Yolumuzu Aydınlatanlar • 14.05.2011
Aydi Baba, Gâziantep velilerindendir. 1812 (H.1227) senesinde Antep'te doğdu. İlk tahsiline bu vilâyette başlayan Aydi Baba sonra, ilim öğrenmek için, Halep, Kayseri ve İstanbul'a gitti. İlim tahsilini tamamlayınca memleketine dönüşünde Kayseri Medresesinde bir süre müderrislik yaptı. Bir arkadaşı ile berâber İstanbul'a seyâhate gitti. İstanbul'da Kuşadalı İbrâhim Efendiye talebe oldu ve ondan icâzet, diploma aldı. İstanbul dönüşünde İki Şerefeli Câmide imâmlık yapmaya başladı. Evinin bir bölümünü tekke hâline getirerek insanlara doğru yolu anlattı.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 15.05.2011
Cemâleddin Geylani hazretleri İran'da yaşamış olan velilerdendir. On ikinci asrın sonlarında Kazvin'de vefât etti. Faziletler ve kerâmetler sâhibi, son derece âlim, yüksek bir zât idi...
Cemâleddin Geylani hazretleri, Kazvin'de otururdu. Herkes, nûr saçılan sohbetlerinden istifâde etmek için, her taraftan akın akın yanına koşardı. Kazvin'de kendisinden istifâde eden, sohbetlerine koşan birçok talebesi bulunmakla berâber, uzak memleketlerde de talebeleri vardı...
Cemâleddin Geylani hazretleri, vefatından kısa bir zaman önce oğluna şu nasihatleri yaptı:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 16.05.2011
Osmanlı Evliyâsından Bahri Dede Edirne'de doğdu ve orada yetişti. 1566 (H.974) senesinde Bursa'da vefât etti. Kabri Bursa'daki zâviyesinde olup, ziyâret mahallidir...
Edirne'de zamânının âlimlerinden ilim öğrenen Bahri Dede, tasavvufta İbrâhim Edhem hazretlerinin yolunda yetişip kemâle ermiştir. Önce Kovacı Dede Dergâhında insanları irşâd, doğru yolu anlatma ile vazifelendirildi. Daha sonra Bursa'da Murâdiye Dergâhında insanlara rehberlik etti. Sohbetleri çok tesirli ve duâsı makbul bir zat idi...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 17.05.2011
Ebü'l-Hasan Bekri hazretleri Mısır'da yetişen velilerden ve Şâfii mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Doğum târihi ve yeri belli değildir. 1545 (H.952) senesinde Kâhire'de vefât etti. İmâm-ı Şâfii hazretlerinin kabri civârına defnedildi.
Ebü'l-Hasan Bekri hazretleri sohbetlerinde buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 18.05.2011
Hacı Beşir Ağa, Osmanlı dârüsseâde ağası olup Ahmed Yekdest hazretlerinin talebelerindendir. Ahmed Yekdest de, Muhammed Ma'sûm Fârûki hazretlerinin yetiştirdiği yedi bin mürşid-i kâmilden biridir. Önce saray hazinedârı oldu. Kıbrıs'a, Mısır'a ve oradan da Hicaz'a gönderilerek şeyhül-haremeyn vazifesi verildi. Bu vazifesi sırasında Mekke-i mükerremede bulunan Ahmed-i Yekdest hazretlerinin derslerine ve sohbetlerine katıldı. Ondan pek çok feyz alıp tasavvufta yükseldi. Duâlarına mazhar oldu. 1717 senesinde İstanbul'a çağrılarak dârüsseâde ağalığına tâyin edildi ve ölümüne kadar tam otuz sene bu vazifeyi ifa etti...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 19.05.2011
Ahmed Zeyla'i hazretleri, Peygamber sallallahü aleyhi ve selem efendimizin amcası Ebû Tâlib'in oğlu Ukayl'ın soyundandır. Doğum târihi bilinmemektedir. 1307 (H.707) senesi Kızıldeniz sâhilindeki Luhayye kasabasında vefât etti...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 20.05.2011
Dârendeli Hilmi Efendi, Ziyâeddin Gümüşhânevi hazretlerinin telebesidir. 1916 yılında Maraş'ta vefât etti. Kabr-i şerifi, Şeyh Âdil mezarlığındadır...
Çok cömert olan Dârendeli Hilmi Efendi, evine gelen hediyelerin tamâmını fakirlere dağıtırdı. Bir gün yeğeni; "Amca gelenin hepsini dağıtıyorsun" dediğinde; "Oğlum dağıtmazsan gelmez" demiştir. Bir vaazında insanlara şöyle nasihat etti:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 21.05.2011
Ahmed Neccâd hazretleri Bağdad âlimlerinin meşhurlarındandır. Hadis ve fıkıh ilminde, zamânının en önde gelen âlimlerinden idi. 867 (H.253) senesinde Bağdât'ta doğdu. Birçok âlimden ilim aldı. Yaşadığı devirde, Irak'taki Hanbeli âlimlerinin en büyüğü idi. 959 (H.348) senesinde vefât etti. Vefatına yakın talebelerine buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 22.05.2011
Ali Nebtiti hazretleri Mısır evliyâsının büyüklerindendir. 1495 (H.901) senesinde, Mısır'da vefât etti. Dergâhının yanına defnedildi.
Bu mübarek zat, her yıl Mekke-i mükerreme ve Medine-i münevvere halkına elbise, hubûbât ve şeker dağıtırdı. Verdiği şeylerin gizli tutulmasını ve verdiğini hiç kimseye bildirmemelerini isterdi. Birisi, onun verdiğini birine anlatsa, bir daha ona bir şey vermezdi. Kendi malını, talebelerine gelen hediyelere karıştırırdı. Sanki onların içinde kendi malı yokmuş gibi onları talebelerine taksim ederdi. Hızır aleyhisselâm ile görüşürdü. Sohbetlerinde buyururdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 23.05.2011
Baba Kemâl Cündi hazretleri Türkistan evliyâsından olup doğum ve vefât târihleri kesin bilinmiyor ise de on ikinci asrın ikinci yarısında vefât etmiştir.
Baba Kemâl, Necmeddin-i Kübrâ hazretlerinin huzûrunda yetişti. Kemâle geldiğinde, hocası kendisine hırkasını verdi. Baba Kemâl Cündi hazretleri, vefatına yakın bir sohbetinde buyurdu ki: