Yolumuzu Aydınlatanlar • 21.04.2006
Kececizâde Mehmet Fuat Paşa, bir toplantıda "Osmanlı bitti" diyen yabancı sefirlere; "Ekselanslar! Osmanlı o kadar kuvvetlidir ki, zira siz dışarıdan, biz içeriden yıkmaya çalışıyoruz, yine de yıkılmıyor" diyen Türk devlet adamıdır...
Fuat Paşa, güzel konuşan, hazır cevap biriydi. 55 yaşında olmasına rağmen 80 yaşında görünüyordu. Birden hastalandı, Fransa'ya tedavi için gitti. Vefatından iki gün önce, hasta yatağında Sultan Abdülaziz Han'a hitaben yazdığı ibretli mektubunda şöyle diyordu:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 22.04.2006
Yavuz Sultan Selim Han, Merc-i Dâbık Zaferi ile, Memlûklar'ı bozguna uğratmış, hükümdar Kansu Gavri de öldürülmüştü. Memlûklar, Tomanbay'ı hükümdar seçtiler. Tomanbay, Yavuz Sultan Selim'in amansız Mısır çöllerini geçemeyip Anadolu'ya döneceğini düşünüyor, kaybedilen yerleri tekrar alacağına inanıyordu. Yavuz Sultan Selim ise Kâhire'nin alınmadan Mısır'ın tam olarak fethedilemeyeceğini bildiği için meşhur Sinâ Çölünü, Allah'ın inâyeti ile on üç günde geçerek 1517 yılında Ridâniye'de Memlûk ordusu ile karşı karşıya geldi...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 23.04.2006
Sultan IV. Murad Han, Hafız Ahmed Paşayı kendisine sadrazam yapmıştı. Ancak, askeri ayaklandıran Recep Paşa, Sadrazamlığı ele geçirdiği gibi, Hafız Ahmed Paşa, Hasan Halife ve Padişahın çok sevdiği muhasibi Musa Çelebiyi çeşitli hilelerle öldürttü. Recep Paşa döneminde İstanbul'da karışıklıklar günlerce sürdü. En küçük bir olayda, Recep Paşa'nın tahrikiyle harekete geçen zorbalar, yeni kelleler istiyorlardı...
Bilhassa Musa Çelebinin katledilişi Sultan Murad Han'ı çok üzmüştü. Hadiseyi duyunca acı bir ah çekip;
"Yâ Rab! Bu mazluma kıyan zalimlerin haklarından gelmem için sen bana kuvvet ver!" diyerek ağladı.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 24.04.2006
Abdülaziz bin Yahyâ el-Kınâni hazretleri, Halife Me'mun zamanında Bağdâd'a geldi. İbn-i Uyeyne, Abdullah bin Muâz es-San'ani, Mervân bin Muâviye el-Fezâri, Hişam bin Süleymân el-Mahzûmi gibi âlimlerden rivâyetlerde bulunup, ilim öğrendi... Ondan da, Ebû Bekir Ya'kûb bin İbrâhim et-Teymi, Hüseyn bin Fadl el-Becli rivâyetlerde bulunmuştur...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 25.04.2006
Hacı Bektâş-ı Veli, Horasan'ın Nişâbûr şehrinde 1281 (H. 680) senesinde doğdu. Hacı Bektâş-ı Veli'nin soyu hazret-i Ali'ye dayanır. 1338 (H.738) senesinde Nevşehir'e yakın bir yerde vefât etti. Türbesinin bulunduğu kasabaya sonradan Hacıbektaş ismi verildi.
Hacı Bektâş-ı Veli hazretleri, daha çocukken ilim öğrenmesi için âilesi tarafından Şeyh Lokmân-ı Perende'ye teslim edildi. Lokmân-ı Perende, Ahmed-i Yesevi hazretlerinin halifelerinden olup, zâhir ve bâtın ilimlerinde çok derinleşmişti.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 26.04.2006
Sultan Alâeddin Tekiş, Harezmşahlar sülalesinin en kudretli şahsiyetlerindendir. Harezmşahlar Devleti, onun sayesinde imparatorluk hâlini aldı. Tekiş, ilk olarak Karahitaylar ile mücadeleye girişti. İsmaililer elinde bulunan bazı kaleleri geri aldı. Bu geniş fütuhatları gerçekleştiren Tekiş, Harezm'e döndüğü 1200 yılında vefat etti. Yerine bu sırada Turziz muhasarasında bulunan oğlu Muhammed "Alâeddin" unvanı ile tahta çıktı.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 27.04.2006
Çakırcalı Mehmet Efe, dağlara çıktıktan bir süre sonra ilk olarak "halka zulüm yapıyor" diye Mustafa Ağa'nın evini basar. Ağayı uyararak 200 altınına el koyar. Ardından da Kızoğlu Mehmet Ağa'yı dağa kaldırarak, yüklü miktarda fidye alır. Eylemlerinden elde ettiği parayı da halka dağıtır. Halkın sempatisini kazanması sayesinde köyler ve Yörük obaları ona yataklık ederler.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 28.04.2006
Malcolm Little, 1952'de "Malcolm X" adıyla "Black Muslims" hareketine girdi. Elijah Muhammad'in yolunu izledi ve ona ABD içinde tümüyle bağımsız olacak bir zenci cumhuriyetinin kurulması fikrini benimsetti. Ancak Mart 1964'te iki liderin arası açıldı; Malcolm X, "Afrika-Amerika Birliği" örgütünü kurdu ve aynı yıl Afrika ile Orta Doğu'ya iki gezi yaptı. Dönüşünden kısa bir süre sonra da öldürüldü.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 29.04.2006
Belek Bey, Haçlılara karşı büyük zaferler kazanan Artuklu Emiridir. Amcası İlgazi, Artuklular'ın Mardin; diğer amcası Sökmen ise Hasankeyf kolunun Beyi idi. Sökmen Bey, Haçlılara karşı gösterdiği kahramanlıklardan dolayı Selçuklu Sultanı Tutuş tarafından kendilerine verilen Surve şehrini yeğeni Belek'e verdi. Ancak 1098 senesinde, Kudüs ve havalisinin Fatımiler'in eline geçmesinden az sonra, Suruç, Hristiyanların eline düştü. Belek Bey, bundan sonra bir süre daha amcası Sökmen ve İlgazi'nin hizmetinde bulundu...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 01.05.2006
Amr bin Kays el-Mülâi, Kûfe'nin beş büyüğünden biri olarak tanındı. Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve selem) hadis-i şeriflerini dinlemek ve nakletmek husûsunda yüksek gayret gösterdi. Tâbiinden olan âlimlerden hadis-i şerif rivâyet etti. Bağdâd'a giderek Ahmed bin Hanbel hazretleriyle görüşüp sohbette bulundu. İlimde yüksek dereceye ulaşan Amr bin Kays'dan da pekçok kimse hadis-i şerif rivâyetinde bulundu...