İbn-i Semmâk

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 04 Mart 2006

İbn-i Semmâk hazretleri, zamânının önde gelen âlimlerinden ilim ve edeb öğrendi. Hişam bin Urve, A’meş ve başkalarından hadîs dinledi ve bu ilimde mütehassıs oldu. Ma’rûf-u Kerhî hazretleri talebelerinin önde gelenlerindendir...
İbn-i Semmâk hazretleri bir ara Bağdâd’a gelip Halîfe Hârûn Reşîd ile görüştü ve ona nasîhatlerde bulundu. Bir gün; “Ey müminlerin emîri! Senin Allahü teâlânın huzûrunda bir yerin vardır. Ancak ilâhî huzurda duruşun bittikten sonra Cennet’e veya Cehennem’e gideceksin. Acaba senin yerin hangisi olacak?” buyurdu. Hârûn Reşîd bu sözleri duyunca kendini tutamayıp ağlamaya başladı.

Devamını oku...

Ebû Bekr bin İyâş

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 03 Mart 2006

Ebû Bekr bin İyâş, sâlih, fazîletli ve çok ibâdet eden bir zâttı. Fıkıh ilminde de geniş bilgiye sâhipti. Elli sene yumuşak yatakta yatmamıştı. Kur’ân-ı kerîmi çok okurdu.
Bişr bin Hâris hazretleri anlatır:
-Ebû Bekr bin İyâş’ın şöyle dediğini duydum: “Ey sağımda ve solumda bulunan Kirâmen kâtibîn melekleri, benim için, Allahü teâlâya duâ ediniz. Çünkü siz, Allahü teâlâya benden daha çok ve daha iyi itâat ediyorsunuz, emirlerine uyuyorsunuz...”

Devamını oku...

Ümeyye bin Ebî Salt

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 02 Mart 2006

Ümeyye bin Ebî Salt, bir gün Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” huzûruna geldi. Göklerin ve yerlerin nasıl yaratıldığını, Peygamberlerin “aleyhimüsselâm” hâllerini bildiren ve Muhammed aleyhisselâmın methiyle biten bir kasîde söyledi. Resûlullah ona Tâhâ sûresini okudu. Ümeyye dinleyince, “bu insan sözü değildir” dedi. Fekat, “benim kardeşlerim vardır, onlar ile meşveret yapmadan bir iş yapmam” dedi. Resûlullah efendimiz “sana yazık olur, îmân et Müslümân ol, doğru yola gir” buyurdu. “Çok çabuk gelirim” diyerek devesine bindi ve süratle Şâm’a gitti...

Devamını oku...

Ebû İshak Kâzerûnî

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 01 Mart 2006

Kâzerûnî hazretleri, Çin, Hindistan, İran ve Anadolu’da İslâmiyetin yayılmasında büyük hizmeti geçen âlim ve mücâhid velîdir. 963 (H.352) senesi Ramazân-ı şerîf ayında İran’da, Şîrâz civârındaki Kâzerûn kasabasında doğdu. 1034 (H. 426) senesinde Kâzerûn’da vefât etti. Kabri oradadır.
O devirde Kâzerûn ve civârı, putperest, ateşperest ve müşriklerle doluydu. Müslümanlar azınlıktaydılar. Onun irşâd faâliyetleri netîcesinde Kâzerûn ve etrâf memleketlerde îmân nûru parlayıp Müslümanlar çoğaldı.

Devamını oku...

Sırrî-yi Sekatî

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 28 Şubat 2006

Sırrî-yi Sekatî hazretleri, büyük ve meşhûr velîlerdendir. İsmi, Sırrî bin Muglis es-Sekatî, künyesi, “Ebü’l-Hasen”dir. Bağdât’ta doğdu. 865 (H.251)’de Ramazan-ı şerîf ayında orada vefât etti. Şûnizî Kabristanına defnedildi. Ma’rûf-i Kerhî hazretlerinden feyz aldı. Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin dayısı ve hocasıdır. Bu mübarek zat, tasavvufta, verâ ve takvâda asrının bir tânesi idi...

Devamını oku...

İmâm-ı Rabbânî

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 27 Şubat 2006

İmâm-ı Rabbânî hazretleri; insanların îtikâd, ibâdet ve ahlâk husûsunda doğruyu öğrenmelerini, öğrendikleri bu bilgiler ile amel etmelerini sağlayan, insanları Allahü teâlânın rızâsına kavuşturmak için rehberlik eden ve kendilerine “Silsile-i aliyye” denilen İslâm âlimlerinin yirmi üçüncüsüdür. 1563 (H.971) senesinde Hindistan’ın Serhend (Sihrind) şehrinde doğdu. İmâm-ı Rabbânî ismiyle tanınmıştır.

Devamını oku...

İbrâhim-i Havvâs

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 25 Şubat 2006

İbrâhim-i Havvâs, evliyânın büyüklerindendir. İsmi, İbrâhim bin İsmâil el-Havvâs, künyesi Ebû İshak’tır. Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin talebelerinden olup, Ebû Câfer Huldî ve Sürvân-ı Kebîr’in hocasıdır. Yüksek makam ve kerâmetler sâhibiydi. Bağdâtlıdır. 903 (H.291) yılında Rey Câmiinde vefât etti. Gasl ve tekfînini Yûsuf bin el-Hüseyin yaptı. Havvâs; hurma dallarından ve yaprağından zenbil yapan demektir...

Devamını oku...

Hasan-ı Basrî

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 24 Şubat 2006

Hasan-ı Basrî hazretlerinin babası, Eshâb-ı kirâmdan Zeyd bin Sâbit’in kölesi olan Ca’fer idi. Annesi de, Ümm-i Seleme radıyallahü anhâ vâlidemizin câriyesi idi. Hasan-ı Basrî, on beş, on altı yaşlarındayken âilesiyle birlikte Medîne-i münevvereden ayrılarak zamânın önemli ilim merkezlerinden olan Basra’ya gitti.

Devamını oku...

Hallâc-ı Mensûr

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 23 Şubat 2006

Hallâc-ı Mensûr, Sofiyye-i aliyye denilen büyük velîlerdendir. Asıl adı Hüseyin bin Mensûr’dur. 858 yılında İran’ın Beyzâ şehrinde doğduğu rivâyet edilmektedir. Sekr halinde iken (kendinden geçme) gördüklerini dine aykırı kelimelerle söylediği için 919 yılında şehîd edildi...
Alî Râmitenî hazretleri, (Hüseyin Mensûr zamânında, hâce Abdülhâlık-ı Goncdevânî’nin oğullarından biri bulunsaydı, Mensûr idâm edilmezdi.) Hâcenin manevî oğullarından biri bulunsaydı, Hüseyin Mensûru terbiye ederek, o makâmdan geçirirdi, buyurmuştur.

Devamını oku...

İmâm-ı Gazâlî

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 22 Şubat 2006

Çocukluğundan îtibâren ilim tahsîl eden Muhammed Gazâlî, fıkıh ilminin bir kısmını kendi memleketinde okudu. Bir müddet sonra Cürcân’a giderek İmâm Ebû Nasr İsmâilî’den ders aldı. Üç sene kadar Cürcân’da ilim öğrendi. Sonra tekrar memleketi olanTûs’a dönmek üzere yola çıktı. Memleketinde bulunduğu üç sene içinde âlim zâtların derslerine ve ilim meclislerine devâm etti. Üç yüz binden fazla hadis-i şerifi ravileriyle ezbere bilen İmam-ı Gazali hazretleri “Hüccetül-İslam” adıyla meşhurdur.

Devamını oku...