Esas Pehlivan, Nefsine Galip Gelendir!
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
(Rahmetullahi Aleyh)
e-Gazete (Bugün)
Bizim Sayfa (Bugün)
16.488.214
Caliyet-ül Ekdar
Silsile-i Aliyye Büyükleri
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Yavuz Sultan Selim, 22 Ocak 1517 günü yaptığı Ridaniye savaşı ile Mısır'ı fethetti. Memlûk hükümdarı Tomanbay, ordunun kumandanlarından Kurtbay, Alanbay ve Şadi bey ile birlikte Kahire'ye kaçtılar. Yavuz, bir aylık kuşatmadan sonra Kahire'yi de fethetti. İlk işi kaçan hükümdar ve ileri gelen kişileri aramak oldu. Tomanbay, Hasan Meri isminde bir seyyahın evinde saklanıyordu. Yavuz'un onu aramakta olduğunu haber alan Hasan Meri, Osmanlı'ya artık mukavemet etmenin beyhûde olduğunu anladığı için Tomanbay'ı yeniçeri ağası Ayas Paşa'ya ihbar etti. Ayas Paşa da onu evine giderek Tomanbay'ı yakaladı ve Yavuz'un huzuru na getirdi. Yavuz onu görünce:-Elhamdülillah, işte Mısır fethedilmiş oldu, dedikten sonra Tomanbay'a dönerek:-Niçin elçilerimi öldürttün? Dedi-Bunu beylerim yaptı, benim bir kabahatim yoktur. Ey Sultan Selim, bu haksız taarruzun dan dolayı Cenâb-ı Hakkın huzurunda kendini nasıl temize çıkaracaksın?
Sultan II. Mahmud'a, o zamana kadar hiç yemediği "Keçiboynuzu"nu çok medhettiler. Padişah da bu kadar övülen bu meyveyi merak etti ve:-Getirin bakalım nasıl bir şeydir! Dedi.Bu emir üzerine getirilen keçiboynuzlarından birini ağzına aldı, fakat biraz çiğnedikten sonra attı. Yanındakiler:-Niçin attınız efendimiz, diye sorunca:-Bir dirhem bal için beş çeki odun çiğneyemem! Cevabını verdi.
Muhammed bin Abdülhâlık Dîneverî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Dördüncü hicri asırda yaşadı. İran’da Dînever’de doğdu. Tasavvuf yolundakilere âit ilimlerde bilgisi çok fazla idi. Medîne-i münevvere ile Şam arasında bulunan ve Vadi-il-kurâ denilen yerde iki sene ikamet etti. Sonra Dinever’e döndü ve orada vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
Ubeydullah bin Hüseyin Kerhi hazretleri, Hanefi fıkıh âlimlerindendir. [260] senesindedoğdu, 340 [m. 952]'ta Bağdâd'da vefât etti. Muhtasar kitabında buyuruyor ki:
Haleb'de dünyâya gelen Hüseyin bin Ahmed el Mûsuli hazretleri, küçük yaştan itibârenilim tahsil etti. Zamânındaki âlim ve velilerin ilim meclislerinde ve sohbetlerinde bulundu. Mûsul'a gelip orada yerleşti. Zâhiri ve bâtıni ilimlerde yüksek bir âlim ve tasavvuf yolunda olgun bir veli oldu. Bilhassa Şâfii fıkhında âlim idi. İnsanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlattı. Onların dünyâ ve âhirette saâdet ve mutluluğa kavuşmaları için gayret etti. Pekçok kerâmetleri görüldü...
Nasuhi Efendi, Osmanlı evliyasının büyüklerindendi. Lodosun şiddetle estiği fırtınalı bir günde talebeleri Nasûhi Efendiyi ziyârete gittiler. Bir miktar sohbet ettikten sonra, Harem İskelesine doğru geldiler. Sonra Nasûhi Efendi; "Harem' den Galata'ya cenâze namazına kim gider?" dedi. Orada bulunanlar; "Ey Sultanımız! Bu fırtınalı havada karşıya geçmek mümkün müdür?" dediklerinde; "Aslına sonra vâkıf olursunuz. Sevâba ihtiyâcı olan gider." buyurdu.