Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.541.328

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Gençlik, Delilikten Bir Şubedir!

Seyyid Ömer bin Ali hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1002 (m. 1593) senesinde Yemen’de Zafâr denilen yerde doğdu. Ukayl bin İmrân’ın derslerine devam etti. Ondan çok istifâde etti. Sonra Hindistan’a gitti. Orada Seyyid Ebû Bekr bin Hüseyn ile görüştü. Onun yanında bir müddet kalan Seyyid Ömer, ondan da hırka giydi. 1063 (m. 1653) senesinde Hindistan’ın Beycâfûr beldesinde vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

20 - Şehid Derviş Paşa

1578 yılı Ağustos ayının 9. Cumartesi günü idi. İran Şahı 30.000 kişilik kalabalık bir orduyu Osmanlı sınırına göndermişti. Hedef Erzurum'du. Sadrazam Lala Mustafa Paşa, Erzurum beylerbeyi Özdemiroğlu Osman Paşa'yı İran üzerine sefere memur etti. O da Derviş Paşa'yı düşman kuvvetleri hakkında istihbarat yapması için küçük bir öncü kuvvetle, İranlıların karargah kurduğu Çıldır civarına gönderdi. Yanında üç yüz kadar asker bulunuyordu. İran ordugahına yaklaştığı zaman, onların gayet dağınık vaziyette ve ani bir hücumla dağıtılabilecek bir durumda olduğunu gördü. Yapabileceği iki tercih vardı. Ya düşmana saldıracak, yada geri dönecekti. Bu takdirde askerin maneviyatı bozulacaktı.

Vehbi Tülek

Yediğin, Giydiğin Haram Olunca

Vehbi Tülek

Ahmet Vefik Paşanin Bastonu

Vehbi Tülek

Temizlik

Vehbi Tülek

Kanûni Sultan Süleyman zamanında İstanbul'a gelen bir Alman râhibi, 1560 tarihinde yazdığı bir eserde şöyle demektedir:(İstanbul'daki temizliğe hayran oldum. Burada herkes günde beş defa yıkanır. Bütün dükkânlar tertemizdir. Sokaklarda pislik yoktur. Satıcıların elbiseleri üzerinde ufak bir leke bile bulunmaz. Ayrıca ismine (hamam) dedikleri ve içinde sıcak su bulunan binalar vardır ki, buraya gelenler, bütün bedenlerini yıkarlar. Hâlbuki bizde insanlar pistir, yıkanmasını bilmezler.) Bugün ise, müslüman diyarları denilen yerlerde seyahat eden yabancılar, neşrettikleri kitaplarda, (Bir doğu memleketine gittiğimiz zaman, evvelâ burnumuza bir kokmuş balık ve süprüntü kokusu geliyor. Her taraf pislik içindedir. Yerler tükürük ile doludur. Ötede beride toplanmış süprüntü ve ölmüş hayvan leşlerine rastlanılır. İnsan böyle bir doğu memleketinden geçerken iğreniyor ve müslümanların iddia ettikleri gibi temiz olmadıklarını anlıyor.) demektedirler.Bugün, İslâm devleti ismini taşıyan memleketlerde, imân bilgileri bozulduğu gibi, temizliğe de tam riâyet olunmamaktadır. Fakat bunda kabâhat, İslâm dininde değil, İslâm dininin esasının temizlik olduğunu unutan kimselerdedir. Fakirlik, pis olmak için bir mazeret teşkil etmez. Bir insanın yere tükürmesinin, ortalığa pislik saçmasının para ile hiçbir ilgisi yoktur. Böyle pislik yapanlar, Allahın temizlik emrini unutan bedbahtlardır. Her müslüman, dinini iyi öğrense ve buna riâyet etmiş olsa, bu pislik hemen ortadan kalkar. O zaman, başka milletler, müslüman memleketleri ziyâret ettiklerinde, tıpkı orta çağda olduğu gibi, müslümanların temizliğine hayran kalırlar.

Denize Düşen Yilana Sarilir

Vehbi Tülek

Yirmisekiz Mehmed Çelebi Ve Parisde Opera

Vehbi Tülek

Bir Kâse Yoğurt

Vehbi Tülek

Osmanli Sinirlarini Atlas Okyanusuna Kadar Genişleten Padişah

Vehbi Tülek

Aşçi Yahya Baba Ve Sultan Ii. Bayezid

Vehbi Tülek

Özlediğimiz Düğün

Vehbi Tülek

Üç Ahbab Çavuşlar

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Muhammed Kumul Efendi

Ahmed Yekdest hazretlerinin talebesi Muhammed Kumul Efendi de hocası gibi, büyük velilerdendir. İstanbul'da doğdu. 1726 (H.1132) târihinde Başrûznâmeci iken İstanbul'da vefât etti...
Tahsilini İstanbul'da yapan Muhammed Kumul Efendi, Devlet hizmetinde Hâcegân-ı Divân-ı Hümâyûn adı verilen memuriyete tâyin edildi. Bu sırada Mekke-i mükerremede Ahmed Yekdest Cüryâni hazretleriyle görüşüp, ondan tasavvuf ilmini öğrendi ve icâzet, diploma aldı. Ahmed Yekdest hazretleri kendisini çok sever ve İstanbul'a giden talebesiyle mektup gönderir, ona, Kumul Efendinin sohbetine gitmesini söylerdi...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

İmânı Dil Ile Söylememek!..

Vehbi Tülek

Abdülkâhir Sühreverdi, Irak'ta yetişen büyük velilerden ve Şâfii mezhebi fıkıh âlimidir. Yaklaşık 1097 (H.490) senesinde İran'ın Sühreverd kasabasında doğdu. İlim öğrenmek için gençliğinde Bağdad'a gitti. Fıkıh ilmini Nizâmiye Medresesinde hocalık yapan Es'ad Müheni'den, tasavvuf ilmini İmâm-ı Gazâli'nin kardeşi Ahmed Gazâli'den, hadis ilmini Ali bin Neyhan'dan tahsil etti...

Abdülkâhir Sühreverdi, Bağdad'da yaptığı vaazlarıyla meşhur olmuştu. Bu vaazlarından birinde buyurdu ki:

Ben Oğlumdan Râzı Değilim Yâ Resûlallah

Vehbi Tülek

Mücâhid Velîlerden Dâvûd Samadî

Vehbi Tülek

Dâvûd Samadi, Balıkesir'in Havran ilçesi civarında yaşıyan velilerdendir. Doğum ve vefât târihi belli değildir. On üçüncü asırda yaşamıştır. Hayâtı hakkında kaynaklarda fazla bilgi yoktur. Zamânın âlimlerinin sohbetlerinde bulunarak kemâle geldi...
Dâvûd Samadi bir gün hizmetçisine;

Şeyh-i Hemedânî

Vehbi Tülek

Nasipli Yahûdî İbni Heyyebân

Vehbi Tülek

Âlime Değer Verilmeyen Günler Gelecektir!

Vehbi Tülek

Ümmü Varaka (radıyallahü Anha)

Vehbi Tülek

Şehîd Hacere Hanım

Vehbi Tülek

Ebû Bekir Bin Hâmid

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Padişah Ve At

Padişah Ve At

Padişahın yakınlarından bir beyin çok güzel bir atı vardı. Bir gün o ata binip padişahın alayına katıldı. Padişahın gözü, ansızın o ata takıldı. Böyle bir at kendi sürüsünde yoktu. Atın çalımı, rengi padişahın gözünü aldı, attan gözünü ayıramıyordu. Çevikliği, güzelliğiyle beraber atta padişahı çeken bir şey vardı. Önce önemsemek istemedi ama, gönlü atı istiyordu.
Padişah geziden dönünce, vezirine durumu açtı. Yolda bir at gördüğünü, derhal gidip o atı, sahibinden alıp, getirmelerini emretti. Padişahın adamları, hızla atın sahibi beyin yanına geldiler. Padişahın atı çok beğendiğini, ne fiyat isterse hemen vereceklerini bildirdiler. Bey, beyninden vurulmuşa döndü. O güzelim, canı gibi sevdiği atını padişah istiyordu ha! Ne yapacağını, ne söyleyeceğini şaşırdı. Padişahın adamlarını oyalamak için onlara yemek ikram etti. Onlar yemeklerini yerken İmadülmülk aklına geldi. Hemen durumu ona danışmalı, ondan akıl almalıydı. Çünkü o, zamanın en bilgini, en akıllısı, en güzel ahlaklısıydı. Kaç kere vezirliği bırakıp, ibadet için uzlete çekilmişse de padişah ona yalvararak izin vermemişti. Atın sahibi üzüntülü bir halde zamanın şeyhülislamının yanına koştu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Yakub-i Germiyani’nin Yağmur Duasi

Vehbi Tülek

"encümen-i Bîzebân"

Vehbi Tülek

Hizir Ve Gelin

Gül Yaprağı

Sakiz Ağacinda Yapilan Hac

Helvaci Çocuk

Şikayet

Eğer Senin Yanında Makbul Oldu Ise

İsmail Hakki Efendi

Vehbi Tülek

Allah Diyen Genç

Vehbi Tülek

Abayi Yakmak

Vehbi Tülek

Dört Şey Mühimdir

Vehbi Tülek

Allahü Tealadan Bir An Gafil Olmayasin

Vehbi Tülek

Şikayet

Vehbi Tülek