Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.447.721

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

İslâmiyete Uyuldukça, Nefsin Istekleri Azalır!

Nasuhzade Abdülmecid Efendi Osmanlı evliyasındandır. Kastamonu-Tosya’da doğdu. Şeyh Nasuh Efendinin oğludur. Nasuh Efendi, Zeyneddin Hafi'nin talelerinden Abdüllâtif Kudsi’nin halifesi Taceddin Efendiden hilâfet aldı. Abdülmecid Efendi babasının vefatından sonra irşad faaliyetini devam ettirdi. 973 (m. 1565)de Tosya'da vefat etti. Tezkire-i Ülü'l-Elbâb isimli eserinde şöyle anlatır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Fatih’in Medreseleri

Fatih'in bilime olan hizmetlerine tanıklık eden anıtların en önemlisi, kuşkusuz camisinin etrafına yaptırdığı medreselerdir... Ancak ilk medrese eğitimi, fetihten hemen sonraki günlerde cami haline getirilen Ayasofya'da başlamış ve caminin yanındaki papaz odaları boşaltılarak öğrencilerin buralarda kalmaları sağlanmıştır. Molla Hüsrev'in başmüderrisliğe getirildiği bu ilk öğretim kurumunda, İstanbul'un ilk kadısı,Ayasofya'yı Cami olarak "tescil eden" Hızır Çelebi 'nin ilk müderrisler arasında bulunduğu görülmektedir. Bu sıralarda molla Zeyrek de müderris olarak Zeyrek camisinde derslere başlamıştır. (Türkiye Tarihi 2 s: 243) İşte İstanbul'da fetihten sonra öğretime başlayan ilk iki medrese bunlarrdır. Fatih medreselerinin yapımı bitince, Zeyrek'teki öğrenciler oraya taşınmış, Ayasofya'da ise öğretim sürdürülmüştür. Vakfiyesinde de belirtildiği üzere, Medaris-i Semaniye adı ile Fatih Camii'nin etrafında yapılmış olan bu yeni kuruluş, sekiz medrese ve her medresenin arkasında Tetimme adı verilen daha küçük sekiz medreseden oluşmaktadır. Ayrıca müderris ve öğrencilerin yararlanması için bir kitaplık, bir Darüşşifa ve bir de misafirhane bulunmakta idi. medreselerin her birinde "akli" ve "natli" bilimlerde birer müderris, Daruşşifada ise hangi ulustan olursa olsun iki hekim, bir göz hekimi, bir cerrah ve bir de eczacı görevlendirilmişti. Hekimlerin hastaları günde iki kez ziyaret etmeleri şart koşulmuştur.Fatih döneminde üzerinde durulması gereken önemli bir kuruluş da hızla geliştiği görülen bir yüksek okul niteliğindeki Enderun Okulu'dur. Bu kuruluş içinde askerlik, yöneticilik,güzel sanatlar bölümleri olduğu gibi, ayrıca bir de hastane bulunmakta idi. tanzimat dönemine kadar yaşadığı görülen Enderun Okulu'nda Galata Sarayı,Eski Saray ve Edirne Sarayı gibi sarayların orta dereceli saray okullarını bitirenler kabul edilmekte idi.

Vehbi Tülek

Sultanlar RikÂbinda Yürüsün!

Vehbi Tülek

Yavuz Ve Garip Derviş

Vehbi Tülek

Haci Bayram-i Veli’nin Sultan Murad’a Nasihati

Vehbi Tülek

Hacı Bayram-ı Veli hazretleri Edirne'den ayrılırken kendisinden nasihat isteyen Sultan Murâd Hana şöyle dedi:"Tebean içinde herkesin yerini tanı, ileri gelenlere ikrâmda bulun. İlim sâhiplerine hürmet et. Yaşlılara saygı, gençlere sevgi göster. Halka yaklaş fâsıklardan uzaklaş, iyilerle düşüp kalk. Hiç kimseyi küçümseme ve hafife alma. İnsanlığında kusûr etme, sırrını hiç kimseye açma, iyice yakınlık peydâ etmedikçe, kimsenin arkadaşlığına güvenme. Cimri ve alçak insanlarla ahbablık kurma. Kötü olduğunu bildiğin hiçbir şeye ülfet etme. Seninle başkaları arasında bir toplantı akdedilir veya insanlarla aranızda bâzı beseleler görüşülürse, yâhut onlar bu meselelerde senin bildiğin hilafını iddiâ ederlerse, onlara hemen muhâlefet etme.

Sevdiklerine Kavuştu

Vehbi Tülek

Ali Onbaşi

Vehbi Tülek

Gazi Osman Paşa’nin İstanbula Dönüşü

Vehbi Tülek

46 - MurÂd Edilen Sultan Selîm'dir

Vehbi Tülek

Mimar Sinan’in Yumurtalari

Vehbi Tülek

53 - Osmanli Esnaf Ahlaki

Vehbi Tülek

Hz Peygamber'in SelÂmi

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Hazreti Hızır Kimlerle Görüşür?

Ali Nebtiti hazretleri Mısır evliyâsının büyüklerindendir. 1495 (H.901) senesinde, Mısır'da vefât etti. Dergâhının yanına defnedildi.
Bu mübarek zat, her yıl Mekke-i mükerreme ve Medine-i münevvere halkına elbise, hubûbât ve şeker dağıtırdı. Verdiği şeylerin gizli tutulmasını ve verdiğini hiç kimseye bildirmemelerini isterdi. Birisi, onun verdiğini birine anlatsa, bir daha ona bir şey vermezdi. Kendi malını, talebelerine gelen hediyelere karıştırırdı. Sanki onların içinde kendi malı yokmuş gibi onları talebelerine taksim ederdi. Hızır aleyhisselâm ile görüşürdü. Sohbetlerinde buyururdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Amr Bin Alî Fellâs

Vehbi Tülek

Amr bin Ali Fellâs hazretleri hadis ve tefsir âlimidir. 160 (m. 777)'de Basra'da doğdu. İlk tahsilini burada yaptıktan sonra hadis tahsili için İsfahan'a gitti. Zamanın en meşhur hadis ve tefsir âlimlerinden oldu. Halifenin daveti üzerine Bağdat'a gitti­. Dönüşte 249 (m. 864)'de Asker-i Mükrem'de vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Zinâ Eden Bir Kimse, Puta Tapan Gibidir!

Vehbi Tülek

Altın Suyu Ile Üzerinde Hat Yazılı Olan Kaftan

Vehbi Tülek

Yûsuf-ı Hemedânî hazretleri “Silsile-i aliyye” denilen büyük âlim ve velilerin sekizincisidir. 1048 (H.440) senesinde İran’da Hemedan’da doğdu. 1140 (H.535) de Herat’tan Merv’e giderken yolda vefat etti. On sekiz yaşında Bağdat’a gelip, fıkıh ilmini Ebû İshâk-i Şîrâzî’den öğrendi. İki yüz on üç mürşîd-i kâmilden istifade etti. Yedi bin kâfirin imana gelmesine vesile oldu. Hızır aleyhisselam ile çok sohbet etti. Tasavvufu Ebû Ali Fârmedî hazretlerinden öğrenip, onun sohbetinde yetişerek kemâle ulaştı. Yüzlerce talebe ondan ders aldı. Abdullah-i Berkî, Hasan-ı Endâkî, Ahmed Yesevî ve Abdülhâlık-ı Goncdüvânî gibi büyük veliler yetiştirdi.

El-mürşidî Ve İbn-i Batuta...

Vehbi Tülek

Annene Babana Daima Dua Et

Vehbi Tülek

Cezûlî'nin delâil-ül-hayrât'ı

Vehbi Tülek

Allahü Teâlâyı Hatırla Kurtulanlardan Ol

Vehbi Tülek

Bir Ömürde Iki Şehadet Hazreti Nevfel

Vehbi Tülek

İnsanlara Allah Için Nasîhatte Bulun

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Maveraünnehir alimlerinden Hâce Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerinin sohbetinde yetişen Abdullah-ı İlâhi hazretleri, hocasından öğrendiklerini Anadolu'da yaymayı kendisine vazife edinip, insanların huzur ve saâdete kavuşmaları için gece gündüz çalıştı. Muhammed Behâeddin-i Buhâri hazretlerinin dergâhından aldığı feyzleri Anadolu'da ilk yayan veli oldu. Bir müddet sonra Anadolu kâdıaskeri Manisalızâde Muhyiddin Mehmed Çelebi (v.1483)'nin dâveti üzerine Fâtih Sultan Mehmed Hanın vefât ettiği günlerde İstanbul'a geldi (1481). Kâdıasker Mehmed Çelebi'nin gösterdiği odaları ve teklifleri kabul etmeyip, daha önce ilim tahsil ettiği Zeyrek Câmii etrâfındaki virâne hâline gelmiş boş medrese odalarını tercih etti. Orada yerleşti. Şeyh Ebü'l-Vefa Konevi gibi Allah dostları ile sohbet etti. İstanbullular onun gelişini rahmet bilip, sohbetine koştular. Az zamanda halktan ve devlet adamlarından birçok kimse, Abdullah-ı İlâhi'nin talebeleri arasında yer aldı.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Evliyalar Ölmez İmiş

Vehbi Tülek

Veliye Rastlamak İstiyorsan

Vehbi Tülek

İftiranin Neticesi

Tüccarin Rüyasi

Her Şeyi Göze Almıştı!

Ana Hakkı Ve Alkama'nın Sonu

Değişen Sizin Kalbiniz

Allahü Tealadan Bir An Gafil Olmayasin

Sarik Ve Sakal

Vehbi Tülek

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Vehbi Tülek

Allahü Tealadan Bir An Gafil Olmayasin

Vehbi Tülek

Allah Nasil Misafir Edilir?

Vehbi Tülek

Cünnetü'l-esmâ

Vehbi Tülek

Allah Diyen Genç

Vehbi Tülek