Yolumuzu Aydınlatanlar • 28.08.2007
Köle pazarında müthiş pazarlıklar yapılıyordu... Adamın birinin, güçlü kuvvetli bir köleyi gözü tutmuş ve onu ne pahasına olursa olsun almak istiyordu. Sahibine:
-Bu köleyi bana sat, dedi. Adam;
-Satayım, ama bunun bir kusuru var, onu da bildireyim. Bu köle fitnecinin biridir, dedi. Adam:
-Amaaan canım. Bunun fitneciliğinden ne olacak. Güçlü kuvvetli, diyerek köleyi satın aldı...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 31.08.2007
Mekkeli müşrikler Bedir'in intikamını almak için Medine önlerine gelmişlerdi. Fakat o da ne? Karşılarında bir hendek görerek şaşkına döndüler! Resûlullah efendimiz şehrin etrafına çepeçevre hendek kazdırmıştı... Müşrik ordusunun bu hendeği aşması mümkün görünmüyordu. Medine kuşatması bu şekilde bir ay devâm etti...
Düşman ordusu, bütün gücüyle şiddetli bir saldırıya geçti. Muharebenin iyice şiddetlendiği yirmi ikinci gün, müşriklerin en azılılarından Amr bin Abdûd, hendek kenarlarına gelip meydana er istedi. Müslümanlardan hiç kimse Amr'ın davetine cevap vermedi. Amr, bir daha meydan okudu. Yine cevap alamadı. Yedi kere böyle oldu.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 01.09.2007
Abd bin Ahmed, hadis, kelam ve Maliki fıkıh âlimidir. 966 (H. 355) senesinde Endülüs'te (İspanya) dünyaya geldi. İlim tahsili için memleketinden çıkıp, Mısır, Bağdad, Şam ve Mekke'ye gitti. Orada yerleşti ve evlendi. Mekke'nin Şeyh-ül-Harem'i oldu. Zamanının en büyük hadis âlimiydi. Hadis ve Maliki fıkhı üzerine birçok kitap yazdı. Kendisinden birçok hadis âlimi, hadisi şerifler rivayet etmişlerdir.
Bu mübarek zat, Mekke'de cömertliği ile meşhur oldu. Eline geçen her şeyi fakirlere verirdi. Dünya malına hiç ehemmiyet vermezdi. Sohbetlerinde buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 02.09.2007
Kays bin Âsım, Tebe-i tabiindendir. Hadis ve fıkıh âlimidir. Kendisinden, bazı hadis âlimleri hadis-i şerif rivayet etmişlerdir. Emevi halifesi Ömer bin Abdülaziz hazretlerinin dayısıdır. İlim sahibi olmasının yanında, Bizans ile yapılan savaşlara da katılarak büyük kahramanlıklar göstermiştir.
Bu mübarek zatın hikmetli sözleri pek çoktur. Buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 03.09.2007
Ebû Yakub el-Buveyti, Bağdad'da yaşamış olan kelam âlimlerindendir. İmam-ı Şafii hazretlerinin talebesidir. Mu'tezileye karşı Ehl-i sünnet itikadını canla başla müdafaa ederdi...
İmam-ı Şafii hazretlerinin, Muhammed bin Abdulhakem adında bir talebesi vardı. İlimde ileri derecedeydi. Mısır halkının hiç şüphesi yoktu ki, İmam-ı Şafii hazretlerinin vefâtından sonra yerine bu talebesi geçecektir!..
Son hastalığında İmam-ı Şafii hazretlerine bu mesele soruldu:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 04.09.2007
Ebü'l-Hasen-i Kerhi, hadis ve Hanefi fıkıh âlimidir. 260 (m. 874) yılında Irak'ın Kerh bölgesinde doğdu. Bundan dolayı "Kerhi" nisbesiyle anılmıştır. Ömrünün büyük kısmını Bağdâd'da geçirdi. 340 (m. 952) yılında yine orada vefât etti.
Ebü'l-Hasen-i Kerhi'nin fıkıh ilminde en meşhûr hocası; İmâm-ı a'zam Ebû Hanife hazretlerinin torunu İsmâil bin Hammâd'dan ilim öğrenmiş olan Ebû Sa'id Ahmed bin Hüseyn Bürdei'dir...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 05.09.2007
Ebü'l-Abbâs Ahmed bin Muhammed et-Ticâni hazretleri, "Ticâniyye" yolunun kurucusudur. 1737 (H.1150) senesinde Cezâyir'in güneyinde Ayn-ı Mâdi denilen yerde doğdu. Seyyid, yani Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) mübârek soyundandır.
Ahmed et-Ticâni hazretleri 1815 (H.1230)'de Fas'ta vefât etti. Soyu, oğulları Muhammed Kebir ve Muhammed Habib ile devam etti. Mâliki mezhebindeydi.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 06.09.2007
Ahmed Mekki Üçışık 1896 (H.1314) yılında Van'ın Başkale kazâsında doğdu. Küçük yaştan itibâren faziletli babasından ve amcası Seyyid Tâhâ Efendiden ilim tahsiline başladı. Medrese tahsilini bitirdikten sonra yine babasından zâhiri ilimlerin inceliklerini alarak icâzetle şereflendi. Yüksek teveccühlerine ve himmetlerine mazhar olarak evliyâlık yolunda kemâl mertebelere ulaştı.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 07.09.2007
Abdullah bin Abdân Hemedâni, İslam âlimlerinin büyüklerindendir. Gazneli devleti zamanında yaşayan bu mübarek zat 1041 (H.433) senesinde Hemedan'da vefat etmiştir. Hadis ilminde sened olduğu gibi, Şafii fıkhında da Hemedan şehrinin en büyük âlimiydi. Pek çok talebe yetiştirdi. Fetvaları, talebeleri tarafından kitap haline getirildi. Hemedan halkının meselelerini o hallederdi.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 08.09.2007
Millet, din ve vatan sevgisiyle dolu bir asker olan Hasan Hayri Aytepe, ömrü boyunca hoş sohbetleri ve nasihatleriyle insanlara faydalı olmaya çalıştı. Kızına yaptığı nasihatleri çok ibretlidir. Bir nasihatinde şöyle diyordu:
"Ey kızım! Dünyâdaki bütün insanlar mesûd olmak ister. Fekat, mesûd olan, pek azdır. Neden bu böyledir? Çünkü, saadetin neden ibâret olduğu bilinmiyor. Asıl iş, saadetin ne olduğunu bilmektedir. Müslümânlık, dünyâ ve âhiret saadetini sağlayan tek yoldur.