Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.550.127

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Kûfe Kadısı Ebû Amr-ı Hafs

Ebû Amr-ı Hafs hazretleri, Hanefî mezhebi imamlarındandır. 117 (m. 735) târihinde doğdu. 198 (m. 809)’da Kûfe’de vefât etti. İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin talebesi olup, ondan fıkıh ilmi tahsil etti. Halife Hârûn Reşîd zamanında Bağdâd’ın bir mahallesinde iki sene kadılık yaptı. Daha sonra bu vazîfeden Kûfe kadılığına verildi. Onüç sene Kûfe’de kadılık yaptı. Muhammed bin Hamîd’in verdiği habere göre kadı olması şöyle olmuştur:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

İstanbul’un Fethi Ve İnsan Haklari

Fetih öncesi Bizans'ın iç durumu hiç iyi değildi. Devlet halkını soyuyor ve çeşitli zulümlerle inletiyordu. Avrupa ve Papalığın yardımını sağlamak için halkını, din değiştirip Katolik olmaya zorluyordu. Vergiler ödenemez büyüklükte idi. Halkın ayaklanmasını önlemek için papazlara, hurafeli inançları körükleme emrini verdiler. Bir yıldız kayması, baykuş ötüşü veya sis basması, felaket habercisi olarak anlatılıyordu. Meryem ana tablosunu bir yerden bir yere taşıyan birisinin ayağı kayıp düşse, halk günlerce yas tutuyordu. Halkı putperest yapmışlardı. Devlet din adamlarını köle gibi kullanıyordu. İşte bir patrik seçimi hikayesi: Rum patrikhane heyetine, imparator, kimi patrik seçeceklerini emirle bildiriyordu. Güya seçilen yeni Patrik, Bizans sarayına gelip durumu arz ediyordu.

Vehbi Tülek

Fatih Sultan Mehmet Ve Hüner Sahipleri

Vehbi Tülek

Cem Sultan Ve Papa

Vehbi Tülek

SehzÂdelerin Sünnet Dügünü

Vehbi Tülek

Belgrad seferinden dönen Fâtih Sultan Mehmed, Edirne'deki ikameti esnasında biri (Bâyezid) Amasya'da, diğeri (Mustafa) Manisa'da sancakbeyi olan iki şehzâdesinin sünnet edilmelerine karar verir. Bunun üzerine her iki şehzâde de merkeze çağrılır. Bu düğün için Fâtih, çevre hükümdarlara dâvetiyeler göndererek, onların da bu mutlu günlerinde yanlarında bulunmalarını arzu eder. Fâtih'in, ilim adamları ile halka karşı nasıl davrandığını, nasıl bir protokol uyguladığını göstermesi bakımından önemli olan bu düğünden, bütün Osmanlı kaynakları bahsederler. Âşık Paşazâde'nin verdiği malumat şöyledir:

Sakiz Adasinin Fethi Ve Nasuhi Efendi’nin Duasi

Vehbi Tülek

Osmanli Tüccari

Vehbi Tülek

Harp İlanindan Vazgeçsin

Vehbi Tülek

Toprak Taşimaya Giderüm

Vehbi Tülek

65 - Osman Fadlî Efendi'nin Duasi

Vehbi Tülek

2 - Şanli "yanya" Müdafaasi Ve Şehid Cavit Paşa

Vehbi Tülek

Koca Seyid

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Harputlu Hacı Ali Efendi

Hacı Ali Efendi, Harput'ta yetişen büyük velilerdendir. 1784 (H. 1198) senesinde Harput'ta doğdu. Babası Hacı Mahmûd Efendi nâmında bir zâttır.
Küçük yaşta ilim öğrenmeye başlayan Hacı Ali Efendi, Zahriye Medresesinde ders gördü ve Müftü Hacı Yûnus Efendiden icâzet aldı. Sonra Malatya'ya giderek meşhur Müderris Süleymân Efendiden, daha sonra Antep'te Mustafa Sağir'den, daha sonra da İstanbul'a gelerek Harputlu Hacı Abdurahmân Efendiden ilim öğrenerek icâzet aldı...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Rüyâda Bile Haram Işlemedim

Vehbi Tülek

Abdülvehhâb Müttekî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Hindistan'da Mendev'de doğdu. İlim öğrenmek için zamânının önemli ilim merkezlerine, sonra Mekke-i mükerremeye gitti. Büyük hadîs âlimi ve evliyânın meşhurlarından olan Şeyh Ali Müttekî hazretlerinin derslerine katıldı ve icazet alarak talebe yetiştirdi. 1592 (H.1000) senesinde Mekke'de vefât etti.

çıplak Âşık Ebdal Murad

Vehbi Tülek

Azılı Bir Müşrik Ümeyye Bin Halef

Vehbi Tülek

Ümeyye bin Halef, Peygamberimizin azılı düşmanlarındandır. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ile her ne zaman rastlaşsa kaşıyla, gözüyle alay eder, ayıplamaya çalışırdı. Ümeyye bin Halef, kölesi Bilal-i Habeşi'nin ellerini ayaklarını sıkıca bağlattırır, öğle vakti, kızgın güneşte, mekke vadisinde, sırtüstü yatırır, göğsü üzerine bir kaya konmasını emrederdi. "Vallahi ya ölünceye kadar böyle kalırsın, ya da Muhammed'i inkâr eder, Lat ve Uzza'ya taparsın!" derdi. Bilal-i Habeşi ise bu belâ içinde "Ehad! Ehad!" derdi. Bu sözleri duyan Ümeyye bin Hâlef bütün bütün çileden çıkar, Hazret-i Bilâl'in işkencesini bayılıp kendinden geçinceye kadar arttırırdı. Sonra da çekip giderdi. Hazret-i Bilâl nice sonra kendine gelirdi. Sonradan kendisi "Vallahi onları kızdıracak daha ağır bir kelime bilse idim, muhakkak onu söylerdim!" demiştir...

böyle Kimseler Gizli Düşmandır

Vehbi Tülek

Zeyneddin Tâybâdî

Vehbi Tülek

Bir Merhamet Deryası Ebû Abdullah El-basrî

Vehbi Tülek

Kur’ân-ı Kerîmi Tecvîde Uyarak Okumak

Vehbi Tülek

Allah Ve Resûlünün Sevgisi Için

Vehbi Tülek

Zalim Bir Hükümdârdı Sâlih Bir Mümin Oldu

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Bir gün Yalova'dan İstanbul'a bir gemi gidiyordu. İstanbul'a yaklaştıkları sırada, şiddetli bir rüzgâr esmeye, dalgalar gittikçe büyümeye, gemiye şiddetle vurmaya başladı. Dalgaların vuruşundan tahtalar gıcırdıyordu. Gemi, koca denizde bir o tarafa, bir bu tarafa yalpalıyor, devrilecek gibi oluyordu. Yolcular ne yapacaklarını şaşırdılar. Herkes geminin bir tarafına birikince, tehlike daha da büyüdü. Kaptan, yolcuları teskin etmeye çalışıyor ve herkesin yerinde oturmasını tavsiye ediyordu. Herkes birbiriyle helâlleşiyor ve şimdiye kadar işlediği günahlarına tövbe ediyordu. Bâzıları da, kurtulmaları için adakta bulunuyordu. Yolcuların arasındaki bir genç, Fâtiha-i şerife ve İhlâs sûrelerini okuyarak, hâsıl olan sevâbı; Peygamber efendimizin, Eshâb-ı kirâmın, evliyânın, âlimlerin ve zamânın velilerinden Üftâde hazretlerinin rûh-ı şeriflerine hediye etti. Sonra da; "Yâ hazret-i Üftâde! Himmetinizi, yardımınızı istirhâm ediyorum." dedi. O anda, uzaklardan bir karaltı peydâ oldu. Yaklaştıkca, bunun bir insan olduğunu, suyun üzerinde süratle kendilerine doğru geldiğini gördüler. Onun yürüdüğü yerlerde dalgalar hemen sâkinleşiyordu. Nihâyet o zât geminin yanına geldi ve gemiyi eliyle bir mikdâr tuttuktan sonra, geminin önünden yürümeye başladı. Yürüdüğü yerlerde deniz durgunlaşıyordu. Bir müddet sonra gözden kayboldu. Kaptan, o kimsenin su üzerinde gittiği istikâmete göre, geminin dümenini ayarladı. Bir müddet sonra, selâmetle sâhile vardılar. Herkes bu hâdise karşısında şaşırıp kaldı. Sâdece o delikanlı şaşırmamıştı. Yolcular sâhile çıktıklarında, bir kimse karşılarına çıkıp onlara; "Ey yolcular! Üftâde hazretlerinin selâmı var. Sağ olduğum müddetçe, bu sırrı kimseye söylemesinler diye bana emretti." dedi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Dördüncü Murad Han Ve Ankaravi İsmail Efendi

Vehbi Tülek

Fahreddin Acemî Ve Hurufiler

Vehbi Tülek

Gerçek Zehir

Sarayda İftar

Mü'mine Ikram, Affa Sebebdir

Sarayda İftar

Ana Hakkı Ve Alkama'nın Sonu

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

İftiranin Neticesi

Vehbi Tülek

Annenin Hizmete İhtiyaci Var

Vehbi Tülek

Misâfir Istiyordun. Gönderdik, Kovdun

Vehbi Tülek

Allah'ın Takdirine Kulun Aklı Ermez

Vehbi Tülek

İmanı Ona Kafidir

Vehbi Tülek

Cünnetü'l-esmâ

Vehbi Tülek