Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.478.272

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Dînin Temel Direği, Fıkıh Bilgisidir

Abdürrahmân bin İbrâhim Bedrî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 624 (m. 1227) yılında Şam yakınlarında Neva kasabasında doğdu. Zamanın büyük âlimlerinden hadîs ve fıkıh ilmini öğrendi. Şafiî mezhebi fıkıh bilgilerinde mütehassıs oldu. Bâderiyye’de yerleşip, medresede ders verdi. Pekçok talebe yetiştirdi. 690 (m. 1291) yılında Bâderiyye’de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Fatih Ve Kazikli Voyvoda (drakula)

Surre Alayi

Kuyucu MurÂd Paşa

Sarik Ve Sakal

Kadin Akli

Namazini Ben Kildirayim

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Size İtaat Ettik Ve Uyduk

Penç kalesi, Süleymân Şah zamânında mücâhid gâziler tarafından alınmak istendi. Kaleyi top ve tüfekle günlerce muhâsara altında tuttular. Bu sırada yirmiden fazla gâzi, orduya azık getirmek için, Penç Kalesinin ilerisindeki Lince vilâyeti taraflarına giderlerken, yolda bol miktârda ganimet ele geçirdiler. Gaziler bu ganimetin verdiği sevinç içinde yollarına devam ederlerken, karşılarına yedi yüz kadar düşman askeri çıktı. Gâzilerin sayısı az olduğu için onlara teslim oldular. Düşman askerleri bunları alıp, Lince'ye yedi gün mesâfe uzaklıkta ve deniz kenarında bulunan Papa Suntüres Kalesine hapsettiler. Bu kalenin tâmire ihtiyâcı vardı. Bu yüzden esir müslümanları tâmir için gündüz çalıştırırlar, gece hapsederlerdi. Bu esirlerin içinde, Ahmed Zâza isminde bir zât vardı. Bu zât şöyle anlatır:

Vehbi Tülek

Kendiliğinden Buralara Gelmez

Vehbi Tülek

Ey Cesur Yeniçeri Bu Tarafa Yetiş

Vehbi Tülek

Ezan Sesi

Vehbi Tülek

Erzurum, Rusların hücûmuna uğradı. 8 Kasım 1877'de vukû bulan bu savaş, târihte Doksanüç Harbi adıyla bilinir. Aziziye tabyalarının düşmesi üzerine Erzurum halkı yediden yetmişe silâhlanıp, düşmana karşı kahramanca bir müdâfaa yapma hazırlığı içindeydi. 8 Kasım 1877 gecesi Erzurum mahallelerinde gümbür gümbür davullar çalınarak halk cihâd için uyandırıldı. Tanyeri ağarmadan önce halk kalkıp, balta, tahra, dehre, sopa ne bulduysa eline alıp hazırlandı. Tanyeri ağarırken, Ayaz Paşa Câmii şerifi minâresinden sabah ezânı okunmaya başladı. Bu ezânı İmâm Efendi okuyordu. Ezân, ihlâs ve sadâkatle öyle okunuyordu ki, Erzurum'un dağı-taşı, deresi, tepesi, yamaçları, ağaçları sanki dile gelmiş, ezânı tekrar ediyordu. Ezân sesi dalga dalga yayılıp, ufukları aşıyordu. Bu ezân halka bambaşka bir şevk ve cesâret vermişti. Okuyanda bir başka hâl vardı. Bu arada mehter de çalınmaya başladı.

Osmanlilarda Toplu Taşima Kurallari

Vehbi Tülek

Ii. Murad Han Ve Şücaeddin Karamani Hazretleri

Vehbi Tülek

Bulgar Pehlivani

Vehbi Tülek

Çomar Bölükbaşi

Vehbi Tülek

Sakiz Adasinin Fethi Ve Nasuhi Efendi’nin Duasi

Vehbi Tülek

Sultan Ii. Bayezid Ve Baba Yusuf Sivrihisari

Vehbi Tülek

91 - Kanuni Sultan Süleyman Ve Şövalyeler

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Muhammed Hazîn

Muhammed Hazin hazretleri, Siirt'te yetişen büyük velilerden olup doğum târihi ve yeri belli değildir. İlim öğrenmek için Seyyid Tâhâ hazretlerine gitti. Seyyid Tâhâ, Muhammed Hazin'e; "Senin işin Osman-ı Tavili'nin elindedir. Ona gidiniz" buyurdu. Bunun üzerine Muhammed Hazin Irak'a gitti. Şeyh OsmanTavili'nin sohbetlerinde bulundu ve kemâle geldi. İcâzet alıp memleketi olan Siirt'e döndükten sonra Ulu Câmide vaaz ve nasihatlere başladı. Ömrünün sonuna kadar insanlara Allahü teâlâya kavuşturan Ehl-i sünnet vel-cemâat yolunu anlatmaya çalıştı. Sohbetleri çok bereketli olurdu. Çok talebe yetiştirdi. Bir dersinde buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Kalbi Temiz Olan Dine Uyar

Vehbi Tülek

Ali Sühreverdi hazretleri Şafii mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Fıkıh ilminin yanında, fen ilimlerinde de söz sahibi idi. 533 (m. 1139)'da Şam'da vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Ey Nefsinin Kurtuluşunu Isteyen Kimse

Vehbi Tülek

Vakıf, Ibâdet Değil, Kurbettir

Vehbi Tülek

Burhâneddîn İbrâhîm Trablusî hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. 853 (m. 1449)’da Trablusşam’da doğdu. Şam’da meşhur fıkıh âlimlerinden ilim tahsil etti. Sonra Kahire’ye yerleşti. Eşrefiyye Medresesinde müderrisliğe tayin edildi. 922 (m. 1516)’da Kahire’de vefat etti. “el-İs’âf fî ahkâmi’l-evkâf” isimli eseri, vakıflara ait hükümleri bildirir. Bu kitabında şöyle anlatır:

Sünnete Uygun Okunan Ezan

Vehbi Tülek

Seydîzâde Abdurrahmân Efendi

Vehbi Tülek

Ebu Cehil

Vehbi Tülek

Allahü Teâlânın Isim Ve Sıfatları Ezelidir

Vehbi Tülek

Şemseddin Ibn-i Abdülhâdî

Vehbi Tülek

Bazı âyet-i Kerimelerin Neshi Hakkında

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Korkma!

Korkma!

Sinop'ta medfûn bulunan ve Takıyyüddin Ebû Bekr Kefevi'nin talebesi olan Mahmûd Kefevi hocasının şu kerâmetini anlattı:"Gemiye binip İstanbul'a gitmek üzere yola çıktık. Ben o zaman gençtim ve bu benim ilk yolculuğumdu. Hoş bir rüzgârla dört gün gittik. Sonra şiddetli bir rüzgârla deniz kabardı. Dalgalar her taraftan vurmaya başladı. Gemide bulunanlar korku, dehşet ve ümitsizlik içinde bâzı mal ve eşyâlarını denize attılar. Bu ızdırap ve sıkıntı bana da ümitsizlik vermeye başladı. Hocam Takıyyüddin Ebû Bekr Kefevi, geminin alt katında sâkin ve telaşsız bir halde oturuyor du. Dalgaların şiddetli vuruşları gemide bulunanların ve benim korkumu iyice arttırdı. Hocam bana bakıp; "Korkma! Allahü teâlâ bizi kurtaracak ve biz Erikli Kasabasının doğu tarafındaki Hacı Baba Dergâhında kuşluk vakti oturup süt içeceğiz ve incir yiyeceğiz." buyurdu. Gemici lerin hesâbına göre seksen mil yolumuz kalmıştı. Ebû Bekr Kefevi hazretleri sükûn ve vekar içinde tatlı ve güzel sesiyle Kehf sûresini okumaya başladı. Biz rahatladık ve korkumuz kalma dı. Halbuki dalgaların vuruşları hâlâ devâm ediyordu. Nihâyet Allahü teâlâ bizi, hocam Ebû Bekr Kefevi hazretlerinin duâsı bereketiyle kurtardı. Gecenin sabahında Erikli sâhiline çıkıp doğruca Hacı Baba Dergâhına ziyârete gitti. Biz de onu tâkib ettik. Hep birlikte oturduk. Hocamız Kur'ân-ı kerim okuyor biz de dinliyorduk. O sırada dergâhın çevresinden bir kadın iki elinde birer çanak ile çıkageldi. Kapları önümüze bıraktı. Biri süt, diğeri incirle doluydu. Şeyh Ebû Bekr Kefevi tebessüm ederek bize baktı ve; "Bismillah ile yiyiniz!" buyurdu. Biz besmele ile yedik. Hocamın bu kerâmetine şâhid olduğumuz zaman, 1542 (H.949) senesiydi."

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Padişah Ve At

Vehbi Tülek

Arafatta Görüşürüz

Vehbi Tülek

Yüz Vermedin!

Yeterki Kalbi Kirilmasin

Onun Görmediği Yer

Bize Teveccüh Edin

Garip Karşilanan Bir Adak

Padişah Ve At

Cennetlik Hanım Isteyen...

Vehbi Tülek

Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Vehbi Tülek

Dinini Dünyalığa Alet Edenin Sonu

Vehbi Tülek

Abdullah-i EnsÂrî

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Sultan Mahmud Ve Hirsizlar

Vehbi Tülek