Yolumuzu Aydınlatanlar • 03.09.2011
Bolulu Himmet Efendi Bolu'nun Gice köyündendir. 1683 (H.1095) senesinde İstanbul'da vefât etti. Kabri, Üsküdar'da Bezcizâde Efendi türbesinde, hocasının yanındadır. İlk tahsilini tamamladıktan sonra İstanbul'a geldi. Burada Hüsâmeddin Uşşâki hazretlerine rastladı. Onun tedrisinde yetiştikten sonra Kâsım Paşa Câmiinde vaaz ve nasihat etmeye başladı.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 06.09.2011
İbn-i Vefâ hazretleri, 1358 (H.759) senesinde Kâhire'de doğdu. 1404 (H.807) de Ravda'da vefât etti. Mısır evliyasının en meşhurlarındandır. Sohbetlerinde buyurdu ki:
"Dünyâ dertlerine tutulmuş din kardeşini tedbirsizlikle suçlayıp, kınama. Çünkü o, ya mazlumdur; Allahü teâlâ sonunda onu kurtaracaktır veya günah işlemiştir, başına gelen musibetler günâhına keffârettir. Yâhut da Allahü teâlâ, yüksek derecelere ve makamlara
ulaştırmak için onu dünyâ dertlerine mübtelâ kılmıştır."
Yolumuzu Aydınlatanlar • 06.09.2011
Evhadüddin Kirmâni hazretleri, Anadolu'da yaşamış olan veli ve Şâfii mezhebi fıkıh âlimidir. İran'ın Kirman bölgesinden olduğu anlaşılmaktadır. 1237 (H.635) târihinde Konya'da vefât etti.
Evhadüddin Kirmâni de talebesi Ahi Evren ile birlikte 1205 yıllarında Anadolu'ya geldi. Muhyiddin-i Arabi, Şems-i Tebrizi, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi gibi zamânın büyükleriyle görüştü. Konya'ya yerleşti. Kendisi için kurulan dergâhta dersler verip talebe yetiştirdi. Evhadüddin Kirmâni'nin en büyük talebelerinden birisi Sadreddin Konevi'ydi.
Bu mübarek zat, vefatına yakın bir sohbetinde buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 08.09.2011
Kanadıkırıkzade Ali Efendi, Maraş evliyasındandır. Doğum yeri ve yılı hakkında bilgi bulunamayan Ali Efendi, küçük yaştan itibaren ilim öğrenmeye başlamış, Kayseri ve İstanbul'da çeşitli hocalardan ders almıştır. Daha sonra Mısır'a gidip kıymetli âlim ve velilerden ders alan Ali Efendi, Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı fethinde orada idi. Yavuz Sultan Selim Han, ilminin yüksekliğini işittiği Ali Efendi ile görüşüp onu Maraş Müftiliğine tâyin etti. Bu vazifede iken birçok âlimin yetişmesine de vesile olan Ali Efendi, vefât edince Hayrullah Mahallesi Orman Caddesi üzerinde bulunan Şâzibey Câmii bahçesine defnedildi...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 09.09.2011
Fethullah Evdehi hazretleri, Hindistan'da yetişen İslâm âlimlerinin ve evliyânın büyüklerindendir. İmâm-ı Rabbâni'nin babası Abdülehad hazretlerinin hocası olan Abdülkuddûs bin Abdullah, Fethullah Evdehi hazretlerinin talebesidir...
Fethullah Evdehi hazretlerinin sohbetleri çok kalabalık olurdu. Zamanın devlet adamları da sohbetlere gelirdi. Vefatına yakın bir sohbetinde buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 10.09.2011
Kemal Ümmi hazretleri, Anadolu velilerindendir. On beşinci asrın başlarında Niğde'de doğdu. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir. Kabri Niğde'de Yenice Mahallesindedir. Şeyh Muhammed Bahaeddin-i Erzincâni'nin halifelerindendir. Hikmetli sözleri çoktur. Buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 11.09.2011
Fethullah-ı Mûsuli hazretleri, Peygamber efendimizin soyundan olup aslen Musulludur. Urfa vâlisi Ali Paşanın damadı olan Dârendeli Hüseyin Paşanın ricasıyla Dârende'ye yerleşen Fethullah-ı Mûsuli'nin kabri, Dârende eski şehir kabristanındaki türbesindedir...
Fethullah-ı Mûsuli hazretleri vefatına yakın buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 11.09.2011
Üsküplü Lütfullah Efendi, Sultan İkinci Bâyezid zamânında Üsküp'te yaşamış büyük velilerdendir. Üsküp dağlarında zâhidâne, her şeyden uzak, tek başına bir hayat yaşarken vefât etti. Hikmetli sözleri çoktur. Buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 12.09.2011
Gavsi Ahmed Dede, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi hazretlerinin tasavvuftaki yolu olan Mevleviyye'ye mensuptur. Büyük veli Ahmed-i Bicân hazretlerinin torunlarındandır. 1697 (H.1109) senesinde İstanbul'da vefât etti. Kabri Galata Mevlevihânesi bahçesindedir...
Gavsi Ahmed Dede, Mevleviyye yolunu bozanları, ney çalıp raks edenleri hiç tasvip etmemiş, ömrünün sonuna kadar bunların yanlış olduğunu anlatmıştır. Vefatından kısa bir zaman önce de şunları söyledi:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 14.09.2011
Misâli Baba, Niğde'de yetişen meşhûr velilerdendir. On yedinci asırda yaşamıştır. Osmanlı Sultanlarından Dördüncü Murâd Hanla görüşmüştür. Bağdât seferi sırasında ziyâretine gelen Sultana kış mevsiminde koynundan, açılmış tâze bir gül çıkarıp vermesi sebebiyle, "Gül Baba" lakabı ile de anılmıştır. Kabri, Niğde'nin dokuz kilometre kuzeyinde bulunan Güllüce köyündedir...
Misâli Baba buyurdu ki: