Onun başını bana verin!
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 02 Temmuz 2008
Kerametler menbaı Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, evliyânın büyüklerindendir. “Gavs-ül-a’zam”, “Kutb-i Rabbânî”, “Sultân-ül-evliyâ” ve “Kutb-i a’zam” gibi lakabları vardır. İran’ın Geylân şehrinde 1078 (H.471)’de doğdu. 1166 (H.561)’da Bağdad’da vefât etti. Babası Ebû Sâlih bin Mûsâ Cengîdost’tur. Hazret-i Hasanın oğlu Hasan-ı Müsennâ’nın oğlu Abdullah’ın soyundandır. Annesinin ismi Fâtıma, lakabı Ümm-ül-hayr olup seyyidedir. Bunun için Abdülkâdir Geylânî, hem seyyid, hem şerîftir. Vefatından sonra da çok kerameti görüldü...
Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri fıkıh ve hadîs ilimlerinde müctehid idi. Kâdiriyye tarîkatının kurucusudur. Ehl-i sünnet îtikâdını ve din bilgilerini her tarafa yaydı. Kıymetli nasihatleri vardır. Buyurdu ki:
Gazze'den doğan güneş İmâm-ı Şâfiî
Meşhurların Son Sözleri
Salı, 01 Temmuz 2008
Ehl-i sünnetin amelde dört hak mezhebinden Şâfiî mezhebinin kurucusu olan İmâm-ı Şâfiî hazretlerinin anne ve baba tarafından soyu Peygamber efendimizle birleşmektedir. Dördüncü dedesi Şâfiî’nin ismine nisbetle ona da “Şâfiî” denilmiştir...
767 (H.150) senesinde Kudüs civârında Gazze’de doğdu. 820 (H.204) senesinde Mısır’da vefât etti...
Kuzey Afrika Fatihi Ukbe bin Nafi
Meşhurların Son Sözleri
Pazartesi, 30 Haziran 2008
Ukbe bin Nafi, Hazret-i Muaviye (radıyallahü anh) zamanında İfrîkıyye (Kuzey Afrika) Valisi idi. Tunus’ta Kayrevan şehrini inşa eden meşhur mücahittir. Yezid’in halifeliğinin ilk yıllarında ikinci defa Kuzey Afrika Valiliğine tayin edilmişti. Ukbe, Kayrevan’a varır varmaz ordusunu toparlayıp Müslümanlarla sürekli savaş halinde olan Bizanslılarla şiddetli çarpışmalara girişti...
Adı Hakîm olan Mecûsî
Meşhurların Son Sözleri
Pazar, 29 Haziran 2008
Ebu Müslim Buhârî hazretleri, Horasan Hükümdarının kumandanı idi. Onunla birlikte Merv şehrine geldiler. Oranın halkına şöyle bir soru sordu:
- Şehrinizde hiç “hakîm” var mıdır ki, ehl-i hikmet ola? Halk da;
- Vardır, fakat Mecûsî’dir, dediler.
Tâbiinin büyüklerinden Râbi bin Huseym
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 28 Haziran 2008
Râbi bin Huseym, Tâbiinin büyüklerindendir. Kûfe’de yaşamıştır. Kıymetli nasihatleri vardır... Bir gün oğlu dedi ki:
-Babacığım! Annem sana güzel bir tatlı yaptı, hemen getireyim mi?
-Getir evladım, dedi. Çocuk onu getirmek için odadan çıkınca kapıyı bir dilenci çaldı. Adam, elbiseleri yırtık, orta yaşta, salyası çenesine akmış birisiydi. Hazreti Râbi;
-Onu içeri alın, dedi.
Âmir oğullarından Evs bin Hârise
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 27 Haziran 2008
Abdurrahmân Cevzî, Hanbeli fıkıh âlimidir. 1114’te doğup, 1202’de Bağdat’ta vefat etti. “Ebül-ferec ibni Cevzi” adı ile meşhurdur. Tefsir, hadis ve Hanbeli fıkıh ve tarih bilgilerinde derin âlim idi. Yüzden fazla kitap yazdı. “El-mugni” tefsiri meşhurdur...
Şimal yıldızı Dehkan Killetî
Meşhurların Son Sözleri
Perşembe, 26 Haziran 2008
Şeyh Dehkan Killetî, Maveraünnehir’deki yaşamış olan evliyanın meşhurlarındandır. Menkıbeleri Reşahat isimli eserde anlatılır. Doğum ve vefat tarihleri hakkında bir bilgi yoktur. Buhara’da yaşamış ve orada vefat etmiştir...
Hakîm Tirmîzî’nin naklettiği bir hadiste belirtildiği gibi, evliyânın bir kısmı İbrahim aleyhisselam, bir kısmı Mûsâ aleyhisselam, bir kısmı İsâ aleyhisselam, bir kısmı da Muhammed aleyhisselamın fıtrat ve meşrebinde olur. Mahmûd İncirfagnevî hazretleri, Tabakat kitaplarının ifadesine göre, mânâ ayağı Hazreti Mûsâ’da olan, O’nun fıtrat ve meşrebinde bulunan bir veliydi...
Sultânü'ş-Şuarâ Bâkî Efendi
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 25 Haziran 2008
Bâkî Efendi, on altıncı asrın büyük âlim ve şairlerindendir. Devrinde “Sultânü’ş-Şuarâ” lâkabıyla anılan, şöhreti daha sonraki asırlarda da devam eden ve bugün divan şiirinin en büyük 5-6 üstadından biri olarak kabul edilen Bâkî’nin ası adı Mahmud Abdülbâkî’dir. Fatih Câmii müezzinlerinden Mehmet Efendinin oğludur...
Doğduğumdan beri yolcuyum!
Meşhurların Son Sözleri
Salı, 24 Haziran 2008
Büyük veli Ahmed bin Ebü’l-Havârî hazretleri başından geçen ibret verici bir hâdiseyi şöyle nakletmiştir: Bir gün çöle gitmiştim. Araplar develerini koşturuyorlardı. Onlar bu işle meşgûl olurken köylü bir Arap köşeye çekilmiş Allahü teâlâyı zikrediyor ve kendi hâlinde oturuyordu. Dikkatimi çekti yanına gittim. Selâm verdim selâmımı aldı. Biraz konuştuktan sonra bana; “Allahü teâlâyı zikretmek en lezzetli şey ve şifâ verici bir iştir. Şaşıyorum, insanlar nasıl boyun büküp, yalvarmazlar! Halbuki ölüm onların peşinde, onları tâkib ediyor. İnsanlar ise tehlike ve musîbetler içinde. Buna rağmen boş şeylerle meşguller” dedi.
“İnsanlar hangi musîbetler ve hangi tehlikeler içinde?” diye sordum:
Buraya gelenleri muradına kavuştur
Meşhurların Son Sözleri
Pazartesi, 23 Haziran 2008
Dün bahsettiğimiz gibi, Ali Heyti hazretleri hemen Garip Ali’nin bulunduğu mağaraya gitti ve ona: -Evladım, Padişah maiyetiyle senin yanına geliyor. Sana ne teklif ederse etsin sakın kabul etme! Ancak kızının zevceliğini teklif ederse hemen kabul et, dedi.
Garip Ali gelişmelerden memnundu. Demek ki sevdiğine kavuşmak üzereydi!..