KATEGORİ: Yolumuzu Aydınlatanlar

Sır Vermeyen Server Baba

Vaktiyle Horasan hükümdarlarından biri, saraydan bir hizmetçisini çağırır ve ona şöyle bir görev verir: -Al şu bir kese altını. Karşıda bir tekke var. Git onlara karış ve bir müddet aralarında kal. O tekkenin esrarını bana rapor et!
O hizmetçi gider ve dergâha varır. Bir müddet kalacaktır ama dergâhlarda misafirler üç günden fazla kalamazlar. Onun da fazla kalması lâzım. Fazla kalabilmesi için de derviş olmalıdır. Derviş de olmuştur. Ancak derviş olmak için derviş olmamış; fazla kalabilmek ve rapor alabilmek için derviş olmuştur...

Vehbi Tülek

Ümmi Velî Ali Havvâs Berlisi

Ali Havvâs Berlisi, Mısır'da yaşamış olan evliyanın büyüklerindendir. Ümmi bir zat idi, yani okuma yazma bilmezdi. Buna rağmen, Kur'ân-ı kerim ve hadis-i şerifler hakkında âlimleri hayrete düşüren kıymetli bilgiler verirdi. İşleri hakkında ona danışmaya gelenlere, daha ne için geldiklerini söylemeden, onlara ne iş için geldiklerini söylerdi.
Ali Havvâs, önceleri dolaşarak, sabun ve temizlik malzemeleri satardı. Sonra zeytin satmaya başladı ve birkaç sene zeytincilik yaptı. Sonra bu işi de bırakıp, sepet örmeye başladı. Vefâtına kadar bu işle meşgûl oldu...

Vehbi Tülek

Zû-şefer'in Kızı Tâce

Yûsuf aleyhisselam, Hazret-i Yakub'un oğludur. Dedesi Hazret-i İshak, babasının amcası Hazret-i İsmail, büyük dedesi ise Hazret-i İbrahim'dir. Hem kendisi, hem de ataları Resûlullah Efendimizin bir hadis-i şeriflerinde (el Kerim-keremli) sıfatı ile yâd edilmişlerdir. Bugün sizlere, o devirde yaşanan ibretli bir hadiseyi anlatmak istiyoruz...

Vehbi Tülek

Hazret-i Alinin Kölesi: Kanber

Kanber, Hazret-i Ali'nin azadlı kölesidir. Ondan yüksek ilimleri tahsil ederek zamanın büyük âlimlerinden oldu... Rivâyet edilmişdir ki, bir gün Emir-ül mü'minin hazret-i Ali "radıyallahü teâlâ anh" kapılarının önünde bir cemâat görüp, Kanber'e sordu ki; "bunlar kimlerdir?" Kanber de cevâb verdi ki, "yâ Emir-el mü'minin! Bunlar sizi sevenlerdir."
Ali "radıyallahü anh" hazretleri buyurdular ki:
-Hayret! Bunlarda bizi sevenlerin simâları görünmez!
Kanber dedi ki:
-Yâ Emir-el mü'minin! Sizin ahbâblarınızın simâları [görünüşleri] nasıldır?

Vehbi Tülek

Horasanlı Velî Feth Bin Şahref

Feth bin Şahref, Horasan'da yaşamış olan büyük velilerdendir. Abdullah bin Ahmed bin Hanbel onun için, "Horasan toprağında Feth gibisi yetişmemiştir" buyurmuştur.
Feth bin Şahref, zühdü, takvası ile meşhurdu. Kendisine küçük günahlardan soruldu. O zaman;
"Günah kişinin yanında ne kadar küçük görülürse, Allahü teâlâ katında o derece büyük olur. Günah kişinin yanında ne kadar büyük görülürse, Allahü teâlânın katında da o derece küçük olur" buyurdu.

Vehbi Tülek

İslâm Târihçilerinden Ahmed Bin Abdülcebbar

Ahmed bin Abdülcebbar el-Utâridi, faziletler sahibi bir kimse idi. Bağdâd'da İslâm târihçisi İbni İshâk'tan gazalar, harbler hususunda rivâyetlerde bulundu. Bağdâd'ta oturduğu zaman Abdullah bin İdris el-Odi, Ebû Bekir bin İyâs, Hafs bin Gıyâs, Muhammed bin Fudayl, Veki' bin Cerrâh, Ebû Muâviye, Yûnus bin Bükeyr ve Muhammed bin İshâk'tan rivâyette bulunmuştur.

Vehbi Tülek

Hadîs âlimi Abdülalâ Kureşî

Abdüla'lâ Kureşi hazretleri, büyük velilerden ve hadis âlimlerindendir. Adı Abdüla'lâ, babasının adı Abdila'lâ'dır. İbn-i Şerâhil Kureyşi ismiyle de bilinir. Lakabı Ebû Hûmâm'dır. 804 (H.189) senesinde vefât etti...
Abdüla'lâ Kureşi hazretleri, iyi bir tahsil gördü. Hamid-i Tavil; Yahyâ bin Ebi İshâk, Ceriri, Yûnus bin Ubeyd, Ma'mer bin Râşid, Said bin Ebi Arûbe ve Dâvûd bin Ebi Hind gibi devrinin büyük âlimlerinden ilim öğrendi ve hadis-i şerif bildirdi.

Vehbi Tülek

Temim Kabilesinden Eksem Bin Sayfî

Muhammed aleyhisselamın İslâmiyeti cihâna yaymak için kullandığı tebliğ vasıtalarından biri de çevre ülkelerin devlet başkanlarına yazdığı mektuplar ve gönderdiği elçilerdir. Bizzat gitmeye imkân bulamadığı bölgelerin insanlarına mektuplar ve elçiler göndererek tebliğ vazifesini noksansız bir şekilde ifâ etmiştir.

Vehbi Tülek

Şehid Padişah Sultan İbrahim

Onsekizinci Osmanlı Sultanı İbrahim Han'ın babası I. Ahmed Hân, annesi Mahpeyker Kösem Sultan'dır. Ağabeyi IV. Murad'dan sonra tahta geçen İbrahim Han'ın yaptığı ilk icraatlarından biri, Emir-Gûne adlı İran asıllı bir Şii'yi öldürtmek oldu. Çünkü bu adam, Osmanlı Sarayına içki, kumar, eğlence gibi kötülükleri sokmaya çalışıyordu. İşte bu adamın taraftarları Sultan İbrahim Han'a "Deli" adını taktılar. Ne yazık ki, bugün bile bazıları, Sultan İbrahim'e "Deli" diyor. Halbuki ondan yüzlerce yıl sonra yaşamış Rus Çarı Petro, gerçekten deli idi. Yaptığı hizmetlerden dolayı, milleti ona "Büyük Petro" demiştir...

Vehbi Tülek

Hadîs Ve Fıkıh âlimi Abdurrahman-ı Şebrîsî

Ebü'l-Feth (Abdurrahman-ı Şebrisi), ilimde çok yüksek bir zat idi. Küçük yaşta ilim öğrenmeye başladı. Çok ilim tahsil etti. Birçok âlimden hadis ve fıkıh ilimlerini okudu. Bunların ilki, babasının dedesi Kâdı Nûreddin Ebü'l-Hasan Ali'dir. İbn-i Hacer, Takıyyüddin Ressâm, İzzeddin Ebû Muhammed ibni Furat el-Hanefi ve daha başka âlimlerden hadis-i şerif okudu.

Vehbi Tülek

Gelen Belalara Sabırlı Hatta Şükredici Olmalı

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek

Nefis, Çok Övülmesi Yüzünden Firavunlaştı

Vehbi Tülek