Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.537.745

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Kıyâmet Günü Vardır Ve O Gün Gökler Yarılır!

Abdürrahmân Hadramî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 945 (m. 1538) senesinde, Yemen’in Terim şehrinde doğdu. Zamanının en meşhûr âlimlerinden ders okudu. Hocaları ona icâzet verdiler. Terim şehrinde kadılık yaptı. 1014 (m. 1605) senesinde Terîm’de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

SehzÂdelerin Sünnet Dügünü

Belgrad seferinden dönen Fâtih Sultan Mehmed, Edirne'deki ikameti esnasında biri (Bâyezid) Amasya'da, diğeri (Mustafa) Manisa'da sancakbeyi olan iki şehzâdesinin sünnet edilmelerine karar verir. Bunun üzerine her iki şehzâde de merkeze çağrılır. Bu düğün için Fâtih, çevre hükümdarlara dâvetiyeler göndererek, onların da bu mutlu günlerinde yanlarında bulunmalarını arzu eder. Fâtih'in, ilim adamları ile halka karşı nasıl davrandığını, nasıl bir protokol uyguladığını göstermesi bakımından önemli olan bu düğünden, bütün Osmanlı kaynakları bahsederler. Âşık Paşazâde'nin verdiği malumat şöyledir:

Vehbi Tülek

Şehzade Selim’in Cevabi

Vehbi Tülek

Fatih Ve Hocazade

Vehbi Tülek

Parlayan Kiliç

Vehbi Tülek

Venedik elçisi Antonio Giustiniani, Yavuz Sultan Selim'in huzuruna girer. Yeri öpüp itimatnamesini sunar, görüşmesini tamamlar. Ülkesine döndüğünde herkes, adeta bir ütopya medeniyetinin sultanı gibi gördüğü, hayalinde canlandırmaya çalıştığı Cihan Padişahı Sultan Selim Han 'ın nasıl birisi olduğunu sorar:-Göremedim, der Giustiniani...Merak ederler : -Odasına girdiğin, yanına kadar gitiiğin halde nasıl göremedin?Giustiniani şu müthiş itirafda bulunmak zorunda kalır:-Kılıcı öyle parlıyordu ki, yüzüne bakamadım.Venedik elçisinin bu sözlerini duyan haşmetli hünkar:-Paşalarım, der. Osmanlı 'nın kılıcı parladığı sürece düşmanların başı daima öne eğik kalır. Amma Allah korusun, bu kılıç bir kınına girerde paslanmaya başlarsa, o zaman işte bu kafalar yavaş yavaş dikilir ve bize birgün yukardan bakar.

Bu Aslan İstirahat Etsin

Vehbi Tülek

Bağdad Gibi Yüz Kaleye Değerdin

Vehbi Tülek

Ben Siftah Ettim

Vehbi Tülek

Şair Padişah Ii. Selim

Vehbi Tülek

Kirim Savaşi

Vehbi Tülek

İstanbul'un Fethi Ve İnsan Haklari

Vehbi Tülek

Çandarli Kara Halil

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

evliyâ, Toprağı Altın Yapar!..

Abdülehad Nûri Efendi, İstanbul'da yetişen evliyânın büyüklerindendir. 1002 (m. 1593) senesinde Sivas'ta doğdu. 1061 (m. 1651) senesi Safer ayının ilk cuma günü, ikindi vaktine yakın vefât etti. Ertesi gün öğle namazından sonra, Aziz-zâde Şeyh Abdülbâki tarafından cenâze namazı kıldırıldı. Sonra Eyüb Nişancasındaki dergâhına defnedildi...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

İnsan Kadar Isyankâr Bir Mahlûk Yoktur

Vehbi Tülek

Halil bin Aybek hazretleri fıkıh, nahiv ve tarih âlimidir. Türkmen asıllıdır. 696 (m. 1296)'da Filistin'de bulunan Safd beldesinde doğdu. 764 (m. 1362)'de vefât etti. Âlimlerin hâl tercümelerini ihtivâ eden "El-Vâfi bil-vefeyât" isimli eseriyle meşhûr oldu. Bu eserinden bir menkıbe:

Allahü Teâlâ Ehl-i Bid’ati Sevmez!

Vehbi Tülek

Câhil Kusûrunu Anlamaz Nasihati De Kabûl Etmez

Vehbi Tülek

Merzifonlu Şeyh Abdürrahîm Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. Sultan İkinci Murâd Hân zamanında Merzifon’da doğdu. Mısır’da büyük âlim ve velî Zeynüddîn Hâfi’ye talebe oldu. Hocasının sevgisini kazanarak, teveccühlerine kavuştu. Onun manevî himâyesi ve terbiyesine girdi. Hocası, icâzet verdi ve Merzifon’a gönderdi. 870 (m. 1465) yılından sonra Merzifon’da vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:

Çocukların Hâmisi Alâeddîn Âbizî

Vehbi Tülek

İbrâhim Sıdkı Efendi

Vehbi Tülek

Alâüddîn-i Semerkandî

Vehbi Tülek

Niğdeli Misâlî Baba

Vehbi Tülek

Peygambere Itaat Allah'a Itaattir

Vehbi Tülek

Abdullah El-harrâz

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Delik Kova

Delik Kova

Mesnevi'de şöyle bir hikaye anlatılır:Bir zamanlar efendisinin evine her gün nehirden su taşıyan bir köle vardı. Köle boynunda taşıdığı bir sopanın iki ucuna birer kova asar, bu kovaları nehirden aldığı su ile doldurur ve eve getirirdi. Ancak kovalardan birisi birkaç yerinden delinmiş eski bir kovaydı. Dolayısıyla, nehirde ağzına kadar doldurulan suyun ancak yarısını tutabilirdi eve kadar. Diğeri ise yepyeni ve sağlam bir kovaydı. Suyu hiç sızdırmadan taşırdı. Tam iki yıl bu böylece devam etti.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Namazini Ben Kildirayim

Vehbi Tülek

Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Vehbi Tülek

Biz Söze Bakmayız, Öze Bakarız

Helvaci Çocuk

A'meş Ve Hanımı

Örümcek Ağı

Ölüyü Diriltemem

Bizi Hatirlayin!

Onun Görmediği Yer

Vehbi Tülek

Tüccarin Rüyasi

Vehbi Tülek

Ana Hakkı Ve Alkama'nın Sonu

Vehbi Tülek

Hayat Kurtaran Yalan

Vehbi Tülek

Tencere Yuvarlanir, Kapağini Bulur

Vehbi Tülek

Abdullah El-acemî

Vehbi Tülek