Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.541.154

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Gençlik, Delilikten Bir Şubedir!

Seyyid Ömer bin Ali hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1002 (m. 1593) senesinde Yemen’de Zafâr denilen yerde doğdu. Ukayl bin İmrân’ın derslerine devam etti. Ondan çok istifâde etti. Sonra Hindistan’a gitti. Orada Seyyid Ebû Bekr bin Hüseyn ile görüştü. Onun yanında bir müddet kalan Seyyid Ömer, ondan da hırka giydi. 1063 (m. 1653) senesinde Hindistan’ın Beycâfûr beldesinde vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Selanik Vak’asi

6 Mayıs 1876 târihinde Avrethisarlı bir Bulgar kızı İslâmiyeti inceleyerek Müslüman olmaya karar vermişti. Bu maksatla Müslümanlığı tescil ettirmek için Selanik'e gitmek üzere yola çıktı. Ancak kızın niyetini öğrenen bâzı Hıristiyanlar telgrafla Amerikan konsolosunu durumdan haberdar ettiler. Telgrafı alan ve koyu bir İslâm düşmanı olan konsolos, kıza mâni olmak için 150 kişilik bir Rum ve Bulgar çapulcusunu istasyona yığdı. Kız, istasyona geldiğinde, konsolosun emriyle harekete geçen kalabalık, kızı, hükümet konağına götürmekle görevli üç zaptiyenin elinden zorla aldılar. Hakâretlerde bulunarak yaşmağını ve ferâcesini parçaladılar. Gözü dönmüş saldırganlar sürüsünün elinden kurtulmak isteyen kız, Müslüman olduğunu haykırmaya ve imdat istemeye başladı. Kızın yardımına koşan birkaç Müslüman feci şekilde dövüldü. Kız da konsolosluk arabasıyla Amerikan konsolosluğuna götürüldü. Bir Osmanlı şehrinde Bulgar da olsa Müslüman olmuş bir kıza yapılan saygısızca muâmele ve mâni olmak isteyenlerin ağır şekilde hırpalanması havanın elektriklenmesine sebep oldu.

Vehbi Tülek

Sultan Ii. Abdülhamid’in Vefati

Vehbi Tülek

1 - Aydos Kalesi

Vehbi Tülek

Bağdad’in Fethi

Vehbi Tülek

Bağdad sarayının geniş salonunda tek kişiden, Zülfikar Han'dan başka kimse yoktu. Geniş sedirde, ipek yastıklara yaslanmış, yıldızlı gökyüzünün derinliklerine dalmıştı. Bulunduğu yerde fenerler ve lambalar yakılmıştı. Zira, Arabistan gecelerine mahsus öyle bir mehtap vardı ki, Zülfikar Han isteseydi rahatça kitap bile okuyabilirdi. Böyle bir gecede insanın içinde neş'eden başka hiçbir şey olmamalıydı. Ama Zülfikar Han hem kederli, hem de öfkeli görünüyordu. Kendi kendine söylendi:-Olamaz, bu namertliktir. Evet, İran Şahı Tahmasb beni Bağdad valisi olarak tayin etti. Ben de hizmet diye buna "kabulümdür" dedim...Dedim ama şart koştum. Şaha o gün söylediklerimi kelimesi kelimesine hatırlıyorum: "Şahım... Müslümanlara hizmet olsun diye Bağdad valiliğini kabul ederim. Lakin siz de hak verirsiniz ki, Osmanlı'ya zarar verecek bir harekete asla iştirak etmem. Bağdad vilayetinde Osmanlı aleyhinde herhangi bir davranışa asla göz yumamam. Çünkü ben bir Türkmen aşiretine mensubum." Evet, Şah benim bu şartlarımdan belki hoşlamamıştı, ama Bağdadlılar beni Türk olduğum için sev diklerini, oraya vali olduğum takdirde şehirde bir huzursuzluk çıkmayacağını iyi biliyordu. Fakat Şah sözünde durmadı. Bağdadlılaraı Osmanlı üzerine saldırıya hazırlıyor ve saraya casuslar koyarak beni bertaraf etmeye çalışıyordu.

Sultan İkinci Murad Ve Molla Fenari

Vehbi Tülek

FÂtih’in İlme Ve UlemÂya Verdiği Kiymet

Vehbi Tülek

Sultan Ii. Abdülhamid Ve Yavuz Sultan Selim HÂn’in TürbedÂri

Vehbi Tülek

Koca Cafer Paşa

Vehbi Tülek

Bu Devlet-i Aliyye Öyle Bir Devlettir Ki!

Vehbi Tülek

Bir Şehîdin Son Sözleri

Vehbi Tülek

Ben Nasil Biri İki Eyledimse

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Ölüm Gelinceye Kadar Ibâdet Emredilmiştir

Nakşî İbrahim Efendi, Sünbüliye tarikati şeyhlerindendir. İstanbul'da doğdu. Medrese tahsilinden sonra Şehzâde Câmiine vâiz tayin edildi. Bu sırada Koca Mustafa Paşa Şeyhi Seyyid Alâeddin Efendi’ye intisâb ederek Sünbüliye tarikatinde kemale erdi. 1114 (m. 1702) tarihinde vefat etti. Bu mübarek zat, bir sohbetinde şöyle anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Kullarıma Güzel Vaazla Beni Tanıt

Vehbi Tülek

Dahîm bin Yetim hazretleri hadîs ve fıkıh âlimlerindendir. 170 (m. 786) senesinde Şam’da doğdu ve 245 (m. 859) senesinde Remle şehrinde (Filistin’de) vefât etti. Hadîs ilminde “Hâfız” derecesine yükselmişti. Fıkıh ilminde de büyük bir âlimdi. İmâm-ı Evzâî’nin mezhebinde idi. Ürdün ve Filistin Kâdılığına tayin edildi. Sonra Mısır’da “Kâdı’l-kudât” (Temyiz reîsi) olmak için talepte bulundu ve hemen bu vazîfeye getirildi. Buyurdu ki:

Kusurum Varsa Bildir De Düzeltmeye Çalışayım

Vehbi Tülek

Fâtıma Bint-i Sa'd El-hayr

Vehbi Tülek

Fâtıma bint-i Sa'd el-Hayr hazretleri hanım hadis âlimlerindendir. 522 (m. 1128)'de İran'da İsfahan'da doğdu. Orada meşhur âlimlerin meclisinde bulundu. Daha son­ra babası onu Bağdat'a götürerek hadis tahsiline devam etti. Zeynüddin ibn-i Nücey­ye ile evlenerek Mısır'a gitti. Orada hanımlara hadis dersi verdi. 600 (m. 1203)'de Mısır'da vefat etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

Allah'ın Râzı Olduğu Yola Kavuşmak Için

Vehbi Tülek

Harran'dan Yükselen Nur Fahrüddîn İbni Teymiyye

Vehbi Tülek

Kur’ân-ı Kerîmi Tecvîde Uyarak Okumak

Vehbi Tülek

Yâ Rabbî! Bunu Onlardan Eyle

Vehbi Tülek

Zühd, Dünyâyı Yok Saymaktır

Vehbi Tülek

Hâce Evliyâ-i Kebîr

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Kânûni Sultan Süleymân'ın vezir-i âzamı olan Rüstem Paşanın terzibaşısının kardeşinin oğlu olan Ali Efendi, Tırhala'dan getirilerek amcasının yanında yetiştirildi. Rüstem Paşa, 1548' de İran Seferinden dönerken Ankara yakınlarına gelince, Bayramiyye yolu büyüklerinden Hüsâm Efendiyi berâberindekilerle birlikte ziyârete gitti. Sohbet esnâsında orada bulunan larla tek tek tanışan Hüsâm Efendi, Terzibaşının yeğeni olan genç Ali Efendiye gelince onun ne işle meşgûl olduğunu sordu. Terzilik mesleğiyle uğraştığı söylenince, terzilerin piri olarak kabûl edilen İdris aleyhisselâma nisbetle ona İdris lakabını verdi. Ali Efendiyi hizmetine ve talebeliğe kabûl etti. Bir müddet Hüsâm Efendinin hizmetinde ve sohbetinde bulunan Ali Efendi, tasavvuf yolunda ilerledi. Daha sonra İstanbul'a gelen Ali Efendi, ticâretle meşgûl oldu. İlk zamanlar ticâret sebebiyle Belgrad, Filibe, Sofya, Edirne, Gelibolu gibi memleketlere gitti. Gittiği yerler deki âlim ve evliyâ zâtların sohbetlerinde bulunup tasavvuf yolunda yükseldi. Defâlarca hac vazifesini yapmak için Hicaz'a gitti. Oradan Yemen'e gitti. Son zamanlarında ticâreti bırakıp İstanbul Fâtih Çarşamba'da Mehmed Ağa Câmii yakınındaki evinde ikâmet etti. Ticâreti, emrinde bulunan kimseler yürüttüler.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Latif Bir Şikayet

Vehbi Tülek

Allah'ın Emaneti

Vehbi Tülek

Dört Şey Mühimdir

Allah'ın Takdirine Kulun Aklı Ermez

Allahü TeÂlÂyi Bilir Misin?

Adalet Ve Tevazu

Sarik Ve Sakal

Fani Dünya

Karşılık Beklemiyorum

Vehbi Tülek

Bereketi Var Mı?

Vehbi Tülek

Yeterki Kalbi Kirilmasin

Vehbi Tülek

Abdullah-i EnsÂrî

Vehbi Tülek

Ana Hakkı Ve Alkama'nın Sonu

Vehbi Tülek

Fani Dünya

Vehbi Tülek