Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.474.714

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Bu Ümmet, Dalâlet Üzere Ittifak Etmez!

Mevlânâ Mehdî Şîrâzî hazretleri Osmanlı tefsîr âlimlerindendir. İran’da Şîrâz’da doğdu. Şirâz’da ilim tahsil ettikten sonra İstanbul’da meşhur âlimlerin derslerine devam etti. İstanbul, Dimetoka, Silivri ve Filibe’de müderrislik vazîfesinde bulundu. 957 (m. 1550) senesinde Filibe’de vefât etti. Bu mübarek zat, bir dersinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Kadizade Rumi (musa Paşa)

Osmanlılarda ilk önemli matematikçi ve astronom 1440'da vefat eden Bursa'lı Kadizade Rumi'dir. Musa Paşa da denen Kadızade-i Rumi, önce Bursa' da öğrenim gördü. Matematik ve astronomiyi Molla Fenari' den öğrendi. Kadızade, öğretimini Bursa'da yaptı. Kız kardeşinden başka kimseye haber vermeden Horasan'a oradan Türkistan'a giderek bilgisini artırmaya çalıştı. Timur Han'ın torunu Ulug Bey (1394-1449) zamanında Semerkand'da bulunduğu sırada, müdür Gıyaseddin Cemşid'in ölümü üzerine Semerkand rasathanesi müdürlüğüne, aynı zamanda Semerkand Medresesi baş müderrisliğine getirildi. Dört köşe olan bu medresenin dört tarafında dört sınıf vardı. Bir gün Uluğ Bey, müderrislerden birini görevden uzaklaştırdı. Kadızade, bunu protesto etmek için derslerine girmedi. Uluğ Bey, onu hastalandı sanarak ziyarete geldi. Karşısında Uluğ Bey'i gören gören Kadızade, 20. yüzyıl profesörlerine örnek olabilecek şu açıklamayı yapmış:" Biz müderrisliği, hiçbir kimseyle ilgisi olmayan bir görev zannederdik. Halbuki şimdi bunun da hüküm sahiplerinin elinde oyuncak olduğunu gördük. Öyleyse biz de dersten vazgeçtik."Bunun üzerine Uluğ Bey, görevden aldığı müderrisi eski görevine döndürdü ve bir daha bu işlere karışmayacağını açıkladı. Tarihte gerçekten büyük olan bilim adamlarının ve yöneticilerin varlığına bir örnek.

Vehbi Tülek

Terzi Sûfî Baba

Vehbi Tülek

Ali Onbaşi

Vehbi Tülek

Milletin Efendisi Kimdir?

Vehbi Tülek

Kanuni Sultan Süleyman Han, birgün yakınları ile sohbet eder ken yanındakilere:"Milletin efendisi kimdir?" diye sordu. Onlar da:"Padişah hazretleridir" deyince,"Hayır, milletin efendisi reâyâ, yani köylüdür ki, ziraat ve hayvan cılık için huzur ve rahatı terkedip meydana getirdikleri mahsullerle bizleri doyururlar" cevabını verdi.

66 - Para Böyle Günler İçindir

Vehbi Tülek

Denize Düşen Yilana Sarilir

Vehbi Tülek

Gel Beru Topal Zorbabaşi

Vehbi Tülek

Kara Mehmet Paşa

Vehbi Tülek

İpek Tüccarlari

Vehbi Tülek

Kayip Saat

Vehbi Tülek

Ben Gelir Borcumu Öderim

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Şâfiî Fıkıh âlimi Zekeriyyâ Ensârî

Küçük yaştayken babası vefât eden Zekeriyyâ Ensâri, ilim öğrenmeye başladı. Doğum yeri olan Senike'ye Rebi bin Abdullah isminde bir âlim gelmişti. Rebi bin Abdullah, kendisine yardım edilmesini isteyen bir kadın gördü. Kadının kocası ölmüş, çocuğu yetim kalmıştı. Şehrin vâlisi çocuğu saka kuşu avlamaya gönderiyordu...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

İman, Dil Ile Söylemek Kalp Ile Inanmaktır

Vehbi Tülek

Yanyalı Hoca Es'ad Efendi Osmanlı âlim ve velilerindendir. Yanya şehrinde doğdu. İstanbul'a geldi. Akşehirlizâde İbrâhim Efendi'nin talebeleri arasına katıldı. İcâzet alarak mezûn oldu. Müderrislik vazifesi verildi. Matbaanın ilk kuruluşunda mühim bir işte çalışan Es'ad Hoca Efendi 1143 (m. 1730) senesinde vefât etti. Buyurdu ki:

Şeytanın Zincirini Çözmek

Vehbi Tülek

Ali Cürcânî

Vehbi Tülek

Ali Cürcâni hazretleri, Şâfii fıkıh ve tefsir âlimidir. 392 [m. 1001] senesinde İran'da bulunan Cürcân'da vefât etti. Rey şehrinde kâdi idi. Ali Cürcâni tefsirinde şöyle yazmaktadır:

17. Alay Komutanı Yarbay Hasan Bey

Vehbi Tülek

Talebe, Alçak Gönüllü Olmalı

Vehbi Tülek

Fakirleri Sev, Onlarla Beraber Ol

Vehbi Tülek

Komşuya Ve Misafire Ikram Etmenin Fazileti

Vehbi Tülek

Farz, Allahü Tealanın Açıkça Emrettikleridir

Vehbi Tülek

Anadolu Velîlerinden Şücâeddîn Karamânî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Ayyaşin Sonu

Ayyaşin Sonu

Herkesin birbirini tanıdığı küçük bir kasabada, bir ayyaş yaşıyordu. Bütün gününü, gecelerinin çoğunu kasabanın meyhanesinde geçiriyordu. Evini, işini, çoluk-çocuğunu çoktan unutmuştu. Bu yüzden herkes kendisinden nefret ediyordu. Kimse kendisiyle ne doğru dürüst konuşuyor, ne de selam alıp veriyordu. Bu haldeyken günün birinde vakti saati doldu ve öldü. Kendisine yaşarken duyulan hoşnutsuzluk ölümünden sonra bile sürdürüldü. O kadar ki, namazını kılacak kimse çıkmadı. Cenazesi ortada kaldı. Adamın karısı, kocasının ölüsünü bir küfeye koyup sırtına yüklendi ve gömmesi için o çevrede yaşayan ve iyilik severliği ile tanınan bir çobana götürdü. Çoban bir çukur açıp adamı gömdü. Ardından herkes "Cehennemi boylamıştır" diye dünüşünüyordu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Arkadaşlarımı Korumak Için

Vehbi Tülek

Örümcek Ağı

Vehbi Tülek

Sarik Ve Sakal

SelÂmetle Gidip Gel

Bunlar Şarapti

Ana Hakkı Ve Alkama'nın Sonu

Misâfir Istiyordun. Gönderdik, Kovdun

Sarayda İftar

Cünnetü'l-esmâ

Vehbi Tülek

Yakub-i Germiyani’nin Yağmur Duasi

Vehbi Tülek

Hizir Ve Gelin

Vehbi Tülek

Keramete İnanmayan Âlim

Vehbi Tülek

Gül Yaprağı

Vehbi Tülek

Cennetlik Hanım Isteyen...

Vehbi Tülek