KOCA YUSUF

1001 Osmanlı Hikayesi

Pazartesi, 01 Ağustos 2005

Koca Yusuf yalnız Türk güreşinde değil, güreş dünyasında da büyük bir zirvedir. Er meydanları Koca Yusuf'u, güreş tarihimizin en büyük pehlivanlarından biri olan ve 26 yıl Kırkpınar'ın başpehlivanlığını elinden bırakmayan ünlü Kel Aliço'nun karşısında tanıdı ilk kez. 27'inci yılda da başpehlivanlığı rakipsiz alacağını umarak Kırkpınar'a gelen Kel Aliço burada “Başa güreşeceğim” diyen Deliormanlı Yusuf isminde körpe bir çocukla karşılaştı. Herkes er meydanlarının pek yaman kurdu Kel Aliço'nun bu “tüysüz kızan”ı karşısına çıktığına pişman edeceğini umuyordu. Ancak Deliormanlı Yusuf, öylesine yaman bir güreş çıkarıyordu ki, buna Kel Aliço da şaşırmış ve güreş alemindeki meşhur gaddarlığını dahi ortaya koymaktan çekinmemişti.

Devamını oku...

KEMAL REİS

1001 Osmanlı Hikayesi

Pazar, 31 Temmuz 2005

Tarihçi Alî’nin yazışına göre Kemal Reis Eğriboz Azepler Reisi iken Dip Frengistan’a gitmiş ve bütün sahillerdeki kaleleri vurmuş, gittikçe gemisi çoğalıp levent mellahlarına başbuğ olmuştur. Frenk kıyılarının hakimleri onun korkusundan şaşkına dönmüşler. Bir gece Malta adasına varmış ve bir yol bulup adadaki Beyin oğlunu esir almış, onu bir çok kumaş yükleriyle birlikte önce Gelibolu’da Arnavut Sinan Beye ve onun tavsiyesi ile İstanbul’a saraya getirmiştir. Osmanlı Devleti’ndeki şöhreti bu hadise ile başlamış görünüyor. Kemal Reis Gırnata’da Beni Ahmer hükümdarlarının sonuncusu olan Mevlâ Hasan’ın Osmanlı devletinden imdat istemesi üzerine donanma ile İspanya sularına gitmiş, nümayişler ve vurgunlar yaparak oralara korku salmıştı.

Devamını oku...

SEYDİ ALİ REİS

1001 Osmanlı Hikayesi

Cumartesi, 30 Temmuz 2005

Seydi Ali Reis, Galata'da doğdu. Doğum tarihi belli değildir. İstanbul'un fethinden sonra Sinop'a yerleşen denizci bir ailenin oğluydu. XVI. yüzyılın güçlü denizcilerinden olan Seydi Ali Reis gençliğinde iyi bir öğrenim gördü. Denizcilik üzerine bilgileri küçük yaşta edinmişti. Arapça ve Farsça öğrenmiş, metematiğe, astronomiye ve fiziğe karşı büyük bir merak sarmıştı.Dedesi ve babası tersane kethüdasıydı. 1522 yılında Rodos seferine katılan Seydi Ali Reis, Barbaros Hayreddin Paşa'nın emrinde bir çok deniz seferine çıktı ve Batı Akdeniz bölgesini çok iyi öğrendi.

Devamını oku...

EVLİYA ÇELEBİ

1001 Osmanlı Hikayesi

Cuma, 29 Temmuz 2005

Sesi de güzel olan Evliya Çelebi, 1630'da, bir Kadir Gecesi, Ayasofya Camii'nde mukabele okurken, Sultan IV. Murat'ın, dikkatini çekmişti. Maiyetiyle camiye gelen Sultan, sesine hayran kaldığı bu genci sormuş, hakkında bilgi almıştı. Silâhdar Melek Ahmed Paşa'nın da aracılığıyla musahip olarak sarayda hizmete alınmasına irade buyrulmuştur. Evliya Çelebi'ye devlet kapısında memuriyet verilmesine aracılık eden Silâhdar Melek Ahmed Paşa, Evliya’nın teyzesinin kocasıydı.O günden sonra dört yıl süreyle sarayda padişah musahibi olarak kalmış, sonunda sipahiler zümresine katılarak, 1640 yılında meşhur seyahatlerine başlamıştı.

Devamını oku...

MALKOÇOĞLU VE ROMANYA’YI FETHİ

1001 Osmanlı Hikayesi

Perşembe, 28 Temmuz 2005

Sultan İkinci Bâyezîd Han zamanında Kili ve Akkerman alınmış, Osmanlılar Boğdan prensliğiyle Karadeniz arasına girerek, Boğdan'ın deniz yolunu kapamışlar, bu sebeple prensliğin ekonomik varlığı tehlikeye düşmüştü. Boğdanlılar bu iki kalenin geri alınmasını düşündüler. Kalenin zabtından sonra, Akkerman'da kalmış olan bâzı Boğdanlılar, Boğdan prensine haber gönderip, onu kalenin alınması için davet ettiler. Boğdanlılar, kale muhafızları nın gafletinden istifâde ile ipler takarak bir kısmı kaleye çıktı. Bir kısmı da iplerin üzerinde iken muhafızlar haber alarak kaleye girenleri yakalayıp, diğerlerinin de iplerini kestiler. Boğdan beyinin bu hareketi üzerine Rumeli beylerbeyi Hadim Ali Pasa'ya Boğdan seferine çıkması emredildi.

Devamını oku...

ÇIRAĞAN VAK’ASI

1001 Osmanlı Hikayesi

Çarşamba, 27 Temmuz 2005

Sultan Abdülazîz Han zamânında yeni Osmanlılar cemiyetine giren Ali Suâvî, uzun bir müddet yurt dışında kaldı. Sonra memlekete dönüp, Galatasaray Lisesi Müdürlüğüne tâyin edildi. Mîzâc olarak meşhur olmaktan ve büyük mevkılere gelmekten çok hoşlanırdı. Her renge girerek çeşitli vazîfeler almayı denemiş, fakat başarısızlığı sebebiyle her seferinde vazîfesinden atılmıştı. Kendisi gibi, Sultan Abdülhamîd Han zamânında yükselmekten ümidini kesenler, onun etrâfında toplandılar. Düşünceleri; hastalığı sebebiyle tahttan indirilen Sultan Murâd’ı tekrar tahta geçirmekti. Filibeli muhâcirlerden etrâfına topladığı epeyce bir kalabalık ile 19 Mayıs 1878’de Çırağan Sarayına girmeyi başardı. Sultan Murâd bu sarayda olduğu için onu dışarıya çıkarmaya çalıştı. Bu sırada Beşiktaş’ın inzibat işleriyle görevli komutanı Mirliva Hasan Paşa topladığı askerlerle derhâl isyancıların üzerine yürüdü. Hasan Paşa, elindeki bastonu Ali Suâvî’nin başına vurarak onu öldürdü. İki taraf da silah kullanınca kan döküldü.

Devamını oku...

RUMELİ HİSARININ ŞEKLİ

1001 Osmanlı Hikayesi

Salı, 26 Temmuz 2005

Fatih Sultan Mehmed Han İstanbul’u almadan önce Boğaz’ın Avrupa yakasındaki en dar yerine, Yıldırım Bayezid’in yaptırdığı Anadoluhisarı’nın tam karşısına boğazları kontrol altına almak için bir hisar yaptırmak isteğindeydi... Buna paralel olarak da 24 Nisan-28 Ağustos 1452 tarihleri arasında 30.000 metrekare alan üzerine ve 17 kulesi birbirine bağlı olan Rumelihisarı’nı yaptırmıştır... Ne var ki Fatih, devrin ünlü mimarı Muslihuddin Ağa bu eserin planlarını çizerken gece gündüz onun başında durarak ona nezaret etmiştir... Fatih özellikle kulelerin yerleri ve hisarın iç düzenlemesi için her yerin konumunu arazi arızalarına uyum göstermeksizin ayrı ayrı belirtiyordu...

Devamını oku...

PAŞAM SİZ HAKSIZSINIZ!

1001 Osmanlı Hikayesi

Pazartesi, 25 Temmuz 2005

II. Meşrutiyet Devrinde bir paşa, dostlarından biriyle satranç oynamakta; diğer müsâfirleri de, onları heyecanla seyretmektedir. Bir ara bir hamle hakkında ihtilaf doğunca, paşa müsâfirlerine sorar:— Yâhu oyunu seyrediyordunuz! Kim haklı, kim haksız söyleyiniz! der.Müsâfirler, paşanın haksız olduğunu söylemeye cesaret edemedikleri için, susmayı tercih ederler. Tam o sırada odaya giren zurafâdan (yani zarif, nâzik, nüktedân, hoş konuşmayı bilen zekî kimselerden) bir zât,— Paşam, der, siz haksızsınız!— Peki ama, der paşa, siz henüz geldiniz, bir şey görmediniz ki!Adam hiç tereddüt etmeden cevap verir:— Eğer haklı olsaydınız, bu kadar insan suâliniz karşısında susmazdı!

Devamını oku...

BURAK REİS

1001 Osmanlı Hikayesi

Pazar, 24 Temmuz 2005

Cem Sultan meselesinin hallinden sonra, İkinci Bâyezîd Han, Akdeniz’i bir Türk gölü hâline getirmek için bâzı kalelerin bir an önce fethedilmesini istiyordu. Bunun için de önce İnebahtı (Leponto)Kalesinin fethedilmesi gerekiyordu. İnebahtı’nın fethi için İstanbul ve Gelibolu’da sefer hazırlıklarına başlandı. Nihâyet Sultân İkinci Bâyezîd Han karadan, Kaptan-ı deryâ Küçük Dâvûd Paşa da, 300 parçadan meydana gelen Osmanlı donanması ile 1499 yılı baharında Gelibolu’dan hareket etti. Devrin meşhur denizcilerinden Kemâl, Burak, Kara Hasan ve Herek reisler de bu donanmaya katılmışlardı. Ancak buralara sâhib olan Venedikliler de boş durmuyordu. Bütün Avrupa devletlerinden yardım alarak 160 parçadan meydana gelen kuvvetli bir filo meydana getirmişlerdi.

Devamını oku...

BELGRAD'IN FETHİ

1001 Osmanlı Hikayesi

Cumartesi, 23 Temmuz 2005

Kanuni Sultan Süleyman, Macar Kralı İkinci Lajos'a gönderdiği elçiye yapılan kötü muameleden dolayı sefer açılmasına karar verdi. Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşayı Sabach zaptına, Semendre beyi Hüsrev Beyi Belgrad'ın ablukasına gönderdi. Kendisi de o tarafa doğru 18 Mayıs 1521 günü İstanbul'dan hareket etti. Ayrıca Karadeniz Tuna yoluyla bir donanma sevkedilmişti. Kanuni Sultan Süleyman ordusu ile Belgrad yakınlarına ulaşıp Zemun yakınlarında yüksek bir yere otağını kurdurup, muhasara emrini verdi. Günlerce süren şiddetli ateşten ve çarpışmadan sonra Osmanlı kuvvetleri 8 Ağustos, Ramazanın beşinci günü dış kaleye girdi.

Devamını oku...