Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.426.463

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Bir Işi Yapmaya Kuvvet Veren Allahü Teâlâdır

Takıyyüddîn Gazzî hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. 950 (m. 1543)’de Filistin’de Gazze’de doğdu. Kahire’ye giderek İbn Nüceym Mısrî gibi âlimlerden ilim tahsil etti. Şâfiî mezhebine mensupken Hanefî’ye geçti. Sultan 3. Murad devrinde İstanbul’a gitti. Takdir edilerek Mısır’da kadılık görevine tayin edildi. 1010’da (m. 1601) Kahire’de vefat etti. “et-Tabakâtü’s-seniyye” isimli eserinde şöyle anlatır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Valide Suyu

Sultan II. Osman zamanı. İstanbul'da Hacı Mehmed Efendi isminde bir tüccar vardı. Günün birinde, dinine bağlı bir hanım ile evlenmek istedi. Fakat alacağı hanımın şu üç şartı kabul etmesini istiyordu:1-Sırtına giydiği siyah örtü, öldükten sonra tabutunun üstüne örtülecek2-Beş vakit namazını zamanında eda edecek, velev ki ben yemeksiz kalayım3-Cenâb-ı Hak evlat verir de ölürse, üzerindeki gelinlik ile benim önüme gelecek ve müjdeleyecekBu şartlarla talip olduğu birinci hanım, ilk ikisini kabul etti ve üçüncüsünü kabul etmedi. İkinci olarak istediği hanım da ilk iki şartı kabul etmedi. Nihayet üçüncü olarak is temeye gittiği hanım, bu şartların üçünü de kabul etti ve Mehmed efendi onunla evlendi.

Vehbi Tülek

4 - Bir Şehidimizin Son Mektubu

Vehbi Tülek

Kibris Halkina Sultan Selim’in Fermani

Vehbi Tülek

Terzi Sûfî Baba

Vehbi Tülek

Gargarofça kasabasından Koca Şâban adlı bir sipâhi, Terzi Sûfi nâmında sâlih bir kimse ile berâber Zigetvar seferine katıldı. Sirem sancakbeyi, Bâli Beyin yanında karakol hizmetinde idiler. Çevreyi kontrol ettikten sonra, sahrada uyuya kaldılar. Bir müddet sonra uyanan Terzi Sûfi, Şâban Beyi uyandırıp; "Gel Şâban Bey, hücûma katılalım. İnşâallah hisar fetholunur." dedi. O da latife edip; "Düşte görmüşsen hayrola." dedi. Terzi Sûfi de; "İnşâallah olur. Ak abalı dervişler gelip, hisarı ateşe verip içeri girerler, hayır alâmetidir." dedi. Abdest alıp yola koyuldular. Kaleye yaklaştıklarında, sevinç çığlıkları atan askerler; "Muslihuddin Efendi geldi. Kalenin fethini haber verdi." diyorlardı. Onlar yürüyüşe devâm ettiler. İşte bu sırada, hisarın alevler içinde yandığını gördüler. Hep berâber hücûm edip, fetihten ümitsiz iken, o gün kaleyi ele geçirdiler.

Düşman Asfalt Yollardan Mi Geldi

Vehbi Tülek

Seydi Ali Reis

Vehbi Tülek

Bu Ecel Teridir

Vehbi Tülek

23 - Budin Müdafaasi

Vehbi Tülek

52 - Sigetvar Kalesi Ve Ali Dede Hazretleri

Vehbi Tülek

20 - Şehid Derviş Paşa

Vehbi Tülek

Reşid Paşa’nin Osmanli Ekonomisini Yikmasi

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Habîbinin Amcasını Vesîle Yapıyoruz

Ebü't-Tayyib el-İmrâni hazretleri Yemen'de yetişen büyük Şafii âlimlerindendir. 518 (m. 1125)'de doğdu. 587 (m. 1191)'de Yemen'de vefât etti. Mekâsıd-il-kelâm isimli eserinde şöyle yazmaktadır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Muhammed Kuhistânî

Vehbi Tülek

Muhammed Kuhistâni hazretleri Horasan'da bulunan Kuhistân beldesinde yetişen Hanefi mezhebi fıkıh âlimlerinin büyüklerindendir. Buhârâ Müftüsü idi. 962 (m. 1555) senesinde Buhârâ'da vefât etti. (Câmi'ur-rumûz) adındaki (Nikâye) şerhi meşhûrdur. Bu kitapta buyuruyor ki:

Hazreti Ali’nin Ilimdeki Yüksekliği

Vehbi Tülek

Büyük Fıkıh âlimi İmâm-ı Râfiî

Vehbi Tülek

İmâm-ı Râfii hazretleri, tefsir, hadis ve fıkıh âlimlerindendir. İsmi, Abdülkerim bin Muhammed olup, 555 (m. 1160)'de doğdu. 623 (m. 1226) senesinde İran'ın Kazvin beldesinde vefât etti...
İmâm-ı Râfii; nakil, irşâd, tahsil ve bilhassa fıkıhda çok meşhûr idi. Fıkıh ilminin yayılmasında büyük hizmeti olmuştur...

En Güzel Nasîhatçı!..

Vehbi Tülek

Kıvâm-üs-sünne

Vehbi Tülek

Kaptan-ı Derya Hayreddin Paşa

Vehbi Tülek

Sabır, Allahü Teâlânın Sıfatlarındandır

Vehbi Tülek

İmâm-ı Kuşeyrî Hazretleri

Vehbi Tülek

Bu, Sana Layık Bir Ibadet Değildir

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Yakub-i Germiyani’nin Yağmur Duasi

Yakub-i Germiyani’nin Yağmur Duasi

Kânûni Sultan Süleymân Hân devrinde, bir ara yağmurlar yağmaz olmuş, insanlar kuraklıktan çok muzdarip olmuşlardı. İstanbul halkı, yağmur duâsına çıkılmasına karar verdi. Pâdişâh da çıktı. Okmeydanı'nda büyük bir kalabalık toplandı. Öyle ki bu toplulukta, başta pâdişâh olmak üzere, âlimler, vâliler, idâreciler, vezirler, kuvvetli-zayıf, zengin-fakir herkes vardı. Bilindiği gibi, Osmanlı sultanları yapacakları bütün mühim işlerde, mutlaka şeyhülislâma danışırlar, onun fetvâsına uygun hareket ederlerdi. Bunun için Şeyhülislâm Ebüssü'ûd Efendiden, yağmur duâsını kimin yapmasının münâsib olacağı suâl edildi. O da; "Duâyı, pâdişâh veya onun münâsib gördüğü bir zât eder." buyurdu. Bunun üzerine pâdişâh; "Ya'kûb Germiyâni duâ eylesin." dedi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Hakikati Görmek

Vehbi Tülek

"kılıcını Değil Kınını Öpmüşlerdir!"

Vehbi Tülek

Fahreddin Acemî Ve Hurufiler

Namazini Ben Kildirayim

İsmail Hakki Efendi

Gerçek Zehir

Dördüncü Murad Han Ve Ankaravi İsmail Efendi

Üzülmeyiniz, Allahü Teala Sizi Kurtardi

Örümcek Ağı

Vehbi Tülek

Hizir Aleyhisselam Nasil Görülür

Vehbi Tülek

Allahü Tealadan Bir An Gafil Olmayasin

Vehbi Tülek

Dördüncü Murad Han Ve Ankaravi İsmail Efendi

Vehbi Tülek

Alabilirsen Al

Vehbi Tülek

Sizin Rizkinizdan Kesilmiş

Vehbi Tülek