Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.561.418

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Mutlak Adak Ve Şarta Bağlı Adak Kesmek

Muhammed Şehîd Belhî hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Afganistan’da Belh şehrinde doğdu. İlim öğrenmek için Horasan, Nişâbûr, Rey, Bağdâd, Kûfe ve daha başka yerlere seyahatler yaptı ve çeşitli kitaplar telîf etti. Buhârâ kadılığında ve daha sonra Horasan emîrinin vezirliğinde bulundu. 344 (m. 955) târihinde Rebî-ül-âhır ayında şehîd edildi. Müntekâ isimli kitabında şöyle buyuruyor:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Venediklilerin Zulmüne Karşilik Osmanli Devletinin Vergi Adaleti

Osmanlı Devleti, adayı fethettikten sonra, Kıbrıs'da adaletin tam tesisi ve Venediklilerin vergi adaletsizliklerinin ortadan kaldırılması için gereken bütün hukuki düzenlemeleri de yapmıştır. İslam hukuku­nun tatbiki yanında, özellikle haraci arazi vergilerinin dü­zenlenmesi ile alâkalı olarak 980/1572 tarihli Kıbrıs Adası Kanunnâmesi hazırlanmıştır. Biz bu kanunnâmeyi uzun uzadıya zikredecek değiliz. Ancak Kıbrıs'daki vergi adaletini sağlayan giriş mahiyetindeki kısmını özetle­yeceğiz. Diğerlerininin ise, orijinalini vermekle yeti­neceğiz:Kıbrıs Kanunnâmesi'nin Mukaddemesi:"Venedikli kâfirler zamanında Kıbrıs ahalisinin mah­sulatından, bazılarından altıda bir; bazılarından beşte bir; bazılarından dörtte bir ve bazılarından da üçte bir alınıyordu.Ada halkı arasında Farikoz denen bir gurup haftada iki gün beglerine ve toprak sahiplerine çalışmakla mükel­lefdi.Ahali ve büluğa eren gençler, 60, 80, 90 akçe arasında değişen maktu vergilerini verdikden sonra ken­dileri, oğulları ve kızları için ayrı ayrı tuz hakkı adı altında ayrıca beşer akçe verirlerdi.Ziraat edilen arazilerden kesin olarak üçte bir ürün alınırdı.Ahalinin kısrağı katır doğursa 60 akçe; tay doğursa 25 akçe; inekleri doğursa beş akçe; her koyun ve kuzu­dan bir akçe alınırmış.

Vehbi Tülek

CinÂs-i TÂm

Vehbi Tülek

Osmanli Sultanlarinin Yüksek Dereceleri

Vehbi Tülek

Artik Serbestsiniz

Vehbi Tülek

Kanuni kumandasındaki Osmanlı ordusu Viyana önlerinde bir an geri püskürtülünce, o zamana kadar sessiz duran kiliselerin çanları sevinçle çangırdamaya başladı. Kanuni Sultan Süleyman, esir olan Avusturya ordusu bayraktarı Von Sedlitz'den bunun sebebini sordu. Von Sedlitz:"Sizi geri püskürtmenin verdiği sevinçtir" cevabını verdi. Bozgu nun verdiği acıya rağmen Kanuni, Von Sedlitz'in bu cesaretinden hoşlandı. Bu sebepten ona ve arkadaşlarına iftihar elbisesi giydirerek:"Artık serbestsiniz" dedi ve gitmelerine izin verdi.

Hükümdarlar VilÂyet Zabteder, Bahşetmez!

Vehbi Tülek

Bir Kaşik Tuz

Vehbi Tülek

Din Adamlarindan Devlete Zarar Gelmez

Vehbi Tülek

Yakişani Yapmak

Vehbi Tülek

Binbaşi Mehmed Ali Bey

Vehbi Tülek

Oruç Reis

Vehbi Tülek

Peki Yikilmasin

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Şehid Velî Utbet-ül-gulâm

Utbet-ül-Gulâm hazretleri, büyük velilerdendir. Doğum ve ölüm târihi bilinmemektedir. Rumlarla yapılan bir muhârebede şehid düştü. Kemâl sâhibi bir zât idi... Dâima murâkabe hâlinde bulunurdu. O, Allahü teâlâdan başkasıyla meşgûl olmaz, devamlı Allahü teâlâyı anar ve hatırlar, O'ndan bir an bile gâfil olmazdı. Bâzan öyle dalardı ki, gideceği yeri geçer, farkında olmazdı.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Balkan Harbinde Bir Askerin Son Mektubu

Vehbi Tülek

Acı ve hüzün dolu harp yılları... Evlad-ı Fatihan torunları, dedelerinin mirasını korumaya çalışırken birer birer şehit oluyorlardı... Balkan Harbine katılan bir asker, ağır yaralanmıştı. Son nefesini vermeden önce annesine yazdığı mektupta şöyle diyordu:
"Sevgili anacığım!
Ebediyen kaybolmuş bir evlat gibi, gönüllü olarak ikinci defa cepheye geldim. Fakat başım henüz omuzlarımın üzerindedir. Meydan savaşında şehit olan silah arkadaşlarımı düşündükçe pek mahzun oluyorum.

Allahü Teâlâ, Iyilerin Hürmetine Bağışlar

Vehbi Tülek

Ebû Türâb Ve Tövbekâr Genç -2-

Vehbi Tülek

Dün bir nebze bahsettiğimiz, fasık bir gencin, tövbe etmekle kavuştuğu nimetleri anlatmaya devam ediyoruz...
Annesi, toprak üstünde tövbe eden genci yerden kaldırıp, yatağına yatırdı. Gece olunca genç vefât etti. Ebû Türâb-ı Nahşebi hazretleri, o gece rüyâda Peygamber efendimizi sallallahü aleyhi ve sellem gördü. Yanında iki yaşlı zât var idi. Onlarla berâber çok kalabalık geldi. Birisi ona;

Bütün Işlerin Evveli Anne Rızası Almaktır

Vehbi Tülek

İbn-ül-harrât

Vehbi Tülek

Mecdeddîn Mûsulî

Vehbi Tülek

cenâze Namazımı Emîr Külâl Kıldırsın

Vehbi Tülek

Farzın Yanında Nâfilenin Hiçbir Kıymeti Yoktur!

Vehbi Tülek

Dünyada Ve âhirette Saadete Kavuşurlar

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Korkma!

Korkma!

Sinop'ta medfûn bulunan ve Takıyyüddin Ebû Bekr Kefevi'nin talebesi olan Mahmûd Kefevi hocasının şu kerâmetini anlattı:"Gemiye binip İstanbul'a gitmek üzere yola çıktık. Ben o zaman gençtim ve bu benim ilk yolculuğumdu. Hoş bir rüzgârla dört gün gittik. Sonra şiddetli bir rüzgârla deniz kabardı. Dalgalar her taraftan vurmaya başladı. Gemide bulunanlar korku, dehşet ve ümitsizlik içinde bâzı mal ve eşyâlarını denize attılar. Bu ızdırap ve sıkıntı bana da ümitsizlik vermeye başladı. Hocam Takıyyüddin Ebû Bekr Kefevi, geminin alt katında sâkin ve telaşsız bir halde oturuyor du. Dalgaların şiddetli vuruşları gemide bulunanların ve benim korkumu iyice arttırdı. Hocam bana bakıp; "Korkma! Allahü teâlâ bizi kurtaracak ve biz Erikli Kasabasının doğu tarafındaki Hacı Baba Dergâhında kuşluk vakti oturup süt içeceğiz ve incir yiyeceğiz." buyurdu. Gemici lerin hesâbına göre seksen mil yolumuz kalmıştı. Ebû Bekr Kefevi hazretleri sükûn ve vekar içinde tatlı ve güzel sesiyle Kehf sûresini okumaya başladı. Biz rahatladık ve korkumuz kalma dı. Halbuki dalgaların vuruşları hâlâ devâm ediyordu. Nihâyet Allahü teâlâ bizi, hocam Ebû Bekr Kefevi hazretlerinin duâsı bereketiyle kurtardı. Gecenin sabahında Erikli sâhiline çıkıp doğruca Hacı Baba Dergâhına ziyârete gitti. Biz de onu tâkib ettik. Hep birlikte oturduk. Hocamız Kur'ân-ı kerim okuyor biz de dinliyorduk. O sırada dergâhın çevresinden bir kadın iki elinde birer çanak ile çıkageldi. Kapları önümüze bıraktı. Biri süt, diğeri incirle doluydu. Şeyh Ebû Bekr Kefevi tebessüm ederek bize baktı ve; "Bismillah ile yiyiniz!" buyurdu. Biz besmele ile yedik. Hocamın bu kerâmetine şâhid olduğumuz zaman, 1542 (H.949) senesiydi."

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Vehbi Tülek

Anzakli Ömer

Tencere Yuvarlanir, Kapağini Bulur

Sünnet Akçesi

Ebussuud Efendi Ve Nureddinzade

Misâfir Istiyordun. Gönderdik, Kovdun

Hazreti Hâlid'in Üstün Başarısı

Elini Değil, Ayağini Uzatmiş

Vehbi Tülek

Gül Yaprağı

Vehbi Tülek

Dört Şey Mühimdir

Vehbi Tülek

Anzakli Ömer

Vehbi Tülek

Allah Haramdan Kaçani Korur

Vehbi Tülek

Cimrilik Ve Nankörlüğün CezÂsi

Vehbi Tülek