Mülkiyetler Mukaddestir

Vehbi Tülek

Bizim Talebelerimiz Bu Kadardir

Vehbi Tülek

Iii. Murad Han Ve Hazret-i Üftade

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Alâeddin Arabî Efendi

Alâeddin Arabi Efendi altıncı Osmanlı şeyhülislâmıdır. Haleb'de doğdu. İlk tahsi­linden sonra Edirne'ye gitti. Molla Gürâni ve Hızır Bey'in dersle­rine devam etti. Bursa'ya müderris tayin edildi. Orada Şeyh Alâeddin Ali efendiye intisap ederek Halveti icazeti aldı. Sultan II. Bayezid devrinde şeyhü­lislâm oldu. 901 (m. 1496)'da İstanbul'da vefat etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

İyilik Yaptıkları Zaman Sevinenler

Vehbi Tülek

Kadri Efendi Osmanlı âlimlerindendir. 1010 (m. 1601)'de doğdu. Aslen Karamanlı olup, tahsilini tamamladıktan sonra Şeyhülislâm Zekeriyyâzâde Yahya Efendi'ye mülâzım oldu. Çeşitli medreselerde­ mü­derrislik, Mekke ve İstanbul Kadılığı, Anadolu Kadıaskerliği yaptıktan sonra Rumeli Kadıaskerliğine tayin edildi. 1084 (m. 1674)'de vefat etti. Derslerinde buyurdu ki:

Cerrahzâde Muslihiddîn Efendi

Vehbi Tülek

Cennet Ve Cehennem Ehlinin Alâmeti Vardır

Vehbi Tülek

Hacı Halife hazretleri Osmanlı evliyâsındandır. Kastamonu'da doğdu. Şeyh Tâcüddin İbrâhim'in sohbetine gidip, tasavvuf yoluna girdi. 896 (m. 1490) senesinde vefât etti. Alâüddin Fenâri ona talebe olmak istedi. Hacı Halife ona hitaben buyurdu ki:

Bir Hikmet Ehli Hasen-i Tüsterî

Vehbi Tülek

Nisaba Mâlik Olmak Ve Zekât Hakkında

Vehbi Tülek

Korkunun Ve Ümidin En Faydalısı

Vehbi Tülek

Abdullah El-makdisî

Vehbi Tülek

Sul­tan­la­ra Bi­le ­na­si­hat E­den Zat

Vehbi Tülek

Hanefî Fıkıh âlimi Burhâneddîn Zernücî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Yüz Vermedin!

Yüz Vermedin!

Fakih Îsâ bin Muhammed şöyle anlatır:

Uzak bir diyârda idim. Abdullah el-Ayderûs'u açıkça bulunduğum yerde görmeyi temenni etmiştim. Mescide gittim. Oraya bir dilenci ve yanında birisi gelip benden bir şey istedi. Bir şey vermedim. Oradan ayrılıp başka yere gittim. O dilenci ve yanındaki kişi benim arkamdan geldi. Sonra yine yanıma yaklaşarak benden bir şeyler istedi. Yine yüz vermedim. Bunun üzerine o dilenci ve yanındaki ayrılıp gitti. Bir müddet sonra ben, Abdullah el-Ayderûs'un bulunduğu yere döndüm. Şeyh Abdullah'ın yanına giderek; "Ben sizi gittiğim yerde alenen görmeyi temenni ettim. Lâkin bu isteğim hâsıl olmadı." dedim. Bunun üzerine Ebû Muhammed el-Ayderûs ; "Sana aleni görünmem hâsıl oldu. Falan gün duhâ vaktinde sen falan mescidde idin. Senin yanına bir dilenci geldi. Yanında birisi de vardı. Senden bir şeyler istediler. Onlara bir şey vermedin. Sonra kalkıp bir yere gittin. Onlar da seni tâkib etti ve yine bir şeyler istediler. Yine yüz vermedin. İşte o dilencinin yanındaki ben idim. Ben, senin yanına o kılıkla gelmiştim." dedi. Ben; "Efendim! Sizin dedikleriniz doğrudur. Fakat o size fazla benzemiyordu." deyince, Şeyh Abdullah da; "Eğer ben bu hâlimle senin yanına gelse idim, sen beni tanır ve insanlara haber verirdin." buyurdu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Abdullah El-acemî

Vehbi Tülek

Üzülmeyiniz, Allahü Teala Sizi Kurtardi

Vehbi Tülek

Yüz Vermedin!

Ahde Vefa

Bizi Hatirlayin!

Tüccarin Rüyasi

9 Evi Dolaşan Kelle

SelÂmetle Gidip Gel

Bana Delil Getir

Vehbi Tülek

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Vehbi Tülek

Biz Söze Bakmayız, Öze Bakarız

Vehbi Tülek

Gördünüz Rüyadan Haberimiz Var

Vehbi Tülek

İcÂzetin Sirri

Vehbi Tülek

Kadı Iyâd Hazretleri Ve Dürüst Genç

Vehbi Tülek