KATEGORİ: Yolumuzu Aydınlatanlar

Büyük Mutasavvıf Muhammed Pârisâ

Muhammed Pârisâ hazretlerinin tasavvufta hocası, evliyânın en büyüklerinden olan meşhûr İslâm âlimi Şâh-ı Nakşibend Behâeddin-i Buhâri'dir. Ona talebe olduktan sonra, sohbetlerine devâm edip, himmet ve teveccühüne kavuştu. Böylece tasavvufta yüksek derecelere ulaştı. Zâhir ve bâtın ilimlerinde zamânının bir tânesi oldu.

Vehbi Tülek

Büyük Müctehid İmâm-ı Ebû Yûsuf

İmâm-ı Ebû Yûsuf hazretleri, 731 (H.113) senesinde Kûfe'de doğdu. 798 (H.182) senesi Bağdât'ta vefât etti... Ebû Yûsuf hazretleri yetim olup fakir bir âilenin çocuğu olmasına rağmen, İmâm-ı A'zam'ın derslerine büyük bir gayretle devâm etti. İmâm-ı A'zam hazretleri, onun keskin zekâsını görüp derslere devâm etmesi için fakir olan âilesinin geçimini de kendi üzerine aldı. Ailesini rahatlıkla geçindirip ilme yönelmesi için ona devamlı yardımda bulundu.

Vehbi Tülek

Ermeni’nin Imanına Sebep Olan Zat

Ramazan-ı Şerifte va'z u nasihat için Erzurum'un bir köyüne davet edilen İbrahim Hakkı hazretlerini alıp köye getirmek üzere; kendisine hep böyle görevler verilen Ermeni bir hizmetçi ile bir at gönderilmişti. Adam, İbrahim Hakkı hazretlerine gitti ve durumu anlattı. Hemen yola çıktılar. Fakat binek hayvanı bir tane olduğundan İbrahim Hakkı hazretleri, Ömer radıyallâhü anhın Kudüs'e giderken kölesiyle beraber nöbetleşe deveye binmesi hususundaki ahlâk-ı hamideyi tatbik etti. Ermeni hizmetçi buna her ne kadar;

Vehbi Tülek

Anadolu Velîlerinden İsmâil Ankaravî Rusûhî

İsmâil Ankaravi Rusûhi hazretleri, ilk tahsilini doğum yeri olan Ankara'da yaptı. Akli ve nakli ilimleri, zamânının âlimlerinden okudu. Arapça ve Farsça öğrendi. Din ve fen ilimlerini öğrendikten sonra tasavvufa yöneldi. Bayrâmiyye yoluna girip feyz aldı. Tasavvuf derecelerinde yükseldi. Hocası tarafından insanlara Allahü teâlânın dinini ve sevgili Peygamberimizin güzel ahlâkını anlatmakla vazifelendirildi. Halvetiyye yolunda da icâzet alıp, insanlara ilim öğretti...

Vehbi Tülek

Doğu Türkistanlı Lider İsa Yusuf Alptekin

İsa Yusuf Alptekin, 1901 yılında Doğu Türkistan'ın Kaşgar vilayetine bağlı Yenihisar kazasında dünyaya geldi. Öğrenimini Doğu Türkistan'da tamamladıktan sonra çeşitli memuriyet görevlerinde bulundu. 1926 yılında Batı Türkistan'a geçerek burada milli mücadele taraftarlarıyla irtibata geçti. 1931'de Hoca Niyaz tarafından başlatılan ayaklanma sırasında Doğu Türkistan'daki valilerin halka yaptıkları zulmü Çin hükümetine anlatarak, bu durumun önlenmesini, aksi takdirde ayaklanmanın yayılacağını, Rusya'nın işgalinin sözkonusu olacağını anlattı...

Vehbi Tülek

“sultan Dîvânî” Mehmed Çelebi

Küçük yaşta ilim öğrenmeye başlayan "Sultan Divâni", babasının yanında yetişti. Abapûş-i Veli zamânında Afyon'da şiddetli bir vebâ salgını hüküm sürdü ve yakınlarını birer birer kaybetti. Abapûş-i Veli'ye bir gün en çok sevdiği küçük oğlu Mehmed Çelebi'nin vefât haberi geldi. O zaman, Abapûş-i Veli; "Hakk'ın rahmetine mi kavuştu? Hayır yanlışınız var, uyuyor o. Bu sefer yanıldınız" dedikten sonra, hemen küçük oğlunun yattığı odaya sessizce girdi. Üzerindeki örtüyü kaldırarak; "Uyuyor musun Mehmed'im? Bu ne uykusu? Senin bu dünyâda hizmetin var. Uyan Mehmed'im uyan!" dedi.

Vehbi Tülek

“mezomorto” Hüseyin Paşa

Hüseyin Reis, cesur, gözünü budaktan esirgemeyen bir kimseydi. Venediklilerle yaptığı bir deniz muhârebesinde yaralanıp öldüğü sanılırken iyileşmesi üzerine, Venedikliler tarafından kendisine Mezomorto (yarı ölü) lakabı verilmiştir.
Mezomorto Hüseyin Paşa, Akdeniz'de İspanyol, İtalyan ve Venediklilerle çetin deniz muhârebeleri yaptı. 1674 yılından itibâren, ünü bütün Akdeniz'i sardı. Cezâyir'in en mümtaz simâlarından biri oldu. Cezâyir'i kuşattıklarında Fransız donanmasını perişan etti. Sultan Dördüncü Mehmed Han, onu Cezâyir Beylerbeyliğine getirdi.

Vehbi Tülek

Anadolu Velîlerinden Abdurrahman Tâgî

Asil ve temiz bir âileden gelen Abdurrahmân Tâgi'nin babası Molla Mahmûd Efendi sâlih bir kimse idi. Aslen hazret-i Hüseyin efendimizin soyundan gelen ve seyyide olan annesi Meyâsin Hanım da sâliha bir kadındı...
Kanâat sâhibi, gönlü tok bir kimse olan Abdurrahmân Tâgi dünyâ mal ve rütbelerine gönül vermezdi. Bu yüzden kendisine bulunduğu nâhiyenin müdürlüğü, kâdılığı ve müderrisliği verildiği hâlde bunlara iltifât etmedi. Çünkü o kendisini tasavvufta yükseltecek bir mânevi rehber arıyordu. Aradığını da buldu, Seyyid Sıbgatullah Arvâsi hazretlerinin önde gelen talebelerinden oldu. Tasavvufta yüksek derecelere kavuştu ve çok talebe yetiştirdi...

Vehbi Tülek

Hadîs Ve Fıkıh âlimi Abdülvâhid Bin Zeyd

Abdülvâhid bin Zeyd, meşhûr hadis, fıkıh âlimi ve evliyânın büyüklerindendir. Tebe-i tâbiinden olup, Basra'da yaşamıştır. Künyesi "Ebû Beşr el-Basri"dir. Doğum ve vefât târihleri kesin olarak bilinmemektedir. 793 (H. 177) veya 802 (H. 186)'de, bir rivayete göre de 805 (H. 189) senesinde vefât etmiştir.
Abdülvâhid bin Zeyd hazretleri, Tâbiin devrinde meşhûr hadis ve fıkıh âlimleri olan, Ebû İshâk, A'meş, Hasan-ı Basri, Âsım'ül-Ahval, Sâlih bin Han, Amr bin Meymûn, Ebû İshak Şeybâni gibi âlimlerin sohbetlerinde bulundu. Onlardan hadis ve fıkıh öğrenerek bu ilimlerde söz sâhibi oldu. Tebe-i tâbiin devrinde Basra'da yetişen meşhûr hadis ve fıkıh âlimlerinin ileri gelenleri arasında yer aldı.

Vehbi Tülek

Mısır Evliyasından Muhammed Şenâvî

Muhammed Şenâvi, çok yardımsever bir zat idi. Dâimâ halkın ihtiyaçlarını karşılamak için koşardı. Herkese, Allahü teâlâyı devamlı hatırlamaları için zikir telkini yapardı. Kimseden hediye almazdı. Muhammed Şenâvi'nin vaaz ve nasihatleri, çoğunlukla uzun olurdu. Yatsı namazından sonra başlayan sohbet, sabaha kadar devâm ederdi.
Muhammed Şenâvi buyurdu ki: "Bu yol, baştan sona kadar iyi huydan ibârettir."
Abdülvehhâb-ı Şa'râni anlatır:

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek

Nefis, Çok Övülmesi Yüzünden Firavunlaştı

Vehbi Tülek

İnsanların Hep Iyi Taraflarını Gör, Günahlarını Araştırma!

Vehbi Tülek