1001 Osmanlı Hikayesi
• 08.10.2004
Vehbi Tülek
Düyûn-u Umûmiye Başkâtibi Hasan Şevki Efendi o akşam, dairesindeki işlerini geç saatte ancak bitirebilmiş, neyse ki Yakacık'taki yazlığına gitmek için en son trene yetişebilmişti. Kartal istasyonuna geldiğin de etrafta kimsecikler kalmamıştı. Yatsı ezanları okunuyordu. Yakacık'a gitmek için bu saatte nereden fayton bulacaktı? Yaya gitmek en az iki saat sürerdi. Biraz ilerde zaptiye karakolu vardı. Oraya gidip vaziyeti anlattı. Hemen etraftaki kahvehane leri araştırdılar ve biraz sonra, bir ayağı topal, genç bir arabacı geldi. Hasan Şevki Efendi hemen faytona atladı ve Yakacık'a doğru yola çıktılar. Adam, gecenin bu vaktinde önüne çıkan zoraki işten pek memnun olmamışa benziyordu. Hırsını atlardan alırcasına insafsızca kamçılıyordu. Derken bir yokuşun başında atlar durdu. Daha yarım saatlik yol vardı. Şevki Efendi arabacıya yaklaştı ve:-Bırak dinlensinler, sonra hiç yürümezler... diye bağırdı.