Esas Pehlivan, Nefsine Galip Gelendir!
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
(Rahmetullahi Aleyh)
e-Gazete (Bugün)
Bizim Sayfa (Bugün)
16.487.118
Caliyet-ül Ekdar
Silsile-i Aliyye Büyükleri
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
1911 senesi Ramazan Bayramı'nın 3. günü, Libya sahillerine çıkan Müstevli İtalyan askerleri, bulabildikleri herkesi öldürdüler. Teslim olanları da öldürdüler.Trablus'ta kurdukları Divanı Harp'te, grup grup getirilen esirlerin yargılanmaları 3'er dakika sürerdi. Karar hemen binanın arkasında duvarın önünde infaz edilirdi.Birgün elleri kelepçeli bir yaşlı, bir orta yaşlı, bir de delikanlı, çöl kıyafeti içinde mahkeme nin önüne çıkarılır. Başkan Albay Carlo Torelli, bu zavallıları yargılamak için tercümana der ki:- Sor bakalım, bu 3 kişi kimdir?Elleri kelepçeli orta yaşlı olanı, gayet iyi bir İtalyanca ile cevap verir:
Ağabeyi II. Bayezid'e karşı giriştiği saltanat kavgasını kaybeden Cem Sultan, 29 Temmuz 1482 günü Rodos limanına sığındı. Talihsiz şehzade için 12 yıl 7 ay sürecek ve ölüm ile kapanacak acı gurbet hayatı başlamış oluyorduRodos Şövalyelerinin Grand Maitre (Üstad-ı Azam)'ı Pierre d'Aubusson, daha önce imzaladığı bir senetle, Cem'e istediği zaman adadan ayrılabilme hakkını tanımıştı. Ne var ki bu taahhüdünü ve şeref sözünü derhal unuttu. Şehzadeyi Hristiyan dünyasının emelleri için Osmanlılara karşı bir silah olarak kullanacaktı. Nitekim Papaya yazdığı mektupta ele geçen bu fırsattan faydalanılmasını ve Osmanlıları Avrupa'dan atmak için harekete geçilmesini tavsiye ediyordu.
Cerrâhzâde Muslihuddin Efendi Osmanlı evliyasındandır. 1495 (H. 901)'de Edirne'de doğdu. 1575 (H. 983) senesinde Edirne'de vefât etti. Edirne'de büyüyüp, zamânının âlimlerinden akli ve nakli, fen ve din ilimlerini tahsil etti. Sonra, Abdürrahim el-Müeyyedi'nin sohbetine kavuşup ondan feyiz aldı. Sonra Edirne'deki Şeyh Şücâeddin Dergâhında vazifelendirildi. Birçok talebe yetiştirdi. Sohbetlerinde buyurdu ki:
Selahaddin Eyyûbi, Eyyûbi Devleti'ni kurarak İslâm tarihindeki müstesna yerini almıştır... Öğrenimini Baalbek'te tamamlayan Selahaddin Eyyûbi bilhassa İslâmi ilimler ve edebiyatta üstün başarılar göstermiştir. Daha sonra Musul Atabeyi olan Emir Nureddin ile Mısır Seferine katılmış, Hristiyan Kudüs Kralı'na karşı zafer kazanıp, Kudüs'ü fethetmiştir. Filistin, Mısır, Suriye, Hicaz ve Yemen'in tek hakimi durumuna gelmiştir...
Kâdı-ül-Cemâa İbn-i Abdüsselâm hazretleri fıkıh, usûl, kelâm ve beyân âlimidir. 676 (m. 1277)'de Tunus'ta doğdu. 749 (m. 1348)'de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Üsküdarlı Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri, üstadı Üftade Hazretleri'nin hizmetinde talebe iken, birçok talebe arkadaşlarının arasında, üstadının yanında ayrı bir yeri vardı. Üftade Hazretleri, talebeleri arasında en çok onunla ilgilenir, bir çok iltifatlar eder ve onun yetişmesine ayrı bir ihtimam gösterirdi. Üstadın o talebesi ile fazla meşgul olmasını diğer talebeler çekemezler ve çok kıskanırlardı.-Biz de talebeyiz o da talebe! Onun bizden ne farkı var? diye hayıflanıyorlardı. Talebelerin bu halini sezen Üftade Hazretleri, onları imtihan etmek istedi. Hepsini huzuruna çağırarak ellerine birer bıçak ve birer de tavuk verip:-Bunu gidip kimsenin görmediği yerde kesip geleceksiniz. Tek şartım, keserken hiç kimsenin sizi görmemesi ve yalnız olmanızdır. Kim daha çabuk gelirse, benim en çok takdirimi o talebem kazanmış olur, buyurdular.