Esas Pehlivan, Nefsine Galip Gelendir!
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
(Rahmetullahi Aleyh)
e-Gazete (Bugün)
Bizim Sayfa (Bugün)
16.486.108
Caliyet-ül Ekdar
Silsile-i Aliyye Büyükleri
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Bir gece Nûreddinzâde Muslihuddin Efendi, fener hazırlatıp saraya gitti. Saraya varınca, kapıda bulunan görevliler içeri aldılar. Pâdişâha durumu arzedilince, kendisini kabûl etti. Pâdişâhla uzun müddet sohbet ettikten sonra şu rüyâsını anlattı: "Bu gece Resûlullah efendimizi rüyâmda gördüm. Emir buyurdu ki: "Süleymân'a bizden selâm söyle; İslâmın düşmanlarıyla farz olan cihâdı niçin terk etti? Benim şefâatimden ümit bekler ve rızâmı almak isterse, İslâm askerini hazır bulundurup, İslâm düşmanlarını ihtar etmekten uzak durmasın!"
Sultan II. Murad, şehzade Alaaddin Çelebi'nin vefat etmesi üzerine son derece üzüldü ve devlet işlerini on iki yaşındaki oğlu Sultan Mehmet'e bırakarak Manisa'ya çekildi. İşte bu gelişmeler Macar kralı Ladislas içi bir vesile oldu. derhal Osmanlılarla yaptığı antlaşmayı bozan Ladislas, savaş hazırlıklarına başladı. Haçlı ordusu Kasım ayının dokuzuncu günü Varna şehrine girdi. Müttefikler ordusunun saldırı hazırlıkları yaptığını haber alan Osmanlılar ise derhal bir harp meclisi topladılar. Bu mecliste Sultan Murad'a mektup yazılmasına karar verildi. Bu mektupta Sultan Murad'a derhal tahtına çıkmasının gerekliliğinden bildirilmişti. Sultan Murad ise mektupa şöyle cevap veriyordu; "Oğlumuz Sultan Mehmed'e hilafet makamını ve saltanat tahtını devretmekten maksadımız, bundan böyle istirahat etmekten ibarettir. Padişahlık kendine lazımsa din ve devleti korusun!"
İbn-i Muhallid hazretleri hadis, fıkıh ve târih âlimidir. 233 (m. 848)'de Bağdâd'da doğdu. 331 (m. 943) senesinde aynı yerde vefât etti. Şöyle nakleder:
Ebû Abdullah Hârezmi hazretleri Hanefi mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 667 (m. 1268)'de Hârezm'de doğdu. 741 (m. 1340)'da Kâhire'de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Ahizâde Hüseyin Efendi rahmetullahi aleyh, Osmanlı şeyhülislâmlarının yirmisekizincisidir. 980 (m. 1572) senesinde İstanbul'da doğdu. 1043 (m. 1633) senesinde deniz yolu ile hacca giderken, yolda vefât etti ve deniz kenarına defnedildi. Bu mübarek zat buyurdu ki:
Kâdı Yâkûb şöyle anlatır:
Birgün Şam'da bir mescidin kenarındaydım. Orada bir köprü vardı. Hava çok sıcaktı. Abdullah el-Yuneyni, abdest almak için dereye indi. O sırada bir nasrâni, şarap yüklü katırı ile köprüden geçiyordu. Katır bir ara ürktü ve yük yere yıkıldı. Çevrede başka kimse yoktu. Abdullah el-Yuneyni, yukarı çıkıp bana; "Yükü yüklemeye yardım et!" dedi.