Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.321.224

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

İmanın Gitmesine Sebep Olan Şeyler!

Kutbüddinzade Mehmed Efendi Osmanlı âlimlerindendir. Mevlâna Fenarî'nîn en seçkin talebelerinden olup tahsilini ikmalden sonra tasavvuf mesleğine intisab etti, icazet aldıktan sonra talebe yetiştirdi. 885 (m. 1480)’de Edirne’de vefat etti. Halk arasında “Mızraklı İlmihal” adıyla meşhur olan “Miftahü’l-Cennet” isimli kitabı çok faydalıdır. Bu eserinde şöyle nakleder:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Bir Avuç Bulgur

Osmanlı Sultânı Dördüncü Murâd Han, Bağdât seferine giderken Misâli Baba'nın bulunduğu köyün yakınında bir yerde ordusunu istirâhate çekmişti. Bu sırada çevreyi dolaşan Sultan, onun köyüne uğradı. Köyün alt tarafında küçük bir kulübe gördü. Yaklaşıp kapısını çaldı. Kulübenin kapısı açılıp, Sultanı, nûr yüzlü bir zât karşılayıp, tebessüm ederek içeri aldı. Onun velilerden olduğunu fark eden Sultan, hürmetle huzûrunda oturup, bir müddet sohbetini dinledi ve duâsını aldı. Ayrılıp giderken Sultana birkaç avuç bulgur ve bir torba da saman verdi. Sultan bunları alıp ordusuna döndü.O gün yemek zamânı kendisine Misâli Baba tarafından hediye edilen birkaç avuç bulgurun pilav yapılmasını istedi.

Vehbi Tülek

Özbekler Tekkesi Ve Sultan Ii. Mahmud Han

Vehbi Tülek

111 - Biz Sizi Uyanik Biliyorduk

Vehbi Tülek

Yildirim Bayezid Ve İhtiyar Kadin

Vehbi Tülek

Sultan Yıldırım Bâyezid Han, Niğbolu zaferinden sonra kazanılan ganimetler ile müslümanların ibâdet etmeleri için, Bursa'nın güzide bir yerinde câmi yaptırmak istedi. Bu durumdan vezirini de haberdar etti. Bugünkü Ulu Câminin yeri uygun görüldü ve arsa sâhip leri ne mülklerinin bedelleri verildi. Herkes gönül rızâsıyla arsalarını verdiler. Fakat câminin inşâ edileceği yerde bir ihtiyar kadıncağızın evi vardı. Bu hanım; "Ben evimi satmam." diye inâd etti. Ona; "Bize bu ev mutlaka lâzım." denildi ise de, hiçbir kimsenin, sözünü dinlemedi. Sultan Yıldırım Bâyezid Han da o kadının yanına gidip, durumu anlattı. Fakat, kadını fikrinden döndüremedi. Sonra Sultan, divânı toplayarak bu husûsu görüştü.

Kinali Kuzu

Vehbi Tülek

Valide Suyu

Vehbi Tülek

Emrediyorum Paşa!

Vehbi Tülek

Osmanlilar Karşisinda

Vehbi Tülek

Sultan Ii. Muradin Oğlu Ii. Mehmede Öğütleri

Vehbi Tülek

MÂdemki Allahü TeÂlÂnin Emridir

Vehbi Tülek

Hepsi Osmanli Padişahinin Gölgesine Siğinmişlardir

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Günde Beş Vakit Namaz Kılınması Emredilmiştir

Hayatizâde Halil Şeref Efendi Osmanlı âlimlerindendir. Elbistanlı Ahmed Hayati Efendi'nin oğludur. Elbistan'da 1211 (m. 1796) senesinde doğdu. 1267 (m. 1851) senesinde aynı yerde vefât etti. Halil Efendi, babasından ve Bağdat'taki âlimlerden ilim öğrendi. İlimde üstün bir dereceye yükseldi. Bağdat kadılığı yaptı. Hindli Molla Kudsi'nin Arabça olarak yazdığı, namaz vakitlerine dair "Esrâr-ül-melekût" ismindeki eserini, "Efkâr-ı Ceberrût" ismiyle geniş bir şekilde tercüme ve şerh etti. Bu kitabında şöyle yazmaktadır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

İnsanlardan Gelen Sıkıntılara Sabret

Vehbi Tülek

Abdülgaffâr bin Ahmed hazretleri "İbn-i Nûh" diye tanınmıştır. Mısır'da Aksur kasabasında doğdu. 708 (m. 1309)'de Kâhire'de vefât etti. "El-Vahid fi sülûk-i ehl-it-tevhid" kitabından bazı kısımlar:

Sen Cenaze Yıkar Mısın? Yarın Bak Neler Olacak

Vehbi Tülek

Osman Serûcî

Vehbi Tülek

Osman Serûci hazretleri, Endülüs, yani İspanya'da yetişen büyük velilerdendir. İspanya'nın kuzeyinde bulunan Elvira şehrinde yaşadı. 1299 (H.698) senesinde vefât etti...
Bu mübarek zat, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:

Hadis âlimi Yezid-i Rekkaşi

Vehbi Tülek

Ebü’l-hasen Bezzî

Vehbi Tülek

rehber, Tabîbe Benzer!

Vehbi Tülek

O Şahsı Cennet Ile Müjdele

Vehbi Tülek

işte Rüyâda Gördüğüm Zat!

Vehbi Tülek

Muhammed Bin İshak

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Yüz Vermedin!

Yüz Vermedin!

Fakih Îsâ bin Muhammed şöyle anlatır:

Uzak bir diyârda idim. Abdullah el-Ayderûs'u açıkça bulunduğum yerde görmeyi temenni etmiştim. Mescide gittim. Oraya bir dilenci ve yanında birisi gelip benden bir şey istedi. Bir şey vermedim. Oradan ayrılıp başka yere gittim. O dilenci ve yanındaki kişi benim arkamdan geldi. Sonra yine yanıma yaklaşarak benden bir şeyler istedi. Yine yüz vermedim. Bunun üzerine o dilenci ve yanındaki ayrılıp gitti. Bir müddet sonra ben, Abdullah el-Ayderûs'un bulunduğu yere döndüm. Şeyh Abdullah'ın yanına giderek; "Ben sizi gittiğim yerde alenen görmeyi temenni ettim. Lâkin bu isteğim hâsıl olmadı." dedim. Bunun üzerine Ebû Muhammed el-Ayderûs ; "Sana aleni görünmem hâsıl oldu. Falan gün duhâ vaktinde sen falan mescidde idin. Senin yanına bir dilenci geldi. Yanında birisi de vardı. Senden bir şeyler istediler. Onlara bir şey vermedin. Sonra kalkıp bir yere gittin. Onlar da seni tâkib etti ve yine bir şeyler istediler. Yine yüz vermedin. İşte o dilencinin yanındaki ben idim. Ben, senin yanına o kılıkla gelmiştim." dedi. Ben; "Efendim! Sizin dedikleriniz doğrudur. Fakat o size fazla benzemiyordu." deyince, Şeyh Abdullah da; "Eğer ben bu hâlimle senin yanına gelse idim, sen beni tanır ve insanlara haber verirdin." buyurdu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

O Kullarına Çok Merhametlidir

Vehbi Tülek

Her Şeyi Göze Almıştı!

Vehbi Tülek

Gül Yaprağı

Senin Nasibin Diyar-i Rum’dadir

Allah Diyen Genç

Sizin Rizkinizdan Kesilmiş

Şikayet

Kimsenin Yaptığı Yanına Kalmaz

İmanı Ona Kafidir

Vehbi Tülek

Senin İsmin Defterden Silinmiştir

Vehbi Tülek

Ebussuud Efendi Ve Nureddinzade

Vehbi Tülek

Allah Diyen Genç

Vehbi Tülek

9 Evi Dolaşan Kelle

Vehbi Tülek

Meşayihın Kadrini Bilmezsen

Vehbi Tülek