Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.413.394

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Ölümü Hatırlamak, Haram Işlemeye Cesareti Azaltır!

İbrâhîm bin Ebî Bekr Tilmsânî hazretleri Mâlikî fıkıh âlimlerindendir. 609 (m. 1212)’de Cezayir’in Tilmsân şehrinde doğdu. Endülüs’te (İspanya) Gırnata (Granada) ve Mâleka’da (Malaga) tahsil yaptı. Sonra Fas’ta Sebte’ye yerleşerek talebe yetiştirdi. 690 (m. 1291)’de orada vefat etti. “Urcûzetü’t-Tilmsânî fi’l-ferâiz” isimli eseri feraiz ilmine dairdir. Bu kitabında şöyle yazmaktadır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Din Ve Devletin Ayakta Kalmasi İçin

Osmanlı Devleti içerisinde yeniçeri isyân ve zorbalıklarının önü alınamaz bir hâle gelmişti. Tâlim ve eğitim kabûl etmiyorlar, savaşa çıkmayı da reddediyorlardı. Kendilerine harp fenlerinin öğretilmesini isteyen din ve devlet adamlarına karşı harekete geçtiler. Bunun üzerine İkinci Mahmûd Han vezirleri ve ulemâ sınıfını toplantıya çağırdı. Abdurrahmân-ı Harpûti hazretleri de bunlar arasında idi. Yeniçerilerin artan zorbalıklarından bahisle ne yapılması gerektiği soruldu. Mesele son derece nâzikti. Yeniçeriler tekrar isyân ederek devlet ileri gelenlerinin kellelerini istemeye başlamışlardı. Tamâmen bid'at yuvaları hâline gelen bektâşi tekkeleri de kendilerini tahrik ediyordu. Sonuçta ulemâ birlik içerisinde bunların öldürülmeleri câizdir diye fetvâ verdi. Savaşın başlangıcı olmak üzere sancak-ı şerifin çıkarılması kararlaştırıldı. Fakat sancağı şerifin açılması çok önemli bir olaydı. Bu işin dönüşü yoktu. Yeniçeriler ile yapılacak mücâdelenin sonu ise kestirilemiyordu. Bu sebepten karar alınmasına rağmen herkeste bir tereddüd vardı. İşte bu devlet adamlarının çekingen ve kararsız hâlleri sırasında Abdurrahmân Harpûti hazretleri söz aldı."Bu din ve devletin ayakta kalması Allahü teâlânın istediği şeyse yeniçerileri vururuz, yok ederiz. Değilse biz de bu din ile berâber batıp gideriz, daha ne ihtimâl kaldı?" diyerek kalplerdeki şüpheleri giderdi. Herkes tek bilek tek yürek oldu. Nitekim bu inanç ve imânla harekete geçerek yeniçeri ocağını ortadan kaldırdılar ve bozulmuş bektaşi yuvalarını kapattılar

Vehbi Tülek

Habib Baba

Vehbi Tülek

Şehid Padişah Iii. Selim HÂn

Vehbi Tülek

İskender Bey Kimdir

Vehbi Tülek

1423 senesinde, Sultan İkinci Murat Han, kendisine isyan ettirilen küçük kardeşi Mustafa'nın taraftarlarını sindirdikten sonra, çoktan beri Papalığın kışkırtmakta olduğu Kuzey Arnavutluk'taki, Mirdita beyi Ghion Kastriyoti'yi yatıştırmaya asker gönderdi. Türk ordusunun başındaki Evrenosoğlu İsa Bey kısa zamanda Mirdita'yı işgal edip, Beyi Kastriyoti'yi esir aldı. Ve bu kişiyi tekrar Beyliğine iade etti. Ancak ilerde yine isyan edebilme ihtimaline karşı, henüz onsekiz yaşındaki en küçük oğlu Georges Kastriyoti'yi, rehin olarak Osmanlı başkenti Edirne'ye gönderdi. Bu Arnavut delikanlısı, kendi isteği ile Müslüman olup, sevdiği İskender ismini aldı. Saray okulundaki diğer kurmaylarla beraber okutulup, Türk subayı yapıldı. 25 sene birçok harplerde bulunup; büyük birlikler idare etti ve kahramanlıkları görüldü.

İşte, İnsan Bunlari Görüp Gurura Kapilmamali

Vehbi Tülek

Müdür Bey’e Habersiz İftara Gidelim

Vehbi Tülek

Osmanli'da Ahlak

Vehbi Tülek

Şu Anda Mahmud Han Zafere Ulaşti

Vehbi Tülek

Bu Devlet-i Aliyye Öyle Bir Devlettir Ki!

Vehbi Tülek

Mohaç Meydan MuhÂrebesi

Vehbi Tülek

Huzur Dersleri

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Yâ Rabbî! Onlara Da Hidâyet Nasip Eyle

İbn-i Circîs  hazretleri evliyânın büyüklerinden ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî hazretlerinin talebelerindendir. İsmi, Seyyid Dâvûd bin Süleymân’dır. 1222 (m. 1807) senesinde Bağdat’ta doğdu. 1299 (m. 1882) senesinde orada vefât etti. İlim öğrenmek için, Şam, Musul ve başka yerlere gitti. Mekke-i mükerremede on sene kadar kaldı. Bağdat’ta, zamanın en büyük evliyâsı olan Mevlana Hâlid-i Bağdadî hazretlerine talebe oldu. Evliyâlık yolunda çok yüksek derecelere kavuştu. Kıymetli eserler te’lîf etti. En meşhur eseri olan “Minhat-ül-vehbiyye” kitabından bazı kısımlar:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

İlmi Ile Amel Etmeyen âlime Yazıklar Olsun

Vehbi Tülek

Alâüddin-i Buhâri hazretleri Hanefi mezhebi fıkıh ve usûl âlimlerinin büyüklerindendir. Buhârâ'da yetişen Alâüddin hazretlerinin doğum tarihi bilinmemektedir. 730 (m. 1329) senesinde vefât etti. Alâüddin Buhâri'nin yazdığı Keşf-ül-esrâr (Şerhu Usûl-il-Pezdevi) isimli iki ciltlik eserinden bazı kısımlar özetlenerek aşağıya yazılmıştır:

Bir Gönül Sultanı Hüseyin Bin Ahmed

Vehbi Tülek

Şeyh Sühreverdî

Vehbi Tülek

Şeyh Sühreverdi hazretleri Tokat evliyasındandır. 1335 yılında vefat etmiştir. Türbesi Turhal'dadır. Bir dersinde buyurdu ki:

Rabbine Kavuşmak Isteyen Kimse Amel-i Sâlih Işlesin!

Vehbi Tülek

Müşriklerin Kalpleri, Itikadları Pistir!

Vehbi Tülek

Ölüm Hâlindeki Bir Kimsenin Dili Tutulur

Vehbi Tülek

Ebü’l-avn Celcûlî

Vehbi Tülek

Müsâfeha Edenlerin Günâhları Dökül

Vehbi Tülek

Genç Kadının Gerçek Tövbesi

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Namazini Ben Kildirayim

Namazini Ben Kildirayim

Büyük İslâm âlimi Mevlânâ Şemseddin Fenâri'nin ömrünün sonlarına doğru gözlerine perde geldi. Göremez oldu. Sultanın veziri olan Hacı İvâz Paşa bir konuda Molla Fenâri'ye kızmıştı. Gözleri görmez olunca, laf olsun diye; "Dilerim ki, o âmâ ihtiyârın namazını ben kıldırayım." demişti. Bu söz Molla Fenâri'nin kulağına ulaşınca; "Ol kimse câhildir. Cenâze namazını kıldırmayı beceremez. Cenâb-ı Hakk'ın kapısından ümidim şudur ki, bana hemen şifâ buyurup, onu âmâ eyleye ve ben onun namazını edâ edeyim." dedi. Bir süre sonra, bir gece rüyâsında Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz; "Tâhâ sûresini tefsir eyle!" diye buyurdukta; "Yüksek huzûrunuzda, Kur'ân-ı kerimi tefsir etmeye gücüm olmadığı gibi, gözlerim de görmüyor." demişti. Peygamberlerin tabibi olan Resûlullah efendimiz mübârek hırkasından bir parça pamuk çıkarıp, mübârek tükrüğü ile ıslattıktan sonra gözleri üzerine koydu. Molla Fenâri uyanıp, pamuğu gözlerinin üstünde buldu, kaldırınca, görmeye başladı. Allahü teâlâya hamd ve şükretti. Pamuk ipliklerini saklayıp, öldüğü zaman gözleri üzerine konmasını vasiyet etti. Tam bu günlerde, vezirin gözleri görmez oldu. Vezir bir süre sonra vefât etti ve cenâze namazını Molla Fenâri kıldırdı. Gözlerinin açılmasının bir şükrânesi olarak, 1429 (H.833) senesinde Şam yolu ile ikinci defâ hacca gitti. Bu esnâda Mısır'a ve Kudüs-i şerife de uğradı. Bir çok âlim ile sohbet edip onlardan istifâde etti.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Kul Hakkı

Vehbi Tülek

İmanı Ona Kafidir

Vehbi Tülek

Meşayihın Kadrini Bilmezsen

Korkma!

Senin İsmin Defterden Silinmiştir

Karşılık Beklemiyorum

Allah Nasil Misafir Edilir?

Delik Kova

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Vehbi Tülek

Mü'mine Ikram, Affa Sebebdir

Vehbi Tülek

Allahü Tealadan Bir An Gafil Olmayasin

Vehbi Tülek

Ayyaşin Sonu

Vehbi Tülek

Padişah Ve At

Vehbi Tülek

Kabahat Kilincin Midir?

Vehbi Tülek