Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.468.865

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Herkes, Ehl-i Sünnet Îtikatını Öğrenmelidir

Hüseyn Fethî Şîrâzî hazretleri hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 814 (m. 1411) senesinde İran’da Şîrâz’da doğdu. Mekke, Medine ve Kâhire’ye giderek büyük âlimlerden ilim tahsil etti ve icazet alarak talebe yetiştirdi. 895 (m. 1489) senesinde vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

12 - Şani Büyük Osman Paşa

Ruslar 24 Nisan 1877'de Osmanlı devletine harp ilan etmişlerdi. Romanya, Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ da Rusların yanında yer almışlardı. Osman Paşa o zaman Vidin müstahkem mevki kumandanı idi. 7 Temmuz'da Sırp kuvvetlerini bozgu na uğratarak büyük bir ün yapmıştı. Rusların büyük bir ordu ile Tuna istikametine gelmekte olduğu haberi alınınca, Plevne'ye gönderildi. 20 Temmuz günü, burasını kuşatan Rus öncü kuvvetlerini dağıttı. Fakat 10 gün sonra asıl Rus birlikleri kalabalık bir şekilde gelerek Plevne yakınlarında karargah kurdular. 40.000 asker ve 172 ağır topu bulunan bu düşman ordusuna, gece yarısı ani bir baskın yapan Osman Paşa, birkaç saat içinde bu kalabalık Rus ordusunu perişan ederek geri çekilmeye mecbur etti. Ertesi gün kaleden çıkan Osman Paşa Lofça önlerinde kalabalık bir Rus birliğini daha mağlup etti. 7 Eylül günü Ruslar, tekrar Plevne önlerine geldiler. 10 gün süren bu kuşatma, daha şiddetli muharebelere sahne oldu. Osman Paşa sık sık kaleden çıkış hareketleri yaparak Rus birliklerine ani baskınlar yapıyor ve ağır kayıplar verdiriyor du. Nihayet 17 Eylül günü Ruslar yine geri çekilmek zorunda kaldılar. Bu tarihlerde Osmanlı tahtına, Sultan II. Abdülhamid henüz yeni çıkmıştı. Bir ferman göndererek Osman Paşa'ya Gazi ünvanı verdi ve rütbesini Mareşalliğe yükseltti.

Vehbi Tülek

Tez Sakabaşini Getirin

Vehbi Tülek

V. MurÂd Han

Vehbi Tülek

Kayip Saat

Vehbi Tülek

Osmanlı Devleti zamanında Bursa'da yaşlı bir hanımın saati kaybolmuştu. Kadıncağız ertesi gün, doğru vilâyet konağına koştu. Vâli Ahmed Vefik Paşa'nın huzûruna çıktı. 'Vâli paşam, dedi. Benim baba yâdigârı bir saatim kayboldu. İşittim ki sizin sihirli bir gözlüğünüz varmış, onu gözünüze takınca bütün kayıp şeyleri görüp bulurmuşsunuz. Ne olur benim saatimi de bulun!' dedi.Vefik Paşa, hükûmete ve hükûmet adamına karşı duyulan bu saf ve temiz inancı sarsmak istemedi. Kadıncağıza saati iyice târif ettirdi. Sonra:'Peki hanım teyze. Sen şimdi git, yarın gel. Ben inşaallah bu gece saatini bulurum.' dedi. Sonra çarşıya bir adam gönderip târif edilene en yakın bir saat satın aldırdı. Ertesi gün gelen yaşlı kadına bunu teslim ederken:'Al saatini teyze. Yalnız saatine mukayyet ol. Bir daha kaybedersen bizim gözlük de artık işe yaramaz!' yollu tenbihte bulunmayı da ihmal etmedi.

Osmanli Devleti Ve Endülüs

Vehbi Tülek

Sultanim Özür Dileriz

Vehbi Tülek

Dari Ekmek

Vehbi Tülek

Kuzey Afrika’yi İspanyollardan Kurtaran Osmanlilar

Vehbi Tülek

Artik Serbestsiniz

Vehbi Tülek

Sultan Ii. Murad Han’in Şefkati

Vehbi Tülek

Kendiliğinden Buralara Gelmez

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Muhammed Dükkî

Muhammed Dükki hazretleri evliyanın büyüklerindendir. İran'da Dinever'de 240 (m. 854) doğ­du. İlk tahsilini burada yaptıktan sonra Bağ­dad'a gitti. Büyük veli İbnü'l-Cellâ hazretlerine talebe oldu. Cüneyd-i Bağ­dadi ile görüştü. Meşhur âlimlerden kıraat ve hadis okudu. 360 (m. 971)'de Bağdad'da vefat etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Mehmed Zühdi Efendi

Vehbi Tülek

Mehmed Zühdi Efendi, son devir Osmanlı âlimlerindendir. 1814'te Kastamonu'da doğdu. Mevlana Halid-i Bağdadi hazretlerinin Kastamonu'daki halifesi Şeyh Ahmed Siyahi hazretlerine intisab ederek ondan icazet aldı. Kastamonu'da yüzlerce talibe Nakşibendi yolunu öğretti. 1912'de Kastamonu'da vefat etti. Bir sohbetinde buyurdu ki:

Ali Müttekî El-hindî

Vehbi Tülek

Doğru Söylüyorsan Şifâya Kavuşursun!

Vehbi Tülek

Habib-i Acemi hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Hasan-ı Basri, İbn-i Sirin, Bekir bin Abdullah el-Müzeni gibi büyüklerle sohbet etti. 738 (H.120)'de vefât etti.

devlet Reislerine Dil Uzatmayınız!

Vehbi Tülek

Salevat-ı Şerifeyi Söylemek Ve Yazmak

Vehbi Tülek

Sarayı Sular Altında Kalan Hükümdar

Vehbi Tülek

Her Azanın Farklı Şükrü Vardır

Vehbi Tülek

Muhammed Bin Mensur Sem’ânî

Vehbi Tülek

Bir Garip Mümin Nalıncı Baba

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Bir gün Yalova'dan İstanbul'a bir gemi gidiyordu. İstanbul'a yaklaştıkları sırada, şiddetli bir rüzgâr esmeye, dalgalar gittikçe büyümeye, gemiye şiddetle vurmaya başladı. Dalgaların vuruşundan tahtalar gıcırdıyordu. Gemi, koca denizde bir o tarafa, bir bu tarafa yalpalıyor, devrilecek gibi oluyordu. Yolcular ne yapacaklarını şaşırdılar. Herkes geminin bir tarafına birikince, tehlike daha da büyüdü. Kaptan, yolcuları teskin etmeye çalışıyor ve herkesin yerinde oturmasını tavsiye ediyordu. Herkes birbiriyle helâlleşiyor ve şimdiye kadar işlediği günahlarına tövbe ediyordu. Bâzıları da, kurtulmaları için adakta bulunuyordu. Yolcuların arasındaki bir genç, Fâtiha-i şerife ve İhlâs sûrelerini okuyarak, hâsıl olan sevâbı; Peygamber efendimizin, Eshâb-ı kirâmın, evliyânın, âlimlerin ve zamânın velilerinden Üftâde hazretlerinin rûh-ı şeriflerine hediye etti. Sonra da; "Yâ hazret-i Üftâde! Himmetinizi, yardımınızı istirhâm ediyorum." dedi. O anda, uzaklardan bir karaltı peydâ oldu. Yaklaştıkca, bunun bir insan olduğunu, suyun üzerinde süratle kendilerine doğru geldiğini gördüler. Onun yürüdüğü yerlerde dalgalar hemen sâkinleşiyordu. Nihâyet o zât geminin yanına geldi ve gemiyi eliyle bir mikdâr tuttuktan sonra, geminin önünden yürümeye başladı. Yürüdüğü yerlerde deniz durgunlaşıyordu. Bir müddet sonra gözden kayboldu. Kaptan, o kimsenin su üzerinde gittiği istikâmete göre, geminin dümenini ayarladı. Bir müddet sonra, selâmetle sâhile vardılar. Herkes bu hâdise karşısında şaşırıp kaldı. Sâdece o delikanlı şaşırmamıştı. Yolcular sâhile çıktıklarında, bir kimse karşılarına çıkıp onlara; "Ey yolcular! Üftâde hazretlerinin selâmı var. Sağ olduğum müddetçe, bu sırrı kimseye söylemesinler diye bana emretti." dedi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Yüz Vermedin!

Vehbi Tülek

Sarik Ve Sakal

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Kabahat Kilincin Midir?

Allah'tan Utanandan Her Şey Utanir

Ahde Vefa

Sünnet Akçesi

Sultan Mahmud Ve Hirsizlar

Allah Diyen Genç

Vehbi Tülek

Üç Kandil

Vehbi Tülek

SelÂmetle Gidip Gel

Vehbi Tülek

Kul Hakkı

Vehbi Tülek

At Hirsizi

Vehbi Tülek

Yirmi Saniyede

Vehbi Tülek