Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.444.606

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

İslâmiyete Uyuldukça, Nefsin Istekleri Azalır!

Nasuhzade Abdülmecid Efendi Osmanlı evliyasındandır. Kastamonu-Tosya’da doğdu. Şeyh Nasuh Efendinin oğludur. Nasuh Efendi, Zeyneddin Hafi'nin talelerinden Abdüllâtif Kudsi’nin halifesi Taceddin Efendiden hilâfet aldı. Abdülmecid Efendi babasının vefatından sonra irşad faaliyetini devam ettirdi. 973 (m. 1565)de Tosya'da vefat etti. Tezkire-i Ülü'l-Elbâb isimli eserinde şöyle anlatır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

58 - Sultan Murad'in Hayreti

Sultan I. Murad'ın Karamanoğulları üzerine sefere çıkmasını fırsat bilen Sırplar ve Bulgarlar, sınırlardaki Osmanlı köylerine saldırdılar ve 20.000'den fazla müslümanı katlettiler. Bunun üzerine derhal Sırplar üzerine sefere çıkan Sultan I. Murad, mevcudu 40.000'i bulan bir orduyla Kosova sahrasına kadar geldi. Bundan büyük bir telaşa kapılan Sırp kralı Lazar, Osmanlı ile tek başına başedemiyeceğini bildiği için Bulgar, Macar, Ulah, Arnavut, ve Boşnaklardan yardım istedi. Böylece, mevcudu 150.000'i aşan kalabalık bir haçlı ordusu Kosova'ya hareket etti. iki ordu arasında 9 Ağustos 1389 günü şiddetli bir muharebe başladı. Şehzade Yıldırım Bayezid ve şehzade Yakub beylerin olağanüstü gayretleri ile kısa zamanda kalabalık haçlı orduları mağlup edildi. Düşman ordusunun kaybı yüzbinden fazlaydı. Sırp kralı da esir alınmıştı.

Vehbi Tülek

Helal Lokma Gerek

Vehbi Tülek

Düğün-bayram Alayina Gitmiyor Ya!

Vehbi Tülek

Hangi Dersi Müzakere Ediyorsun?

Vehbi Tülek

Bilindiği gibi, şehzâdeler, hususi hocalar tarafından sarayda yetiştirilirdi. Bu hocalara padişahlar tarafından o kadar geniş salâhiyetler verilirdi ki, gerekirse hoca, şehzâdeyi dövebilirdi.Gecelerden birinde Molla Gürani merhum, istikbâlin Fâtih'i Şehzade Mehmed'e mûtad dersini verdikten sonra odasına çekilmişti. Gece namazına kalktığında, şehzâdenin lambasının yandığını görünce, acaba rahatsız mıdır diye şehzâdenin odasına kadar gider, kapısını çalar. Şehzâde kapıyı açınca hoca sorar:" Hayırdır inşâallah, neden uyumadın?Şehzâde Fâtih cevap verir:" Müzâkere ediyordum efendim!

Elçimizin Devlet Ve Tuvalet Dersi

Vehbi Tülek

Bu Kadar Dilenciye Para Yetiştirmek KÂbil Mi?

Vehbi Tülek

Çocuk Padişahin Çocuk Arkadaşi

Vehbi Tülek

Mahpeyker Valide Sultan

Vehbi Tülek

Osmanlilarda Toplu Taşima Kurallari

Vehbi Tülek

Osmanli-hollanda Münasebetleri

Vehbi Tülek

Osmanli Ordusundaki Tertip Ve Düzen

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Ey Hüreyre, Ben Müslüman Oldum

Muâfâ Nehrevâni hazretleri kıraat, tefsir ve hadis âlimidir. 308 (m. 917)'de Irak'ta Nehrevan'da doğdu. Bağdad'da zamanın büyük âlimlerinden ilim tahsil etti ve talebe yetiştirdi. 390 (m. 1000)'de Nehrevan'da vefat etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

İbrâhîm Halebî

Vehbi Tülek

İbrâhim Halebi hazretleri, Osmanlı devletinde yetişmiş meşhur fıkıh âlimidir. [866]'da Haleb'de tevellüd ve 956 [m. 1549] da vefât etti. (Halebi) kitâbı meşhûrdur. "Halebi-yi kebir" kitabından seçmeler:

Allah'tan Hayâ Etmek, Müminlerin Hazinesidir

Vehbi Tülek

İbrâhim-i Havvâs

Vehbi Tülek

İbrâhim-i Havvâs hazretleri, yüksek makam ve kerâmetler sâhibiydi. Aslen Bağdâtlıdır. 903 (H.291) yılında Rey Câmii'nde vefât etti. Gasil ve tekfinini Yûsuf bin el-Hüseyin yaptı. "Havvâs", hurma yaprağından zembil yapan kimse, demektir. Herkes tarafından medhedilmiş, kendisine "tevekkül edenlerin reisi" denilmiştir. Konuşmaları hep hikmet doluydu. Seferleri meşhurdur. Defâlarca Mekke'ye gitti...

Ebû Bekr Nişâbûrî

Vehbi Tülek

Kur’ân-ı Kerîm Mahlûk Değildir

Vehbi Tülek

Ali Bin Sehl İsfehanî

Vehbi Tülek

Mehmed Emîn Efendi

Vehbi Tülek

Günah Işlemek, Ölümü Unutmanın Alâmetidir

Vehbi Tülek

Ey Allah'ım! Sen Onları Bağışla!

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Abdullah El-acemî

Abdullah El-acemî

Zamânın sultânı Melik Zâhir Mücirüddin, bir defâsında Abdullah el-Acemi hazretlerinin köyüne gitmişti. Abdullah el-Acemi bahçelerde bekçilik yapıyordu. Melik onu bir bahçe içinde görüp:

"Ey Genç! Bize tatlı bir nar getir." deyince, bulunduğu bahçedeki bir nar ağacından nar koparıp götürdü. Melik kesip tadına baktı ve; "Bu nar ekşi sen nasıl bekçisin narın ekşisini tatlısını ayırd edemiyorsun?" dedi.

Abdullah el-Acemi kendisine âid olmayan meyvelerden hiç yemediği için, ekşisini tatlısını bilmiyordu. Melik'in sözleri üzerine hem üzüldü hem de mahcûb oldu. Gidip bir ağacın altında namaza durdu ve iki rekat namaz kılıp şöyle duâ etti: "Yâ Rabbi bana hangi narın tatlı olduğunu bildir, gidip Melik'e vereyim..."

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Bu Gece Yolcu Olsa Gerektir

Vehbi Tülek

Sizin Rizkinizdan Kesilmiş

Vehbi Tülek

Terbiye Yaratilişa Bağlidir

Sonunda Orta Yolu Buldular

Onun Görmediği Yer

Hayat Kurtaran Yalan

Sonunda Orta Yolu Buldular

Dinini Dünyalığa Alet Edenin Sonu

Iv. Mehmed Han Ve Ahmed CÂhidî Efendi

Vehbi Tülek

Fahreddin-i Acemi Ve Hurufiler

Vehbi Tülek

Bülbülün Zikri

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Cimrilik Ve Nankörlüğün CezÂsi

Vehbi Tülek

Her Şeyi Göze Almıştı!

Vehbi Tülek