Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.488.905

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Esas Pehlivan, Nefsine Galip Gelendir!

Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Kariştirinca Soğuyan Hoşaf

Sultan II. Mahhud devrinde iki defa Şeyhülislamlık makamına gelen Dürrizade Seyyid Abdullah Efendi, İstanbul'un namlı zenginlerindendi. Üsküdar Doğancılar'da inşa ettirdiği Paşa Kapısı diye anılan saray yavrusu muhteşem konakta yaşamaktaydı. Sultan II. Mahmud, bir yaz Ramazan akşamı bu konağa, âdeta bir iftar baskını düzenle di. Yanında nazırları, önde gelen devlet adamları ve maiyetinden oluşan hatırı sayılır bir kalabalık vardı. haber vermeden gerçekleştirdiği ziyaret ve misafirlikle Dürrizade'ye sürpriz yapmak istiyordu. Tabii, o anda konak bir panik havası sardı. Etekleri tutuşarak Efendi Hazret lerine koşan Kethüda, ellerini iki yana açarak "Ne yapacağız şimdi?" diye soruyordu. Ama hiç telaş göstermedi Dürrizade. Hareme ayrılan tablalar misafirlere verilecek, kendi yemeği de Padişaha takdim olunacaktı. Neticede bütün bu olumsuz şartlara rağmen, mükellef bir sofra kuruldu. Nitekim II. Mahmud da kethüdayı çağırarak tebrik etmiş, yemeklerin gerçekten nefis olduğunu söylemişti. Sadece bir istisna ile... O da billur kase içindeki hoşafın ılık olmasıydı. Kethüda bu tenkit üzerine, elleri göbeğinde kavuşturulmuş, başı hafifçe eğilmiş olarak cevap verdi:"Biraz karıştırılınca kendiliğinden soğur Efendimiz." Padişah, işte o zaman işin farkına varacak ve bulabildiği tek kusurun da geçersiz olduğunu görecekti. Çünkü billur zannettiği hoşaf kabı, içi oyularak kase süsü verilmiş bir buz kütlesiydi.

Vehbi Tülek

Amerika’ya Osmanli Yardimi

Vehbi Tülek

Seydi Ali Reis

Vehbi Tülek

Sen Kandiye Fatihi Olarak İstanbul’a Döneceksin

Vehbi Tülek

Girit harpleri iki seneden fazla bir zamandır devam ediyor. Ordunun başında, ciğerlerin den rahatsız Fazıl Ahmet Paşa var. Tecrübesiz, ama yılmak bilmeyen bir azim sahibi... Kandiye kalesini iki sene üç ay yirmi gün yaz demeden kış demeden kuşattı. Kışın sabahtan akşama kadar diz kapağına kadar çamur içinde asker arasında dolaşır, onların sırtlarını okşar, maneviyatlarını yükseltirdi. Akşam olunca yorgun argın çadırına döndüğün de bütün yorgun luğunu dindiren ihtiyar biriyle karşılaşırdı. Bu, ciğerparesinin rahatsızlığını bilen ana yüreğinin verdiği merhametle yaralarına merhem olmak için gelen ihtiyar anacığından başkası değildi. Gün görmüş, kahır çekmiş, saçları ağarmış Saliha hanım, hep oğlu ile beraberdi. Fazıl Ahmet Paşa, her akşam anacığının dizlerine kapanıp ağlar; "Ah anacığım! Bugün de kale teslim olmadı" derdi. Saliha hanım yiğit oğlunun omzunu okşar; "Bugün olmazsa inşaallah yarın olacak. Sen Kandiye fatihi olarak İstanbul'a döneceksin, ben de fatihin anası olarak hacca gidip, sevgili Peygamberimizin toprağına yüz süreceğim" derdi. Nihayet o gün geldi. 5 Eylül 1669'da Kandiye teslim oldu. Bu muhasarada Osmanlı ordusu, 56 yer üstünden, 45 yer altından hücum yapmış, 3500 kadar lağım patlatmıştı. Şehid sayısı ise 30.000'i bulmuştu.

Fatih’in Adaleti

Vehbi Tülek

Kayiğa Karşi Araba

Vehbi Tülek

Ermeni Tehciri

Vehbi Tülek

Bir Çanakkale Şehidinin Son Mektubu

Vehbi Tülek

Mübarek Beldelerin Hizmeti Ona Verildi

Vehbi Tülek

İngiliz Elçisi Sir Flip Küri’nin Pişmanlığı!

Vehbi Tülek

Yunan Askeri Hakiminin İtiraflari

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Dumlupınar’dan Yükselen Son Söz: Vatan Sağ Olsun

1953 yılı... 3 Nisan'ı 4 Nisan'a bağlayan gece, Dumlupınar Denizaltısı Ege'de katıldığı NATO tatbikatından geri dönüş yolunda, Çanakkale Boğazı'ndan içeriye giriyordu. Sisli ve rüzgârlı gecede su üstü seyri yapan denizaltının rotası Gölcük'teki Denizaltı Komutanlığı ana üssüydü. Dumlupınar; manevralar boyunca iki gün su altında kalmış, üstün başarı gösteren gemi personeli yerli yabancı tüm komutanların takdirini kazanmıştı...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Ebü'l-cevza Rabaî

Vehbi Tülek

Ebü'l-Cevzâ Rabai hazretleri Tabiin'in büyüklerindendir. Hazret-i Âişe, Abdullah bin Abbas, Ebû Hüreyre ve Abdullah bin Amr bin Âs (radıyallahü anhüm) ile görüşüp onlardan hadis ri­vayet etti. 83 (702)'de Kûfe civarında Deyrülcemâcir'de vefat etti. Resûlullah Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) şefaati hakkında naklettiği hadis-i şerifler:

Önce Nefsi Bilmek Gerekir

Vehbi Tülek

basra Güneşi Mâlik Bin Dînâr

Vehbi Tülek

Mâlik bin Dinâr hazretleri, ömrünü Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uyarak, insanlara nasihat ederek geçirdi. Hak yolu bulmak isteyenlerin önünde bir güneş olup, yollarını aydınlatırdı. Pek çok nasihati vardır. Buyurdu ki:
"Şu beş şey bedbahtlığın alâmetidir: Birincisi, gözün yaşarmaması. İkincisi, kalbin katı olması. Üçüncüsü, hayâsızlık. Dördüncüsü, dünyâya düşkün olmak. Beşincisi, dünyâ için canından endişe etmektir. Mü'min olan kimse Allahü teâlâdan korkar, boş sözlerden dilini korur."
Bir gün Basra vâlisi Mâlik bin Dinar'a der ki:
"Ey Mâlik, bize karşı bu kadar ağır konuşabilmen için sana cesâret veren ve bizi mukâbele etmekten âciz bırakan şey nedir biliyor musun? Dünyâya hiç değer vermemen ve bizden beklediğinin olmamasıdır..."

Süleymân Bin Cezâ

Vehbi Tülek

Mazhar-ı Cân-ı Cânân

Vehbi Tülek

Allahü Teâlâya Karşı Sâdık Ve Samîmî Ol!

Vehbi Tülek

Abdullah Bin Ahmed

Vehbi Tülek

Ahmed Necîb Efendi

Vehbi Tülek

Kûfe Kadısı İyas El-müzenî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Cünnetü'l-esmâ

Cünnetü'l-esmâ

Mecmûatü'l-Ahzâb kitabında şöyle nakledilir: İmam Gazali hazretleri anlatıyor:
Kûfe ve Basra'da büyük bir tâûn hastalığı zuhur etti. Kûfe şehrinin ileri gelenlerinden Abdullah bin Hasan ve Ebul-Münzir, Hazret-i Ali'nin (radıyallahü anh) yanına geldiler. "Musallat olan hastalık yüzünden insanlar kırılıyor, cenazeleri defnetmekle meşgul olanlar kafi gelmiyor... Hatta vahşi hayvanlara yem olanlar var! Bize bir çare göster, himmet elini uzat. Ya Emirel-Müminin, şu sıkıntılı halimizde bize bir rehberlik yap" diye yalvardılar. Ali (radıyallahü anh) de onlara, birşeyler yazıp verdi. Buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Korkma!

Vehbi Tülek

Senin İsmin Defterden Silinmiştir

Vehbi Tülek

Keramete İnanmayan Âlim

Abayi Yakmak

Dördüncü Murad Han Ve Ankaravi İsmail Efendi

Dinini Dünyalığa Alet Edenin Sonu

Kul Hakkı

Sizin Rizkinizdan Kesilmiş

Delik Kova

Vehbi Tülek

Yuhçu Baba

Vehbi Tülek

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Vehbi Tülek

Bize Teveccüh Edin

Vehbi Tülek

Bir Çuval Toprak Ve Arsa

Vehbi Tülek

Kul Hakkı

Vehbi Tülek