Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.450.339

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Nasihatların Özü, Allah Adamları Ile Bulunmaktır

Ferdî Abdullah Efendi, Osmanlı âlimlerindendir. Manisa’nın Turgutlu kazâsında doğdu. İlim tahsilini İstanbul’da tamamladıktan sonra, Turgutlu’da müftîlik yapan Abdullah Efendi, hacca gittiğinde Mekke-i mükerremede, Müceddidiyye yolunun ve Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinin halîfelerinin büyüklerinden olan Hindli Muhammed Can Efendi’ye talebe oldu. O büyük zâtın huzûrunda yetişerek kemâle geldikten sonra, icâzet ve hilâfet almakla şereflendi. Şeyhülislâm Ârif Hikmet Bey’in delaletiyle, İstanbul’da Fâtih civârında bulunan Emîr Buhârî Dergâhı şeyhliğine tayin edildi. Vefâtına kadar orada vazîfe yaptı. 1274 (m. 1857) senesinde İstanbul’da vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

79 - Zannedersem Ben, Hatem-ül-müluk Olacağim

Sultan Abdülhamid Han geleceği okuyordu: "Gazetelerin saltanat ve hilafete bu kadar tecavüzlerine bakılırsa, ne padişahlık ne de hilafet kalacak. Ben hatemü'l-mülük olacağım." Osmanlı ülkesinde, "hürriyet havaları"nın estiği böyle bir ortamda, Rumlar, özellikle de Ermeniler, çoğunlukta olduğu yerlerde, ticari yönden etkin oldukları ve "matbuat" da onların tekelinde olduğu yerlerde karmaşa ve isyanların önü-arkası kesilmiyordu.

Vehbi Tülek

İngiliz Tüccarlar Fesad Çikariyorlar

Vehbi Tülek

Ey Cesur Yeniçeri Bu Tarafa Yetiş

Vehbi Tülek

48 - Alaeddin Ali Hazretleri Ve Ii. Bayezid Han

Vehbi Tülek

Âlimleri çok seven Fâtih Sultan Mehmed Han, Anadolu'ya gelen Alâeddin Ali hazretlerini Bursa'daki Manastır Medresesine müderris tâyin etti. Sonra da, Sultan İkinci Murâd Medrese sinde vazifelendirdi. Ardından Bursa kâdısı, en sonra da kâdıasker yaptı. On yıl bu yüksek mevkide kalarak, ilmin ve âlimlerin şerefini korudu. Pekçok âlim, onun yüksek himmetiyle, lâyık oldukları şerefli hizmetlerin zirvesine ulaştı. Bir süre sonra kâdıaskerlik vazifesinden ayrıldı ve emekli oldu.

Hergün Bin Akçe Dağitirdi

Vehbi Tülek

Cezzar Ahmed Paşa Ve Napoeon Bonapart

Vehbi Tülek

Allah İçin Vurmuştum

Vehbi Tülek

Parlayan Kiliç

Vehbi Tülek

53 - Osmanli Esnaf Ahlaki

Vehbi Tülek

Eski İftarlar

Vehbi Tülek

İsterse Sirtimdan Geçsin

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Kalb Bozulunca Vücutta Bozukluk Meydana Gelir

Burhâneddîn Efendi Osmanlı Devleti'nde yetişen velîlerdendir. Basra civârında bir köyde 1685 (H.1096) senesinde doğdu. Seyyid olup soyu Peygamber efendimize ulaşır. 18. yüzyılın son yarısında vefât etti. Bağdad’a giderek ilim tahsil etti, tahsilini tamamladıktan sonra Basra'ya gitti. Burada ders vermeye başladı. Aynı zamanda ağabeyi büyük velî Şihab Nûreddîn'in sohbetlerine de devam etti. Ağabeyi Rufâî tarikatında ona icâzet ve hilâfet verdi...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Ebû Abbas Eşnâî

Vehbi Tülek

Ebû Abbas Eşnâi rahmetullahi aleyh, hadis, tefsir ve kırâat âlimidir. 307 (m. 919) yılanda vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce bir dersinde buyurdu ki:

Bu, Allahü Teâlânın Resûlüdür

Vehbi Tülek

Zekvân Bin Abdullah Teymî

Vehbi Tülek

Zekvân bin Abdullah Teymi hazretleri Tâbiinden olup hadis hafızıdır. 101 (m. 719)'de Medine'de vefat etti. Sa'd bin Ebi Vakkâs, Hazret-i Âişe, Ebû Hüreyre, Abdullah bin Abbâs, Ebû Said el-Hudri, Abdullah bin Ömer (radıyallahü anhüm) gibi meşhur sahâbilerden hadis öğrendi. Ebû Hüreyre'den (radıyallahü anh) en çok hadis rivayet edenlerdendir. Ondan naklettiği bazı hadis-i şerifler:

Şerîfzâde Seyyid Mehmed Efendi

Vehbi Tülek

Resûlullah Efendimize Gerekli Hürmet Ve Tazim

Vehbi Tülek

Buhârâlı Mehmed Efendi

Vehbi Tülek

Abdülazîz Bin Delf

Vehbi Tülek

Ahmed Nâşirî

Vehbi Tülek

“gözükızıl Velî” Mehmed Baba

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Padişah Ve At

Padişah Ve At

Padişahın yakınlarından bir beyin çok güzel bir atı vardı. Bir gün o ata binip padişahın alayına katıldı. Padişahın gözü, ansızın o ata takıldı. Böyle bir at kendi sürüsünde yoktu. Atın çalımı, rengi padişahın gözünü aldı, attan gözünü ayıramıyordu. Çevikliği, güzelliğiyle beraber atta padişahı çeken bir şey vardı. Önce önemsemek istemedi ama, gönlü atı istiyordu.
Padişah geziden dönünce, vezirine durumu açtı. Yolda bir at gördüğünü, derhal gidip o atı, sahibinden alıp, getirmelerini emretti. Padişahın adamları, hızla atın sahibi beyin yanına geldiler. Padişahın atı çok beğendiğini, ne fiyat isterse hemen vereceklerini bildirdiler. Bey, beyninden vurulmuşa döndü. O güzelim, canı gibi sevdiği atını padişah istiyordu ha! Ne yapacağını, ne söyleyeceğini şaşırdı. Padişahın adamlarını oyalamak için onlara yemek ikram etti. Onlar yemeklerini yerken İmadülmülk aklına geldi. Hemen durumu ona danışmalı, ondan akıl almalıydı. Çünkü o, zamanın en bilgini, en akıllısı, en güzel ahlaklısıydı. Kaç kere vezirliği bırakıp, ibadet için uzlete çekilmişse de padişah ona yalvararak izin vermemişti. Atın sahibi üzüntülü bir halde zamanın şeyhülislamının yanına koştu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Yüz Vermedin!

Vehbi Tülek

İmanı Ona Kafidir

Vehbi Tülek

Karşılık Beklemiyorum

Bana Delil Getir

Mü'mine Ikram, Affa Sebebdir

Üzülmeyiniz, Allahü Teala Sizi Kurtardi

Dördüncü Murad Han Ve Ankaravi İsmail Efendi

Ayyaşin Sonu

Sultan Mahmud Ve Hirsizlar

Vehbi Tülek

Yeterki Kalbi Kirilmasin

Vehbi Tülek

Abdullah El-acemî

Vehbi Tülek

İftiranin Neticesi

Vehbi Tülek

Sakiz Ağacinda Yapilan Hac

Vehbi Tülek

Bunlar Şarapti

Vehbi Tülek