Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.460.633

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Affın, Intikam Almaktan Efdal Olduğunu Unutma!

Hamîdüddîn Fergânî hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 805 (m. 1403) senesinde Tebrîz civarında Merâga’da doğdu. Bağdad ve Kâhire’ye gidip fıkıh ilmi tahsil etti. Sonra Şam’da tahsiline devam etti. İcazet alarak talebe yetiştirdi. 867 (m. 1463) senesinde Şam’da vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Sözümüzün Netîcesini Görürsün

Uzun Hasan, Fâtih Sultan Mehmed Hanla harb etmezden önce, Pir Muhammed Efendiye gidip harb için izin istedi. Bunun üzerine Pir Muhammed hazretleri ona; "Sana ve askerine lâzım olan onlarla harb etmemektir. Zirâ onlar müslüman gâzilerdir. Onlarla harp etmemek akıllıca bir iştir." buyurdu. Uzun Hasan, Pir Muhammed hazretlerinden bu sözleri işitince, harb etmek istediğini belirtip dışarı çıktı. Pir Muhammed hazretleri, Uzun Hasan'a arkasından; "Bizim sözümüzün fayda ve zararını, hayır ve şerrini bu taraflara gelince anlarsın. Gerçi şimdi bize kırılırsınız ama ne yapalım siz bilirsiniz." buyurdu. Çok geçmeden yapılan harpte Uzun Hasan'ın askeri bozguna uğrayıp kendisi ve yakınları perişan bir hâle düştü. Sonra yine Pir Muhammed hazretlerine gelerek âkıbetinin nereye varacağını sormadan edemedi. Pir Muhammed Erzincâni hazretleri ona; "Fâtih Mehmed Han, şânı büyük affı seven bir sultandır. Sizi incitmezler. Edep ile hareket edeni rencide etmezler." buyurdu. Sonra çok sevdiği talebelerinden Pir Ahmed Efendiyi Fâtih Sultan Mehmed Hana gönderip Uzun Hasan'la arasında sulh yapılmasını sağladılar

Vehbi Tülek

Sultan Ii. Murad Han’in Şefkati

Vehbi Tülek

Misir’a Bedeldin Ey Sinan

Vehbi Tülek

Eski İftarlar

Vehbi Tülek

Sultan Abdülmecid Han devri. Ricâl-i Devlet-i Aliyyeden bir beyzadenin konağında iftar daveti var. Kibar ve ricalden davet edileceklere rütbelerine, mevki ve hassasiyetlerine göre davetiyeler yazıldı ve yollandı. Bunlar, pek ziyade arifane kaleme alınırlardı. Bunların yazılarına sarfolunan emek dolayısıyle iftar davetlerinin neza ket dereceleri anlaşılabilir. İftar sofrası selamlıkta kurulmuştu. Ama bütün levazımat haremden veriliyordu. Hatta iftariye tepsisi de. Harem kileri tepsiyi saat 11.30'da tanzime başlamıştı. Evvela on iki kişilik büyük değirmi, yaldızlı sini geldi. Önce, Bursa bezinden kalem işlemeli sofra örtüsü yere yayıldı. Sonra da altı bacak denilen sofra iskemlesi açılıp sini bunun üzerine oturtuldu. Bu sininin etrafına on iki tane de tekerlek denilen yer şilteleri dizildi. Her şilte karşısına Karamürsel bezinden küçük havlularla, küçük tabaklar içinde el, ağız silmeye mahsus sabunlu el bezleri kondu.

Osmanli Tüccari

Vehbi Tülek

Emrediyorum Paşa!

Vehbi Tülek

Eğri Fatihi Iii. Mehmed Han

Vehbi Tülek

Her Kim Bu Taşi Kaldirirsa

Vehbi Tülek

Hayirsiz Ve Bahtsiz İsem

Vehbi Tülek

Etin Okkasi Sekiz Akçe

Vehbi Tülek

Ekmeğe 5 Para Bile Zam Yok

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Takıyyüddîn Cerâ'î

Takıyyüddin Cerâ'i rahmetullahi aleyh, Hanbeli mezhebi fıkıh âlimlerinden ve büyük müfessirlerdendir. Filistin'de Nablus'un köylerinden olup, 825 (m. 1422) senelerinde orada dünyâya geldi. 883 (m. 1478) senesinde Şam'da vefât etti. Vefatından kısa bir zaman evvel bir dersinde buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Çoban Baba'nın Kuzucukları...

Vehbi Tülek

Erzurum'un Ruslar tarafından kuşatıldığı ve dadaşların aslanlar gibi çarpıştığı yıllar... Bir garip çoban, sürüsünü almış, otlata otlata dağa doğru çıkıyordu. Kendi kendisiyle söyleşe halleşe hayli yol almış, hayli de yorulmuştu.
Birden susadığını hissetti Çoban Baba!.. Gözünün önüne kara topraktan fışkırmış kol kol billur sular geldi. Fakat o yana baktı, bu yana baktı su bulamadı. Etrafta ne bir pınar, ne bir su birikintisi vardı.

Nefsi Zayıflatmak Ve Ezmek Için

Vehbi Tülek

Temim Kabilesinden Eksem Bin Sayfî

Vehbi Tülek

Muhammed aleyhisselamın İslâmiyeti cihâna yaymak için kullandığı tebliğ vasıtalarından biri de çevre ülkelerin devlet başkanlarına yazdığı mektuplar ve gönderdiği elçilerdir. Bizzat gitmeye imkân bulamadığı bölgelerin insanlarına mektuplar ve elçiler göndererek tebliğ vazifesini noksansız bir şekilde ifâ etmiştir.

Şemsüddîn Tetâî

Vehbi Tülek

Resûlullah'ın Mirasçısı Olan âlimler

Vehbi Tülek

Kuşadalı Mustafa Efendi

Vehbi Tülek

Kâfir Cehennem Ateşinde Sonsuz Yanacaktır

Vehbi Tülek

Ameller Imandan Parça Değildir

Vehbi Tülek

fakih Osman Osman Tavilî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
"encümen-i Bîzebân"

"encümen-i Bîzebân"

Bir zamanlar bir grup alim ve şair, "Encümen-i Bizebân" (Suskunlar cemiyeti-kulübü) adıyla bir cemiyet kurmuşlardı. Üye sayısı otuz kişiydi ve bunu arttırmıyorlardı. Üyeliğin ilk şartı çok düşünmek, çok yazmak ve çok az konuşmaktı. Molla Cami hazretleri de gençliğinde, bu cemiyete girmek istiyordu. Günün birinde cemiyetin bir üyesinin öldüğünü duyunca, onun yerine aday olmak için cemiyete geldi. Kendisini karşılayan kapıcıya bir şey söylemeden, ismini bir kağıda yazarak o sırada toplantı halinde bulunan ulema heyetine gönderdi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Sarik Ve Sakal

Vehbi Tülek

Minareden Okunan Şiir

Vehbi Tülek

Dördüncü Murad Han Ve Ankaravi İsmail Efendi

Namazini Ben Kildirayim

Annenin Hizmete İhtiyaci Var

Mazarratli Harfler Kaçtir?

Sarik Ve Sakal

Sünnet Akçesi

Üç Kandil

Vehbi Tülek

Cünnetü'l-esmâ

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Bize Teveccüh Edin

Vehbi Tülek

O Kullarına Çok Merhametlidir

Vehbi Tülek

Yüz Vermedin!

Vehbi Tülek