Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.461.192

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Affın, Intikam Almaktan Efdal Olduğunu Unutma!

Hamîdüddîn Fergânî hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 805 (m. 1403) senesinde Tebrîz civarında Merâga’da doğdu. Bağdad ve Kâhire’ye gidip fıkıh ilmi tahsil etti. Sonra Şam’da tahsiline devam etti. İcazet alarak talebe yetiştirdi. 867 (m. 1463) senesinde Şam’da vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Bendenizde İki Fuad Vardir

Sultan Abdülaziz Han, Sadrazamlarından, tecrübeli devlet adamı Fuad Paşa ile birçok meseleyi istişare ederdi. Bir defasında, o günlerde İstanbul'da bulunan Mısır Hidivi İsmail Paşa ile hususi bir iş yapmak için görüşecekti. Bu meseleyi Fuad Paşa ile istişare etti. Fuad Paşa bunu mahzurlu buluyordu. Fakat Sultan Abdülaziz'in bu işe fazla istekli olduğunu gördüğün den, "Devletlû Hünkarımız nasıl arzu buyuruyorlarsa öyle olsun" dedi. Fakat aradan birkaç saat geçince Padişah, Fuad Paşa'nın kendisine niçin net bir cevap vermediğini düşündü. O gece bir adamını, Kanlıca'da bulunan yalısına gönderdi ve Fuad Paşa'dan, bu mesele hakkında ki görüşünün ne olduğunu yazılı olarak bildirmesini istedi. Fuad Paşa bir kağıda şu satırları yazarak padişaha gönderdi:

"Efendimiz, bendenizde iki Fuad vardır. Birincisi Padişahımızın tebeasından 'Vatandaş Fuad'dır. Vazifesi, Padişaha itaattir. Efendimizin her arzusu ve emri başının üstündedir, her fermanını fikir beyan etmeden kabul eder. İkincisi ise 'Sadrazam Fuad'dır. Onun vazifesi ise, padişahımızın isteklerine karşı gelmek değil, o işin devlete, millete ve padişahımızın şahsına, faidesi veya zararı nedir diye düşünmek, bilgi ve tecrübesine istinaden o iş hakkında fikirlerini beyan etmek, sonra da verilen vazifeyi bihakkın yerine getirmekdir.Padişah Efendimiz bu meseleyi iki Fuad'dan hangisine sual buyururlarsa o, vazifesi ile mütenasib cevab verecekdir."

Vehbi Tülek

İngiliz Tüccarlar Fesad Çikariyorlar

Vehbi Tülek

39 - GÂzileri Boş Mu Sanirsiniz?

Vehbi Tülek

93 - Sultan Ii. Selim Ve Kibris'in Fethi

Vehbi Tülek

İkinci Selim kaşlarını çattı:-Şu Kıbrısçık adasının fethi gayri elzem oluptur. Divan-ı Hümayun toplantı halindeydi. Fatih'ten sonra Padişahlar, ancak çok önem verdikleri toplantılara katılırlardı. Veziriazam Sokollu, bu meselede nedense tereddüt gösteriyordu:-Böyle küçük bir adanın zaptı, em uzun sürebilir Sultanım!.. Hem de Saltanatınıza ne ilave edebilir ki? Üstelik 40.000 duka altını vergilerini her yıl muntazaman öderler!..Padişah bu sözlere sinirlendi:-Sen ne söylersin Paşa!.. Billur kasede de olsa, bal şerbeti içindeki küçük bir sinek, sizlerin midesini bulandırmaz mı yoksa?

Bayezîd Han Ve “yiğitbaşı”...

Vehbi Tülek

Ümid Bekler

Vehbi Tülek

İlk Uçan Türk, HezÂrfen Ahmed Çelebi

Vehbi Tülek

Preveze Deniz Zaferi

Vehbi Tülek

Çolak Hasan

Vehbi Tülek

Doğu Afrika Fatihi Özdemir Paşa

Vehbi Tülek

62 - İşte Gerçek Bir Gelin Alayi

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Ebû Bekr Kettânî

Ebû Bekr Kettâni, Cüneyd-i Bağdâdi hazretlerinin talebesidir. Ebû Said-i Harrâz, Abbâs bin Mühtedi, Amr el-Mekki, Ebü'l-Hüseyin Nûri gibi âlimlerin sohbetinde de bulundu. 933 (H.322) senesinde Mekke'de vefât etti.
Bu mübarek zata, "Harem'in Kandili" derlerdi. Sabaha kadar namaz kılar ve Kur'ân-ı kerim okurdu. Kâbe'de otuz sene, "Altınoluk"un altında ibâdet etti. Bu zaman içinde, yirmi dört saatte bir defâ abdestini tâzelerdi. Tavaf yaparken, Kur'ân-ı kerimi pekçok defâ hatmetmiştir...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Açları Doyuran Bir Fakir Babası

Vehbi Tülek

Ahmed Dede Kânûni Sultan Süleymân devri âlim ve velilerindendir. Kütahya'ya yakın Gırbalcı köyündendir. Halk arasında "Kalburcu Şeyhi" adıyla meşhûr olmuştur. Önce kendi memleketinin âlimlerinden ilim tahsil etti. Sonra Şeyh Sinân Karamâni'nin hizmetinde bulundu. Abdüllatif Efendinin sohbetlerinden çok istifâde etti. Mânevi hâllere ve makamlara kavuştu.

Hayânın Çokluğu Fazilete Işarettir

Vehbi Tülek

Resûlullahın Sünnetine Uymadıktan Sonra

Vehbi Tülek

Debbağzâde Mustafa Efendi Osmanlı âlim ve evliyâsının büyüklerindendir. On sekizinci yüzyılda Rize'de doğdu, İstanbul'da vefât etti. İstanbul'da, zamânının âlimlerinden akli ve nakli ilimleri tahsil edip derin âlim olduktan sonra Fâtih Câmiinde ders okuttu. Bir dersinde şunları anlattı:

Âhiretin Tadını Almak Isteyen

Vehbi Tülek

Cennete Ulaştıran Şeylerin En Üstünü, Dini Yaymaktır

Vehbi Tülek

Faydalı Ilim, Sâlih Amel Ve Güzel Ahlâk

Vehbi Tülek

İdris Aleyhisselam

Vehbi Tülek

bu Senedi Kabrime Koyun!

Vehbi Tülek

Bir Lokma Için Alçak Dünyaya Baş Eğme!

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Bir gün Yalova'dan İstanbul'a bir gemi gidiyordu. İstanbul'a yaklaştıkları sırada, şiddetli bir rüzgâr esmeye, dalgalar gittikçe büyümeye, gemiye şiddetle vurmaya başladı. Dalgaların vuruşundan tahtalar gıcırdıyordu. Gemi, koca denizde bir o tarafa, bir bu tarafa yalpalıyor, devrilecek gibi oluyordu. Yolcular ne yapacaklarını şaşırdılar. Herkes geminin bir tarafına birikince, tehlike daha da büyüdü. Kaptan, yolcuları teskin etmeye çalışıyor ve herkesin yerinde oturmasını tavsiye ediyordu. Herkes birbiriyle helâlleşiyor ve şimdiye kadar işlediği günahlarına tövbe ediyordu. Bâzıları da, kurtulmaları için adakta bulunuyordu. Yolcuların arasındaki bir genç, Fâtiha-i şerife ve İhlâs sûrelerini okuyarak, hâsıl olan sevâbı; Peygamber efendimizin, Eshâb-ı kirâmın, evliyânın, âlimlerin ve zamânın velilerinden Üftâde hazretlerinin rûh-ı şeriflerine hediye etti. Sonra da; "Yâ hazret-i Üftâde! Himmetinizi, yardımınızı istirhâm ediyorum." dedi. O anda, uzaklardan bir karaltı peydâ oldu. Yaklaştıkca, bunun bir insan olduğunu, suyun üzerinde süratle kendilerine doğru geldiğini gördüler. Onun yürüdüğü yerlerde dalgalar hemen sâkinleşiyordu. Nihâyet o zât geminin yanına geldi ve gemiyi eliyle bir mikdâr tuttuktan sonra, geminin önünden yürümeye başladı. Yürüdüğü yerlerde deniz durgunlaşıyordu. Bir müddet sonra gözden kayboldu. Kaptan, o kimsenin su üzerinde gittiği istikâmete göre, geminin dümenini ayarladı. Bir müddet sonra, selâmetle sâhile vardılar. Herkes bu hâdise karşısında şaşırıp kaldı. Sâdece o delikanlı şaşırmamıştı. Yolcular sâhile çıktıklarında, bir kimse karşılarına çıkıp onlara; "Ey yolcular! Üftâde hazretlerinin selâmı var. Sağ olduğum müddetçe, bu sırrı kimseye söylemesinler diye bana emretti." dedi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Karşılık Beklemiyorum

Vehbi Tülek

Yuhçu Baba

Vehbi Tülek

Sakiz Ağacinda Yapilan Hac

Cünnetü'l-esmâ

Ölüyü Diriltemem

Latif Bir Şikayet

Allah'tan Utanandan Her Şey Utanir

SelÂmetle Gidip Gel

Ebussuud Efendi Ve Nureddinzade

Vehbi Tülek

Arkadaşlarımı Korumak Için

Vehbi Tülek

At Hirsizi

Vehbi Tülek

Değişen Sizin Kalbiniz

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Hayat Kurtaran Yalan

Vehbi Tülek