Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.495.483

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Hanefî Mezhebinin Reîsi: İmam-ı A'zam Ebû Hanîfe

Cemâlîzâde Fudayl Efendi Osmanlı âlimlerinden olup Şeyhülislam Zenbilli Ali Cemâlî Efendi’nin oğludur. 920 (m. 1514) senesinde İstanbul’da doğdu. Ebüssü’ûd Efendi gibi zamanının büyük âlimlerinden ilim tahsil etti ve Ebüssü’ûd Efendinin kızıyla evlendi. İstanbul’da çeşitli medreselerde müderrislik ve Mekke-i mükerreme kadılığı yaptı. Şeyhülislâmlık teklif edildiyse de, bu vazîfeyi kabûl etmedi. 991 (m. 1583) senesinde İstanbul’da vefât etti. Çok kitap yazdı. Bunlarda, Hanefî mezhebine göre fıkıh bilgilerini açıklayan “Dımânât” isimli eserinde şöyle anlatır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Diş Kirasi Rekoru

Eski Ramazan iftarlarının bize mahsus güzel âdetlerinden biri de "diş kirası"dır. Misafirler, hane sahibine veda ederken bir miktar para veya hediye verilerek uğurlanırlar. Diş kirası denilen bu hediyenin zarif gerekçesi, ağzınızı iftar sahibinin damak zevkine kiralamış olmanızdır. Tabii işin doğrusu, Ramazan ayının cömertlik ve hayır duygularını şahlandırması dır.Sultan Abdülaziz'in sadrazamlarından Yusuf Kamil Paşa, cömertliği ile ünlüydü. 1868 yılı Ramazan ayının 8. gününe rastlayan 3 Ocak günü, bugün Edebiyat ve Fen fakültelerinin bulunduğu yerdeki konağında verdiği iftar yemeğine, Sultan Abdülaziz teşrif ettiler. Sadece kuş sütünün eksik olduğu ziyafetten sonra, diş kirası olarak, altın bir tepsiye tepeleme yığılmış kağıt tomarları padişaha takdim olundu. Bunlar, Kamil Paşanın sahip olduğu bütün mam ve emlakin senet ve tapularıydı. Ancak bu diş kirası tekliften öteye geçmedi. Çünkü Sultan Abdülaziz, "Bunlar makbulüm oldu. Yine size veriyorum. Her hali niz ve ef'âl ü akvaliniz mahzuziyetimi mucib olmaktadır" sözleriyle tepsiyi ve içindekileri iade etti.

Vehbi Tülek

Derya Ali Baba

Vehbi Tülek

Sultanzade Gazi Hüsrev Bey’in Türbesi

Vehbi Tülek

10 - Bir Daha Gelmemize Hacet Kalmaz

Vehbi Tülek

Bir gün cihân pâdişâhı Sultan Mehmed bin Sultan İbrâhim Hanın çuhadarlarından Kara Mehmed isminde birinin dizlerine sızı inip, kötürüm oldu. Pâdişâh, hekim başısı Sâlim Efendiye;

"Şu çuhadarımız iyi olmalıdır." diye tenbih etti. Sâlim Efendi bu ferman üzerine çuhadar efendi ye çeşitli ilaçlar tatbik etti ise de fayda vermedi. Saray hekimleri ve şehirdeki diğer tabibler ona faydalı ilaç bulamadılar. Pâdişâh bir gün çuhadarının yattığı odayı teşrif ettiler, hâlini sordular ve;

Büyüklüğün Sirri

Vehbi Tülek

Yahya Ağa

Vehbi Tülek

71 - HÂce-i SultÂnî AtÂullah Efendi

Vehbi Tülek

Ecdaadimizin Vakiflari

Vehbi Tülek

Toprak Taşimaya Giderüm

Vehbi Tülek

Kayiğa Karşi Araba

Vehbi Tülek

Nagy Varat Köprüsü

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Öfke, Tutuşturulmuş Bir Ateş Gibidir!

Seyyid Dâvûd Hüseynî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 701 (m. 1301) senesinde Kudüs civarında vefât etti. Seyyid Dâvûd, Beyt-i Makdis civarında bir köyde yaşadı. Oradakilerin çoğu Hıristiyan olup, bağ ve bahçelerinden elde ettikleri üzümleri şarap yapıp, oradaki Müslümanlardan fâsık (günahkâr) olanlara da satmaya başlayınca, Seyyid Dâvûd buna çok üzüldü. Allahü teâlâya duâ edip, yalvardı. Hıristiyanların ellerindeki şarapların sirke hâline döndüğü görüldü. Hıristiyanlar bu durum karşısında Seyyid Davud’a “Sihirbaz” deyip, oradan başka yerlere gittiler. Seyyid Dâvûd, oranın vâlisine müracaat edip, bir dergâh yapmak istediğini bildirdi. Daha sonra vâli tarafından onun için bir dergâh inşâ edildi. Çok kimseler orada ilim ve ahlâk öğrendiler. Seyyid Dâvûd bu dergâhta vefât etti. Hayatta iken yaptırdığı, üzeri kubbe ile örtülü türbesine defnedildi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Amasyalı Nuh Efendi

Vehbi Tülek

Nuh Efendi, Osmanlılar devrinde Anadolu'da yetişen evliyânın büyüklerindendir. Amasya'da doğdu. 977 (m. 1569)'da vefât etti. Vefatından kısa bir zaman evvel oğluna buyurdu ki:

Genç Bir Sahabenin Resûlullâh Sevgisi

Vehbi Tülek

Hazreti Mevlânâ

Vehbi Tülek

Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi, büyük bir veli idi. Onun; Müslümanların haricindekileri de kendisine hayran bırakan merhameti, insan sevgisi, tevâzuu, gönül okşayıcılığı gibi üstün vasıfları, İslâm dininin emrettiği güzel ahlâkından bâzı nümûnelerdir. Hazreti Mevlânâ'yı yalnız bir mütefekkir, şâir gibi düşünmek çok yanlıştır. O, tasavvuf deryâsına dalmış bir Hak âşığıdır. İlmi, teşbihleri, sözleri ve nasihatleri bu deryâdan saçılan hikmet damlalarıdır.

İlim Yolu Öyle Bir Yoldur Ki

Vehbi Tülek

Sıla Bin Eşyem Ve Amca Kızı Muaze

Vehbi Tülek

Kâmil Bir Mümin Olmak Için

Vehbi Tülek

Nasihat Vermek Kolay Kabul Etmek Güçtür

Vehbi Tülek

Emre Uyma Şerefi!..

Vehbi Tülek

Kul Namazdan Yüz Çevirdiği Vakit!

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Misâfir Istiyordun. Gönderdik, Kovdun

Misâfir Istiyordun. Gönderdik, Kovdun

Hâce Ali Şirgâhi, Şâh Şücâ Kirmâni'nin türbesinin yanında fakirleri davet eder, yemek verirdi. Böyle bir gün; "Yâ Rabbi! Bir misâfir gönder!" dedi. Âniden bir köpek geldi. Hâce Ali köpeği kovaladı. Köpek kaçtı. Sonra Şâh'ın kabrinden bir ses geldi:
"Misâfir istiyordun. Gönderdik, kovdun." dedi. Derhal kalktı, dışarı koştu. Köpeği aradı bulamadı. Şehrin dışına gitti. Köpeği orada bir ağacın altında yatıyor halde buldu. Yemeği onun önüne koydu. Köpek yemeğe dönüp bakmadı. Hâce Ali utandı ve istigfâra başladı. Tövbe etti. Köpek dile gelip;
"Ey Hâce Ali, şimdi iyi ettin. Misâfir çağırıp kovmak ne demektir. Dikkatli ol! Eğer Şâh Şücâ orada olmasaydı, göreceğini görmüştün, bütün haller senden alınırdı." dedi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Abdullah El-acemî

Vehbi Tülek

Allah Diyen Genç

Vehbi Tülek

Cünnetü'l-esmâ

Üzülmeyiniz, Allahü Teala Sizi Kurtardi

"kılıcını Değil Kınını Öpmüşlerdir!"

Hizir Ve Gelin

B0r Çuval Toprak

Ebussuud Efendi Ve Nureddinzade

Abdullah El-acemî

Vehbi Tülek

Allah'tan Utanandan Her Şey Utanir

Vehbi Tülek

Sarik Ve Sakal

Vehbi Tülek

Kimsenin Yaptığı Yanına Kalmaz

Vehbi Tülek

Zalimlere Dersini Verdi!

Vehbi Tülek

Abayi Yakmak

Vehbi Tülek