Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.511.591

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Tasavvuf, Nefsin Bütün Isteklerini Terk Etmektir

Muhammed Gülâbâdî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Hadîs, fıkıh ve tasavvuf ilimlerinde de âlimdir. 380 (m. 990) senesinde Buhârâ’da vefât etti. Çok kitap yazdı, en meşhûr eseri, “et-Tearrûf li mezheb-i ehl-it-tasavvuf” adlı kitabıdır. Bu eserinde şöyle buyuruyor:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Osmanlinin Lübnan Siyaseti

Osmanlıda olduğu gibi Memluklularda da toprak idaresi Tımar sistemiyle idi. Ancak Memluklular, Lübnan topraklarını önce Tımar sistemi ile yönettilerse de sonraları bunu veraset sistemine döndürdüler. Sultan Selim Han Lübnan'ı alınca toprakların yine veraset ile idaresinin devamını emretti. Ki koca Osmanlı devletinde toprakları Tımara tabi olmayan tek bölge Lübnan oldu. Selim Han, Lübnan'daki cemaatlerin en güçlüsü olan Dereziler'den, Maanoğulları'nı emir tayin etti. Bu sistem ta 1697'ye kadar böyle sürdü. Ve Lübnan tarihinin en huzurlu dönemini yaşadı. Fransa ve İtalya'dan gelen misyonerler Derezi ailelerine Katolikliği aşılamaya başladılar. Bundan sonra bölgede karışıklık ve huzursuzluk aldı yürüdü. Lübnan liderliği 1697'de yeni Hıristiyan olan Maanoğullları'ndan Beşir Şihabi'ye geçti. Onun oğlu Katolik Beşir Ömer, 1789'da Emir oldu ve 51 sene ülkeyi yönetti. Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa'nın Osmanlı Devletine isyanı üzerine Beşir Ömer onun tarafını tutarak; Osmanlı Devleti aleyhine çalıştı. Fransızlar bu arada Marunileri, Derezilere karşı tahrik ederek silahlandırdılar. Artık Lübnan'da huzur bitmişti. Her tarafta kan akıyordu.1841'de tekrar idarede etkili olan Osmanlı Devleti, İstanbul'dan Ömer Paşa'yı Lübnan'a vali tayin etti... Her tarafta kan dereleri akıyordu. Maruni ve Dereziler birbirlerine karşı silaha sarıldılar. Fransızlar insanları, Ömer Paşa'ya karşı ayaklandırdılar. 1845'te Lübnan'a inceleme ve gerekli değişiklikleri yapmak üzere Osmanlı Dışişleri Bakanı Şekip Efendi tam yetki ile gönderildi. Bu Şekip Efendinin İstanbul'daki hükümete gönderdiği raporu devlet arşivlerinde vardır. Bu raporda özetle şöyle yazıyor: "Lübnan'daki karışıklıkların tek bir sebebi vardır: Buradaki İngiliz ve Fransız Konsolosları Maruni ve Derezileri karşılıklı olarak kışkırtıp silahlandırıyorlar. Bu konsoloslar Lübnan'dan çıkarılmadıkça Lübnan huzura kavuşamaz." Bir Türk devlet adamı, Fransızların Marunileri, İngilizlerin de Derezileri ölüme sürüklediğini tesbit etmiş.

Vehbi Tülek

Din Ve Devlet Uğrunda Ölmeye Geldi

Vehbi Tülek

Böylesini Hiçbir İngiliz Yapamaz

Vehbi Tülek

Kanuni'nin Belgrad Kadisina Gönderdigi Ferman

Vehbi Tülek

Kanuni Sultan Süleyman, 1389 yılında Kosova Savaşı ile fethedilen Arnavutluğa bağlı, Belgrad Bölgesiínde yaşayan halkın haklarının korunması için, 1558 yılında Belgrad Kadısına gönderdiği "İnsan Hakları Fermanı"nda şöyle buyurmaktadır:Devlet askerleri (Sipahiler), biçilmeyip el ile yolunan ottan zorla vergi alırlar imiş, kaldırdım. Askerler, ev yakınında bulunan bağ, bahçe ve bostanlardan yemeklik için üretim yapanlardan para almak isterler imiş, almasınlar, yasakladım. Boş yerlere tarla açanlardan, ihya edenlerden vergi alınmasın. Nehir üzerlerindeki dolap ve karaca değirmenler, yeni
yapılmış olsalar dahi fazla vergi alınmasın. Askerler, tarla ürünlerini satmak için, halka pazar yerine götürmelerini isterler imiş, pazara götürülmesin, teklif dahi edilmesin. Askerler boyunduruk hakkı diye vergi almasınlar. Askerler savaşa gitseler, geride kalan mallarını köy halkından güvenilir adamlar korusunlar. Yeni evlenen yeniçerilerden 'gerdek hakkı' diye vergi
alınır imiş, bundan böyle alınmasın. Savaş esnasında bile askerler eve girip arı kovanlarına dokunmasınlar ve yerleştiği yerde, evleri önünde, sancakları altında kendi geçimleri için ürettikleri arı kovanından dahi vergi alırlar imiş. Onu dahi göresin. Başka kovanlık
olmayıp, evleri yanında ve sancakları altında olan kovandan dahi vergi aldırmayasın. Kovan hakkı bahanesi ile askerler savaş esnasında bile bu bahaneyle evlere girmekten men eylensin. Bu husus için şikayet ettirmeyesin.

Yunan Subayi Ve Pir Emir Sultan

Vehbi Tülek

Sultan Ii. Murad Han’in Şefkati

Vehbi Tülek

RidÂniye Meydan MuhÂrebesi

Vehbi Tülek

Çandarli Kara Halil

Vehbi Tülek

Yunan Askeri Hakiminin İtiraflari

Vehbi Tülek

Amcazade Hüseyin Paşa

Vehbi Tülek

Ferid Paşa Ve Haci Abdullah Efendi

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Büyük Mutasavvıf Seyyid Cemâleddîn

İbrâhim Zâhid-i Geylâni, önce Sâ'di-i Şirâzi'nin talebelerindendi. Bir gün bu talebesine; "Evlâdım! Bizim yanımızdaki terbiyen tamam olmuştur. Bundan sonraki yetişmen ve yükselmen ise, Seyyid Cemâleddin'e havâle edilmiştir. Geylân'a git. Cemâleddin'in hizmetinde bulun" dedi. İbrâhim Zâhid de, Geylân'a gidip, Cemâleddin hazretlerine talebe oldu ve yüksek olgunluklara, üstün makamlara ulaştı...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Nefsini Cezalandırmak Isteyen Sünnete Uyar

Vehbi Tülek

Molla Muslihuddin Efendi, Kanuni Sultan Süleymân Hân zamanı âlimlerindendir. Aslen, Ispartalıdır. 977 (m. 1569) senesinde Dimetoka'da vefât etti. Derslerinde evliyanın kıymetli nasihatlerini naklederdi. Buyurdu ki:

Pâk Ve Helal Taam Yiyiniz

Vehbi Tülek

Şâfiî Fıkıh âlimi Abdülazîz Dîrînî

Vehbi Tülek

Abdülaziz Dirini hazretleri, Mısır evliyâsındandır. Lakabı "İzzeddin"dir. 1216 (H.613) yılında doğdu. 1295 (H.694) senesinde Kahire'de vefât etti... Küçük yaşta ilim tahsiline başladı ve zamânındaki âlimlerden ilim öğrendi. Ebü'l-Feth bin Ebi'l-Ganim Rasâni'nin sohbetinde bulundu ve Şeyh İzzeddin'den tasavvuf ilmini öğrendi. Tasavvuf yolunda yüksek mertebelere kavuştu. Abdülaziz Dirini dünyâya düşkün olmayan ve birçok kerâmeti görülen, edebiyât, kelâm ve Şâfii mezhebi fıkıh âlimiydi.
"Efendim, bu ne hâl?!."

Ömer Ziyâeddîn Tavîlî

Vehbi Tülek

Hesap Görenler Olarak Biz Kâfiyiz

Vehbi Tülek

Ayn-ül-kudât Hemedânî

Vehbi Tülek

Büyük Mutasavvıf Yûsuf Bin Hüseyin

Vehbi Tülek

Muhabbet, Öyle Ince Bir Yoldur Ki

Vehbi Tülek

Dertlere Deva Tesbih!..

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Dördüncü Murad Han Ve Ankaravi İsmail Efendi

Dördüncü Murad Han Ve Ankaravi İsmail Efendi

Zamânın sultânı Dördüncü Murâd Hana, tarikat erbâbı kötülenmiş, onların bâzı işlerinin yasaklanması istenmişti. Sultan yalnız böyle söyleyenlerin sözleriyle hareket etmeyip, zamânın tasavvuf ehli âlim ve faziletli kimselere de tarikatla ilgili hususları sorup cevap istemişti. Bunlar arasında İsmâil Ankaravi de vardı. O da üç gün içinde yirmi sayfalık bir risâle yazıp arzetti. Cevaplar, Şeyhülislâm Yahyâ Efendi ve diğer zamânın önde gelen âlimleri tarafın dan incelenip uygun görüldü ve pâdişâh tarafından da kabûl edildi. Böylece onların vesilesi ile tasavvuf ehli, sıkıntıdan kurtuldu. Aziz Mahmûd Hüdâi onun bu cevaplarını beğenip; "Allahü teâlâ, muhâliflere karşı Rusûhi'nin ayağını sağlam ve sâbit eylesin. Onların inat damarlarını kesmekte söz kılıcını keskin eylesin. Muhâlifleri susturmakta mızrağını tesirli eylesin. Zamânımızda tasavvuf ehline karşı olanlarla onun cihâdı olmasaydı, onların eli hak tâliplerine uzanır, zarar verirdi. Doğru yolda olanlarla olmayanları birbirinden ayırmak zor olurdu. Allahü teâlâ onun delillerinin oklarını en doğru hedefe isâbet ettirdi." diye medhetti.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Arafatta Görüşürüz

Vehbi Tülek

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Vehbi Tülek

B0r Çuval Toprak

Alabilirsen Al

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Allah'tan Utanandan Her Şey Utanir

Arafatta Görüşürüz

O Kullarına Çok Merhametlidir

Mazarratli Harfler Kaçtir?

Vehbi Tülek

Allah'tan Utanandan Her Şey Utanir

Vehbi Tülek

Örümcek Ağı

Vehbi Tülek

Yoksa Hizir Olduğunu Söylerim

Vehbi Tülek

Elini Değil, Ayağini Uzatmiş

Vehbi Tülek

Fahreddin-i Acemi Ve Hurufiler

Vehbi Tülek