Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.410.093

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Ölümü Hatırlamak, Haram Işlemeye Cesareti Azaltır!

İbrâhîm bin Ebî Bekr Tilmsânî hazretleri Mâlikî fıkıh âlimlerindendir. 609 (m. 1212)’de Cezayir’in Tilmsân şehrinde doğdu. Endülüs’te (İspanya) Gırnata (Granada) ve Mâleka’da (Malaga) tahsil yaptı. Sonra Fas’ta Sebte’ye yerleşerek talebe yetiştirdi. 690 (m. 1291)’de orada vefat etti. “Urcûzetü’t-Tilmsânî fi’l-ferâiz” isimli eseri feraiz ilmine dairdir. Bu kitabında şöyle yazmaktadır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Kiymeti Takdîr

Sultan Abdülmecid Hân, Selânik'e giderken fırtına sebebi ile gemi Limni'ye sığınmak zorunda kaldığı zaman, uzaktan gördüğü türbenin kime âid olduğunu sordu. Yanındakilerden birisi türbenin Niyâzi-i Mısri'ye âid olduğunu söyledi ve onun başından geçenleri anlattı. Bunun üzerine Sultan Abdülmecid, Niyâzi-i Mısri hazretlerinin kabrini ziyâret etmek için türbeye gitti. Türbede, Niyâzi-i Mısri'nin rûhâniyetine hitâben; "Ey Niyâzi-i Mısri, kıymetini takdir edemeyen kimselere bedduâ eylemişsin. Sonra gelen bizlerin bunda bir kabahati yok. Bizlere, feyzli nazarının geldiği âşikâr olmadıkça, türbenden dışarı çıkmam" diye yalvardı ve Kur'ân-ı kerim okuyarak rûhuna hediye eyledi. Sultan Abdülmecid Hân, Niyâzi-i Mısri hazretlerinin feyz dolu nazarlarına kavuşunca dışarı çıktı ve türbenin tâmir edilmesi için emir verdi.

Vehbi Tülek

Bu Yüzden Kara Çaldim

Vehbi Tülek

Alman İmparatorunun İstanbul Ziyareti

Vehbi Tülek

Nedendir Bu?

Vehbi Tülek

Yavuz Sultan Selim Han mübârek, bir gün nasıl olduysa gönül ehli olan Şâir Hikmet'i yanlışlıkla üzüp, yanından uzaklaştırmış. Şâir Hikmet de, diyâr diyâr dolaşıp yerleşecek yer aradıktan sonra, nihâyet Van Müftüsü'nün yanında kâtip olarak çalışmaya başlamış. Aradan zaman geçtikten sonra, Sultan Selim Han şâiri tekrar bulmak istemiş. Fakat ara ki bulasın... Şâir sanki yer yarılmış da içine girmiş. Düşünmüş, taşınmış ve aklına bir fikir gelmiş. Demiş ki, 'Ben bir mısrâ yazayım ve bir yarışma düzenlensin. Benim mısrâmı beyte tamamlayan en güzel mısrâyı yazana mükâfât vereceğimi ilân edeyim. Şüphesiz ki Şâir Hikmet de dayanamayıp, katılacaktır. O vakit, onu üslûbundan tanırım.' Ardından şu mısrâyı yazmış:

'Bütün dünya benim olsa gamım gitmez nedendir bu?'

Sultanim Özür Dileriz

Vehbi Tülek

4 - Bir Şehidimizin Son Mektubu

Vehbi Tülek

Kibris Fatihi Lala Mustafa Paşa

Vehbi Tülek

59 - Fatih İle Molla Gürani

Vehbi Tülek

18 - İskender Paşa

Vehbi Tülek

Amcazade Hüseyin Paşa

Vehbi Tülek

110 - Fatih'in Sirri

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Büyük Fıkıh âlimi Abdullah Yâfiî

Büyük âlim Abdullah Yâfii hazretleri, kendisi anlatır:
"Bir zamanlar ilmi bırakmak ve hep ibâdetle meşgûl olmak istedim. Bu düşüncem, üzüntü hâlini aldı. Bu sırada, o zamana kadar okumadığım bir kitaptan bir yer açtım. Şu beyitler ile karşılaştım:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Karababazade İbrahim Efendi

Vehbi Tülek

Karababazade İbrahim Efendi, Nakşibendi şeyhlerinden olup Bursalıdır. Şeyh Murad Nakşibendi-i Buhari'nin sohbetlerinde kemale erdi. İcazet alarak taliplerini yetiştirdi. 1135 (m. 1722)'de vefat ederek Zeyniler'e defnedildi. Nakşibendi yolunda zikrin usûl ve faziletlerine dair risalesi vardır. Bu eserinde şöyle buyuruyor:

Fehîm! Ubeydullah'ı, Kardeşim Sâlih'e Götür

Vehbi Tülek

Yahyâ Acîsî

Vehbi Tülek

Yahyâ Acisi hazretleri Mâliki mezhebi fıkıh âlimidir. 777 (m. 1375)'de Fas'ta Acise denilen yerde doğdu. 862 (m. 1457) senesinde Kâhire'de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

şimal Yıldızı Dehkan Killetî

Vehbi Tülek

“ebü’l-fazl” Abbas Bin Muhammed

Vehbi Tülek

Ben Şefaate Izinli Değilim

Vehbi Tülek

Tövbe, Son Nefese Kadar Kabûl Olur

Vehbi Tülek

Büyük Hadis âlimi İbrâhim Bin Muzaffer

Vehbi Tülek

ayaklı Kütüphane İsmail Sâib Sencer

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Ebussuud Efendi Ve Nureddinzade

Ebussuud Efendi Ve Nureddinzade

Kânûni Sultan Süleymân Hânın kadıaskerlerinden Mirim Kösesi diye meşhûr olan Muhammed Efendinin hizmet ve sohbetlerinde bulunup, ilmi yüksek derecelere kavuştu. Bu sırada dünyâdan ve dünyâ makamlarından yüz çevirip, tasavvuf ehlinden Sofyalı Bâli Efendinin dergâhına gidip, ona talebe oldu. Hizmetinde ve sohbetinde uzun müddet kalıp, feyz aldı. Tasavvufta yükselip, insanları Allahü teâlânın yüce dinine dâvet etmek ve Resûlullah efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem güzel ahlâkını öğretmekle meşgûl oldu. Allahü teâlâya muhabbetinden dolayı, dünyâya hiç önem vermez oldu. Onun bu durumunu anlayamayan bâzıları pâdişâha şikâyet ettiler. Pâdişâh meselenin tahkik edilmesini emretti. Tahkikat için İstanbul'a geldi. Tahkikat sonunda berâat etti ve hakkındaki ithamlardan kurtuldu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Geç Gelen Kurtarıcı

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Allah'ın Takdirine Kulun Aklı Ermez

Fani Dünya

Salavat-ı Şerifin Bereketi

İftiranin Neticesi

Bize Teveccüh Edin

İmanı Ona Kafidir

Adalet Ve Tevazu

Vehbi Tülek

Yakub-i Germiyani’nin Yağmur Duasi

Vehbi Tülek

Dördüncü Murad Han Ve Ankaravi İsmail Efendi

Vehbi Tülek

Korkma!

Vehbi Tülek

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Vehbi Tülek

Abayi Yakmak

Vehbi Tülek