Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.501.590

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Fıkıh âlimlerinin Bildirdiklerine Uyun!

Şihâbüddîn Gazzî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 770 (m. 1368) senesinde Filistin’de Gazze’de doğdu. Kudüs’e ve Şam’a gidip, oradaki büyük âlimlerden Şafiî mezhebi fıkıh ilmini tahsil etti. Bir müddet kadılık, sonra müderrislik yaptı. 822 (m. 1419) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

86 - Hoşa Giden Tabir

Üçüncü Murâd Hanın yerine geçen Üçüncü Mehmed Han ve ondan sonra tahta çıkan Birinci Ahmed Han da Şeyh Hüdâyi hazretlerine büyük bir saygı ile bağlı idiler.

Bir gün Sultan Birinci Ahmed Han rüyâsında; "Avusturya Kralı ile güreş tuttuğunu, fakat kendisinin arka üstü yere düştüğünü" görmüştü. Zâhiren bakıldığında rüyâ çok korkunç idi. Sabahleyin, derhal huzûra getirilen âlimler ve rüyâ tâbircilerinden hiçbiri bu rüyâyı, Pâdişâhı tatmin edecek şekilde tâbir edemedi. Nihâyet Üsküdar'da bulunan Aziz Mahmûd Hüdâyi'nin, bu rüyâyı tâbir edebileceğini arz ettiler.

Vehbi Tülek

Benim Gözüm Göreceklerini Gördü

Vehbi Tülek

Yavuz Sultan Selim’in Erlik Sözü

Vehbi Tülek

Attiği Her Taş Hedefine Ulaşiyordu

Vehbi Tülek

İmâm Efendi adıyla meşhur olan Osman Bedrerddin, kendisine rehberlik edecek âlim bir zât aradığı sırada yirmi yedi yaşındaydı. Bu sıralarda Erzurum, Rusların hücûmuna uğradı. 8 Kasım 1877'de vukû bulan bu savaş, târihte Doksanüç Harbi adıyla bilinir. Aziziye tabyalarının düşmesi üzerine Erzurum halkı yediden yetmişe silâhlanıp, düşmana karşı kahramanca bir müdâfaa yapma hazırlığı içindeydi. 8 Kasım 1877 gecesi Erzurum mahallelerinde gümbür gümbür davullar çalınarak halk cihâd için uyandırıldı. Tanyeri ağarmadan önce halk kalkıp, balta, tahra, dehre, sopa ne bulduysa eline alıp hazırlandı. Tanyeri ağarırken, Ayaz Paşa Câmii şerifi minâresinden sabah ezânı okunmaya başladı. Bu ezânı İmâm Efendi okuyordu. Ezân, ihlâs ve sadâkatle öyle okunuyordu ki, Erzurum'un dağı-taşı, deresi, tepesi, yamaçları, ağaçları sanki dile gelmiş, ezânı tekrar ediyordu.

Sarikamiş'i Bilir Misiniz?

Vehbi Tülek

Mimar Sinan Ve İstanbul’un Suyu

Vehbi Tülek

FÂtih’in İlme Ve UlemÂya Verdiği Kiymet

Vehbi Tülek

Ne Oldum Dememeli

Vehbi Tülek

95 - Sultan Ahmed'in Rüyasi

Vehbi Tülek

Sultanim Özür Dileriz

Vehbi Tülek

Sultan Adülaziz’in Avrupa Seyahati

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Haydi Ibâdet Edenler Kalksın!

Zileli Abdurrahmân Efendi, Anadolu velîlerindendir. Tokat-Zile’de doğdu. Tahsîl ve terbiyesini Zile'deki âlimlerden aldıktan sonra Kastamonu'ya gelerek Şeyh Şâbân-ı Velî tekkesinde Mustafa Çelebi Efendiye intisab ederek evliyâlık yolunda ilerledi. Mustafa Çelebi'nin vefâtı üzerine Şâbân-ı Velî tekkesinde irşâd makâmına oturdu. 1673 (H.1083) senesinde orada vefat etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Haramdan Kaçınmak Farzdan Önce Gelir

Vehbi Tülek

Dülgerzâde Mehmed Efendi Kanuni Sultan Süleymân devri âlimlerindendir. Aslen Karaman'dandır. 977 (m. 1569)'da İstanbul'da vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Ana-baba Hakkına Riâyet Etmemek

Vehbi Tülek

Muhammed Aleyhisselam

Vehbi Tülek

Âlemlerin efendisi Muhammed aleyhisselâm, hastalığı ağırlaşıp, şiddetli ağrılarının olduğu gün, Eshabını mescidde toplayıp buyurdu ki:

"Ey Eshabım! Bilmiş olunuz ki, aranızdan ayrılmam yaklaştı. Kimin bende hakkı varsa, istesin. Benim yanımda sevgili olan, benden hakkını istesin veya helal etsin ki, Rabbime ve rahmetine bunları ödemiş olarak kavuşayım..."

Merhametli Ve Sabırlı Kimselerin Fazileti

Vehbi Tülek

İhlâs Ile Olmayan Ilim Zararlıdır

Vehbi Tülek

Ömer Nesefî

Vehbi Tülek

Arslan Bin Yâkûb

Vehbi Tülek

Muhlis Baba

Vehbi Tülek

“çırağ-ı Dehli” Nasîruddîn Mahmud

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Ölüyü Diriltemem

Ölüyü Diriltemem

Trablusşam Nakib-ül-eşrâfı Şeyh Abdülfettâh Zağbi Efendi, Yûsuf Nebhâni hazretlerine şöyle anlatmıştır:

Bir defâsında bir arkadaşımız hastalanmıştı. Abdullah ibni Şeyh Hıdır ez-Zağbi'yi de yanımıza alıp ziyâretine gitmek istedik. Onu götürmekten maksadımız hastanın bereketlerinden istifâde ederek şifâya kavuşması idi. Ancak gitmek istemedi. Çok ısrar edince kabûl edip bizimle geldi. Hastanın yanına vardığımızda, şiddetli hastalığından hiç bir eser kalmadı. Ayağa kalkıp bizi karşıladı. "Hoş geldiniz." deyip konuştu. Ziyâreti yapıp yanından ayrıldık. Ayrılıp giderken yolda Şeyh Abdullah hazretleri; "Ben ölüyü diriltemem." dedi. Bu sözüyle ziyâretine gittiğimiz kişinin öleceğine işâret etmişti. Dedim ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Elini Değil, Ayağini Uzatmiş

Vehbi Tülek

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Vehbi Tülek

Derdi Olan Neylesin?

Allah'tan Utanandan Her Şey Utanir

Hakikati Görmek

Üç Kandil

Delik Kova

Adalet Ve Tevazu

Allah Diyen Genç

Vehbi Tülek

Minareden Okunan Şiir

Vehbi Tülek

Sultan Mahmud Ve Hirsizlar

Vehbi Tülek

Bir Çuval Toprak Ve Arsa

Vehbi Tülek

Ayyaşin Sonu

Vehbi Tülek

Korkma!

Vehbi Tülek