1001 Osmanlı Hikayesi
• 02.08.2003
Vehbi Tülek
Zenbilli Ali Efendi başta olmak üzere, bazı İslam hukukçuları bu çeşit vakıfların meşrûiyet dayanağı hakkında tartışmalar yapmaya başlayınca, bunlara Büyük Hanefi Hukukçusu Seyyid Ahmed Hamevi de katılmıştır. II. Selim devrinde Mısır'da yaşayan bu âlimin, Osmanlı padişahlarının önemli tasarruflarından olan bu vakıflar hakkında yazmış olduğu "El-Es'ilet'ül-Hanefiyye Bil-Ecvibet'il-Hameviyye"[1][2] adlı eserinde bakınız neler diyor:"Şafii hukukçusu İbn-i Ebi Asrûn, tahsisat kabilinden vakıflara fetva vermiştir. Buna zamanındaki Maliki, Hanbeli ve Hanefi hukukçuları da muvafakat etmiştir. Bunun üzerine Eyyubi devlet adamı Nureddin Eş-Şehid, beytülmala ait araziden bir çoğunu, Şam'da hayır cihetlerine vakıf yoluyla tahsis etmiştir. Selahaddin Eyyubi de, Kudüs, Şam ve Mısır'da bu tür çok vakıflar yapmışlardır. Bunlara daha sonra gelen Türk ve Çerkez Sultanları tabi olmuşlardır. Nihâyet saltanat ve devlet, ZAMANIN EN ÂDİL HÜKÜMDARLARI OLAN OSMANLI PADİŞAHLARINA geçmiştir. OSMANLI PADİŞAHLARI, EHL-İ KEŞİF VE İRFANIN KİTAPLARINDA SAHABEDEN SONRA EN ÂDİL HÜKÜMLARDARLAR olarak vasıflandırılmışlardır.