KATEGORİ: Yolumuzu Aydınlatanlar

“kerem Sâhibi Olan Allaha Kavuştum!..”

Ebû Ali Dekkâk hazretleri, ilmi âlimden öğrenmeyi teşvik ederdi. Bir gün buyurdu ki: "Kendiliğinden yetişen ağaç, yaprak verir. Fakat meyve vermez. Verse de tatsız olur. İnsan da böyledir. Hocası olmayan kimseden hiçbir şey hâsıl olmaz. Ben söylediklerimi kendiliğimden söylemiyorum. Bu anlattıklarımı hocam Nasrabâdi'den öğrendim. O, Şibli'den, o da Cüneyd-i Bağdâdi'den öğrendi. Bizim büyüklerimize olan hürmet ve tâzimimiz o kadar fazlaydı ki, hocamın huzûruna gideceğim zaman, mutlaka gusül abdesti alıp, ondan sonra giderdim."

Vehbi Tülek

Cepheden Cepheye... Abdülezel Paşa

Abdülezel Paşa, askerlik mesleğine âşık bir insandı. Çok gayretli ve çalışkan olduğu için; otuz yaşlarında subaylığa geçirildi. 1853-56 Kırım Harbinde, baştan sona bulundu. 1868 Girit İsyanının bastırılmasında görev aldı. 1872'de Sırbistan ayaklanmalarının bastırılmasında dillere destan kahramanlıklar gösterdi. 1877-78 Osmanlı-Rus Harbinde, Plevne Muharebelerindeki hizmetlerinden dolayı, Tuğgeneralliğe yükseltildi.

Vehbi Tülek

Şeytana Secde Eden âbid: Bersesisa

İsrailoğullarından Âbid Bersesisa, halk arasında sevilen ve sayılan bir kimse idi. Şeytan onu saptırmanın yollarını arıyordu. İblis, bir gün bütün avanesini topladı ve sordu:
-Bu âbidi kim yoldan çıkarabilir? O sizi artık aciz bıraktı!
Şeytanlardan bir ifrit dedi ki:
-Onu ben fitneye düşürebilirim!
Bunun üzerine İblis:
-Haydi hemen işe başla, dedi.

Vehbi Tülek

Hârûn Reşîd’in Kâtibi Bilâl-i Ma’ribî

Bilâl-i Ma'ribi, Halife Hârûn Reşid'in kâtibi idi. Bu görevde iken, sara hastalığına yakalandı. Sık sık düşüp bayılıyordu. Bu hâl ile uzun zaman dolaştı. Şeyh Muhammed Dineveri Bağdât'a geldiğinde bir gün yolda kendinden geçmiş hâlde olan Bilâl Ma'ribi'yi gördü. Hemen paramağını ağzına götürdü ve ıslattığı parmağını ilâç niyetiyle Bilâl-i Ma'ribi'nin ağzına sürünce, ayılıp iyileşti. Bilâl-i Ma'ribi talebeliğe kabûl edilmesi için Muhammed Dineveri'ye yalvardı. Talebeliğe kabûl edilince, Vâdı-ül-Kurâ'ya gidip yerleşti.

Vehbi Tülek

“hat Üstâdı” Hamid Aytaç

Hattat Hamid Aytaç, 1893'te Diyarbakır'da doğmuştur. Hattat Amidi yani Diyarbakırlı Seyyid Adem Efendi torunlarından Zülfikar Ağa'nın oğludur. İlk öğrenimini sibyan mektebinde Diyarbakır meb'usu hoca Mustafa Akif Efendi'den yapmıştır. Yazı aşkı da bu hocanın eğitiminden doğmuştur. Rüşdiye mektebinde Hoca Vahid Efendi'den rik'a ve jandarma kolağalarından (ön yüzbaşı) Ahmed Hilmi Efendi'den sülüs yazıyı öğrenmiştir. Ayrıca Kavas-ı Sagir imamı Said Efendi'den ve akrabasından hüsn-i hat hocası Abdü's-selam efendilerden de öğrenimini sürdürmüştür...

Vehbi Tülek

Şâfiî Ve Şâzili Alvân Hamevî

Büyük veli Alvân Hamevi hazretleri 1468 (H.873) senesinde doğdu. Doğum yeri belli değildir. 1530 (H.936) senesi Cemâzilevvel ayında Hama'da vefât etti. Vaaz ettiği yerin civârında defnedildi. Şâfii mezhebinden ve Şâziliyye tarikatındandır.

Vehbi Tülek

“genç Osman” İkinci Osman Han

İkinci Osman Han, 1604 senesinde İstanbul'da doğdu. Annesi onun yetişmesi için çok titiz davrandı. İyi bir terbiye ve tahsil yaptırdı. Zeki ve enerjik bir padişahtı. Bıyıkları henüz terlememiş olan İkinci Osman Han, sima itibarı ile çok güzeldi. 26 Şubat 1618 günü babasının yerine tahta geçen amcası birinci Mustafa Han'ın rahatsızlığı yüzünden tahtı bırakmaya mecbur olması üzerine Osmanlı sultanı oldu. Atılgan, cesur ve gözü pek olan bu padişah yaşasaydı "İkinci bir Fatih olurdu" diyenler vardır...

Vehbi Tülek

Büyük Mutasavvıf Ya’kûb Germiyânî

Büyük veli Ya'kûb Germiyâni'nin baba ve dedeleri Osmanlı ordusunda yüksek rütbe sâhibi kimselerdi. Ya'kûb Efendi ilk zamanlarından itibâren, ilim öğrenmek husûsundaki gayretleri sebebiyle zamânında bulunan yüksek âlimlerin, sohbet meclislerinde ve derslerinde yetişerek kemâle geldi, olgunlaştı. Fazilet ve irfân sâhibi olmakta ve tasavvuf yolunda ilerlemekte yüksek istidât ve kâbiliyet sâhibiydi. İstanbul'a gelerek, Kocamustafapaşa Dergâhında bulunan, Sünbül Sinân hazretlerinin talebeleri arasına girdi...

Vehbi Tülek

Âlim Bir Hükümdar Sultan Keykâvus

Sultan Keykâvus "Ziyaroğulları" denilen devletin hükümdarıydı. İran taraflarında hüküm süren bu devletten bugünlere önemli hiçbir şeyin kalmamasına rağmen, Keykâvus hiç unutulmadı. İsmi siyaset bilimciler tarafından her zaman saygıyla anıldı.
Hükümdar Keykâvus, aynı zamanda büyük bir âlim idi. Vefat edeceği zaman oğlu Giylanşah'a yaptığı vasiyetleri İran'da meşhur olmuştur:

Vehbi Tülek

“üç Üstâdım Imansız Gitti!”

Salihlerden birisi şâhid olduğu bir hâdiseyi şöyle anlatıyor: Bir seher vakti zemzem kuyusunun yanında oturuyordum. Bir kimse geldi. Kuyudan bir kova doldurup çekti, içti. Kalanını bırakıp gitti. Yüzünde örtü olduğu için kim olduğunu da anlayamadım. Kovada kalan artığını içtim. Tadı bâdem ezmesi gibiydi. O âna kadar o lezzette bir şey içmemiştim...

Vehbi Tülek

İnsanla Hayvan Arasını Ayıran Fark Edeptir!

Vehbi Tülek

Beni Sâlih Duânızdan Unutmayın Efendim

Vehbi Tülek

Bütün Mahlûklar, Allahü Teâlânın Kudretindedir

Vehbi Tülek

İlimden Îmân, Cehâletten Küfür Hâsıl Olmaktadır

Vehbi Tülek

İbâdetlerin En Kıymetlisi Namaz Kılmaktır

Vehbi Tülek