Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.460.276

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Affın, Intikam Almaktan Efdal Olduğunu Unutma!

Hamîdüddîn Fergânî hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 805 (m. 1403) senesinde Tebrîz civarında Merâga’da doğdu. Bağdad ve Kâhire’ye gidip fıkıh ilmi tahsil etti. Sonra Şam’da tahsiline devam etti. İcazet alarak talebe yetiştirdi. 867 (m. 1463) senesinde Şam’da vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

89 - Rüyanin Tabiri Budur

Osmanlı âlimlerinin en büyüklerinden Müftü Zenbilli Ali Cemâli Efendi, ömrünün sonlarına doğru hastalanıp gücü kuvveti kalmamıştı. Uzun zaman hasta yattı. Fetvâ yazmakta zorluk çekiyordu. Pâdişâh ve âlimler kendisine bu işte yardımcı olmak üzere birini nâib, vekil seçmesini istediler. Zenbilli Ali Efendi, verâ ve takvâsından dinin emirlerini hakkıyla gözetme sinden ötürü bu işe Behâeddinzâde'yi münâsip gördü. Şeyh Behâeddinzâde, Zenbilli Ali Efendi nin 1526 yılında vefâtına kadar bu görevde kaldı.

Vehbi Tülek

Ev Sahibinin İşine Karişilmaz

Vehbi Tülek

Borcun VÂdesi

Vehbi Tülek

Dilsiz Dili

Vehbi Tülek

Osmanlı sarayında bizebân da denilen sağır-dilsiz görevliler bulunur, bunlar devlet işlerinin görüşülmesi esnasında hizmet eder, evrak getirip götürürlerdi. Sağır-dilsiz oldukları için devlet sırlarının işitilmesi ve yayılması tehlikesi ortadan kalkardı.Bunların anlaşmak için kendilerine mahsus işâretleri ve el hareketleri vardı ki, buna 'Dilsiz dili' denirdi. Bütün saray halkı bu dili öğrenmişti. Pâdişahın huzûrunda konuşmak ayıp sayıldığı için saraylılar bu dille anlaşırlar, hattâ başka zamanlarda bile bu dille birbirlerine hikâyeler anlatırlardı. Dilsiz dili sarayda neredeyse moda olmuştu. Sağır-dilsiz görevliler Tanzimat'ın ilânından sonra kurulan meclislerde ve Heyet-i Vükelâ denilen bakanlar kurulunda da kullanıldı. Devlet adamları bunlarla anlaşabilmek için dillerini öğrenmek zorundaydılar. Bunlar son derece hassas ve zeki kimselerdi. Hâfızaları çok güçlüydü. Şâhit oldukları tarihi olayları en ince teferruâtına kadar anlatırlar, tarihi şahsiyetleri kendilerine mahsus hareketleriyle karikatürize edebilirlerdi. Sözgelişi, sağ ellerini parmakları açık tuğ gibi başlarına götürdüklerinde pâdişahı, ellerini yumup baş parmağı 'birinci' der gibi dimdik yukarı kaldırdıklarında da sadrâzamı kasdettikleri anlaşılırdı. Günümüzde de bâzı toplantılarda sağır-dilsiz görevliler hizmet etmektedir.

Vasif Efendi İspanya’da

Vehbi Tülek

Orhan Gazi Ve İznik’in Fethi

Vehbi Tülek

92 - Bunlar Bizi Allah Rizasi İçin Ziyarete Gelirler

Vehbi Tülek

MÂzeret Ortada

Vehbi Tülek

99 - Deli Hüseyin Paşa Ve İran Şahinin Yayi

Vehbi Tülek

Macar Subayinin Kizi

Vehbi Tülek

25 - Senin Nasibin Diyar-i Rum'dadir

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Kur'ân-ı Kerim Allah Kelâmıdır

Muhammed bin Ahmed hazretleri Hanefi mezhebi fıkıh âlimlerindendir. "İbn-i Ziyâ" adıyla meşhur olmuştur. 789 (m. 1387)'de Mekke-i mükerremede doğdu. 854 (m. 1450)'de orada vefât etti. Bir dersinde şöye anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

ben Muradıma Nail Oldum...

Vehbi Tülek

Eshab-ı kiramın büyüklerinden Abdullah bin Zeyd radıyallahü anh anlatıyor: Basra şehrinde bir zengin aile vardı. Allahü teala bunlara öyle güzel bir erkek evlat verdi ki, sanki gökten ay inmiş hanelerine girmişti. Delikanlı olduğunda Basralılar, kızlarını bu gence vermek için yarış ediyorlardı. Fakat gencin annesi, bunların hiçbirini oğluna layık görmüyordu.
Bir gün, bu genci benim vaaz ettiğim camiye getirdiler. O günkü sohbette şunları anlattım:
"... Allahü teala Cennet'te köşkler yarattı. Her bir köşkte bir taht kurulmuş, her bir tahtın üzerinde bir huri oturur ki, bir tanesi dünyaya yüzlerini gösterselerdi, iki yanaklarının nuru ayı karartır, güneşi mat ederdi... Bu makamlar ve bu güzel hurileri Rabbimiz günah işlemeyen, Allah yolunda canını feda edenlere ihsan edecektir?.."

benim Iffetli Bir Kızım Var!

Vehbi Tülek

Onlar Üzüleceğine Ben Üzülürüm

Vehbi Tülek

Ebû Bekr-i Nakkaş hazretleri hadîs ve tefsîr âlimlerindendir. 266 (m. 879)’da Bağdâd’da doğdu. 351 (m. 952) yılında vefât etti. İlim öğrenmek için Kûfe, Basra, Mekke-i mükerreme, Mısır, Şam, Cizre, Musul ve Horasan’a gitti. Buralarda meşhûr âlimlerin derslerinde ve sohbetlerinde bulundu ve birçok âlimden ilim tahsil edip hadîs-i şerîf rivâyet etti. Yüz bin hadîs-i şerîfi râvileriyle birlikte ezberleyerek hadîs ilminde hafız oldu. Ebü’l-Hasen İbn-i Fadl-ı Kattân anlatır:

Sâlih Sıbkî Hazretleri

Vehbi Tülek

Yâr Muhammed Kadîm

Vehbi Tülek

Ebû Mensûr Ve Imân E­den Ya­hu­di

Vehbi Tülek

Hâcegi Emkenegi

Vehbi Tülek

Olanla Yetin, Olmayan Şeye De Râzı Ol

Vehbi Tülek

Seyyid Yusuf Halvetî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Allah Haramdan Kaçani Korur

Allah Haramdan Kaçani Korur

Timur Han'dan sonra yerine geçen oğullarından Şahruh, babası gibi alimlerle oturup kalkmaktan zevk alırdı. Şahruh'un çevresindeki ulemadan biri de Nimetullah Efendi idi. Aynı zamanda evliyadan olan Nimetullah Efendi'nin dilinden düşürmediği bir söz vardı: "Allah haramdan kaçanı korur" (Yani kişi haramdan kaçarsa Allah ona haram yedirmez, nasip etmez, demek istiyordu.) Bu sözü sık sık tekrar eder, bununla biraz da hükümdar ve adamlarını uyarmak amacı güderdi. Şahruh da bunun her zaman mümkün olmayacağını, insanın bazen bilmeden de harama el uzatabileceğini ileri sürerdi. Şahruh bir gün sarayında özellikle Nimetullah Efendi'yi ağırlamak üzere bir ziyafet düzenledi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Ebussuud Efendi Ve Nureddinzade

Vehbi Tülek

Zalimlere Dersini Verdi!

Vehbi Tülek

Minareden Okunan Şiir

9 Evi Dolaşan Kelle

Dört Şey Mühimdir

9 Evi Dolaşan Kelle

Geç Gelen Kurtarıcı

Bana Delil Getir

"encümen-i Bîzebân"

Vehbi Tülek

Senin İsmin Defterden Silinmiştir

Vehbi Tülek

Bülbülün Zikri

Vehbi Tülek

At Hirsizi

Vehbi Tülek

Fahreddin Acemî Ve Hurufiler

Vehbi Tülek

Kadin Akli

Vehbi Tülek