Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.457.805

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Haset Eden, Dâima Gamlı Ve Kederlidir!

Şeyh Sinân Efendi Osmanlı âlimlerindendir. Şimdi Yunanistan’da bulunan Fere’de doğdu. Bursa’ya giderek Abdüllatîf Kudsî’nin talebesi olan Şeyh Tâceddîn’in talebesi oldu. Kısa zamanda yüksek derecelere kavuşarak icazet verildi ve talebe yetiştirmek üzere memleketinde gönderildi. 890 (m. 1485) senesinde Fere’de vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Düğün-bayram Alayina Gitmiyor Ya!

Koca Râgıp Paşa hem vezir, hem de kitap te'lifiyle uğraşan takvâ sâhibi âlim bir zât idi. Halkın arasından geldiği için, vezirliği esnasında sık sık İstanbul sokaklarında dolaşır, insanlarla konuşurmuş. Nüktedân, şakacı ve âlicenap bir mizâcı varmış. Bir gün yanında birkaç devletlü ile Bayezit'ten Aksaray'a doğru giderlerken arkadaşlarından biri ona, yolları üzerindeki Kuyucu Murad Paşa türbesinde, sözünü dudaktan esirgemeyen bir türbedâr bulunduğunu söylemiş. Paşa, biraz sonra türbeden içeri dalmış. Tabii diğerleri de... Türbedâr, sadrâzamın geldiğini görünce pek sevinmiş ve onu elinden geldiğince ağırlamış. Lâkin o gün paşanın muzipliği üzerindedir ve adamı sinirlendirip sözdeki cesâretini görmek ister. Sonra aralarında şu konuşma cereyan eder:

Vehbi Tülek

Babiali Baskini

Vehbi Tülek

Tunus’un Fethi

Vehbi Tülek

Kanli Zarf

Vehbi Tülek

27 Mart 1916 tarihinde, Irak Cephesi Felâhiye Muhârebesi'nde boğazından ağır yaralanan 18. Kolordu, 51. Tümen, 9. Alay emir subayı İstanbullu üsteğmen Muzaffer, hayatının son dakikalarına geldiğini görünce, sükûnetle son görevini yapmaya başlamış ve konuşamadığından cebinden çıkardığı bir mektup zarfının üzerine, kurşun kalemle önce: Kıble ne yöndedir?" diye yazıp o tarafa dönerek, kalbindeki şehâdeti dille söyleyeme diğinden, kana boyanan zarfın ortasına, okunaklı bir şekilde kelime-i şehâdet-i yazdıktan sonra, zarfın üç yerine; "Bölük cihada devam etsin! Benim kanım da yerde kalmasın!" cümlesini yazmış, ikisini imzalayıp üçüncüyü imzalayamadan son nefesini vermiştir.
Muzaffer efendinin bu yüce davranışı, yâni bir Türk subayının hareketi olan o kanlı zarf, Askeri Müze'ye gönderilerek, Türk çocuklarına ve gelecek nesillere cevher değerinde bir miras olmuştur. 6. Ordu Komutanı Halil (11 Temmuz 1916)

Yunan Subayinin İntikami

Vehbi Tülek

Baltaci Mehmed Paşa Ve Ünsi Hasan Efendi

Vehbi Tülek

Yoksa Hemen Geliyorum

Vehbi Tülek

111 - Biz Sizi Uyanik Biliyorduk

Vehbi Tülek

Şimdi Olmaz, Vezirler Var!

Vehbi Tülek

Seydi Ahmed Paşa

Vehbi Tülek

Sultan İkinci Bayezid Ve Sari Saltuk

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Allah'ım! Ondan Aldığını Geri Ver!

Muhammed bin Ali Kettâni hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Aslen Bağdâtlı olup, ömrünün büyük bir kısmını Mekke'de geçirmiştir. Cüneyd-i Bağdâdi'nin talebesidir. Kettâni hazretleri şöyle anlatıyor:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Mevlânâ Ziyâüddîn Bernî

Vehbi Tülek

Mevlânâ Ziyâüddin Berni hazretleri Hindistan'da yetişen meşhûr evliyâdan olup, Hâce Nizâmüddin-i Evliyânın talebesidir. 8. asrın sonlarında vefât etti. "Hasretnâme" isimli eserinde şöyle anlatır:

ya O Yiğidin Hâli Ne Oldu?

Vehbi Tülek

Gözübüyükzâde İbrahim Efendi

Vehbi Tülek

Gözübüyükzâde İbrahim Efendi Osmanlı âlim ve müderrislerindendir. 1160 (m. 1747)'de Kayseri'de doğdu. İlk tah­silininden sonra Hâdim'e giderek Muhammed Hâdimi'nin medrese­sinden icazet aldı. Kayseri'ye dö­nerek kendi medresesinde talebe yetiştirdi. Sultan İkinci Mahmud, şeyhülis­lâmlık teklif ettiyse de kabul etmedi. 1253 (m. 1838)'de Kayseri'de vefat etti. Bu mübarek zat buyurdu ki:

Eyyûb Aleyhisselâm

Vehbi Tülek

Sen Evlâdım Isen, Bu Da Evlâdımdır!

Vehbi Tülek

Bahâeddîn Et-tavilî

Vehbi Tülek

Zâhidin Dünyası Gurbet Asıl Vatanı âhirettir

Vehbi Tülek

Ömer Fehmi Efendi

Vehbi Tülek

düşünen, Sahip Olduğu Nimetin Farkına Varır!

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Senin İsmin Defterden Silinmiştir

Senin İsmin Defterden Silinmiştir

Hacı Hızıroğlu Mehmed Ağa, Üsküdar'ın ileri gelenlerinden ve sipâhilerindendi. Büyük zâtların sohbetlerinde çok bulunurdu. Tarikat âdâbından nasibini almış, edeb sâhibi bir zât idi. Bir gün kötülük ve zulüm yapmak isteyen kimselerin kendisini aradıkları haberini aldı ve dostlarından birisinin evinde saklandı. Gece Allahü teâlâya, kendisini bu belâ ve musibetten muhâfaza buyurması için yalvarırken, çevresinde bulunan veli zâtlardan yardım ve duâ istemek hatırına geldi. Evinin çevresinde oturan velileri bir bir hatırına getirdi. O anda hatırına, bu belâdan, Abdülehad Nûri Efendinin vâsıtasıyla kurtulabileceği düşüncesi geldi. Bunun üzerine bütün kalbiyle Abdülehad Nûri Efendiye yönelip; "Abdülehad Efendi hürmetine beni bu belâdan kurtar." diye Allahü teâlâya yalvardı. O arada uyuya kaldı. Rüyâsında Abdülehad Nûri Efendiyi gördü. Ona; "Mehmed Ağa, korkma! Zorbaların defterinden senin ismin kaybolmuştur. Gönlün hoş olsun. Rahat bir hâlde evinde dostların ile sohbet eyle." dedi. Uyanır uyanmaz Mehmed Ağa, Abdülehad Nûri Efendinin dergâhındaki talebelere yedirmek üzere, Allah için yedi kurban adadı. Bir iki hafta evinde dostları ile sohbette bulundu. Çarşı, pazarda dolaştığı hâlde, kötü bir haber almadı.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Minareden Okunan Şiir

Vehbi Tülek

Kırk Bin Kahramanın Başarısı

Vehbi Tülek

Bereketi Var Mı?

Sünnet Akçesi

İcÂzetin Sirri

Sultan Mahmud Ve Hirsizlar

Bir Çuval Toprak Ve Arsa

Cennetlik Hanım Isteyen...

Bana Delil Getir

Vehbi Tülek

Allah'tan Utanandan Her Şey Utanir

Vehbi Tülek

Hizir Aleyhisselam Nasil Görülür

Vehbi Tülek

Padişah Ve At

Vehbi Tülek

Misâfir Istiyordun. Gönderdik, Kovdun

Vehbi Tülek

Sonunda Orta Yolu Buldular

Vehbi Tülek