Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.482.962

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Unutmaktan Korkan Kimse, Resûlullaha Salât Okusun!

Ebû Tâhir Fîrûzâbâdî hazretleri tefsîr, fıkıh, hadîs ve lügat âlimidir. 729 (m. 1329) senesinde İran’ın Şîrâz şehri civarındaki Fîrûzâbâd kasabasında doğdu. Şîrâz, Bağdad, Şam, Mekke-i mükerreme ve Kâhire’ye gidip büyük âlimlerden ilim tahsil etti. Anadolu’ya gelip, Yıldırım Bâyezîd ve Timur Hân ile tanışıp, onların iltifâtlarına ve ikrâmlarına kavuştu. Sonra Yemen’e gitti. Sultan onu Zebîd kadılığına tayin etti. 816 (m. 1414) senesinde Yemen’de, Zebîd kadısı iken vefât etti. Fîrûzâbâdî hazretleri kırktan fazla eser yazdı. Bunlardan Kitâb-üs-salât adlı eserinden bazı bölümler:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Bizim Talebelerimiz Bu Kadardir

Hacı Bayram-ı Veli, bu şekilde hem talebelerini yetiştiriyor, hem de belli saatlerde câmide insanlara vâz ve nasihat ediyordu. Herkes Hacı Bayram-ı Veli'nin vâzlarına koşuyor, bâzı kerâmetlerini görünce, ona daha çok bağlanıyorlardı. Bu şekilde Hacı Bayram'ın etrafında pekçok kimsenin toplandığını gören bâzı hasetçiler, Pâdişâh İkinci Murâd Hana; "Sultânım! Ankara'da Hacı Bayram isminde biri, bir yol tutturarak halkı başına toplamış. Aleyhinizde bâzı sözler söyleyip saltanatınıza kasdedermiş. Bir isyân çıkarmasından korkarız!" diyerek iftirâlarda bulundular. Bunun üzerine sultan, durumun tetkik edilmesi için iki kişi vazifelendirip; "O kimseyi hemen gidip huzûrumuza getirin. Emrimize baş kaldırıp isyân ederse, zincire vurarak getirin!" emrini verdi.

Vehbi Tülek

Şehid Padişah Iii. Selim HÂn

Vehbi Tülek

Gül Baba’nin Cenaze Namazi

Vehbi Tülek

Sultan Ii. Mahmud Ve Süleyman Rüşdi Efendi

Vehbi Tülek

Süleymân Rüşdi Efendi, önce Karamullu köyünün efesi idi. Halk kendisinden çok korkardı. Daha sonra, Nâzilli'de Mehmed Zühdi Efendi'yi görüp, ona talebe oldu. Mehmed Zühdi Efendi' nin yanında kemâle eren Süleymân Rüşdi Efendi, çok yüksek mertebelere kavuştu. Efelik zamânında kullandığı bıçağını, palasını ve tüfeğini, oturduğu odanın duvarına astı. Kendisine bağlı efeleri de ona talebe oldular. Önceleri Mirzâde diye meşhûr idi. Sonra Rüşdi mahlasını aldı.

Savaşin Zorluklarina Katlanmadan Zafere Ulaşilamaz

Vehbi Tülek

Tuzlu Kahve

Vehbi Tülek

Vatikan’da Bir Osmanli Şehzadesi

Vehbi Tülek

Zembilli Ali Cemali Efendi’nin Zembili

Vehbi Tülek

Kavuk Yerine Miğfer

Vehbi Tülek

Yavuz Ve Şeyh Mehmed Efendi

Vehbi Tülek

Osmanlilarda Kiliç Ustaliği

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Hiç Kimseyi Onun Önüne Geçirmez

Vassaf Abdullah Efendi Osmanlı şeyhülislâmlarının yetmişincisidir. 1073 (m. 1662)'de Akhisar'da doğdu. 1174 (m. 1761)'de İstanbul'da vefât etti. Ebû Bekir ve Ömer'in (radıyallahü anhüma) faziletleri ile ilgili şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Seher Vaktinde Istigfâr Etmeyi Ganîmet Bil!

Vehbi Tülek

Ebü'l-Kâsım Dûstî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. İsmi Muhammed’dir. İran'da, Geylân bölgesinde doğdu. Seyyid Cemâleddîn Ezherî hazretlerine intisâb edip, talebelerinden oldu. Onun huzûrunda yetişip, talebelerinin önde gelenlerinden ve halîfelerinden oldu. 1360 (H.762) senesinde buradaki İsâr köyünde vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:

şeyh-i Sani Hafız Osman

Vehbi Tülek

Abdülkadir Necib Efendi

Vehbi Tülek

Abdülkadir Necib Efendi Osmanlı âlimlerindendir. 1114 (m. 1703)'de Bursa'da doğdu. İlk tahsilini babası Şeyh İzzettin Efendi'den aldı. Kâdızâde Mehmet Emin Efendi'den tefsir ilmi tahsil etti. Emir Sultan ve Cami-i Kebir (Ulucami)'de tefsir dersleri verdi. 1201 (m. 1787)'de Bursa'da vefat etti. "Zübdet-ül Beyan" isimli eseri meşhurdur. Bu kitabında şunları yazmaktadır:

Abdülhâlık Goncdüvânî

Vehbi Tülek

Bolulu Himmet Efendi

Vehbi Tülek

Seyyid Burhaneddin

Vehbi Tülek

Seyyid İbrâhim Halvetî

Vehbi Tülek

Bu Anlattıklarının Hepsi Doğrudur

Vehbi Tülek

Dünyayı Talep Edenin Ahiretten Nasibi Olmaz

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Abdullah El-acemî

Abdullah El-acemî

Zamânın sultânı Melik Zâhir Mücirüddin, bir defâsında Abdullah el-Acemi hazretlerinin köyüne gitmişti. Abdullah el-Acemi bahçelerde bekçilik yapıyordu. Melik onu bir bahçe içinde görüp:

"Ey Genç! Bize tatlı bir nar getir." deyince, bulunduğu bahçedeki bir nar ağacından nar koparıp götürdü. Melik kesip tadına baktı ve; "Bu nar ekşi sen nasıl bekçisin narın ekşisini tatlısını ayırd edemiyorsun?" dedi.

Abdullah el-Acemi kendisine âid olmayan meyvelerden hiç yemediği için, ekşisini tatlısını bilmiyordu. Melik'in sözleri üzerine hem üzüldü hem de mahcûb oldu. Gidip bir ağacın altında namaza durdu ve iki rekat namaz kılıp şöyle duâ etti: "Yâ Rabbi bana hangi narın tatlı olduğunu bildir, gidip Melik'e vereyim..."

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Kırk Bin Kahramanın Başarısı

Vehbi Tülek

Yirmi Saniyede

Vehbi Tülek

Cünnetü'l-esmâ

Üç Kandil

Bu Dünya Ona Da Kalmaz

Sultan Mahmud Ve Hirsizlar

9 Evi Dolaşan Kelle

Meşayihın Kadrini Bilmezsen

B0r Çuval Toprak

Vehbi Tülek

Iv. Mehmed Han Ve Ahmed CÂhidî Efendi

Vehbi Tülek

Annenin Hizmete İhtiyaci Var

Vehbi Tülek

İsmail Hakki Efendi

Vehbi Tülek

Allah Diyen Genç

Vehbi Tülek

Kum Ve Kaya

Vehbi Tülek