Yolumuzu Aydınlatanlar • 22.12.2006
İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden olan Şa'ya aleyhisselam, kavmine Muhammed aleyhisselamın geleceğini haber vermişti... İsrailoğulları devlet işlerinde hükümdarları Sıdkıya'nın, dini hususlarda da Şa'ya aleyhisselamın emirlerine itaat ederlerdi. Fakat Sıdkıya'nın hükümdarlığının son zamanlarına doğru sapıtıp hak ve batıl çizgisini aştıklarında, Allahü teala onlara Babil Kralı Senharib'i (Sencarib) gönderdi. Senharib bütün ordusuyla Beytülmakdis'i kuşattı...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 24.12.2006
Büyük âlim Ebû Bekr-i Nakkâş hazretleri gençliğinde tavan ve duvarlara nakış işlediği için kendisine "Nakkâş" denilmiş ve bu ismi ile meşhur olmuştur. Bu mübarek zat da, ilim öğrenmek için; Mısır'dan, Maveraünnehr'e kadar olan yerlerdeki ilim merkezlerine; Kûfe, Basra, Mekke-i mükerreme, Mısır, Şam, Cezire, Mûsul, Cibâl ve Horasan'a gitti. Buralarda meşhûr âlimlerin derslerinde ve sohbetlerinde bulundu. Muhammed bin Ali Saig, İshâk bin Süneyn Huttuli, Ebû Muslim Kecci, İbrâhim bin Zâhir Havâni, Muhammed bin Abdullah, Hasen bin Süfyân ve daha birçok âlimden ilim tahsil edip hadis-i şerif rivâyet etti...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 25.12.2006
Kara Mustafa Paşa, on yedinci yüzyıl Osmanlı sadrâzamlarındandır. 1634'te Merzifon yakınlarındaki Marince köyünde doğdu. Sultan Dördüncü Murâd Hanın Bağdat'ı fethinde (1639) şehid olan süvâri subaylarından Oruç Beyin oğludur. Dört yaşında yetim kalan Kara Mustafa, babasının dostu olan Köprülü Mehmed Paşanın himâyesinde ve kendisiyle yaşıt Fâzıl Ahmed (Paşa) ile berâber büyüdü. İyi bir tahsil görüp, kıymetli bir asker olarak yetişti. Köprülü Mehmed Paşaya damat oldu.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 26.12.2006
Şam'ın meşhur âlimlerinden Ahmed bin Ebü'l-Havâri, 780 (H.164)'de doğdu. Şam'da yaşadı. 844 (H.230) senesinde vefât etti. Otuz sene ilim tahsili yaptı. Ebû Süleymân Dârâni'nin talebesidir. Süfyân bin Uyeyne, Mervân bin Muâviye gibi zamânının âlimlerinin sohbetlerinde bulundu. Her birinden ilim ve edeb öğrendi. Ayrıca devrinin meşhûr âlimi ve Hanbeli mezhebinin imâmı Ahmed bin Hanbel ile görüşüp, sohbet etti.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 27.12.2006
Muhammed bin Mensur Sem'âni, Irak'ta yaşamış olan Şafii mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 1073 (H.466) senesinde dünyaya geldi ve 1116 (H.510) senesinde vefat etti. Bilhassa Bağdad'da birçok âlimden ders aldı. Fıkıh, hadis ve edebiyat sahalarında söz sahibi oldu. Çok güzel yazı yazar ve şiirler söylerdi. Edebi ilimleri öğrendikten sonra fıkıh ve hadis üzerine çalıştı. Vaaz verirken o kadar fasih ve beliğ konuşurdu ki, dinleyenler hayran kalır, kimse itiraz edemezdi.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 28.12.2006
Abdullah-i Dârimi hazretleri, Hicaz, Şam, Mısır, Irak, Horasan'da büyük âlimlerden hadis-i şerif dinlemiştir. Rivâyet ettiği hadis-i şerifler, Sâhih-i Müslim, Sünen-i Ebi Dâvûd ve Tirmizi'de mevcuttur...
"Müsned-i Dârimi", "el-Câmi-üs-sahih" (buna Sünen-i Dârimi de denir) ve "Sülâsiyyât" o mübarek zatın eserleridir...
Rivâyet ettiği hadis-i şeriflerden ba'zıları:
"Ümmetimin helaki, kötü âlim ve câhil âbiddendir. Kötü âlimler insanların en kötüsü, iyi âlimler de insanların en iyisidir."
Yolumuzu Aydınlatanlar • 29.12.2006
1527'de dünyaya gelen Özdemiroğlu, yaşı yirmiye gelmeden Mısır Sancak Beyleri sırasına geçmiş ve 1561'de de Mısır Emirhaclığına tayin edilmiştir. Daha sonra Habeş Beylerbeyi olup 1569'da Yemen eyâletinin Yemen ve Sana diye ikiye ayrılması üzerine Osman Paşa, Sana Beylerbeyi olmuştur. Bu sırada Zeydi imamlarından Topal Mutahhar'ın isyan ederek Yemen Beylerbeyi Murad Paşa'yı katletmesi üzerine her iki eyalet birleştirilerek Osman Paşa'ya verilmiştir...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 30.12.2006
Seyyid Ahmed Arvasi, son devrin milliyetçi yazar ve mütefekkir, yani fikir adamlarındandır. 1932 yılında dünyaya geldi. Babası Gümrük Müdürlüğü'nden emekli Seyyid Abdülhakim Efendi, annesi Cevahir Hanım'dır. Ailece Van'ın Müküs (Bahçesaray) kasabasına bağlı Arvas (Doğanyayla) köyündendir. Arvasi Hoca, çeşitli eğitim enstitülerinde öğretmenlik yaptı... Derin fikir çileleri çeken Arvasi Hoca'nın anlatacak çok şeyi vardır dağarcığında ve onları temiz Anadolu gençliğine aktarmak için çırpınır yıllarca...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 31.12.2006
Muhammed Cevâd Taki hazretleri, Resûlullah efendimizin torunu olup, hazret-i Ali ile hazret-i Fâtıma'nın (radıyallahü anhümâ) evlâdlarındandır. Hazret-i Hüseyin'in torunlarından olduğu için "Seyyid"dir... Muhammed Cevâd daha küçük yaşta, büyük ve derin bir âlim olmuştur. İmâmlığı on altı sene iki ay on dört gündür. Halife Me'mûn, kızı Ümmü Fadl'ı Muhammed Cevâd ile evlendirmiş, Medine'ye göndermiştir. Ali Naki ve Mûsâ isminde iki oğlu, Fâtıma ve Emmâme isminde iki de kızı vardı...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 01.01.2007
Büyük veli Hâce Hasan Attâr'ın anne tarafından dedesi, Şâh-ı Nakşibend Behâeddin-i Buhâri hazretleridir. Dedesi Şâh-ı Nakşibend hazretleri küçük Hasan'ı çok severdi. Bir gün Hasan Attâr, çocuklarla birlikte oynarken, dedesi Behâeddin-i Buhâri oradan geçiyordu. Hasan Attâr bir buzağıya binmeye çalışıyor, diğer çocuklar da onun etrâfında koşup, böylece eğlenmekteydiler. Behâeddin-i Buhâri hazretleri durup küçük Hasan'a teveccüh etti ve; "Yakın bir zamanda, bu çocuk bir bineğe biner, şevketli hükümdarlar, atının üzengisini tutarak yanında yürür" buyurdu...