Mücâhid velîlerden Dâvûd Samadî
Meşhurların Son Sözleri
Pazar, 24 Ağustos 2008
Dâvûd Samadî, Balıkesir’in Havran ilçesi civarında yaşıyan velîlerdendir. Doğum ve vefât târihi belli değildir. On üçüncü asırda yaşamıştır. Hayâtı hakkında kaynaklarda fazla bilgi yoktur. Zamânın âlimlerinin sohbetlerinde bulunarak kemâle geldi...
Dâvûd Samadî bir gün hizmetçisine;
Büyük mutasavvıf Bostan Çelebi
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 22 Ağustos 2008
Bostan Çelebi, mürşid-i kâmil olup, Allahü teâlânın nûru ile bakan bir zât idi... Bu mübareğin, hâl, hareket ve tavırlarında gizli mânâlar ve işâretler bulunduğu firâset sâhipleri ile halkın çoğu tarafından bilinirdi. Meselâ, av ile fazlaca ilgilenirse, talebelerinin çokluğuna; harp âletleriyle meşgûl olursa, ordunun cihâda çıkacağına; elbise ve sarıklarını sık sık değiştirseler, devlet kademelerinde tâyinler olacağına; giyinişlerinde değişiklik yapmayıp aynı elbiseleri uzun süreli giyseler, umûmî rahatlık ve ferahlığa; fazla ihsân ve bağışlarda bulunsalar, bolluk olacağına; tutumluluk gösterseler, kıtlık ve pahalılığa; sadaka vermekte gayret gösterseler, vebâ hastalığı çıkacağına işâret olurdu...
Pîr Muhammed ve Kara Kethudâ
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 22 Ağustos 2008
Pîr Muhammed Gencevî hazretleri Azerbaycan’ın Gence şehrinde yaşamış büyük bir velidir. Onaltıncı yüzyılda Gence’de vefat etmiştir. Pîr Muhammed Gencevî hazretlerinin hanımı Zeyneb Ananın iki erkek kardeşi vardı. Bunlardan biri eniştesi olan Gencevî hazretlerini severdi ve ona talebe olmuştu. Diğerinin ise hiç muhabbeti yoktu...
Nizâmeddîn Evliyâ'yı üzenlerin hazin sonu!
Meşhurların Son Sözleri
Perşembe, 21 Ağustos 2008
Nizâmeddîn Evliyâ hazretleri Hindistan’da yaşayan büyük velilerdendir. 1325 senesinde vefat etti. Milyonlarca Hindli onun sohbetleri ve merhameti ile Müslüman olmakla şereflenmiştir. Bütün Hindistan halkı onu hürmetle anıyor ve büyüklüğünü, kerametlerini anlatıyordu. Buna rağmen bazı devlet adamları siyasi endişelerle ona karşı çıktılar. Daha önce Nizâmeddîn Evliyâ’nın büyüklüğünü kıskanan, eski Sultân Kutbeddîn’in acı sonundan mesûl olan saray erkânı, bir kere daha, yeni Sultan Gıyâseddîn Tuğluk’u o büyüğe karşı kışkırtarak, eski yaptıklarını denediler. Ona olmayacak şeyleri söylediler. Sultâna bağlı âlimler ile Nizâmeddîn Evliyâ arasında münâzara yapılması kararlaştırıldı...
Seyyid Cemâleddîn Muhammed Ezherî
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 20 Ağustos 2008
Cemâleddîn Muhammed Ezherî, Hicri sekizinci asırda yaşamış olan evliyanın büyüklerindendir. Peygamber Efendimizin kızı hazret-i Fâtıma’nın neslinden geldiği için seyyiddir. Doğum tarihi belli değildir. 1358 (H.760) senesinde Geylân civârındaki Lenger-Künân mevkiinde vefât etti. Kabri oradadır...
Benim, affı bol Rabbim vardır
Meşhurların Son Sözleri
Salı, 19 Ağustos 2008
Sâbit bin Eslem el-Benânî, Tâbiînin; zâhid, âbid ve müttekilerinden bir büyük zat idi. Künyesi Ebû Muhammed’dir. 737 (H.120) senesinde vefât etti.
Basra’nın en büyük âlim ve râvilerinden olan el-Benânî hazretleri, hadîs ilminde sika, emîn, güvenilir ve îtimâd edilir bir âlimdir ve birçok Sahâbîden hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir. Enes bin Mâlik, Abdullah İbn-i Ömer bunlardandır.
Bu mübarek zat, gecelerini ibâdetle geçirir ve çoluk çocuğuna; “Kalkın, Allahü teâlâya ibâdet edin. Şunu hiç unutmayın ki, gece kalkıp ibâdet yapmak, kıyâmetin şiddet ve dehşetinden daha hafiftir” derdi.
Şeyhülislâm Mustafa Bolevî
Meşhurların Son Sözleri
Pazar, 17 Ağustos 2008
Mustafa bin Ahmed, Osmanlı Sultanı Dördüncü Mehmed Han devri şeyhülislâmlarındandır. Bolulu tüccarlardan Ahmed Efendi’nin oğludur. İlmi yanında üstün ahlâkı, sağlam seciyesi ve cesaretiyle meşhurdur. Köprülü Mehmed Paşa rekabet yüzünden Girit’in şanlı serdârı Deli Hüseyin Paşa’yı idam ettirmek için Mustafa Efendi’den fetvâ istemiş fakat alamamıştır. Ancak, Mehmed Paşa’nın bir yolunu bulup, Hüseyin Paşa’yı idam ettirmesi üzerine Mustafa Efendi, Padişah’a yazdığı acı arîzasında idamın haksız olduğunu bildirmiştir...
Ebü'l-Abbâs'ın velî kızı ve damadı
Meşhurların Son Sözleri
Pazar, 17 Ağustos 2008
Ebü’l-Abbâs el-Harrâr, meşhûr velîlerdendir. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir. Mîlâdî on birinci asırda Mısır’da yaşamıştır. Hayâtı hakkında kaynaklarda fazla bilgi yoktur...
Ebü’l-Abbâs Ahmed Harrâr hazretleri tasavvufta kemâle ermiş, keşif ehli olmuş ve pek çok şeyleri müşâhede etmiştir.
Şâfiî fıkıh âlimi Ebû Türâb-ı Nahşebî
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 16 Ağustos 2008
Ebû Türâb-ı Nahşebî, Horasan bölgesinin büyük velîlerindendir. Dokuzuncu yüzyılda yaşamıştır. Zamânının âlimlerinden ilim tahsîl etti. Aklî ve naklî ilimlerde âlim oldu. Şâfiî mezhebi fıkıh ilminde derin âlim idi. İlim ve fazîletteki üstünlüğünü işiten insanlar onun gittiği yerlerde etrafına toplanarak sohbetlerinden, hikmetli ve tesirli sözlerinden istifâde ettiler...
Bir sohbetinde buyurdu ki: “Allahü teâlânın ahkâmını bilmeyen kimse, Allah’ı bilemez. İnsan ancak Allahü teâlânın emirlerini bilmekle mârifetin esâsına erer. Rabbini bilirse, O’nun hükümlerini ve emirlerini bilir ve gücü yettiği kadar onları tutar. Böylece onun üzerinde sıdk, doğruluk alâmetleri belirir. Sonra doğrulukta iyice meleke kazanır, sâdıklardan olur.”
Namaz kılamadan cennete giden zat!
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 15 Ağustos 2008
Ebû Hureyre (radıyallahu anh) Eshâb-ı kirâm arasında en çok hadîs-i şerîf rivâyet edenlerdendir. Yemen’in Devs kabîlesindendir. Hadîs-i şerîf öğrenme husûsundaki gayreti çok fazlaydı. Bir defâsında hazret-i Âişe vâlidemizden; “Resûlullah’ın sözlerini ve hâllerini siz mi çok biliyorsunuz, yoksa Ebû Hureyre mi?” diye sordular. Şöyle cevap verdi:
“Ebû Hureyre bilir. Çünkü ben ev işleriyle meşgul olurdum. Yemîn ederim ki, Ebû Hureyre bütün vaktini Resûlullah’ın huzûrunda geçirmiştir.”
Ebû Hureyre’nin Sevgili Peygamberimizin vefâtından sonra en çok sevdiği ve meşgul olduğu iş, hadîs-i şerîf rivâyet edip yaymak olmuştur...