KATEGORİ: Yolumuzu Aydınlatanlar

Mahlûkâtın Yaratılışında Hikmetler, Sırlar Vardır

Kâsım Ali Bedahşi hazretleri Hindistan'da yetişen büyük velilerdendir. Önceleri Hâce Muhammed Bâki-billah hazretlerinin talebelerinden iken, terbiyesi ve bu yolda yetişmesi, İmâm-ı Rabbâni hazretlerine havâle olunanlardandır. İmâm-ı Rabbâni, Bâki-billah hazretlerine gönderdiği bir mektupta şöyle anlatır:

Vehbi Tülek

Sükût Eden, Dünyâda Da âhirette De Kurtulur

Muhammed Rukiyye hazretleri büyük velilerdendir. 1494 (H. 900) senesinde vefât etti. Tasavvuf yolunu Yûsuf Mahdûm'dan öğrendi. Zâhiri ilimlerde eşsiz, tasavvuftaki derecesi çok yüksekti. Talebelerine şöyle buyurdu: "Size bu yolda lâzım olan, mücâhede ve riyâzeti elden bırakmamak, bu yolun âdâbına gereği gibi riâyet etmek, bu yolun temeli olan doğru söze ve helâl yemeye devâm etmektir."

Vehbi Tülek

Benim Ismim 'bal'dır Efendim!

Seyyid Hasan hazretleri Türkistan'da yetişen velilerdendir. On beşinci asrın sonlarında yaşadı. Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin sohbetlerinde kemâle geldi. Küçük bir çocukken babası onu Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin sohbetine götürdü. Küçük Hasan odaya girdiğinde, Ubeydullah-ı Ahrâr'ın yanında duran balı görünce hemen ona koştu ve yemeye başladı. Hâce Ubeydullah gülümseyerek durumu seyretti ve Küçük Hasan'a; "Yavrum senin ismin ne?" diye sordu. Bal yemekle meşgûl olan Mevlânâ Hasan; "Bal" cevâbını verdi. Hâce Ubeydullah bu cevaptan çok hoşlandı ve; "Kâbiliyeti, yeteneği çok kuvvetli. Zirâ küçücük bir bal lezzetini almakla ona kendisini öyle verdi ki, onun sevgisinde eridi ve kendisini o zannetti. Başka bir şey tadınca, onda da öyle olacak" buyurdu.

Vehbi Tülek

Dost Sofrasında Yenilen Yemeğin Hazmı Kolay Olur

Meymûn bin Mihrân hazretleri tâbiinin büyüklerinden, olup hadis ve fıkıh ilminde büyük bir âlimdir. 657 (H.37) de Kûfe'de doğdu. Sonra Rakka'ya yerleşti. Halife hazret-i Ömer bin Abdülaziz tarafından kâdı ve vâli olarak Cizre'ye tâyin edildi. 734 (H. 116)'de Cizre'de vefât etti.

Vehbi Tülek

Kur'ân-ı Kerim Yedi Lehçe Üzerine Vahy Edilmişti

İbnü'l-Bâziş hazretleri kıraat âlimidir. 491'de (m. 1098) Endülüs'te (İspanya) Gırnata'da (Granada) doğdu. Aslen Ceyyânlı (Jaen) bir aileden olup yedi yaşında Kur'ân-ı kerimi ezberledi. Sonra zamanın büyük âlimlerinden kıraat ilminde 300 tariki öğrenerek üstad oldu. Gırnata hatipliği görevini de yürüten İbnü'l-Bâziş 540'ta (m. 1145) Gırnata'da vefat etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Sadaka, Verenin Kabir Ateşini Söndürür

Ecezâde Muhyiddin Efendi Osmanlılar zamanında yetişen İslâm âlimlerindendir. Mevlânâ Hatibzâde'den okudu. Daha başka âlimlerin derslerinde de bulunarak, mükemmel bir şekilde yetişti. İlim tahsilini tamamladıktan sonra, İznik Medresesi'ne müderris oldu. Bir müddet müderrislik yaptıktan sonra, Trabzon kadılığına tayin olundu. 924 (m. 1518) senesinde vefât etti. Buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Dünyâda Hak Ile Bâtılın Karışması Lâzımdır!

Seyyid Mir Muhammed Numân hazretleri Hindistan'ın büyük velilerinden olup, 1569 (H.977) senesinde Semerkand'da doğdu. Hindistan'a gelip, Hâce Bâki-billah hazretlerinin sohbeti ile şereflendi. Hocasının vefâtına kadar Delhi'de hizmetinde bulundu. Hâce Bâki-billah'ın vefâtında, İmâm-ı Rabbâni Delhi'yi teşrif etmişti. Seyyid Mir Muhammed Numân'ı Serhend'e götürdü. Mir Muhammed, uzun seneler İmâm-ı Rabbâni'ye hizmet etti ve sohbetinde bulundu. Sonra talebe yetiştirmesi için Burhânpûr'a gönderildi. 1650 (H.1060) senesinde Agra şehrinde vefât etti.

Vehbi Tülek

Din Büyüklerini, Resûlullah Efendimizin Vekîli Bilmeli

Ahi Mirim hazretleri büyük velilerdendir. Afganistan'da Herat şehrinde doğdu. Oradaki âlimlerden ilim tahsil etti. Azerbaycan'daki Şirvan'da Halveti büyüklerinden Ömer Halveti'nin sohbetine katıldı ve tasavvufta yükselerek hocasından icâzet aldı. Timûr Han zamânında Anadolu'ya gelip Kırşehir'e yerleşti. Kendisine Ahi denilmesine sebeb Ahi Evrân oğullarından olması sebebiyledir.1409 (H.812) senesinde Kırşehir'de vefât etti. Hikmetli sözleriyle insanları irşâd etti, doğru yolu gösterdi.

Vehbi Tülek

Dünyâ Ve âhiret Saâdetinin Kapısı

Hüsâmeddin Ahmed hazretleri Hindistan'da yetişen büyük velilerden olup Hâce Muhammed Bâki-billâh hazretlerinin önde gelen talebelerindendir. İmâm-ı Rabbâni hazretlerinin büyüklüğünü herkesten iyi bilirdi. Muhammed Bâki-billah hazretlerinin vefâtından sonra, onun dergâhında bulunanlara ve hocasının oğullarına hizmette bulunup, çok çalıştı ve çalışmalarının mükâfâtını da buldu. İmâm-ı Rabbâni'ye bağlılığını da, yazmış olduğu şu mektubu ile dile getirmektedir:

Vehbi Tülek

Bağdât Fatihi Murâd Han Ve Gül Baba

Gül Baba Anadolu'da yetişen meşhûr velilerdendir. Misâli Baba ve Gül Baba lakaplarıyla tanınmıştır. On yedinci asırda yaşamıştır. Osmanlı Sultanlarından Dördüncü Murâd Hanla görüşmüştür. Bağdât seferi sırasında ziyâretine gelen Sultana kış mevsiminde koynundan, açılmış tâze bir gül çıkarıp vermesi sebebiyle, Gül Baba lakabı ile anılmıştır. Kabri, Niğde'nin dokuz kilometre kuzeyinde bulunan Güllüce köyündedir. Bu köy, ismini onun isminden almıştır. Vefâtından sonra da çok kerâmeti görülmüştür. Kabrini ziyâret edip onu vesile ederek duâ edenler bereketlerine kavuşmuştur.

Vehbi Tülek

Gelen Belalara Sabırlı Hatta Şükredici Olmalı

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek

Nefis, Çok Övülmesi Yüzünden Firavunlaştı

Vehbi Tülek