Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.538.636

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Gençlik, Delilikten Bir Şubedir!

Seyyid Ömer bin Ali hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1002 (m. 1593) senesinde Yemen’de Zafâr denilen yerde doğdu. Ukayl bin İmrân’ın derslerine devam etti. Ondan çok istifâde etti. Sonra Hindistan’a gitti. Orada Seyyid Ebû Bekr bin Hüseyn ile görüştü. Onun yanında bir müddet kalan Seyyid Ömer, ondan da hırka giydi. 1063 (m. 1653) senesinde Hindistan’ın Beycâfûr beldesinde vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Harp İlanindan Vazgeçsin

Hâfız İsmâil Paşa, Ömer Rızâi hazretlerinin zaman zaman ziyâretine gider ve duâlarını istirham ederlerdi. 1805 yılında Sadâret makâmına geldikleri zaman bir gün Sultan Üçüncü Selim Han; "Seksen bin asker hazır eyledim. Tuna boyuna göndermek murâdımdır." diye emir buyurdular. Bu emri alan İsmâil Paşa derhal Şeyh hazretlerine gelerek durumu bildirdi ve teveccühleri ile hayır duâlarına mazhar olmak istedi. Lâkin Ömer Rızâi hazretleri hiç bir söz beyan etmedi. O gece rüyâlarında hazret-i Ebû Eyyûb el-Ensâri hazretlerinin türbe-i şeriflerine dâvet olundu. Vardıklarında kıbleyi şerife karşı oturan iki muhterem zât gördü. Onlar da Ömer Rızâi Efendiyi gördüklerinde; "Gel yâ Şeyh Ömer! Bizleri bilir misin? Ben Fâtih Sultan Mehmed' im bu da oğlum Bâyezid'dir. Sultan Selim oğlum Tuna cihetine asker göndermek ister. Ancak şimdi vakti değildir. Terk eylesün. Fesâda sebeb olur, haber ver." diye emir buyurdu. Ömer Rızâi hazretleri bu vakayı derhal İsmâil Paşaya yazarak haber verdi. Bunun üzerine harp ilânın dan vazgeçildi. Ancak 1806'da sadârete getirilen İbrâhim Hilmi Paşa döneminde Rusya'ya harp ilânı ile çıkan savaş ülke içinde fitne çıkarmak isteyen Nizâm-ı Cedid düşmanlarını harekete geçirdi. Kabakçı Mustafa adındaki bir âsinin liderliğinde kısa zamanda büyüyen isyan, Üçüncü Selim Han'ın tahttan indirilmesine ve nihâyet şehid edilmesine kadar vardı.

Vehbi Tülek

Malkoçoğlu Ve Romanya’yi Fethi

Vehbi Tülek

Sarayda Bir Doğum

Vehbi Tülek

Önce İmtihana Girin

Vehbi Tülek

Fatih Sultan Mehmed Han, fethettiği beldeleri kendi haline bırakmayarak imarına çalıştı. İstanbul'un fethinden sonra Edirne'ye geri dönerken, oğlu Bayezid'e bir saray yapılmasını emretti. Daha sonra Eyüp Sultan Camii, türbesi, medresesi, imaret ve hamamı yapıldı. Sekiz kilise, medrese haline getirildi. 1470 yılında kendi simiyle yaptırdığı caminin etrafında meşhur Sahn-ı Seman medresesini kurdu. Medreselerin açıldığı sırada koca Fatih, külliyede kendisine de bir oda ayrılmasını istedi. Fakat müderrisler: "Burada bir odanız olabilmesi için önce imtihana girin, Danişmend (Asistan) olun, tercih ettiğiniz ilim şubesinde tez yapın, eser verin, sonra müderrisliğe erişin. Ancak ilim ocağında bu şekilde makamınız olur." dediler.Fatih Sultan Mehmed Han, bunun üzerine müderrislerin koştukları şartları gerçekleştir dikten sonra Sahn-ı Seman'da oda sahibi olabildi.

Venediklilerin Zulmüne Karşilik Osmanli Devletinin Vergi Adaleti

Vehbi Tülek

Orhan GÂzi Ve AlÂeddîn Esved

Vehbi Tülek

PiyÂle Paşa Ve Malta Seferi

Vehbi Tülek

I. Viyana Kuşatmasi

Vehbi Tülek

İstanbul'un Fethi Ve İnsan Haklari

Vehbi Tülek

37 - Sultanhisar Torpidobotunun Zaferi

Vehbi Tülek

Çal Çoban Çal

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

İmanın Hakikatine Ermek

Muâfi bin İmrân hazretleri hadis âlimidir. Doğum târihi bilinmemektedir. 185 (m. 701) târihinde Bağdâd'da vefât etti. Süfyân-ı Sevri'den ilim aldı. Onun terbiyesinde yetişti. Şöyle nakledilmiştir:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Samarra'nın Güneşi İmâm-ı Ali Nakî

Vehbi Tülek

Ali Naki hazretleri "Oniki İmâm"ın onuncusudur. 829 (H.214) senesinde Medine'de doğdu. 868 (H.254)'de Bağdât'ta, Samarra nâhiyesinde vefât etti. Nesebi, Ali Hâdi bin Muhammed Cevad bin Ali Rızâ bin Mûsâ Kâzım bin Câfer-i Sâdık bin Muhammed Bâkır bin Ali Zeynelâbidin bin Hüseyin bin Ali bin Ebi Tâlib'dir...

Kalb Katılığının Ilacı!..

Vehbi Tülek

Osman El-hattâb

Vehbi Tülek

Osman el-Hattâb, Ebû Bekr-i Dûkdesi hazretlerinin yetiştirdiği âlimlerin ve evliyânın büyüklerindendir. Doğum târihi ve hâl tercümesi hakkında bilgi bulunmamaktadır. 1397 (H.800) senesinde Kudüs'te vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:

Habîb Ömerî Karamânî

Vehbi Tülek

Kureyşli Bir Hanım Ve Ahmed Bin Ebü’l-havârî

Vehbi Tülek

Cevhere Berâsîyye

Vehbi Tülek

Tozkoparan İskender

Vehbi Tülek

Hafız Ebû Hasin

Vehbi Tülek

İyi Ameller Ile Yapılan Dualarla Kurtuluş

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Korkma!

Korkma!

Sinop'ta medfûn bulunan ve Takıyyüddin Ebû Bekr Kefevi'nin talebesi olan Mahmûd Kefevi hocasının şu kerâmetini anlattı:"Gemiye binip İstanbul'a gitmek üzere yola çıktık. Ben o zaman gençtim ve bu benim ilk yolculuğumdu. Hoş bir rüzgârla dört gün gittik. Sonra şiddetli bir rüzgârla deniz kabardı. Dalgalar her taraftan vurmaya başladı. Gemide bulunanlar korku, dehşet ve ümitsizlik içinde bâzı mal ve eşyâlarını denize attılar. Bu ızdırap ve sıkıntı bana da ümitsizlik vermeye başladı. Hocam Takıyyüddin Ebû Bekr Kefevi, geminin alt katında sâkin ve telaşsız bir halde oturuyor du. Dalgaların şiddetli vuruşları gemide bulunanların ve benim korkumu iyice arttırdı. Hocam bana bakıp; "Korkma! Allahü teâlâ bizi kurtaracak ve biz Erikli Kasabasının doğu tarafındaki Hacı Baba Dergâhında kuşluk vakti oturup süt içeceğiz ve incir yiyeceğiz." buyurdu. Gemici lerin hesâbına göre seksen mil yolumuz kalmıştı. Ebû Bekr Kefevi hazretleri sükûn ve vekar içinde tatlı ve güzel sesiyle Kehf sûresini okumaya başladı. Biz rahatladık ve korkumuz kalma dı. Halbuki dalgaların vuruşları hâlâ devâm ediyordu. Nihâyet Allahü teâlâ bizi, hocam Ebû Bekr Kefevi hazretlerinin duâsı bereketiyle kurtardı. Gecenin sabahında Erikli sâhiline çıkıp doğruca Hacı Baba Dergâhına ziyârete gitti. Biz de onu tâkib ettik. Hep birlikte oturduk. Hocamız Kur'ân-ı kerim okuyor biz de dinliyorduk. O sırada dergâhın çevresinden bir kadın iki elinde birer çanak ile çıkageldi. Kapları önümüze bıraktı. Biri süt, diğeri incirle doluydu. Şeyh Ebû Bekr Kefevi tebessüm ederek bize baktı ve; "Bismillah ile yiyiniz!" buyurdu. Biz besmele ile yedik. Hocamın bu kerâmetine şâhid olduğumuz zaman, 1542 (H.949) senesiydi."

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Altıyüz Dirhemlik İp

Vehbi Tülek

Sarik Ve Sakal

Vehbi Tülek

Allah Diyen Genç

Namazini Ben Kildirayim

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Abdullah El-acemî

Kum Ve Kaya

Abdullah El-acemî

Gerçek Zehir

Vehbi Tülek

Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Vehbi Tülek

Dinini Dünyalığa Alet Edenin Sonu

Vehbi Tülek

Bunlar Şarapti

Vehbi Tülek

Ölüyü Diriltemem

Vehbi Tülek

Kadı Iyâd Hazretleri Ve Dürüst Genç

Vehbi Tülek